
Hayat bir varmış, bir yokmuş gibiydi..
Ölümün de, nikahında günü şaşmazdı...
Bahar sevdi, bir hatası hayatına maal oldu.
Mirza sevdi, sevdası yarım kaldı. Bahar bir kez olsun elini tutsaydı, her şeyi bırakırdı.
İlk defa gerçekten sevilmek istedi. Şimdi imam nikahlı karısı olarak yanındaydı.
İçinde aşka dair tek bir kırıntı dahi kalmadı.
Bahar mehir senedini babasına verdi. Ağlamaktan perişan olmuş gözleri her şeyi anlatıyordu.
Demir ağa: Mirza seni gebertirim. Bu yaptığın adamlığa sığar mı?" dedi.
Bahar: Ben kendi rızamla evlendim baba." dedi.
Mirza: Bahar'ı duydunuz. Kendi rızası ile benimle evlenmeyi kabul etti. Kızınızın duygularının sizde farkındasınız. En mutlu günümüzü sizinle paylaşmak isterdim ama nasip değilmiş demek ki." dedi.
Demir ağa: Kızımı bırak Mirza. Tüm mal varlığımı sana veriyim. Yada şuracıkta canını alıyım." dedi.
Mirza kolundaki yarayı göstererek: Kızınız için kanayan yaram tek kalbim de değil. Burası da kanıyor ama acımıyor.( Kalbini göstererek) Burasının yandığı kadar, hiç bir yerim yanmadı. Şimdi nikahlı karımla bizi bırakın, gidelim. Aksi takdirde gerekeni yaparım Demir ağa." dedi.
Bahar başını önüne eğdi. Babasını bu hale getirdiği için kendinden nefret etti.
"Baba biz mutluyuz. İnan bana kendi rızamla evlendim. Artık bu konu uzamasın. Bırak gidelim. Gidip yuvamızı kuralım." dedi.
Mirza, eserine gururla baktı. Hayalleri çok farklıydı oysa. Şimdi esaretine yenik düşmüş Bahar olarak kalacaktı.
Demir ağa gözleri yaşlı bir şekilde: Kızım seni koruyamadım. Affet beni. Herkese gücüm yetti de kendi oğlumdan seni koruyamadım. Sevdim dediğin adamdan seni koruyamadım. Affet yalvarırım beni affet." dedi ağlamaklı çıkan sesi ile.
Mirza, bir gün babasından gerçek sevgi görmedi. Şimdi gözünden akan yaşı parmağı ile silip Bahar'ın elinden tuttu.
Bahar çaresizce: Ben sana kırgın değilim. Ben gerçekten mutluyum. Üzülmeyin babacım benim için. Şimdi olmasa, günler sonra başka şekilde yine evlenecektik. Seni çokkk seviyorum babacım." dedi ve "Sen arkamda olduğun sürece kimse bana zarar veremez." diye söyledikten sonra gidip babasına sarıldı.
Eli boş kalan Mirza engel olmadı. Baba kız son kez veda etsin dedi.
Kalbi ne kadar kırık olsa da, Bahar onun geleceği idi. Sevdası idi.
Bahar, Mirza'nın elinden geri tuttu. Mirza bunu beklemiyordu. Zorla değil, kendi rızası ile tutulan elindeki sıcaklığın esirine kendini bırakmak istedi.
Bahar ile arabasına gidip gecenin karanlığında kayboldular.
Korkmaz konağına gitmedi. Bu gece yanında olsunlar diye götürdüğü ailesi, ona köstek olmuştu.
En mutlu günü burnundan gelmişti. Yıllarca uzaktan yardım ettiği Zelal teyzenin evine gitti.
Bahar eski evin önünde araba durunca korku içinde etrafa baktı.
Mirza, Bahar'ın kendine güvenmemesi üzerine bir kez daha yıkıldı.
Bu kadar mı etrafına güven vermiyordu.
"Bahar arabadan in, bu akşam burada kalacağız." dedi sert çıkan sesi ile.
Bahar bir şey demeden indi. Bu saatten sonra başına ne gelecek hiç bir şekilde bilmiyordu.
Mirza, Zelal teyzenin kapısını gidip çaldı. Ardında Bahar korkulu gözlerle etrafa bakıyordu.
Bir kaç çalmadan sonra içeriden nur yüzlü Zelal teyze çıktı.
"Mirza oğlum hoş gelmişsen." dedi.
Mirza gidip minnetle Zelal teyzenin elini öptü.
"Sana gelinini getirdim annemmm." dedi.
Zelal teyze Bahar'a baktı. Gözlerin de korku olan Bahar'ın yanına gidip, ellerini tutup, ellerine hapsetti.
Anne şefkati ile sarıp sarmaladı. Bahar ağladı. Göz yaşlarını serbest bıraktı. Bu anı bekliyormuş gibi Zelal teyzeye sarılıp ağladı.
