18. Bölüm

17. Bölüm

Merve Altuntaş
bukiz_yazmayiseviy

Bir sevda vardı ruha şifa olan. Bir sevda vardı ruha sızı olan.

İki kalp birbirini sevdi. Olmazlar vardı. Olur dediğimiz her şeyi yarım bırakan.

Mirza sevdi. Bahar sevdi . Kader iki ruhu nasıl bir araya getirecekti. İki kalp koca ömre bir sevdayı sığdırabilecek miydi?

Mirza korku ve endişe ile Bahar' a baktı. Araf olanları anlamaya çalışıyordu.

Araf: Bahar iyi misin? dedi sesindeki endişe ile. Bahar' a bir anda ne olmuştu.

Bahar: Ahhh çok acıyor abi '' diye bilmişti. Acıyan ayağını tutarken.

Mirza: Bahar ayağına ne oldu? dedi yüzündeki endişe içinde.

Araf Baharın ayağına bakmak için yere çöktü. Mirza Baharın acı çeken yüzünde takılı kalmıştı.

Bahar : Ayağımı bir şey soktu, nasıl olduğunu anlamadım '' dedi. Hala acı çektiğini belli eden sesi ile.

Her şey bir anda olmuştu. Mirza ile Bahar el ele tutuşmuş tam gidecekken arı gelip Baharın ayağını sokmuştu. Bahar hissettiği acı ile bir anda bağırmıştı.

Araf: Bahar önemli bir şey değil sadece arı sokmuş ayağını '' dedi yüzündeki tebessüm ile.

Mirza : Ne demek önemli bir şey değil, canı yanıyor görmüyor musun? Dedi merhamet ve tedirginlik içinde.

Mirza olayı anlamak için birazda Araf'ın doğru söylemediğini şov yaptığını düşündüğü için yere çöküp Baharın ayağına baktı. Araf doğru söylüyordu. Börtü böcekle uğraşan birinin bunu bilmemesi komik olurdu.

Bahar: Ne diyorsun Araf ? Ayağımı arı mı soktu şimdi'' dedi acı ve korku içinde.

Mirza : Sakin ol güzelim şimdi doktora götüreceğim seni. Sana bir şey olmasına asla izin vermem'' dedi merhamet dolu sesi ile.

Araf : Komik olmayın , doktora gerek yok '' dedi umursamaz bir şekilde. Araf'a göre önemli bir şey yoktu. Aksi takdirde bu kadar boş muhabbet yapmaz Baharı alıp kendisi doktora götürürdü.

Mirza öfke içinde: Ne demek gerek yok lan ,kızın canı yanıyor görmüyor musun?'' dedi . Olacak iş miydi şimdi. Araf açık açık dalga geçiyordu.

Bahar: Mirza ağabey korkuyorum, ne yapacaksan yap, hadi gidelim'' dedi acı içinde. Kendisi acı çekiyordu iki kardeş birbiri ile kavga ediyordu.

Mirza: Hadi güzelim gidelim'' dedi. Tam Bahar' ı kucağına alıp gidecekken Araf elinde çamur ile gelip Baharın ayağına sürmesi aynı anda oldu.

Bahar korku içinde: Araf bu ne! '' diye sordu korku içinde. Ne yapmaya çalışıyordu Araf , hiç anlamıyordu.

Mirza : Fesuphanallah '' deyip Baharı kucağına alıp ata bindirdi. Ardından kendi de binip hızla gitmeye başladı.

Arkalarından Araf: Bahaaar çamur birazdan acını hafifletiiir. Doktorluk bir durum yok korkmaaaa'' diyerek bağırdı.

Kendisi de ata binip oradan uzaklaştı.

Dunaysır Köprüsü bir aşka daha tanıklık edecekken , her şey yarım kalmıştı. Kader iki kalbin bir araya gelmesini istemiyordu. Doğa iki sevdalının sevdasına şahitlik etmek istemiyordu anlaşılan.

Mirza sevdi sevdası kalbinde şifa oldu. Bahar sevdi sevdası kalbine umut oldu. İki sevda er geç kavuşacaktı. Ha bugün, ha yarın. Belki hiç bir zaman. Yaşayıp hayatın bize sunduğunu iyi yada kötü hep birlikte görecektik.

