Yeni Üyelik
12.
Bölüm

12. Bölüm

@buldumseni_19

Merhaba ben geldim beni özlediniz mi ?


Nasılsınız iyi misiniz ?


Bu arada soru cevap yapmak isterim ilerleyen bölümlerde . Ama bilin ne yok okuyucuuuu . Bir kaç okurum var onlar benim aşklarım umarım soru cevap yapacağım bölüm gelene kadar bir kaç okura daha sahip olurum .


Oy ve yorum yapmayanların rüyasında orangutan onları sevsin.


İyi okumalar.


Bazen hayatın bana oyun oynadığını düşünüyorum.


Hayat bana çözmem gereken bir bulmaca veriyor. Ve o bulmaca çözülemeyecek kadar zor ve karışık.


Birşey yapmak için adım atıyorum, sonrasında ise bambaşka bir sır,bilmece çıkıyor.


Şimdi ise arabamın içinde psikopatın bıraktığı şeye bakıyordum. Ne olmasını istiyordu?Ne başaracaktı? Benim o işe girmemle eline ne geçecekti?


Binlerce sorum vardı ama onları şuan cevaplayacak biri yoktu.


Belki bu gece tekrar okula gidip sorularıma cevabı bulabilirdim.


Elimdeki ilana son kez bakıp arabadan indim. Adımlarımı tekrar kafeye doğrultmuştum.


Kafeye girdiğimde kasaya doğru ilerledim. Kasada duran kız gülümseyerek"Merhaba"demişti ona aynı şekilde karşılık verip. "Merhaba ben iş ilanı için gelmiştim. Patronunuzla görüşebilirmiyim?" kadın ilk önce beni yukarıdan aşağa doğru süzdü.Şaşırmışt. Tabii bende şaşırırdım. Bende ünlü markalarının kıyafetlerini giyen bir kızın kafede çalışmak istediğini görsem bende şaşırırdım.


Üzerimde beyaz uzun kollu kazak,altımda ise gri kumaş pantolon. Ayağıma ince topuklu siyah bot giymiştim. Altın küpeyle ve kolyeyle kombinimi tamamlamıştım.



(Kombini böyle hayal edebilirsiniz takılar böyle değil beğenmediyseniz kendi aklınızdakiyle devam edin)


Kız elini kaldırıp "Patron bakarmısın" dediğinde arkamı döndüm. Arkamda bize doğru gelen o kaba adam vardı. Sikeyim! Bu patron olamaz! Olmamalı! Sertçe yutkunup bakışlarımı sertleştirdim. Kız"Patron hanfendi iş ilanı için gelmiş"dediğinde sahte bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.


Erkek kaşlarını yukarı kaldırıp dudaklarını yana kıvırdı." Yaa demek yeni esirimiz geldi"dediğinde kıza göz kırptı.


Ne oluyor bu aşağılık yerde?


Bilmiyorum raifeğ bilmiyorum.


"Peki işe alındın. Ayla sana işi öğretir"diyip gitti.


Bu iyi mi.Hani patron ya beni çalışanına kitlemek ne? Bana hiçbirşey sormadan almak ne? Neyse işime yarıyordu. Artık bu çocuğu boğumadan nasıl dayanacağıma bakmam gerekiyor.


Ve daha önemlisi bu katilin beni neden kafeye yönlendirdiğini.


Ayla denen kız bana gülümseyip dolaylayarak yanıma geldi. Güzel kızdı.Uzun sarı saçları,mavi gözleri,ince belli ve dolgun bir vücüdü vardı. Boyu kısaydı,benden bir kaç cm kısaydı. "Patron biraz serttir alışırsın zamanla. Aslında iyi biri ama soğuk kimseyle yakınlık kurmaz,fazla gülmez,göz teması kurmaz,gerekmediği sürece konuşmaz sadece izler". anladım dercesine başımı salladım.


