@buket9
|
**** Beril Mira Safir Sabah Sıla’dan bile önce kalkmıştım. Dün polisler bir iz bulamadıklarını, kurye ile görüştüklerinde olayla alakası olmayan para karşılığı birine notu ve hediyeyi yolladıklarını söylemişlerdi. Bu durum oldukça canımı sıkmış ve iş iyice gizemli bir hal almıştı. İçim rahat etmediği için hastanenin kamera kayıtlarını izlemeyi istemişim. Sabah erkenden karakola geçip polislerle birlikte kamera kayıtlarını izleyecektim. İzin günümü güzel geçirmek varken ben neler ile uğraşıyordum. Sıla’nın da işi olmadığı için o uyuyordu. Onu uyandırmadan hızlıca hazırlanıp evden çıkmıştım. Sıla’nın arabası ile gidecektim. İlk önce bir pastaneye gidip çay simit sipariş ettim. Aç aç hiç kafam çalışmazdı zaten.. Karnımı doyurduktan sonra karakola doğru yola çıktım. Kısa sürede karakola geldikten sonra benim olayımla ilgilenen polis memurunu bulmuştum. Birlikte hastaneye doğru yola çıktık. Hastane yöneticilerinden olan Ercüment Baltacı’nın odasına gitmiştik. Kendisinin haberi vardı. Kayıtları hazırlamıştı. ‘ Pınar Hanım, Ercüment Bey odasında mı ?’ ‘ Evet Mira Hanım, sizi bekliyor buyurun.’ Pınar Hanım’ın yönlendirmesi ile Ercüment Bey’in odasına girmiştik. ‘ Hoş geldiniz, Memur Bey, Mira Hanım. Buyurun bende sizi bekliyordum. Kayıtlarımız hazır. ‘ ** Yaklaşık yarım saat boyunca kamera kayıtlarını izlemiştik ancak bir şey çıkmamıştı. Dikkatimi çeken yada daha önce tanıdık bir sima hiç görmemiştim. Notta yazan göre benim daha önce karşılaştığım biriydi ama kim ve nerede? ‘ Mira Hanım, yine sizi rahatsız eden bir durum olursa haberimiz olsun. Size iyi çalışmalar.’ ‘ Teşekkür ediyorum memur bey, kolay gelsin.’ Polisler gitmişlerdi. ‘ Mira Hanım ilk defa hastanemizde böyle bir olay ile karşılaşıyoruz. İnanın çok üzgünüz..’ ‘ Hep beni bulur böyle şeyler Ercüment Bey şansızlık işte..’ Sohbeti bölen Ercüment Beyin telefon sesiydi. Müsaade isteyip cam kenarına telefon ile konuşmak için uzaklaştı. Bende odasını incelemeye başlamıştım. Odası büyük ve oldukça ferahtı. Boydan boya camı vardı. Kenarlarında uzun çiçekler.. Masası uzun ve ağaç kaplamaydı. Koltukları kahverengi deri koltuktu.. Odanın içinde oda vardı. Toplantı salonu yazıyordu girişinde.. Diğer duvarda tablolar vardı. Ünlü ressamların önemli eserleri.. Odasını incelerken telefon konuşması dikkatimi çekti ve dinlemeye başlamıştım. Biraz gergindi. ‘ ne demek gelmeyeceksin davete?... Ben iki kişi diye yazdırdım…. Normalde sorun olmaz elbette ancak onu Keskin’se o bile problem olabilir… Gelemeyecek zamanı buldun Nebahat...Hadi kapatıyorum .... ‘ ‘ Çok pardon Mira Hanım eşim aradı açmam gerekiyordu.’ ‘ yok olur mu hiç önemli değil. Bir sorun mu var ?’ ‘ Yok yani ufak bir durum halledilir ama..’ ‘ Yardımcı olacağım bir konuysa seve seve yardımcı olurum.’ ‘ İki gün sonra bir davet vardı. Eşimle oraya gidecektik ancak eşim şehir dışında geç dönecek ama davetli olarak iki kişi yazdırmıştım. ‘ ‘Ne daveti acaba özel değilse?’ ‘ Yok, yurt dışından bir dostum artık İstanbul’a döndü. Onu kutlamak için yakın çevresini davet ediyor hemde mücevher sergisi.. Satış da olacak tabi.’ ‘Bu davetin ismi Sharp Diamond mu? ‘ ‘ Evet siz nerden biliyorsunuz? ‘ Yaa arkadaşım nişanlısı ile davetli oraya gidecekler. Bende çok istedim ama davetiye çıkaramadılar sanırım yada uğraşmak istemediler. Bende çok gitmek istemiştim ordan aklımda kalmış.’ ‘ Anladım, isterseniz benimle gelebilirsiniz? Madem bu kadar gitmek istiyorsunuz. Böyle bir fırsat gelmez bir daha..’ ‘ Gerçekten mi Ercümenty Bey?’ ‘ Elbette.’ ‘ Çok mutlu ettiniz beni şu an. Tüm bu yaşadıklarımdan sonra ilaç gibi geldi inanın.’ ‘ Ne demek. Davet günü haberleşiriz o zaman.’ ‘ Tabi ki. Kolay gelsin tekrar teşekkürler.’ Odadan ağzım kulaklarında çıkmıştım nerdeyse. Hastaneden hızlıca çıkmış arabanın yanına gelmiştim. Siyah çantamdan telefonumu çıkarıp Sıla’yı aramam gerekiyordu. Fırsat ayağımıza gelmişti. Eminin çok sevinecekti bu habere. ‘Alo Sıla, müjdemi isterim!’ ‘ Ne oldu Beril?’ ‘ Davete girmenin yolunu buldum, hemde usulünce davetli olarak.’ ‘ Nasıl olacak, kız çatlatma anlat.’ ‘ Eve geliyorum konuşuruz.’ ‘ Beril söyle meraktan öldüm.’ ‘ Hadi canım öptüm özle beni’ Arabayı çalıştırıp hemen eve geçmiştim. Sıla’ya gün içersinde olan biten her şeyi anlatmıştım. Sıla elbette çok mutlu olmuştu. Önce ben girersem onu da oraya kolayca sokabilirim diye düşünmştüm. Önemli olan içeriye girmekti ve biz bunu halletmiştik. ‘ Ay Beril ne giyeceğiz?’ ‘ Sıla ev elbise dolu alıp birini giyeceğiz. Sanki eğlenmeye gidiyoruz. Resmen ajan olarak giriyoruz.’ ‘ Ajan ne alaka dedektif gibi daha doğru sanki.’ ‘ Takıldığın konuya bak. Sonuçta pekte hayırlı bir şey yapmaya gitmiyoruz.’ ‘ Hadi kalk elbise bakmaya gidelim. Role girmemiz lazım kızım bizim.’ ‘ Ay hiç rollenmeye falan gerek yok zaten gerildim.’ ‘ Haydi Beril kalk!’ ‘Hayır ya hayırrr…!’ **** Karan Çakır Keskin Sabah şirkete geçmiştim. Toplantım vardı. Bayadır katılma fırsatım olmuyordu. Kontrol amaçlı katılmıştım. Her şey yolundaydı. Toplantı bitişi Helen’i alışverişe çıkartacaktım. Davette mücevherlerin sunumu olduğu kısıma katılacaktı. Bunun için alışverişe çıkmak istediğini söyledi. Araba binip eve doğru yola çıkmıştım. Sarışın afet, polisleri de peşine takıp kamera kayılarını izlemişti. Olay takipsizlikle sonuçlanmıştı. Bu olayı davet sonrasına kadar askıya almıştım. Davetten sonra yüz yüze göüşecektim. Helen ile tanıştıkları için ondan yardım bile almayı düşünüyordum. Davete iki gün kalmıştı. Her şey hazırdı. Davet Çetin ile ortak olan otelin teras katında