Mirza korku ve endişe içinde çiftliğe gitmişti. Basit bir arı sokması olduğunu elbette kendisi de biliyordu. Canı yanan Bahar değildi? Canı yanan kendisi idi. Koruyamamıştı sevdiğini. Arının Baharın canını yakmasına engel olamamıştı.

Demir ağa terasta kahvesi içerken gördü ikiliyi. Mirza korku içinde at sürüyordu. Bahar endişe içinde çiftliğe geliyordu. Baba yüreği olumsuz bir şey olduğunu hissetmişti. Şimdi ise korku ile oturduğu yerden kalkıp hızla kızının yanına gitti.

Melek Demire bir şey oldu diye arkasından bağırarak gitti. Hanzade hanım ve diğerleri de hızla arkalarından gitti. Bahara bir şey olacak korkusu Demir ağanın en büyük korkusu idi.

Kızını koruyamamak , kızının canının yanması en büyük korkusu idi.

Baba yüreği belki boşuna bu kadar korkuyordu. Belki de gelecekteki yaşanacak olaylar malum oluyordu.

Demir ağa kızına bir şey oldu düşüncesi ile yanlarına koşar adımlarla geldi.

Demir ağa: Kızım yüzünün hali ne? dedi öfkeli bir şekilde Mirza' ya bakarak.

Bahar: Baba arı soktu ayağımı. İlk başlarda çok acıdı şimdi biraz acısı hafifledi'' dedi üzgün çıkan sesi ile.

İlk defa başına böyle bir şey geliyordu. Korkması hali ile normaldi.

Mirza : İnanın arıyı görseydim ona acımadan öldürürdüm de Baharın canının yanmasına izin vermezdim.

Bahar ortalığı yumuşatmak için : Ayağım artık acımıyor. Ben biraz abartmış olabilirim. Bayramda sıkıntı yaşanmasını istemiyorum. Ayşe ile planlarım var ve ben üzgün gitmek istemiyorum'' deyip koşar adımlarla yanlarından uzaklaştı. Babası olayı büyütüp bu günü mahvedebilirdi.

Demir ağa giden kızının arkasından baktı. Korkuyordu ve elinden bir şey gelmiyordu. Melek kocasının yanına gidip: Önemli bir şey değilmiş arı sokması hepimizin başına geldi. Böyle üzgün durma'' dedi en tatlı hali ile.

Hanzade hanım gelini ile gurur duyuyordu. Oğlu şanslı idi. Oğlunu böyle seven bir kadınla evli idi.

Asiye hanım: Hanzade hanım buyurun içeri gidip bağış konusunu konuşalım'' dedi. Konağında misafirlerini en güzel şekilde ağırlamak istiyordu.,

Agir ağa dayesinin ardından: Demir ağa bizim büyükbaşlar kesilmeyeceğini anlayınca sevinçten halaya duracak istersen kesimhaneye gidip görevi yerine getirelim'' dedi.

Demir ağa: Mirza ile konuşmak istiyorum Agir'' dedi öfkeli bir şekilde.

Melek: Deem'' diyemeden Demir eli ile konağı gösterdi. Melek ve Dilşad üzgün bir şekilde konağa giderken Hanzade hanım kalmak istedi ama Demir ağa izin vermedi.

Demir ağa ve Mirza artık yalnızdı. Mirza Demir ağanın ne diyeceğini bir eli cebinde beklemeye başladı. Geleceğin ağası idi , bunu başta Demir ağa kabul etmek zorunda idi.

Demir: Lafı uzatmadan kızımdan uzak dur Mirza'' dedi emri baki bir şekilde.

Mirza: Bunu yapamam elimde değil'' dedi kendinden emin bir şekilde.

Demir Mirza'nın eline baktı. Hala cebinde idi ve kendine bu şekilde yapılan saygısızlığı kabul edemiyordu.

Demir: Bahar seninle mutlu olmaz bunu ikimizde biliyoruz. Söylesene ona ne vereceksin. Para mı? Yada altın mı? dedi alayvari bir şekilde.