"Bu gün çalışmaya başlicaksı ama okulun var biliyorum. Benimle aynı sınıftasın ve derslerimiz aynı. Yani ben ne zaman çıkıp geliyorsam sende mecbur geliceksin. Patron geç kalınmaya tahammül edemez. Direkt fişini keser. Titiz olmalısın,müşterilere karşı güler yüzlü olmalısın"lafını bölmüştüm. "Kendisi bu kurala uymuyor ama"bana anlamazca baktığında açıkladım "Dün gece buraya gelmiştim,beni tersleyip kovdu. "dudaklarını birşey demek için araladı ama kaba bir ses onu susturdu "Sohbet etmek için burda değilsiniz hanımla. İşe koyulun hemen"demişti kaba adam. Sinirder alt dudağımı ısırıp Alyaya döndüm "Bu adamın adı ne?


"Giray Kılıç Kara"demişti hayranlık dolu sesiyle.


Uuuuu ismi bile sexi.Kendisi gibi. Bu adamı sen almazsan ben alırım.


Sus raifeğ sus.


Alyayla beraber bir odaya girdik.Odada çalışma masası ve koltuk vardı. Herhalde bu oda Girayındı."Üstünü burada değiştirebilirsin. Üstünü değiştirdikten sonra direkt kasaya geç,ben molaya çıkıyorum canım "başımı salladığımda odadan çıktı. Eşyalarımı koltuğun üzerine bırakarak üzerimdeki kazağı çıkardım. Kazağı koltuğa koyacakken odanın kapısı açıldı. Refleksle kazağı üzerime tuttum. Gelen Giraydı. Beni görür görmez arkasını döndü "Kusura bakmayın Giray bey,Ayla burada üzerimi değiştirebileceğimi söylemişti "bana arkasını döndüğü için yüz halini göremiyordum. "Sorun değil ben çıkıyorum sen üzerini değiştirip işe başla"diyip odadan çıktı.


Allah kahretsin rezil oldum!Ya bu nasıl bir gün? Elimi çabuk tutarak üzerimi değiştirip personel kıyafetini giydim. Hemen eşyalarımı alarak odadan çıktım. Eşyalarımı Aylanın personeller için ayarlanmış odaya bırakarak kasaya geçtim.


Bir müşteri hesabı ödemek içim yanıma geldiğinde önümde olan bilgisayardan hesabın nekadar olduğuna bakıp müşteriden hesabı aldım. Parayı koymak için kasayı açaçakken şifresinin olduğunu fark ettim. Başımı Ayladan yardım istemek için kaldırdığımda tezgaha elini yaslamış bir adet Giray gördüm. "Hayırdır bir sorun mu var?" dediğinde başımı salladım "Kasa şifreli ve ben şifreyi bilmiyorum." dediğimde dolaylayarak yanıma geldi. "Alya söylemeyi unutmuş herhalde" dibime kadar geldiğinde yutkundum. Bana çok yakındı, kokusunu alabiliyordum. Yeşil elma... Yeşil elmaya kokuyordu. Bir elini tezgaha yaslamış kasanın şifresini giriyordu.


Uzun parmakları klavyenin üzerinde gezdi ve 04192000 yazdı.


Kaşlarım çatılmıştı Giray şifreyi girdiğinde bana baktı. "Bu şifrenin anlamı ne?" diye bir soru yönelttim. "Merak mı ettin?" hiçbirşey demeden ona bakıyordum,kollarını göğsünde birleştirerek" Anlamı yok öyle rastgele sayılar." dedi sabit ses tonuyla. Yüzünde mimik oynamıyordu ne düşündüğünü,hissettiğini anlayamıyordum.


Başımı sallayarak önüme döndüm. Giray hâlâ yanımda durup beni izliyordu. Bu yaptığından rahatsız oluyordum, beni izlemesi tuhaftı. Müşterinin verdiği parayı kasaya koyup kapattım. "1 saat sonra cafeyi kapatacağız. Bir saat içerisinde ya kasada duracaksın ya da mutfağa gidip ortalığı topla. " Ben seni ortadan kaldırmayı tercih ederdim açıkçası. Derin bir nefes alarak "Kasada durmayı tercih ederim "başını sallayıp yanımdan gitti.