olacaktı. Davetlilerimin bir kısmına ayrı bir süprizim olacaktı.. Onlar bu davetin dostane bir amaçla yapıldığını bilse de gece sonunda bir gerçekle yüzleşeceklerdi. Hepsinin tepkisini göremesem de tahmin ettiğim için oldukça sabırsızlanıyordum… Şimdi bu düşünceleri kenara atıp küçük prensesin isteklerini yapacaktım. Bugün onun emrinde bir köleydim…. **** Beril Mira Safir Sıla ile birlikte alışveriş turumuz devam ediyordu. Çok güzel elbiseler vardı. Kararsız kalıyorduk ama görünce işte bu diyeceğimiz modelleri henüz bulamamıştık bence. Gerçi Sıla her modele aşık oluyordu ama almamıştık henüz. Mağazanın önünden geçerken kırmızı elbiseyi görmemle durmuştum. Straplez model, uzun ve derin yırtmaçlı bir elbiseydi.. İşte tam bir davet elbisesiydi… Aşık olmuştum yine bir cansız nesneye.. ‘Sıla, işte bu !’ ‘ hadi hemen alalım!’ Mağazanın İçine girip elbiseyi görevliye gösterip hemen denedim. Sanki benim için dikilmişti. Kendimi kraliçe gibi hissediyordum.. Hiç çıkarmak istemiyordum üzerimden.. Ben aynada kendime hayran hayran bakarken Sıla da sanırım bir elbiseye aşık olmuştu. Baktığı yöne doğru ilerledim. Siyah mini eldiven detaylı bir elbiseydi. Gerçekten tam Sıla’nın tarzıydı. ‘ Beril bende aşık oldum.’ ‘ Hadi dene hemen. Tam senin tarzın’ Sıla kabine doğru gitmişti. Bende elbiseyi çıkarmak için kabine yönelmiştim. Elbiseyi görevliye verip paket yapmasını istemiştim. Sıla’da kabinde çıkmıştı. Gerçekten çok şık olmuştu.. ‘ Sıla harika oldun..’ ‘ Bende çok beğendim. Hadi hemen paket yaptıralım ve gidelim yoruldum.’ ‘ Tamam canım hadi gel.’ **
Elbiseleri alıp eve dönmüştük. Dışrda atıştırdığıımız için eve gelince sadece kahve yapmıştım. Bugün çok yorucuydu. Erkende kalktığım için uykum gelmişti. Odama geçip öönce duş aldım. Daha sonra uykunun kollarına kendimi büyük bir keyifle bıraktım. **** Karan Çakır Keskin Büyük gün gelmişti.. Keskin’in dönüşü olan davete saatler kalmıştı. Her şey hazırdı. Bu gece hiçbir aksilik olmadan bitecekti. Sonra ise ben Sarışın afetimin karşısına çıkacaktım… İlk başta beni reddedecekti. Çok kızacaktı. Ama sonra kendimi ona sevdirecektim. Umudum vardı. Kimseyi bu denli merak etmemiş, arzulamamıştım.. Dans ettiği göüntüler gözümün önünden gitmiyordu. Her gece hayallerimi süslüyordu. Gün gelecek evimi, hayatımı ve yatağımı da süsleyecekti.. Sabırla onun beni kabul etmesini bekleyecektim. Son kontroller için Çetin Ve Pars’ı odama çağırdım. Detaylarda boğulmamak için üzerinden geçmeliydik. Emin olmalıydım.. Ailem ise sadece mücevherlerin sergisinde bulunacaklardı. Sonra uçakla Mardin’e gideceklerdi.. Davetin olduğu otele gitmiştik. Pars güvenlik önlemlerini almıştı. Otel günler öncesinde sadece davetliler kalacak şekilde ayarlanmıştı. Yavaş yavaş misafirler gelmeye başlamıştı bile..