Mirza: Sevda mı? Tıpkı sizin Melek hanıma verdiğiniz gibi '' dedi.

Demir öfkeli çıkan sesi ile: Tıpkı benim sevdam gibi öyle mi? dedi.

Mirza: Eveeet '' dedi Demir ağaya yaklaşarak.

Demir: Seni yaşatmam Mirza , kızımdan uzak dur. Onun hayallerini, hayatını mahvetmene izin vermem'' dedi kesin bir dille.

Mirza: Araf ile evlenince mutlu mu olacak? Baharı sevdiğimi bildiğinize göre bu hayalinizden vazgeçin aksi taktirde gerekirse Araf'ı öldürürüm'' dedi.

Demir: İşte sen tam olarak busun. İstediğini alamayınca ya öldürürsün yada'' sözünü tamamlayamadan....

Mirza: Yada ne Demir ağa'' dedi bağırarak. Tüm konak ahalisi ikiliyi izliyordu.

Demir: Senden adam olmaz. Ağa hiç olmaz. Sen sadece can yakarsın. Mirza bir daha benimle kendini kıyaslama'' deyip uzaklaştı.

Mirza öfke ile Dunaysır köprüsüne gitmek için ateş çemberine binip oradan uzaklaştı.

Demir konağa gelince : Melek hazırlanın gidiyoruz? '' deyip konaktan çıktı.

Melek ve Hanzade hanım birbirine baktı. Demiri bu kadar sinirlendiren ne idi.

Bahar: Benim yüzümden oldu '' deyip ağlayarak konaktan koşarak ayrıldı.

Melek ve Hanzade hanım aynı anda: Bahaaaar kızım '' diye bağırsalar da Bahar ikiliyi umursamadan çekip gitmişti.

Bugün bayramdı . Bugün sevdasına sarılmış, el ele tutuşmuştu. Bugün hiç bilmediği duyguları yaşamıştı.

Babası her şeyi mahvetmişti. Babası haksız yere Mirza'ya kızmıştı. Ömer Ağa ağlayarak giden kardeşinin arkasından gitti.

Baharın tepkisi ona göre fazla idi. Olacak iş değildi. Bayram günü mutlu olmaları gerekirken önce babası Mirza ile kavga etmiş, sonra Bahar ağlayarak gitmişti.

Demir ağa, Agir ağa ile konuşurken kızını gördü.

Demir ağa ağlayarak giden kızının kolundan gidip tuttu : kızım seni kim ağlattı '' dedi şefkatli sesi ile.

Mirza'nın duygularından emindi ama kızının duygularını bilmiyordu.

Bahar : Baba bugün benim en mutlu günümdü. Bugün bayram ve sen gidip Mirza ağabeyim ile kavga ediyorsun '' dedi .

Ömer Ağa: Baba Mirza ağa bilmeden sana bir şey mi yaptı '' dedi meraklı ve öfkeli hali ile

Demir ağa: Bahar Mirza ile bir daha konuşmayacaksın . Bir daha birlikte ata binmeyeceksin. Yolda görsen yönünü çevireceksin " dedi kesin bir dille.

Agir ağa: Kızım Mirza duygularını kontrol edemez , bu senin güvenliğin için , baban ne diyorsa senin iyiliğin için" dedi üzgün bir şekilde .

Bahar : Bırakın kendim düşüneyim kendim için ne iyi ,ne kötü" dedi bir taraftan ağlarken diğer taraftan sinir krizi geçirip gülerken.

Ömer ağa olayları anlamaya çalışırken Hanzade hanım bastonunu yere vurdu. Arkalarından gelip her şeyi duymuştu.

Melek hanım: Dem " Demir diyemeden Hanzade hanım: Ağalar torunuma neden böyle dersiniz , bana den hele işin aslı nedir ? Diye sordu.

Demir ağa: Biz böyle gerekli gördük daye " deyip arabaya bindi. Şuan bu konuyu konuşmayacaktı.

Her şeyin sırası vardı. Hanzade hanım gelini ile şoförün açtığı arabaya binip konağa doğru gitmeye başladı.