Bu adam şaka olmalı. Bu nasıl bir ego, kendini beğenmişlik, gıcıklık? Pislik ya pislik!


Hakaret etme kocama!


Raife sus ağzına vurmiyim. Zaten sinirliyim sende üstüme gelme!


Aman be ne halin varsa gör!


Acaba neden buradayım? Katil beni buraya getirerek ne yapmak istedi? Ben burda neyin,kimin sırrını ortaya çıkarıcam?


Okadar çok sorum vardı ki. Bu işle nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum.


              


                             🌺


1 saat geçmişti ve artık cafeyi kapatmamız gerekiyordu. Saat 22:00 olmuştu. Katilin zamanı gelmişti. Benimle okulda karşılaştıktan sonra gitmişti olay işlememişti. Belki bu gece de oraya gidersem onu yine engellerdim.


Bir umut vardı içimde. Babamın bana bıraktığı umut parçası...


Ayla yanıma gelerek "Sen eşyalarını toplayıp çık ben kapatıyorum bu gün "gülümseyip soyunma odasına geçtim.


Yavaş yavaş yürürken aklımda birsürü sorulara cevap bulmaya çalıştığım için dalmıştım. Soyunma odasının kapısını açıp odaya dalmıştım. Gözlerim karşımdaki manzarayla kocaman açılmıştı. Karşımda yarı çıplak bir adam vardı.


Siktir! Hemde kaslı kollara ve sırta sahip bir erkek. Sertçe yutkunup kendimi toparlamaya çalıştım. Kaslı erkek bana döndüğünde ne yapacağımı bilemedim. Çocuk hiçbirşey olmamış gibi t-shortunu üzerine geçirip bana doğru birkaç adım attı. Çok yakışıklıydı.


Boyu fazlasıyla üzündu, herhalde 1.80'lerdeydi. Kumral hafif kıvırcık saçları,mavi gözleri,yumuşak yüz hatlarıyla çok yakışıklı görünüyordu. Hafif bir gülümsemeyle "Ne oldu çok mu beğendin beni?" Açıkçası evet beğenmiştim ama bunu sana söylermiydim? Hayır.


Bende aynı şekilde ona karşılık vererek "Hayır ama galiba sen beni beğendin beni sürdüğünü göre." Güzel gülümsemesi dudaklarından eksilmezken daha da büyüdü. "Ne yalan söyliyim evet beğendim güzel ve tatlı bir kızsın Yaz". Kaşlarım çatıldığında ekledi "Adını Ayladan öğrendim ve güzelsin ben yalandan hoşlanma. Aklımdan ne geçiyorsa onu söylerim." Tek kelime etmeden ona bakıyordum "Büğülendin sanırım. E,tabi benimde karşımda yakışıklı,zeki,kaslı biri olsaydı bende büğülenirdim." Kaşlarımı hayava kaldırarak konuştum "Sende mi egolusun?" Ellerini göğsünde birleştirip "Sende?Başka kim egolu ki?" Hiç çekinmeden "Patronun" dedim.


Gülüp"Patronumuz"diye düzeltti. Ah, evet patronumuz. Malesef ki benim de patronumdu. Acı ama gerçek.


"Güzel sende dürüstsun. Dürüst ve güzel kadınları hep çok sevmişimdir" göz kırpıp gitti.


Siktir! Ben ne yaşamıştım böyle?


Kendimi toparlayıp üzerimi değiştirdim ve hızlıca cafeden çıktım. Hemen arabama binip derin bir nefes aldım. Yeni bir zorlukla karşı karşıyaydım.


Giray Kılıç Kara....


Giray cafeyi kapatıp arabamın karşısındaki arabasına binip bakışlarını bana kilitlemişti. Eğer bakışlarımı kaçırırsam kaybeden taraf olurdum. Dik dik ona bakıyordum kaçmak gibi bir isteğim yoktu. İlk o gidecekti.


Ve dediğim gibi de olmuştu. Arabasını çalıştırarak buradan uzaklaştı.


 


                            🤍


Arabamı cafe önünde bırakarak okula giriş yapmıştım. Annem sağ olsun anahtarı masasında bırakmıştı. Bende hemen bu fırsatı değerlendirip buraya gelmiştim. Hatta bir kaç dakika erken gelmiştim. Katil aynı kapı önünde beni bekle demişti. Bende onu bekleyecektim.


Ama kapı önünde değil odanın içinde. Bana söylenen şeylerin tam tersini yapmaya bayılıyorum.


Hızlı adımlarla sınıfın olduğu kata çıktım. Çok garip bir sessizlik vardı. Belki gelmemişti. Hayır, hayır gelmiş olması gerekiyor! Işığın açtığım feneri sınıf kapısına doğru tuttum,doğru sınıfa gelmişti. Derin bir nefes alarak yavaş ve sessizce kapıyı araladım.


                             


Dışarıdan vuran ayın ışığıyla aydınlanan sınıf odası boştu. Katil burada değildi. Siktir! Beni kandırmışmıydı? Yoksa beni görüp kaçtı mı?


Belki yine not bıraktı düşüncesiyle bakışlarımı etrafta gezdirdim. Ne kutu ne başka birşey görmüştüm. Beni kandırmıştı,gelmemişti. Ben niye ona inanıp geldiysem. Hata bendeydi.


Uzun bordo tırnaklarımı avucumun içine bastırdım. Ya katil gerçek değilse? Ya herkesin düşündüğü gibi okuldan bir mal ise?


Ben bunları düşünürken aralık kapıdan bir sis geldi. Duman? Siktir! Bu bir dumandı.


Birşey mi yanıyordu? Odayı sisler kaplamıştı.Sikeyim yangın vardı. Hızlıca odadan çıkmaya çalıştım ama kapıyı tamamen açtığımda önümde koca bir alev vardı. Yangın burdan başlamıştı. Biri benim olduğum sınıfın önünü yakmıştı.


Alevler çok büyümüştü çıkamayacağim kadar büyüklerdi ve etrafımı kaplamışlardı. Üzerimdeki montu çıkararak ağzımı ve burnumu kapatmaya çalışıp sınıfa geri döndüm. Camlara doğru koşarak gittim amacım camı açıp atlamaktı. Ama camlara kilit takılmıştı.


Sikeyim! Biri buraya geleceğimi bilip önceden tuzak hazırlamıştı. Allah'ım lütfen şuan okulda biri olsun lütfen sen bana yardım et. Nefes alışım zorlanıyordu sınıfta çok sis vardı.


Seni bir gün bulacağım katil. Bu yaptıkların bedelini ödeyeceksin.


Sınıfta camı kırabileceğim hiçbirşey yoktu.Sandalyeler yere sabitliydi.


Şimdi öleceğimi asla tahmin etmiyordum. Çaresizce yere çöktüm. Sırtımı duvara yaslayım gözlerimi kapattım.


Abi,baba size geliyorum. Beni bekleyin. Yanağımdan bir damla göz yaşı süzüldü. Sizin yanınıza geliyorum sevgili ailem beni bekleyin. Yorgunca gözlerim istemsizce kapandı. Kapanmamaları için okadar çok çaba sarf etmiştim ki. Ama başarılı olamamıştım.


Tek hatırladığım şey boğukça çıkan kapı açılma sesiydi...


                              😇


Hellooooo canlarım,ciğerlerim.


Nasılsınız?


Umarım iyisinizdir çünkü ben çok iyim.Tabiki iyi olacağım yine bölümü heyecanlı yerde bitirdim?


Bölümü nasıl buldunuz?


Karakterleri nasıl buluyorsunuz?


Sizce diğer bölüm neler olucak?


Yorum ve vote yapmayanların rüyasına orangutan girip sevsin ☺️


Görüşürüzzzzzzzz🤍


Loading...
0%