Zelal teyze anne şefkati ile Bahar'ın kolundan tutup evine götürdü. Mirza gecenin soğuğunda bekledi.
Ciğeri yanıyordu. Bahar ağlayınca içinden bir şeyler kopuyordu.
Bahar güvenli yerdeydi. Bu gece burda kalmayacaktı. Arabasına binip, hızla Parezli konağına gitti.
Babasını arayıp" Kızına düğün kur. Bir daha başıma iş açman." dedi ve karşı tarafı dinlemeden kapattı.
Bahar, Zelal teyzenin dizine uzandı. Saçlarını Zelal teyze anne şefkati ile sevdi.
"Teyze sen çok iyi birisin. Mirza seni nereden tanır. Sen kimsin?" diye merakına dayanamayıp sordu.
"Kızım ben yoksul bir kadınım. Evlatlarım şehit oldu. İki oğlumu kara toprağa koydum. Kızım kocasından kaçarken kazaya kurban gitti. Onu da genç yaşında toprağa koydum. Fakirin arkası yoktur kuzum. Kimim kimsem kalmadı. Adım deli Zelal'e çıktı. Mirza oğlum merak etmiş geldi bir gün. Öylece uzaktan izlemiş bir süre. Sonra beni köyün çocukları döverken ellerinden aldı. Anam senin evladın bu saatten sonra benim dedi. Bir daha kimse bana dokunamadı. Her gün geldi ziyaretime. Hekime götürdü.
Allah dostlarının yanına götürdü. Ben iyileşene kadar vazgeçmedi. Şimdi elhamdülillah iyiyim. Rabbim daha iyi günlerimi göstersin. Şimdi de yuvasını kurmuş gelini mi getirdi evime. Allah sizi bir ömür boyu mutlu etsin. Yuvanıza salih, saliha evlatlar versin. Rabbim Mirza oğlumun yolunu aydınlığa çıkarsın, amiiinnnn." dedi ellerini yüzüne götürürken.
Bahar şaşırdı. Mirza yıllarca kötülük yaptı. En sonunda kendini zorla nikahına aldı.
"Ben Mirza'yı çok sevdim. Canımdan daha çok sevdim. Yalnız onun yolu yol değil. Vazgeçmedi yolundan. Ben istedim ki esaret olmadan birlikte olalım. Mirza bildiğinden şaşmadı. Şimdi de beni bırakıp gitti." dedi gözyaşları içinde.
Zelal teyze: Kızım her şey yoluna girer. Sen yeter ki gönlünü ferah tut. Su akar yolunu bulur. Allah'tan ümit kesilmez. Yarın ola hayrola." dedi.
Bahar, Zelal teyzenin verdiği huzurla içindeki acı biraz olsun rahatladı.
Birlikte yemek yediler. Sofrada kuru soğan ve pilav vardı. Zelal teyze yanına ayran da koydu.
Bahar huzurla yedi yemeğini.
"Huzur olduktan sonra, kuru soğan dahi tatlı gelir kızım. Mirza soframa kuş sütüne kadar getirecekti. Ben kuru soğan yerim. Ağzımın tadını bozma. Alışık olmadığım şeyleri istemem. Bana evlat ol, soframın düzenine karışma dedim. Arada gelir tek çeşit yemek yaparım yer gider. Şimdi de sofram boş kalmadı elhamdülillah." dedi.
Bahar kuş sütü olan sofralarda oturdu. Böyle içten ağzı dualı yapılan bu huzuru görmedi. Dua ve minnetle yapılan yemek, kırk çeşit yemeğe bedeldi.
Ellerinden tuttu." Allah senden razı olsun teyzem. Bu günümde bana yoldaş oldun. Bundan sonra bende senin bir evladınım. Başımın üstünde her zaman yerin var." dedi.
Zelal teyze minnetle baktı. Rabbim evlatlarını almıştı, yerine iki evlat vermişti.
"Bu hayat bir imtihan kızım. Üç evladım toprak oldu, Rabbim iki evlat nasip etti." dedi minnetle.
Bahar ellerinden öptü.
"Allah senden razı olsun. Rabbim seni başımızdan eksik etmesin, gül yüzlü teyzem." dedi.
Bir süre konuştular. Ortamda huzur vardı. Bahar yaşadığı günün yorgunluğunu unuttu. Zelal teyzenin dizine başına koydu.
Zelal teyze ninni söyleyerek Bahar'ı bebekler gibi uyuttu.
****
Mirza, Parezli konağının terasında Mardin semalarını izliyordu.
Adamı yanına geldi.
"Ağam bugün de sabah olmayacak anlaşılan." dedi.
Mirza başını olumsuzca salladı.
"Ben geceleri uyuyarak, sabah etmeyi çoktan bıraktım. Alışık bünyeye kırağı çalmaz koçum." dedi.