Dilşad ve Melek bu konunun dışında tutuluyordu . Şimdilik bu konu tarihin tozlu rafında kaldırılacaktı.

Bahar Dilan ile birlikte Ayşe'nin yanına gitmek için Korkmaz aşiretinin arabasına bindi. Ayşe ile cafe de buluşacaktı.

Düşünceli bir şekilde arabada gidiyordu. Babası Mirza' ya karşı düşüncelerini mi öğrenmişti?

Öğrenmiş olsa dahi dayesi ile severek evlenmişti. Aşka, sevdaya kendisi yenik düşmüşken kızına engel olacak hali yoktu.

Mirza'yı yıllardır tanıyordu. Olumsuz herhangi bir konu yoktu.

Tek sorun Mirza kendisi hakkında ne düşünüyordu? Bugün Araf gelmese idi ne söyleyecekti? Arı sokunca neden Araf'a karşı aşırı tepki göstermişti?

Bu soruların tek cevabı vardı, Mirza'da Bahara karşı boş değildi.

İçinden "Allah'ım sen duygularımı biliyorsun, hakkımda hayırlı olanı bana nasip et. Ben Mirza'yı gerçekten sevdim. Ailem istemese de sevdim. Bana yardım et'' dedi en içten şekilde.

Arabanın durması ile cafeye geldiklerini anladı. Dilan bu sürede konuşmamıştı. Birlikte arabadan inip cafeye gittiler. Bugün gerçekten yaşanmaması gereken şeyler yaşanmıştı. Öğlen olmuştu. İkisi de açtı ama yemek yemeye dermanları yoktu.

Mutsuz bir şekilde otururken Ayşe iki arkadaşı ile yanlarına geldi. İkiliyi görünce neler olduğunu sordu. Bir mühlet bekleyince : Aaaaaa ağzınızdan laf alamıyorum ne oldu şimdi. Buraya somurtmaya gelmedim herhalde. Şimdi bana neler olduğunu dökülün bakıyım. '' dedi en sevimli hali ile.

Bahar sessizken Dilan kendince bir şeyler mırıldandı. Ayşe ikna olmadı , şimdilik bu konuyu kapatmaya karar verdi.

Kızlar garsonun gelmesi ile sipariş verip beklemeye başladılar. Anlaşılan bugün böyle geçecekti.

Mirza Dunaysır köprüsünde bugünü düşündü. Bugün ne hayaller kurduğunu ve nasıl sonuçlandığını. Bahar onun olacaktı. Bunun olması için bir şeyler yapıp ağalığı alması gerekiyordu. Babası ağa iken Bahar ile evlenmesi hayallerden ibaretti.

Demir ağa iki cihan bir araya gelse kızını vermezdi. Araf için kurulan hayallere engel olmalıydı. Bunun için geç kalmış olma korkusu ile Arafı öldürmeyi dahi düşündü.

Habil ile Kabil gibi. İki kardeş bir sevdaya yenik düşecekti Mirza için. Gerçekler çok farklı olsa da.

Demir ağa kurbanlıkları kestirince fakir fukaraya dağıtılsın diye talimat verip kesimhaneden konağa gitti. Bahar burada kalmayacaktı. Bu birlikteliğe kesinlikle engel olacaktı.

Kızının üzülmesini istemiyordu. Cani bir adamı sevmiş olabileceği fikri dahi Demir ağayı korkutuyordu. Konağa gelince arabadan inip hızlı adımlarla çalışma odasına gitti.

Melek arkasından gitse de odaya giremedi. Hanzade hanım sadece sırasını bekliyordu. Ömer ağa arkadaşları ile buluşmuştu.

Demir ağa kapıyı kapatıp telefonu cebinden çıkarıp arama tuşuna bastı. Kısa bir süre sonra karşıdan: Oooooo Demirciğim sen beni arar mıydın? diyen ses ile önce tebessüm edip sonra aklındakileri anlatmaya başladı.

Demir ağa: Kardeşim seni aramayıp da kimi arayım Hayırlı bayramların olsun'' dedi en masum hali ile.

