@buldumseni_19
|
Merhaba! Beni özlediniz mi? Ben çok özledim Neyse çok uzatmadan iyi okumalar 🌸 Unutmayın ki Acı çeken kadınlar,çok güzel gülümser... ☆ Uyumamı engelleyen şey kapının açılmasıydı. Kapı açıldığında başımı yastıktan kaldırıp gelene baktım. Gözlerim kocaman açılmıştı. Bunu asla beklemiyordum! Ayla yüzündeki gülümsemesiyle odaya girdi. Daha çok şaşırdığım şey ise arkasından gelen Giray'dı. Elinde bir beyaz lale buketi ve çikolata olduğunu tahmin ettiğim kutuyla bana doğru geldi. Ayla güler yüzünü buruşturup yan gözle Giray'a bakmıştı. Benim yanıma gelip elini elimin üzerine koydu. "Umarım ziyaretçi kabul ediyorsundur. Kendimi zorlayarak onayladım. Bana rahat yoktu! Kalkmak için kendimi zorladığım an Giray elindekileri Ayla'ya tutuşturup yastığı düzelterek dayanmam için bana yardım etmişti "Teşekkür ederim" benimle göz teması kurmadan diğer sandalyeye oturdu. Odam büyüktü. Yatağımı karşısında bir televizyon,sağında ikili koltuk ve bir tekli koltuk ve küçük iki kapaklı dolap.Odada ışıklandırma biraz fazlaydı gözlerimi rahatsız edecek kadar fazla."Habersiz ilk günden geldik ama çalışanımı merak ettim. Benim işkencelerime dayanabilecek güçte misin bakmak istedim. Ve görüyorum ki o güçtesin" Son cümlesini söylerken gözleri gözlerimi bulmuştu. Kahverengi gözleri farklı bir tondaydı. İlk defa böyle bir ton görüyordum belki lensler. Kendimi tutamayarak"Gözlerin lens mi? "Gözleriniz demek istedin herhalde." "Hayır gözlerin. Şuan mesaide olmadığımıza göre burada patronum olarak bulunmuyorsun." Memnuniyetle başını salladı "Öyle olsun bakalım." Biraz Giray'ı inceledim. Üzerinde düz beyaz Tişörtü ve deri ceketi vardı,altında ise siyah kot pantolon. Yalan söylememe gerek yöktü yakışıklıydı ve üzerindekiler ona çok yakışmıştı. Ayla hemen lafa atlayarak "O okulda ne işin vardı Yaz. Aptalmısın kızım sen. Okulda bir katil var! Ama sen gece gece okuldasın! Üstelik yangına maruz kalıyorsun! Sendeki cesaret kimsede yok be kızım! Sana hayramın!" Herşeyi beş saniyede söylemişti. Giray uyarırcasına öksürdü. Bakışlarımı ona diktim. Vardı bu adamda birşey! Ama ne? Aynı şekilde oda bana bakıyordu. Asla bakışlarımı ilk ben kaçırmayacaktım! Bu uzun bakışmadan sıkılmış olacak ki Ayla sorusuyla böldü. "Eee anlatmayacakmısın? Neden oradaydın?" "Ayla daha yeni uyanmış belli onu ziyaret edip yetmezmiş gibi sorguya çekiyorsun. Kendin nefes almıyorsun bari bize aldırt! Fazlasıyla çok konuşuyorsun. Bir daha çeneni açarsan tüm bulaşıkları sen yıkarsın!" Bu dediyle güldüm Ayla asla bulaşık yıkayacak bir kıza benzemiyordu. Başımı Ayla'nın kucağına çevirdim. Kuçağında beyaz lale vardı. En sevdiğim çiçek! Ama bunu nereden biliyorlardı? Ayla başını iki yana sallayarak "Bunları sana aldı ama vermedi. Ne olacak abi bozuntusu işte almayı biliyor ama vermeyi bilmiyor!" Ne? Abi bozuntusu mu? Kaşlarımı çatıp "Abi bozuntusu?"Giray sabır dilercesine mırıltılar çıkarıp derin nefes aldı. "Evet Giray abim." Nasıl yani nasıl olur? Ben onları patron çalışan zannettim. Şaşkınlıkla onlara bakıyordum. Aslında biraz incelediğimde birbirilerine benziyorlar. "Sana bu bilgiyi vermeyi atlamışım. Bi iğleş, işe devam et sana tüm dünyadaki dedikoduları anlatıcam." Zorlukla gülümsedim Ayla iyi kızdı. Onun sayesinde o iş yeri zindana dönüşmezdi. Giray ayağa kalkıp "Biz artık gidelim. Sende iyice dinlen işe başladığında seni fazlasıyla yoracağım." Ayla sinsice gülümseyip göz kırptı. Bu gülümsemesinden ne anlayabilirdim? Ayla bana sarılarak odadan çıktı. Giray son anda çıkmaktan vazgeçip yanıma geldi. "Ne oldu?" Elini cebine sokarak bir cihaz çıkarttı. Kaşlarımı çatınca parmağını dudağının üzerine koydu. 'Sus' diyordu. Cihazı tekrar cebine sokup telefonunu çıkarttı. Anlamıyirdum bu cihaz neydi? Dayanamayarak sırtımı yasladığim yerden kaldırıp elimi cihazı soktuğu yere daldırdım. Giray şok olmuş gibi bana bakıyordu. Şuan ne düşündüğü umurumda değildi. Cihazı cebinden aldığımda incelemeye başladım. Siyah,küçük,kare birşeydi. Aklıma gelen şeyle dudaklarımı araladığım an elini dudaklarımın üzerine kapattı. Sertçe yutkunup ona şaşkınlıkla baktım. Başını iki yana sallayıp parmağını dudaklarının üzerine koydu. Konuşmamalıydım! Başımı tamam anlamında salladığımda elini geri çekti. Başını bana doğru eğip kulağıma fısıldadı "Başka yerlerde de ses kayıt cihazı ve kamera olabilir. Ona göre hareket et ve konuş. Kim koydu bunları bilmiyorum ama başın belada olabilir. Neye bulaştın?" Aklıma gelen isimle tırnaklarımı avucuma bastırdım. Sikeyim! Psikopat katil olabilirmiydi? Aynı şekilde bende fısıldadım "Beni yangına maruz bırakan kişi." Benden uzaklaşıp ellerini cebine soktu. "Umarım yerinde durursun ve başına bela açmazsın bana lağzımsın sana birşey olmasını istemem. Katilden ve onunla alakalı şeylerden uzak dur." Geriye doğru bir adım atıp durdu" Benim fikrimi sorarsan bence bu yangın işini katil yapmadı. Anladığım kadarıyla onunla bir şekilde iletişime girmişsin. Tehlikeyi seviyorsun galiba. Seninle iletişime geçtiğine göre seni kullanacaktır bu yüzden ölmeni istemez." Bunları nasıl tahmin etti bilmiyorum. Tek bildiğim bir şey var oda zeki olduğu. Başka bir şey söylemeden odadan çıktı. Başımı yastığa koydum ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Şu an gücüm yoktu. Yarın şu dinleme cihazlarını çözmeliydim. Ve diğer sorunları. ☘️
Oğuz sabah uyandığımda odamdaydı. Gözlerimi açtığım an bana sarılıp şükretmişti. Sonra ise sağlam bir azar işitmiştim. Şimdi ise Mevsim bir köşede oturmuş bizi izliyorken Oğuz bana zorla çorba içiriyordu. Tadı iğrençti! "Oğuz yeter başım şişti!"diye isyan ettim sonunda. Cidden bunalmıştım! "Yetmez, yetmez. Sana dünyanın lafını desem sen akılanmazsın!" "Mevsim al şunu başımdan." "Bu sefer haklı Yaz. Bu katili bulma işi canına kast edecekse artık durmalısın!" "Hayır!" "Bu katilin babamın ve abimin ölümüyle bir ilgisi olabilir. Ona ulaşmalıyım. Bu canıma bile kast etse onunla iletişime geçmeliyim!" Derin bir nefes aldım ve onlara baktım. Onlar da biliyorlardı. Asla pes etmeyecektim! Kulağa imkansız gelse de umrumda deği. YAPACAĞIM! Mücadele edeceğim, düşeceğim ama her zaman ayağa kalkacağım ve eskisinden daha güçlü olacağım. Bir yandan bilgi ediniyordum. Babamın bir savcı arkadaşı vardı. Bir kaç kere katille ilgili davası varmış. Beni kırmayıp bir şeyler anlatmıştı. Aynı zamanda beni,annemi ve arkadaşlarımı korumaya almıştı. Edindiğim bilgiler şunlardı; Dışarıda bir katil alt dünyada ise bir örgüt lideri. Hayatı hakkında çok birşey bilinmiyor ama kimseyi olduğunu öğrendim. Ailesi o küçükken gözleri önünde öldürülmüş. Bir kardeşi varmış ama o da kayıplara karışmış. İntikam almak için kendini sokaklara atmış. Birisi onu sokakta bulup eğitmiş. Onu bulan adam örgüt kurucusuymuş. Yaşlandığında koltuğunu katile vermiş ve piyasadan çekilmiş. Ama tam olarak gitmemiş hâlâ gözü, kulağı onun üzerindeymiş. Bir şeye ihtiyacı olduğunda hemen yardımına koşarmış. Onun sayesinde şu an yakalanmaz ve durmak bilmeyen bir canavara dönüşmüş. Alt dünyada Gölge diye anılıyormuş. Herkesin karşısına bir gölge gibi çıkıyormuş. Kimse onu tam olarak göremeden işini bitiriyormuş. Karda yürüse bile ayak izlerini bir şekilde gizliyormuş bu yüzden kimse onu izin vermedikçe bulamıyormuş. Şuna eminim ki yaşadıkları onu canavara dönüştürmüştü. Gözü hiçbirşey görmeyen acımasız bir canavar. Kapı çaldığında başımı kapıya doğru çevirmiştim. Yine kim geldi? Kapı açıldığında iki polis memuru ve iki takım elbiseli orta yaşlarında olan adamlar girdi. Kaşlarımı çattığimda olduğum yerden doğruldum. Oğuz benden önce davranarak "Merhaba, ne için buradasınız?" demişti. En öndeki sarışın, kahverengi gözlü komiser "Biz Yaz hanımın ifadesini almak ve onunla bir şey konuşmak için gelmiştik." Boğazımı temizleyip "Ne konuşacaksınız" Takım elbiseli adamlar bana doğru gelerek "Sizinle bir anlaşma yapmak istiyoruz. Bildiğiniz üzere Gölge denen adamı bulmak için tüm dünya seferber oldu. Tahmin ettiğimiz üzere küçük bile olsa bir iletişime girilmiş. Sizinle ne için konuştuğunu az çok tahmin ediyoruz. Sizi kendi tarafına çekip bize karşı kullanacaktır. Sizi bir nevi tutsak edecektir." Bunu elbet tahmin etmiştim bu yüzden onunla görüşmek için canımı ortaya koymuştum. "Evet tahmin ettim. Benden ne istiyorsunuz?" "Tutsak olmanı."
Helü aşklarım bu gün bu bölümü tek oturuşta yazdım. Melesef ki yine düzenlemeden atacağım. Yazım ve noktalama işaretleri için kusuruma bakmayın. Eğer mantık yanlışları da varsa özürlerimi dilerim. Dediğim gibi ilk bölümler çok kısa ve uzattım ama şuan bence uzunluğu daha iyi. Gelelim bölüm sorularına; Giray'ı nasıl buluyorsunuz? O dinleme cihazını nasıl buldu aklından neler geçiyor? Ayla'yı nasıl buldunuz? Ayla ve Giray'ın kardeş olması peki? Sizce yangını katil mi çıkarttı ve neden çıkartmış olabilir. Bölüm sonundaki o adamlar ne yapacak katili bulmak için? Yaz onlara güvenip istediklerini yapacak mı? Çok seviliyorsunuz kendinizi iyi bakın öpüldünüz 😘☘️ İg:buzkralicesi12 Yaz'ın parodi ig hesabı:yaz.atalar Tiktok:raife.beyazleke47 Merhaba! Beni özlediniz mi? Ben çok özledim Neyse çok uzatmadan iyi okumalar 🌸 Unutmayın ki Acı çeken kadınlar,çok güzel gülümser... ☆ Uyumamı engelleyen şey kapının açılmasıydı. Kapı açıldığında başımı yastıktan kaldırıp gelene baktım. Gözlerim kocaman açılmıştı. Bunu asla beklemiyordum! Ayla yüzündeki gülümsemesiyle odaya girdi. Daha çok şaşırdığım şey ise arkasından gelen Giray'dı. Elinde bir beyaz lale buketi ve çikolata olduğunu tahmin ettiğim kutuyla bana doğru geldi. Ayla güler yüzünü buruşturup yan gözle Giray'a bakmıştı. Benim yanıma gelip elini elimin üzerine koydu. "Umarım ziyaretçi kabul ediyorsundur. Kendimi zorlayarak onayladım. Bana rahat yoktu! Kalkmak için kendimi zorladığım an Giray elindekileri Ayla'ya tutuşturup yastığı düzelterek dayanmam için bana yardım etmişti "Teşekkür ederim" benimle göz teması kurmadan diğer sandalyeye oturdu. Odam büyüktü. Yatağımı karşısında bir televizyon,sağında ikili koltuk ve bir tekli koltuk ve küçük iki kapaklı dolap.Odada ışıklandırma biraz fazlaydı gözlerimi rahatsız edecek kadar fazla."Habersiz ilk günden geldik ama çalışanımı merak ettim. Benim işkencelerime dayanabilecek güçte misin bakmak istedim. Ve görüyorum ki o güçtesin" Son cümlesini söylerken gözleri gözlerimi bulmuştu. Kahverengi gözleri farklı bir tondaydı. İlk defa böyle bir ton görüyordum belki lensler. Kendimi tutamayarak"Gözlerin lens mi? "Gözleriniz demek istedin herhalde." "Hayır gözlerin. Şuan mesaide olmadığımıza göre burada patronum olarak bulunmuyorsun." Memnuniyetle başını salladı "Öyle olsun bakalım." Biraz Giray'ı inceledim. Üzerinde düz beyaz Tişörtü ve deri ceketi vardı,altında ise siyah kot pantolon. Yalan söylememe gerek yöktü yakışıklıydı ve üzerindekiler ona çok yakışmıştı. Ayla hemen lafa atlayarak "O okulda ne işin vardı Yaz. Aptalmısın kızım sen. Okulda bir katil var! Ama sen gece gece okuldasın! Üstelik yangına maruz kalıyorsun! Sendeki cesaret kimsede yok be kızım! Sana hayramın!" Herşeyi beş saniyede söylemişti. Giray uyarırcasına öksürdü. Bakışlarımı ona diktim. Vardı bu adamda birşey! Ama ne? Aynı şekilde oda bana bakıyordu. Asla bakışlarımı ilk ben kaçırmayacaktım! Bu uzun bakışmadan sıkılmış olacak ki Ayla sorusuyla böldü. "Eee anlatmayacakmısın? Neden oradaydın?" "Ayla daha yeni uyanmış belli onu ziyaret edip yetmezmiş gibi sorguya çekiyorsun. Kendin nefes almıyorsun bari bize aldırt! Fazlasıyla çok konuşuyorsun. Bir daha çeneni açarsan tüm bulaşıkları sen yıkarsın!" Bu dediyle güldüm Ayla asla bulaşık yıkayacak bir kıza benzemiyordu. Başımı Ayla'nın kucağına çevirdim. Kuçağında beyaz lale vardı. En sevdiğim çiçek! Ama bunu nereden biliyorlardı? Ayla başını iki yana sallayarak "Bunları sana aldı ama vermedi. Ne olacak abi bozuntusu işte almayı biliyor ama vermeyi bilmiyor!" Ne? Abi bozuntusu mu? Kaşlarımı çatıp "Abi bozuntusu?"Giray sabır dilercesine mırıltılar çıkarıp derin nefes aldı. "Evet Giray abim." Nasıl yani nasıl olur? Ben onları patron çalışan zannettim. Şaşkınlıkla onlara bakıyordum. Aslında biraz incelediğimde birbirilerine benziyorlar. "Sana bu bilgiyi vermeyi atlamışım. Bi iğleş, işe devam et sana tüm dünyadaki dedikoduları anlatıcam." Zorlukla gülümsedim Ayla iyi kızdı. Onun sayesinde o iş yeri zindana dönüşmezdi. Giray ayağa kalkıp "Biz artık gidelim. Sende iyice dinlen işe başladığında seni fazlasıyla yoracağım." Ayla sinsice gülümseyip göz kırptı. Bu gülümsemesinden ne anlayabilirdim? Ayla bana sarılarak odadan çıktı. Giray son anda çıkmaktan vazgeçip yanıma geldi. "Ne oldu?" Elini cebine sokarak bir cihaz çıkarttı. Kaşlarımı çatınca parmağını dudağının üzerine koydu. 'Sus' diyordu. Cihazı tekrar cebine sokup telefonunu çıkarttı. Anlamıyirdum bu cihaz neydi? Dayanamayarak sırtımı yasladığim yerden kaldırıp elimi cihazı soktuğu yere daldırdım. Giray şok olmuş gibi bana bakıyordu. Şuan ne düşündüğü umurumda değildi. Cihazı cebinden aldığımda incelemeye başladım. Siyah,küçük,kare birşeydi. Aklıma gelen şeyle dudaklarımı araladığım an elini dudaklarımın üzerine kapattı. Sertçe yutkunup ona şaşkınlıkla baktım. Başını iki yana sallayıp parmağını dudaklarının üzerine koydu. Konuşmamalıydım! Başımı tamam anlamında salladığımda elini geri çekti. Başını bana doğru eğip kulağıma fısıldadı "Başka yerlerde de ses kayıt cihazı ve kamera olabilir. Ona göre hareket et ve konuş. Kim koydu bunları bilmiyorum ama başın belada olabilir. Neye bulaştın?" Aklıma gelen isimle tırnaklarımı avucuma bastırdım. Sikeyim! Psikopat katil olabilirmiydi? Aynı şekilde bende fısıldadım "Beni yangına maruz bırakan kişi." Benden uzaklaşıp ellerini cebine soktu. "Umarım yerinde durursun ve başına bela açmazsın bana lağzımsın sana birşey olmasını istemem. Katilden ve onunla alakalı şeylerden uzak dur." Geriye doğru bir adım atıp durdu" Benim fikrimi sorarsan bence bu yangın işini katil yapmadı. Anladığım kadarıyla onunla bir şekilde iletişime girmişsin. Tehlikeyi seviyorsun galiba. Seninle iletişime geçtiğine göre seni kullanacaktır bu yüzden ölmeni istemez." Bunları nasıl tahmin etti bilmiyorum. Tek bildiğim bir şey var oda zeki olduğu. Başka bir şey söylemeden odadan çıktı. Başımı yastığa koydum ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Şu an gücüm yoktu. Yarın şu dinleme cihazlarını çözmeliydim. Ve diğer sorunları. ☘️
Oğuz sabah uyandığımda odamdaydı. Gözlerimi açtığım an bana sarılıp şükretmişti. Sonra ise sağlam bir azar işitmiştim. Şimdi ise Mevsim bir köşede oturmuş bizi izliyorken Oğuz bana zorla çorba içiriyordu. Tadı iğrençti! "Oğuz yeter başım şişti!"diye isyan ettim sonunda. Cidden bunalmıştım! "Yetmez, yetmez. Sana dünyanın lafını desem sen akılanmazsın!" "Mevsim al şunu başımdan." "Bu sefer haklı Yaz. Bu katili bulma işi canına kast edecekse artık durmalısın!" "Hayır!" "Bu katilin babamın ve abimin ölümüyle bir ilgisi olabilir. Ona ulaşmalıyım. Bu canıma bile kast etse onunla iletişime geçmeliyim!" Derin bir nefes aldım ve onlara baktım. Onlar da biliyorlardı. Asla pes etmeyecektim! Kulağa imkansız gelse de umrumda deği. YAPACAĞIM! Mücadele edeceğim, düşeceğim ama her zaman ayağa kalkacağım ve eskisinden daha güçlü olacağım. Bir yandan bilgi ediniyordum. Babamın bir savcı arkadaşı vardı. Bir kaç kere katille ilgili davası varmış. Beni kırmayıp bir şeyler anlatmıştı. Aynı zamanda beni,annemi ve arkadaşlarımı korumaya almıştı. Edindiğim bilgiler şunlardı; Dışarıda bir katil alt dünyada ise bir örgüt lideri. Hayatı hakkında çok birşey bilinmiyor ama kimseyi olduğunu öğrendim. Ailesi o küçükken gözleri önünde öldürülmüş. Bir kardeşi varmış ama o da kayıplara karışmış. İntikam almak için kendini sokaklara atmış. Birisi onu sokakta bulup eğitmiş. Onu bulan adam örgüt kurucusuymuş. Yaşlandığında koltuğunu katile vermiş ve piyasadan çekilmiş. Ama tam olarak gitmemiş hâlâ gözü, kulağı onun üzerindeymiş. Bir şeye ihtiyacı olduğunda hemen yardımına koşarmış. Onun sayesinde şu an yakalanmaz ve durmak bilmeyen bir canavara dönüşmüş. Alt dünyada Gölge diye anılıyormuş. Herkesin karşısına bir gölge gibi çıkıyormuş. Kimse onu tam olarak göremeden işini bitiriyormuş. Karda yürüse bile ayak izlerini bir şekilde gizliyormuş bu yüzden kimse onu izin vermedikçe bulamıyormuş. Şuna eminim ki yaşadıkları onu canavara dönüştürmüştü. Gözü hiçbirşey görmeyen acımasız bir canavar. Kapı çaldığında başımı kapıya doğru çevirmiştim. Yine kim geldi? Kapı açıldığında iki polis memuru ve iki takım elbiseli orta yaşlarında olan adamlar girdi. Kaşlarımı çattığimda olduğum yerden doğruldum. Oğuz benden önce davranarak "Merhaba, ne için buradasınız?" demişti. En öndeki sarışın, kahverengi gözlü komiser "Biz Yaz hanımın ifadesini almak ve onunla bir şey konuşmak için gelmiştik." Boğazımı temizleyip "Ne konuşacaksınız" Takım elbiseli adamlar bana doğru gelerek "Sizinle bir anlaşma yapmak istiyoruz. Bildiğiniz üzere Gölge denen adamı bulmak için tüm dünya seferber oldu. Tahmin ettiğimiz üzere küçük bile olsa bir iletişime girilmiş. Sizinle ne için konuştuğunu az çok tahmin ediyoruz. Sizi kendi tarafına çekip bize karşı kullanacaktır. Sizi bir nevi tutsak edecektir." Bunu elbet tahmin etmiştim bu yüzden onunla görüşmek için canımı ortaya koymuştum. "Evet tahmin ettim. Benden ne istiyorsunuz?" "Tutsak olmanı."
Helü aşklarım bu gün bu bölümü tek oturuşta yazdım. Melesef ki yine düzenlemeden atacağım. Yazım ve noktalama işaretleri için kusuruma bakmayın. Eğer mantık yanlışları da varsa özürlerimi dilerim. Dediğim gibi ilk bölümler çok kısa ve uzattım ama şuan bence uzunluğu daha iyi. Gelelim bölüm sorularına; Giray'ı nasıl buluyorsunuz? O dinleme cihazını nasıl buldu aklından neler geçiyor? Ayla'yı nasıl buldunuz? Ayla ve Giray'ın kardeş olması peki? Sizce yangını katil mi çıkarttı ve neden çıkartmış olabilir. Bölüm sonundaki o adamlar ne yapacak katili bulmak için? Yaz onlara güvenip istediklerini yapacak mı? Çok seviliyorsunuz kendinizi iyi bakın öpüldünüz 😘☘️ İg:buzkralicesi12 Yaz'ın parodi ig hesabı:yaz.atalar Tiktok:raife.beyazleke47 |
0% |