**** Beril Mira Safir Sıla ve benim için büyük gün gelmişti.. Davet günü için hazırlanmaya başlamıştık. Makyaj, saç her şey hazırlanıyordu. Kuaföre gelmiştik. Elbiseleri giyip kendimizi kuaförlere bıraktık. Sıla’nın saçları kısa olduğu için uçlarını dalgalı yaptırmak istedi. Bense düzleştirip kulak arkama jilet gibi sabitlemek istemiştim. Omuzlarım çıkta kalacaktı. Elbiseme uygun takı ve ayakkbı işini de halledip çıkmıştık. ‘ Sıla sen taksi ile gel. Beni birazdan Ercüment Bey almaya gelecek. ‘ ‘ Tamam ben otelin lobisinde beklerim. O şekilde girerim. Sonra gel beni al.’ ‘ Tamam hadi git sen taksiyle.’ ‘ Görüşürüz hayatım.’ ** Ercüment bey on dakika sonra gelmişti. Beraber davetin olduğu otelin önünde durmuştuk. Arabayı valeye vermişti Ercüment Bey. Otel çok güzeldi. Diğerlerine göre biraz daha pahalıya benziyordu. Etrafı incelerken lobide Sıla’yı gördüm. Göz göze gelince gülümsedim. Ercüment Bey teras katına doğru yönlendirmesi ile asansöre binmiştik. Asansör ile aşağısını inceleyerek çıkıyorduk. Camdan yapılmıştı. Asansörde olanı da görebiliyorduk. 16. Kata geldiğimizde asansör açılmıştı. Davetlilerin listesini kontrolü burda yapılıyordu demek ki. Ercüment Bey ismini söyledi ve misafiri olduğum söyleyince içeriye girmiştik. Salona giriş çok gösterişliydi. Kırmızı ışıklandırmalar ağırlıklıydı. Podyumda yürüyor gibi hissettiriyordu. İçeriye girdiğimizde yuvarlak masalar vardı. Siyah masa örtüsü örtülmüştü. Masaların ortasında uzun cam kristal bir vazodu kırmızı güller vardı. Sandalyelerin arkasında gold detaylar vardı. Çok beğenmiştim. Görevli Erüment Bey’in adının yazdığı masayı göstermişti. Herkesin masası bile vardı demek ki.. Acaba Akın Bey’in masası nerdeydi. Henüz gelmemişti. Sıla lobide birazcık daha bekleyecekti anlaşılan.. ** Yaklaşık bir saat boyunca davetliler gelmişti. Nerdeyse tüm masalar dolmuştu. Özel bir davet olduğu her halinden belliydi. Ercüment Bey yan masaya bir tanıdığa selam vermeye gitmişti. O arada etrafa bakıyordum. Akın’ı henüz görememiştim derken Kapı tarafıa bakmamla kafamı eğdim. Akın ve o kadın gelmişti. Neydi adı.. Sezin.. Koluna takmıştı Akın Bey.. gizlice fotoğraflarını çekip Sıla’ya atmıştım.. Onuda getircektim buraya. Ancak önce masalar dolmalı ve kapıdaki adamların liste kontrol işi bitmeliydi.. Akın ve Sezin masaya oturdular. Lacivert derin göğüs dekolteli bir elbise giymişti. Saçlarını topuz yapmıştı. Kırmızı ruju ile ben burdayım diyordu adeta. Büyük takılar ile gerçekten güzel olmuştu.. Sahneye Siyah takım elbiseli bir adam çıkıp mikrofonu eline aldı. Konuşma yapacaktı sanıırım. Mikrofonu eline alan adam önce kendini tanıttı.Adının Karan Keskin olduğunu söyledi. Esmer uzun boyluydu. Elinin üzerinde kartal dövmesi vardı. Boynundan kulağına doğru ufak bir kılıç dövmesi vardı. Dolgun dudakları vardı. Adam konuşurken dudaklarına bakmamak imkansızdı.. Niye bu