Adamı, tebessüm ederek: Kararın belli mi ağam. Yarın bizim güneşimiz mi doğacak, yoksa gecemiz mi batacak?" dedi merak içinde.
Mirza kesin bir şekilde: Güneş de, Ayda bizim. Mardin'de bizim. Her şeye hazırlıklı olun. Kim ne isterse onu vereceğiz. Oyunsa oyun, tuzaksa tuzak." dedi.
Adamı memnun olmuş bir şekilde: Ağa da biziz, paşa da biziz desene. Yarın bizim günümüz. Müsaadenle ağam ben uykunun kolkarına kendimi bırakmaya gideyim. Yarın büyük gün." dedi.
Mirza müsaade verince gitti. Mirza ayın ışığı altında bugün de sabahladı.
Yeni gün yeni umutlar demekti. Arabasına bindi. Karısı ile ilk kahvaltıyı yapacaktı.
Her şeyi bir tarafa itti. Bugün onun en güzel günüydü.
Marketten sucuk, yumurta, peynir, zeytin aldı. İki tane de ekmek aldı.
Zelal teyzenin evine geldi. Zelal teyze kapıda karşıladı.
Mirza pamuk gibi ellerini öptü. İçeri girdi. Bahar kanepe de uyuyordu. Yanına gitti. Bir süre izledi.
Sonra mutfağa girdi. Kollarını sıvadı. Ellerini yıkayıp sucukları ince ince doğradı.
Zelal teyze de çayı koydu.
"Oğlum müsaadenle ben bacıma gideyim. Emanetimi sana teslim ettim. Siz baş başa yapın kahvaltınızı. Ben bi ho bacıma uğrayıp geleyim." dedi.
Mirza, Bahar'ın tepkisini tahmin edemediği için: Zelal teyzem yanımda kal. Bugün sana her zamankinden daha çok ihtiyacım var." dedi.
Zelal teyze tamam der gibi başını salladı. Soru sormadı. Sessizce Mirza'ya yardım etti.
Bir süre sonra kahvaltı hazırlandı. Bahar gelen sesler üzerine gözlerini sabaha açtı.
Yeni gün, yeni umutlar demekti.
Karşısında Mirza'yı sofrayı kurarken görmeyi beklemiyordu.
Zelal teyzenin hatrına: Günaydın " dedi.
Mirza bunu beklemiyordu. Allah biliyor ya kıyıp dökmesini bekliyordu.
Bahar'a "Günaydın" diye karşılık verdi.
Mutfağa gitti. Elinde çay ile geri oturma odasına geldi. Zelal teyze sobaya odun attı.
Her şey normal gibi davranıyorlardı.
Bahar yatağından kalktı ve lavaboya gitti. Elini yüzünü yıkayıp yanlarına geri geldi.
Mirza sofrada oturmuş bekliyordu. Yüzünde hiç bir ifade yoktu.
Bahar, Zelal teyzenin yanına gidip oturdu.
Mirza" Herkese afiyet olsun. " dedi ve devamında besmele çekti.
Bahar'da besmele çekip sesiz bir şekilde kahvaltı yaptı.
Yıkıp dökmeyecekti. Zelal teyzeyi sevmişti. Onun yanında Mirza bambaşka adamdı. Bahar'da bambaşka olabilirdi.
Zelal kadın yemeğini yedi. Kenara çekilip başladı zılgıt çekmeye.
"Bu zılgıt Bahar kızımla, Mirza oğluma gelsin." dedi ve zılgıt çekmeye devam etti.
"Yuvaları bereket dolup taşsın. Siz bu çaresiz kadına yuva oldunuz, Rabbim yuvanıza neşe, bereket versin." dedi.
Üçüncü kez zılgıt çekti.
"Yuvam yuvanız, ailem aileniz olsun. Bir ömür boyu mutluluklar sizin olsun. Yuvanız şen, haneniz bereketli olsun. Rabbim evliliğinizi bereketli kılsın. Aminnn." dedi ellerini yüzüne götürürken.
Mirza: Ağzına, nefesine sağlık teyzem. Rabbim seni başımızdan eksik etmesin." dedi.
Bahar'da: Ağzına, yüreğine sağlık teyzem." dedi ve önüne döndü.
Zelal kadın sevgi tohumu ekti. Bahar ile Mirza bu tohumu yeşertebilecek miydi?
Mirza'nın çalan telefonunun sesi üzerine Bahar, Mirza ile göz göze geldi.
Mirza telefonu açmayıp kapattı. Bir süre sonra telefon tekrar çaldı.
Mirza bu sefer açıp karşı tarafı dinledi.
"Her şey Dilan'ın istediği gibi olsun. Dost, düşman Korkmazların şanını bir daha görsün. Yarın düğün başlasın. Tek bir sorun çıkarsa, kendine girecek mezar bul Agir ağa." dedi ve kapattı.
Bölüm Sonu...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.69k Okunma |
251 Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |