@buket9
|
**** Karan Çakır Keskin Son zamanlarda hayatımda ki en güzel detay tabi ki Mira’mdı.. Safir gözlüm. Safir’imm.. Dün gece onunla vakit geçirme fırsatım olmuştu. Onun beni daha yakından tanıdığı gece, çok daha yakından tanıyacağı gecelerin teminatı olmuştu… Boynunun kokusunu almıştım, teninin yumuşaklığını hissetmiştim. Bırakır mıydım hiç? Bana alışması için beni sevmesi için her şeyi yapacaktım. Dediği gibi biraz hızlı gidiyor olabilirdik. Ancak ben hiç öyle hissetmiyordum. Çok önceden tanışmışız gibi yolumuz rastlaşmış gibi.. Kolyeyi takmıştı. Yolumu, yuvamı ve yönümü artık daha kolay bulabilecektim.. Onu gördüğümden beri onun için takılar tasarlıyordum. İlham kaynağım olmuştu o benim.. O safir mavisi gözleri en büyük yol göstericimdi.. Davet gecesi dostlarımdan bazıları hediyelerimi çok sevdiklerini belli etmişlerdi. Onlara verdiğim mavi antika kutunun içinde ki beyaz yavru yılan ve notumdan pek memnun kalmamışlardı sanırım. Çoğu benim mekanlarıma saldırı girişiminde bulunmuş, iş yaptığım insanların fes etmesi için kuru tehditler savurduları kulağıma gelmişti.. Ne diyorduk, daha yeni başlıyoruz..! O gece bazı dostlarıma ziyarette bulunmuştu adamlarım. Onlar davette eğlenirken pis işleri yürüttükleri birçok depo yakılmış, kaçırılan insanlar güvenli alanlara götürülmüş, uyuşturucu ve silah kaçakçılıkları yaklanmıştı.. Devlete çalışmıyordum.Asıl işim mücevher tasarımcısı ve ticeretle uğraşmaktı. İş İnsanıydım. Hem burada hem İtalya’da. Birine bağlı kalmak, kafama göre hareket edememek benim çalışma stilim değildi.. Ben bağımsızdım.. Ancak benim yokluğumda ayaklar baş olmuştu. Buna dur demeyi kendime borç bilmiştim. Ben borcumu ödemeden de durmazdım.. Bunu herkes görecekti.. O geceden sonra kimsenin işi planladığı gibi gitmemiş kurdukları düzenler bozulmuştu.. Dostum düşmanım ortaya çıkmıştı. Ancak durmaya niyetim yoktu.. Kibriti yeni çaktık, dur biraz alev alalım… **** Beril Mira Safir Sabah erkenden kalkmıştım Sıla’yı uyandırıp hemen elimi yüzümü yıkayıp giyinmeye başladım.Krem askılı üst ve Leopar, biraz yırtmacı olan bir etek tercih etmiştim. Altına krem topuklu terliklerimi giymiş, saç makyajı da ayarlayıp odadan çıkmıştım. Sıla ise beyaz bir bluz ve siyah bir pantolon giymişti. Saçlarını maşalamıştı.. Ona bu saç modeli oldukça yakışıyordu. Hemen mutfğa gidip kahvaltı hazırlarken kapı çalmıştı. Pars gelmiş olabilirdi. Erkenden! ‘ Ben bakarım kuzum sen devam et.’ Kapıyı açtığımda beklediğim kişi Karan değildi.. ‘ Karan?’ ‘ Günaydın güzelim.’ ‘ Hani Pars gelecekti?’ ‘Öyleydi, ama bana numaranı verseydin sesini duymak bile yeter deyip gelmezdim. Sen inat ettiğin için bende düzenimi sana göre ayarladım..’ ‘ İyi ki vermemişim o zaman.’ ‘ Bu beni görmek, vakit geçirmek hatta öpmek istediğin anlamına mı geliyor?’ ‘ Hayır seni süründürecek daha çok vaktim oluyor anlamına geliyor..’ ‘Süründür beni, emrine amadeyim yavrum..’ ‘ neyse kahvaltı yaptın mı? Hadi geç.’ ‘ Yaptım ama tatlı olarak bir öpücük alsam fena olmaz.’ ‘ Rüyanda Karancım rüyanda..’ ‘ O Allah’ın emri zaten. Hem de ilk günden beri.’ ‘ Abartma Karan!’ ‘ Abartıyorsam şerefsizim ulan!’ ‘ Sensin Ulan! Benimle başta düzgün konuşmayı öğreneceksin orası belli oldu!’ ‘ Bu asi deli hallerine bayıldığımı söylemiş miydim? Ayrıca güzelim yine mi yırtmaç!’ ‘ Karan seninle oturup kıyafet kavgası yapamayacağım. En kısa sürede psikolog randevusu almanı öneririm.’ ‘ Doktorum sen olcaksan.. yakından tedavi edeceksen hele birde.. ‘ ‘İşin gücün fesatlıkta.’ ‘Kokunu aldım ya bende böyle etki bırakıyor. Diyorum ki birde dudaklarının tadına baksam sonra asıl senin tadına baksam.. Ah!’ Dirseğimi Karan’ın karnına geçirmeseydim edepsiz düşüncelerini benimle paylaşacaktı sanırım.. ‘ Hoş geldin Karan. Gel kahvaltıya kaynanan seviyormuş.’ ‘ Benim gibi adamı kim sevmez, sağ ol Sıla size afiyet olun ben yaptım.’ ** Kısa bir kahvaltı turundan sonra ilk önce hastaneye iş görüşmesine gitmiştik. Sıla’nın işi çok daha çabuk olmuştu. Sıla Evrak işlerini halletmek için yanımızdan ayrıldı. Ben ise odama bakmaya geldim. Diğer hastanede ki odam küçük ama sıcak bir ortamdı.. Uzun bir koridoru yürüdükten sonra odamın önüne gelmiştik. Kapıyı açtığımda bu odanın da kapının karşısında camı olduğunu ve odanın güneş almasını gördüğümde çok mutlu olmuştum. Pencere önünde gri üçlü koltuk vardı. Onun yanında bordo ikili koltuk vardı. Ortada cam, gold detaylı sehpa vardı. Masam ikili koltuğun arka tarafındayı. Bu oda baya büyüktü.. Ağaç kaplama uzun bir masaydı. Beyaz bir bilgisayar vardı. Arka duvarda tablolar vardı. Çiçek tabloları.. Yan tarafında kitap rafı vardı.. Altı dolaptan oluşan bir raf.. Kenarlardında çiçekler vardı saksıda.. Bu oda geniş ve ferahtı.. Bayılmıştım.. Karan benim tepkilerimi pür dikkat izliyordu.. Ona dönüp sarıldım.. Önce şaşırsa da hemen karşılık vermişti.. Boynundan öpmüştüm. Beklemediği her halinden belliydi. Tam geri çekileceğim sırada belimden tuttu. Bu sefer kaçışım yok gibi hissediyordum. İşin tuhafı bende öpmeyi çok istiyordum. Yavaşça dudaklarıma doğru yaklaştığında gözlerim istemsizce kapandı. Sıcak dolgun dudaklarının temasını hissetmemle kalbim deli gibi atmaya başladı. Yavaşça dudağımı araladığımda bu anı bekliyor gibi alt dudağımı dudaklarının arasına almıştı. Uzun uzun öptü.. susamışçasına.. Yavaş olan hareketlerimiz hızlanmıştı. Biraz uzaklaştığında bu sefer üst dudağımı hapsetmişti. Dilini ağzımın içinde hissetmemle öpüşümüz iyice ateşlenmişti. Elini belimden yavaşça indirip yırtmacımın açıkta bıraktığı bacağımı okşamaya başladı. Ellerimi boynunda birleştirmiştim. Okşadığı bacağımı kaldırmıştı. Durmazsak basılabilirdik. Daha fazla ileriye gitmeyi ikimizde istiyorken durmak zor olacaktı. Dudağından uzaklaşıp alnımı alnına yasladım. ‘ Karan.. Durmalıyız.’ ‘Bebeğim.. Durmayalım..’ diyerek boynumu öpmeye başlamıştı. Zaafım olan boynumu öğrenmişti. Boynumu öpmesini seviyordum. Hem bacağımı okşuyor hem boynumdan aşağıya doğru öpüyordu. Öpüşleri hızlanmış göğüs oluğuma kadar öperek gelmişti. ‘ Mira’m.. bu tadı aldım ya daha fazlasını almadan bırakmam.. Hoş şu saatten sonra ölsem bile bırakmam..’ ‘Karan lütfen hadi kalkalım. Daha işe başlamadan birine rezil olmak istemem.’ ‘ Bir şartla.’ ‘ Neymiş?’ ‘ Numaranı vereceksin.’ ‘ Vermezem?’ ‘ Kucağım aldığım gibi gideriz. Herkesin önünde öpmemi istemezsin diye düşünüyorum güzelim yanlış mıyım?’ ‘Karan, Tamam vereceğim söz.’ ‘Son kez bi alt dudak ver bakalım.’ ‘Onu beni tehditle numaramı almaya çalışmadan önce düşünecektin. Kalk bakalım.’ ‘ Her hareketi nasıl böyle Faul olu bir insanın arkadaş ya!’ ‘ Bir şey mi dedin canım?’ ‘Canım diyen ağzını öpeyim dedim.’ Ufak ateşli sahnemizden sonra eve bakmaya gidecektik. Karan adresi Sıla’ya atmıştı. Oraya gelecekti. Bu ev Karan’ın evine de yakındı. Komşu mu olacaktık ? Ben müstakil bir ev beklerken rezidansın önünde durmuştuk. Kapıda güvenlikler, şifreli giriş çıkış… Aslında güvenlikli olması güzeldi. Karan’ın tercihi de bu yönde olmuştu demek ki… ‘ Geldik. Hadi güzelim gel.’ ‘Kaçıncı kat?’ ‘8. Kat bebeğim.’ Sıla da gelmişti. Beraber evin içini görmeye gidiyorduk. Karan eşyalı olduğunu söylemişti. 8.kata geldiğimizde asansörden inmiştik. Açık kahvrengi kapıysı vardı. Karan açmıştı kapıyı. Kapının karşısı salona bakıyordu. Salon beyaz krem renklerden oluşuyordu. Camı büyüktü. Manzarası güzeldi.. Ahşap yemek masası vardı. Köşede led ışıklı ayna vardı. Ortada krem küçük halı bulunuyordu. Mutfak çok geniş değildi. Orda da krem renginde mermer desen masası vardı. Dolaplar taş renginde kendiliğinden parlaktı. Geriye iki oda kalmıştı. Biri benim biri Sıla’nın olacaktı. Mutfağın karşısında ki koridorun sonunda karşılıklı iki oda vardı. Kapının birini açtığımda Siyah çift kişilik yatak vardı. Yan tarafında gardırop ve yatağın önünde puf ve makyaj masası vardı. Sıla’nın tarzı diye içimden geçirdim. ‘ Beril burası benim olsun mu?’ ‘ Olsun canım bende içimden senin tarzın diye geçirmiştim.’ Karşı odaya gittiğimizde aynı mimari yapıydı. Çift kişilik yatak vardı. Oda krem kahve tonlarında döşenmişti. Çok beğenmiştim. Karan arkamdan sarılıp yanağımı öpmüştü. ‘ Beğendin mi Yavrum? Beğenmediysen değişiklik yapabiliriz.’ ‘ Hayır çok güzel.. Teşekkür ederim diyerek dudaktan öpmüştüm. ‘ ‘ Sen böyle öpeceksen ben hep seni mutlu etmeye, hayallerini gerçekleştirmeye razıyım güzelim.’ ‘ Karan iyi ki tanıştık. İyi ki yollarımız kesişti..’ ‘ İyi ki Safir’im.. İyi ki kaderimiz bir yazıldı..’ ** Bugün yeni evimizde ilk gecemizdi.. Sıla ve benim için gerçek anlamda yeni bir dönem başlıyordu. Yarın ikimizin de ilk iş günüydü.. Bu aralar benim için hep bir ilkler yaşanıyordu.. Bu yeni hayatta Karan’ın rolü çok fazlaydı. Sanki hep hayatımda vardı. Onunla hızlı gitmekten de çok korkuyordum. Yemeğe geldiği gün benden hiçbir şey gizlememişti. Hep dürüst davranmış, yaptığı işe kadar anlatmıştı.. Onun için endişelenmiştim.Biliyorum ben endişelendim diye işini gücünü elbette değiştirmezdi ama bazı şeylerden fedakarlık edebilirdi.. Durmayacaktı.. Benden sadece yanında olmamı istedi. Kimseye bir şey olmayacağını, korkmamam gerektiğini anlatmıştı.. Aşk yada sevgi henüz diyemezdim ancak onunla olmaktan vakit geçirmekten hoşlanıyordum. Yanımda olması hayatımda olması güvende hissettiriyordu.. Yaşayacaktım her duyguyu onunla.. Hızlı veya yavaş ne farkeder? Nuamaramı vermiştim vermesine ama öğlen gittiğinden beri aramamıştı. Komodinin üzerinden telefonumu alıp rehberden Keskin Bakışlım’ı bulup aradım.. Tam kapatacakken açtı. ‘ Güzelim?’ ‘ Karan? Neden beni hiç aramadın? Numaramı bunun için mi aldın?’ ‘ Haklısın yavrum işler uzayınca telefonu elime almaya vaktim olmadı ama söz bir daha olmayacak.. Affedebilecek misiniz beni hanfendi?’ ‘İyi peki öyle olsun.’ ‘Yapma..’ ‘ Ne?’ ‘ Trip atma.. Öpesim geliyor, yanımda değilsin..’ ‘ Bana ne. Gel o zaman.’ ‘ Beril.. Gelsem uyur muyuz beraber?’ ‘Hayır, bugün değil.’ ‘ Yarın?’ ‘ Bilemiyorum. Sanki uyumayacaksın gibi geliyor.’ ‘ Ne yapacağım ki?’ ‘ Yaramazlık..’ ‘Yatağımda koynumda bir ateş parçası varken uslu durmak bana yakışmaz yavrum..’ ‘Yaa Karan..’ ‘ Ne oldu? Özledim zaten dudaklarını, boynunu birde şöyle nazlı nazlı Karan deme..’ ‘ Nasıl diyorum? Hoşuna gidiyor sanıyordum?’ ‘ Mira'm, cilve kadınım.. getirtme beni oraya..’ ‘Neden Mira diyorsun?’ ‘ Herkes Beril diyor..’ ‘ Bende o zaman Çakır diyeyim..’ ‘ Yavrum dedeme durduk yere sövdürtme bana!’ ‘ Çakır’ım desem..’ ‘ Safir’im.. Yapma bu eziyeti bana.. Böyle cilveli dersen o ismimi de seveceğim bu gidişle.’ ‘ Beni kızdırırsan sana Çakır diyeeğim.’ ‘Ben kolay kolay kızdırmam seni merak etme .’ ‘Göreceğiz.’ ‘Görelim güzelim.’ ‘Karan benim uykum geldi.’ ‘ Geleyim hemen, alayım koynuma, uyutayım seni. Olmaz mı ?’ ‘ Maalesef şansına küs.’ ‘ Yavrum ben şanslı bir adamım. Bir daha düşün.’ ‘ Karan! Beni çıldırtma. Haydi yatıyoruz. Öpüyorum seni, iyi geceler yarın görüşürüz.’ ‘ Nerden öptüğünü söylemedin. Detay ver bana.’ ‘Dudaktan’ ‘ Başka?’ ‘ Çakır! Kapatıyorum!’ ‘Ulan gece gece yine ergenlere döndük anasını satayım. Kapat güzelim duş alcam ben sen uyu. Yarın görüşürüz. İşe ben bırakacağım.’ ‘Tamam Çakır’ım..’ ‘ Yarın yüzüme de böyle bu ses tonunla söyle, söyle de bak neler oluyor. İçimdeki canavar nasıl sana köle oluyor izle..’ ** Sabah alarm yerine telefonumun zil sesi ile uyanmıştım. Arayana baktığımda Karan olduğunu anladım. ‘ Alo’ ‘ Günaydın çiçeğim. Haydi kalk. Dışarda sizi kahvaltıya götüreceğim. Sonra işe bırakacağım.’ ‘Tamam canım.’ ** Hızlıca kalkıp hazırlandım. Hava güzel olduğu için pembe bir balon elbise giymiştim. Sanki böyle de hamile gibi olmuştum. Saç makyaj yapıp Sıla’nın odasına gitmiştim. Onuda uyandırmıştım. Hazır olduğumuzda Karan aşağıda beklediği mesajını atmıştı. Asansöre binip aşağıya indiğimizde Karan arabanın kaputuna yaslanmış kollarını birbirine dolamış bekliyordu. Beni görünce transa geçmiş gibi kollarını çözüp bana doğru yürümeye başlamıştı. ‘ Günaydın yavrum bu ne güzellik?’ ‘Günaydın hayatım.’ ‘ Hayatın sana kurban olsun!’ ‘ Karan utandırma.’ ‘ Utanma bebeğim sen bunda bile utanıyorsan ilerde napıcaksın?’ ‘ Neyse canım çok açım haydi gidelim.’ ** Güzel bir kafeye kahvaltı yapmaya gelmiştik. Çok güzel deniz manzaralıydı. Pars’da gelmişti yanımıza. Sıla son zamanlarda durgundu. Onun bu hali Pars’ında dikkatini çekmişti sanırım. Kahvaltı boyunca kaçamak bakışlarını yakalamıştım. Kahvaltı sefasından sonra Pars toplantıya gitmiş, bizde işe gitmiştik. Hastaneye Karan bıraktıktan sonra gitmişti şirkete.. Yeni Asistanım Nihal’e günaydın demiş ve odama geçmiştim. İlk randevulu hastam Okan Beydi. Diğer hastanede de o geliyordu. Buraya geçtiğimi öğrenip gelmişti. Sahi nerden öğrenmişti? Hastanenin yönetiminden olabileceğini düşünüp onun gelmesini bekledim. ** Okan Bey ile bir saatlik görüşme son bulmuştu ancak kendisi görüşmeyi bitirmemekte ısrarcıydı. Başka hastalarımın beklediğini söylediğimde birazcık kızmıştı. Aslında onu psikiyatri servisine yönlendirmiştim. İhmal etmişti anlaşılan. Burada tekrar yönlendirmiştim. Bu tür hasta davranışlarına alışkındım ve korkmuyordum. Kapı çalmıştı. Asistanım Nihal, Karan Bey’in geldiğini söylemişti.. ‘ Okan Bey bakın misafirim var. Artık sonlandırmamız gerekiyor.’ ‘ Karan kim? Sevgilin mi? ‘ ‘ Okan Bey lütfen..’ ‘ Saana soru sordum!’ diye birden bağırmıştı. Karan odaya birden daldığında işte şimdi korkmuştum. Umarım Karan bir hastayı dövüp rezillik çıkarmazdı. ‘ Karan, ben hallediyorum sen çık lütfen.’ ‘ Yavrum, bir hayranım var galiba beni soruyor izin ver ben halledeyim.’ ‘ sevgili misiniz?’ ‘ Karım lan o benim!’ ‘Karan!’ ‘Ne zaman evlendin lan orospu!’ deyip bana saldırmaya kalkınca Karan hemen Okan’ın bileğinden yakalamış duvara yaslamıştı. ‘Lan senin o dilini koparıp sana yediririm. Sen kime orospu diyorsun lan?’ ‘ Karan bırak o hasta yapma sakın!’ ‘Hasta değilim ben, Beril beni niye sevmedin lan kahpe!’ ‘ Ulan piç ben ne diyorum sana! Seni şuracıkta gebertmiyorsam Karım için lan!’ ‘ Karan tamam güvenlikler geldi hadi bırak.’ Okan’ı hastane polisi almıştı. Büyük ihtiamalle yatışı yapılacaktı. Son zamanlarda sanrıları çok artmıştı.. ‘Bebeğim iyi misin?’ ‘İyiyim alışkınım ben.’ ‘ Nasıl? Ulan bu deliler kafası estikçe sana sayıp sövüp aşık mı oluyorlar lan bu nasıl iş?’ ‘ Karan onlar hasta! Abartma lütfen. Ayrıca karım karım diyerek daha çok kışkırttın! Başka diyecek bir şey bulamadın mı gerçekten’ ‘ Ben seni karım olarak görüyorum. Hem ben gelmeseydim nolucaktı Mira!’ ‘ Nihal sesleri duyup polisi çağırırdı. Merak etme.’ ‘ yok biz bu delilere başka çözüm bulmalıyız. Aklım kalır benim burda.’ ‘ Hayatım abartma geçti. Güçlü kocam geldi kurtardı beni..’ ‘ Ulan ağzına ne yakıştı. Seni karım yapmazsam bana da Keskin demesinler!’ ‘Çakır desinler.’ ‘ Sen de bir tek.’ ‘ Çakır’ım..’ ‘ Gel ulan buraya!’ deyip belimden tuttuğu gibi beni kendine çekip dudaklarıma yapışmıştı.. Alt dudağımı dudaklarına hapsetmişti. Öpüşmemiz uzun bir hal alınca duvara yasladı beni. Elleri hiç rahat durmuyor boynumdan yavaşça göğüslerime gidiyordu. Sol göğsümü yoğurmaya başladığında ağzının içine inledim. Yavaşça daha da aşağılara doğru yol aldı eli.. Elbisenin eteğini sıyırıp elini bacaklarıma dokundurdu. Okşayarak yukarılara çıkmıştı. Dudaklarımı bırakıp boynumu öpmeye başladı. Eli ise iç çamaşırımın üzerinde durdu. ‘ Güzelim.. izin ver sadece seni rahatlatayım..’ ‘ Karan biri gelir.. yapma..’ ‘Söz ver..’ ‘ Ne için?’ ‘ Akşama sana yemek yapıacağım ve sen bende kalacaksın. Bu gece koynunda uyutacaksın. Başka türlü bırakmam başladığım işi..’ ‘ Sıla evde yalnız Karan..’ ‘ Hallederim.. Bana bırak yalnız kalmayacak.’ ‘Tamam , söz.’ Karan kendisini zorda olsa ayırmıştı benden. Bu gece onunla uyuyacaktım.. Tüm kurallarımı alt üst ediyordu.. Bildiğim ne varsa unutturuyordu bana.. Emin olduğum bir şey varsa Karan’a ben kapılıyordum.. Onun da bana kapıldığından emin olduğum gibi.. ** Bölüm sonu Yıldıza basmayı unutmayın :) |
0% |