kadar inceledim bilmiyorum ama oldukça yakışıklıydı.. Davet sahibi bu adamdı demek ki.. Mücevher tasarımlarını birazdan sergileneceğinin duyurusunu yapmıştı.. Sahneden indiğinde yanında yine onun gbi uzun boylu biri vardı. Kollarında dövmeler, ellerinde büyük yüzükler vardı. Buz gibi bir yüz ifadesi vardı. Gür saçları vardı ve sanırım renkli gözlüydü. Sürekli göü etrafı inceliyordu.. İlginç ki bu adamın yüzü hiç yabancı gelmiyordu.. ** Yaklaşık iki saat geçmişti. Akın ve Sezin terasa doğru çıkmışlardı. Kapıda ki görevlilerin elinde liste yoktu. Hemen Sıla’ya mesaj attım. Davetli aşağıya inmiş gibi yapacaktı. Kapıdan öyle girecektik. Ercüment Bey’e Lavobaya gideceğimi söyleyip kalktım. Kapıya doğru gittiğimde Sıla asansörden indi. Yanına gidip Korumaları alt etmemiz lazımdı. Gülümseyerek yürümeye başladım. Sıla’nın yanına gittiğimde biraz daha sesli konuşarak korumaların sesimi duymasını ve hiç soru sormadan kapıdan geçmemizi diledim. ‘ Canım gitti mi Ercüment Bey ve eşi? ‘ ‘ Aaa evet gitti ben kapıdan eşlik edeyim dedim. Hadi gel nişanlım Akın’ı bekleymtmeyelim’ diye içeriye girmeye başladık. Hayatımın en gergin dolu dakkikalarıydı. Çok şükür ki korumalar numaramızı yutmuş bizi davetli sanmıştı. ‘Akın nerde?’ ‘ Sezin ile birlikte terasa doğru gittiler.’ Gittik gitmesine ama görmek istediğimiz yada hayal ettiğimiz manzara kesinlikle Akın’ın Sezin’i boynundan öpmesi değildi.. Donmuştuk resmen. Sıla’ya göz ucuyla baktığımda gözünü kırpmadan bakıyordu. Sol gözünden bir damla yaş akmıştı.. ‘Sıla… gidelim mi eve?’ Sıla kahkaha atmaya başladı.. Bir anda bakışlar bize döndü.. Akın ve Sezin bize bakıyordu. Akın’ın yüzü kireç gibi olmuştu.. Yanımıza geldi.. ‘Sıla Senin burda ne işin var?’ ‘ Benim ne işim mi var? Pislik herif senin o kadının koynunda ne işin var asıl?’ diyeek tokat atmıştı… Sezin yanımıza geldi ve Sıla’ya öpücük atıp uzaklaştı.. Akın Sıla’yı köşeye çekip kavga etmeye başlamışlardı. Köşede Sıla’yı bekliyordum. Bir an önce hesaplaşması bitmeli ve kimseye daha fazla rezil olmadan gitmeliydik.. **** Karan Çakır Keskin Davetliler gelmişti.. Konuşma yapıp Sergiyi başlatmıştım.. Tasarladığım mücevherler satışa bile çıkmıştı. Her şey planladığım gibi gidiyordu.. Özel misafirlerimin hediyeleri dağıtılacaktı birazdan. Mavi, parlak antika bir kutu ve yanında siyah üzerinde yonca olan bir zarf verecektim. Antika kutu da çok sevecekleri bir yavru beyaz bir yılan hediyem onları bekliyordu. Siyah zarfta ise bir not yazmıştım.. Beyaz yılan ise bu karanlık hayatlarında ki tek masum şeyi simgelesin istemiştim… Zarfta ise ; Bundan sonra Keskin ile sık görüşeceksin.. Yokluğumda kendinize göre koyduğunuz kuralları son kez uygulayın çünükü tekrarı olamayacak.. Ha bu arada Zarfın üzerinde ki yoncayı atma şansa ihtiyacın olacak.. Keskin… Yazmıştım. Kutular ve zarflar dağıtılmıştı. Davet bitene kadar açılmaması söylendi.. Pars kulağıma eğilip Senin ki burda diyene kadar oldukça keyifliydim.. ‘ Pars ne diyorsun sen? Davetli değil nasıl burda Mira?’ ‘ Arkadaşı ile burda nişanlısını bi kızla batılar terasta’ ‘ Hay sikeyim illa bir sorun çıkacak!’ Teras tarafına hızla geçtiğimde onu gördüm. Kırmızı elbisesiyle prenses gibi olmuştu.. Göğüs dekoltesi biraz fazla mıydı? Karşıdaki çifti izliyordu.. Arkadaşına doğru bir adım attı. Attı atmasına da keşke atmasaydı.. O elbise nasıl bir elbiseydi. O yırtmaç neden vardı. Hay sikeyim! O nasıl bacaktı ulan! Yürüdükçe göğüsleri fazla sallanıyordu.. Bacağı ise kalçasına kadar yırtıktı.. Ulan hangi birine odaklanayım. Tüm gece böyleydi.. Ben ise yeni görüyordum.. ‘Pars o Akın itini çıkart burdan kızlara araç ayarla bir an önce gitsinler eve!’ ‘Tamamdır’ Arkadaşı ağlıyordu. Mira’m onu teselli ediyordu.. Yanına doğru gitmeye başladım. Arkadaşı Akın iti ile kavga etmeye devam ediyordu.. Kenara geçip kolundan tutup Mira’yı hangi ara çekip duvar dibine yasladım bilmiyorum.. Bana şok olmuş gözle bakıyordu.. Dudaklarına odaklanmıştım sanırım konuşuyordu.. ‘ Bırak beni be! Napıyorsun? Çekil.’ ‘ Mira senin burda ne işin var? Burda olmaman gerekiyordu.’ ‘ Sen beni nerden biliyorsun?’ ‘ Yürü gidiyoruz. Anlaşılan yönünü kaybeden tek ben değilim.’ Dememle birden durdu. Bana gözlerini kısıp bakmaya başladı.. ‘Yön mü?..bir dakika bir dakika… Sen.. Sen osun.. Bana not ve kolye gönderen… O KK sensin.. Ama nasıl olur? Hiç karşılaşadık ki.. nerde gördün beni ilk? Mira zeki bir kadındı.. Bir kelimemle gizemli adamın ben olduğunu anladı.. Onunla ilgili planladığım hiçbir şey yolunda gitmiyordu.. ‘ Bunu sonra konuşuruz güzelim şimdi gidiyoruz..O kıyafetle tüm gece nasıl dolaştın ve ben nasıl görmedim bilmiyorum ama gidiyoruz…’ ‘ Bırak beni kimsin sen? Seninle gelmem ben.’ ‘ Helen ile barda dans ettin.. Hatırlıyor musun?’ ‘ Evet. Heleni nerden biliyorsun?’ ‘O benim kız kardeşim. Seni ilk onunla dans ederken gördüm, beğendim ve merak edip araştıdım..’ ‘ Sonrada ergen gibi korktun ve not hediye yolladın öyle mi? Sen kendini ne zannediyorsun? Sana aşık olacağımı falan mı? Git kendine başka oyuncak bul beni rahat bırak.’ ‘ Evet hataydı gizlice not yollamam ama aklıma o an başka bir şey gelmedi. Bu davetten sonra karşına çıkıp anlatacaktım ama kadere bak ki sen çıktın karşıma..’ ‘Ne kaderi be! Sen ayarladın kesin tüm bunları. Bırak kolumu gelmiyorum ‘ ‘Mira beni delirtme çok ani hareket edip durma şu lanet elbiseye kıl oldum zaten yürü eve bırakıcam yarın sakin kafayla konuşuruz.’ ‘Seninle konuşcak bir şeyim yok. Kendim geldiğim gibi giderim. Bir daha tesadüfen bile karşılaşmayalım..’ Gitmişti.. son sözünü söyleyip arkadaşını da alıp gitmişti.. Ama her şey asıl şimdi başlıyordu.. Bu davetin bana da süprizleri olacağını nerden bilebilirdim ki?.. **** Bölüm sonu Yıldza bamayı unutmayın. :) |
0% |