Üzgündü. Kızı için üzgündü. Kuzeni ile konuşurken biraz olsun rahatlıyordu.

Yusuf ağa: Senin de bayramın mübarek olsun kardeşim'' dedi en samimi şekilde çıkan sesi ile.

Bir süre sohbet ettiler. Demir ağa asıl meseleyi konuşmak için: Kardeşim Bahar İstanbul'a gelecek. Aklıma sen geldin bir süre Bahara kalacak yer ayarlayana kadar seninle kalabilir mi? diye sordu. Aslında bir sürü dairesi , villası olan adamdı. Tek derdi kızı yalnız kalmasındı. Mirza'nın kızından uzak durması için böyle bir şey istiyordu.

İlerleyen günlerde kızını yurtdışına gönderecekti. Şimdilik İstanbul'a gidip ailesinden ayrı kalmaya alışması gerekiyordu.

Yusuf ağa: Her zaman başımın üstünde yeri var. Ne zaman isterse gelebilir. Sadece Bahar'ı neden alelacele buraya gönderiyorsun onu anlamadım'' dedi.

Demir ağa: Mirza kızıma karşı boş değil. Kızımı korumam için böyle olması gerekli'' dedi.

Yusuf ağa: Peki Bahar bu konuda ne düşünüyor'' meraklı bir şekilde sordu.

Yusuf ağa aşkı zor bulan adamlardandı. İlk evliliği mecburiyetti. Sevdiği kadınla ikinci kez evlendi dayesi huzurları bozulsun diye elinden geleni ardına koymadı.

Yıllardır Elif ile her şeyden uzak yaşamaya çalışıyordu. Elif kendisinin dünyası olmuştu. Kızı Ayşe ile oğlu Muhammed ara ara kavga etseler de onlar huzuru idi.

Baharda Mirza'ya karşı boş değilse birlikte olsunlar diye elinden geleni yapmaya hazırdı.

Demir ağa: Baharın duygularından emin değilim. Mirza Araf'ı öldürmekle beni tehdit etti'' deyince

Yusuf ağa: Seni nasıl tehdit eder Demir şaka mı yapıyorsun bana'' demişti bi' anda.

Demir ağa: Habil ile Kabil olayının tekrarlanmasını istemiyorum. Ne yapıp ne edip bu işe son vereceğim '' dedi.

(İlk doğan Kabil bir çiftçi, kardeşi Habil ise bir çobandır. Tanah'a göre Kabil, kardeşi Habil'i kıskandığından dolayı ona karşı kin ve nefret beslemiş, en sonunda da kardeşini öldürerek İnsanlık tarihindeki ilk cinayeti işlemiştir. Bunun üzerine YHVH (Tanrı) , Kabil'i cehennem azabıyla cezalandırmıştır.)

Yusuf ağa: Baharda seviyorsa bu işe engel olmam Demir bilesin'' dedi.

Demir ağa: Yusuf bu sevda senin sevdan yada benim sevdam gibi değil. Bu sevdanın sonucunda çok can yanar, Mirza duygularını kontrol edemeyen bir adam. Kızım sana emanet eğer emanetime sahip çıkmayacaksan başka çözüm ararım'' dedi.

Yusuf ağa: Emanetin emanetimdir. İkisi için de haklarında hayırlı olan olsun kardeşim aklın Baharda kalmasın . Ayşe benim için ne ise Baharda aynı bilesin'' dedi.

Demir ağa: Allah razı olsun kardeşim'' kapının tıkırtısı üzerine telefonu kapattı.

Bahar bir süre sonra cafeden ayrıldı. Mityatın sokaklarında yürürken bir kadının çarpması üzerine geriye doğru irkildi.

Kadın: lütfen yardım edin. Lütfen bana yardımcı olun babam beni öldürecek'' dedi...

Bölüm sonu...

Yeni bölüm biraz geç geldi biliyorum bebek olunca her şeye yetişemiyorum. Yazmakta ilham gelmeyince olmuyor. Yeni bölüm hakkında görüşlerinizi bilmek isterim bir sonraki bölümde görüşmek üzere.. İyi akşamlar..😊💖💕

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 16.01.2025 19:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...