Ne yapacağımı bilmez bir şekilde gerçek olduğuna inanamadığım mesajları tekrar ve tekrar okudum. Tam onun varolmadığına inanmışken o tüm doğrularımı yıkmış ve tuhaf bir bilinmezlik tohumu düşürmüştü içime.

ilk defa böyle hissediyorum demişti.

Nasıl hissediyordu ki?

Sohbete düşen bir diğer mesajla düşünmeyi bırakıp ne yapacağıma karar vermeye çalıştım. Onu hiç bir şekilde tanımıyordum.

Takıntılı bir sapık çıkma ihtimali vardı.

Tanımadığım, bilmediğim ve hiç görmediğim bir insanla konuşmam ne kadar etikti?

Ona yazdığım sıralar bunu ayırt edebilecek bir durumda değildim fakat şuan zihnimde hesapladığımda bunun tamamen bir hata olduğunu anlıyorum.

Bir hatadan ibaret...

Yabancı : Bir şey söylemeyecek misin?

Siz : Ne söylemeliyim?

Yabancı : Herhangi bir şey.

Siz : Bak, yaptığım saçmalığın farkındayım ve bu yüzden senden çok özür diliyorum fakat o sıralar bunun bir saçmalık olduğunun farkına varamayacak kadar zor bir süreçteydim. Unut gitsin tamam mı? Sadece unut lütfen, bu bir hataydı.

Yabancı : Hata mı?

Yabancı : Bu bir hata değildi, hiç olmadı. Senin yazdığın her bir kelime, satır satır işledi beynime.

Siz : Ne demeye çalışıyorsun? Açık ol lütfen.

Yabancı : Hiçbir şey kesin değil zihnimde, fikrimde. Sadece konuşamaz mıyız? Derdimi dinlesen, derdini dinlesem olmaz mı? Belki sonra fazlası...

İyi bir insan olduğunu düşündüm. Buna inandım. Satırlarında bir artniyet, çıkar aramadım. Arasamda bulamazdım. Öyle içten, öyle özdendi ki cümleleri.

Yeni hayatımda yalnızlığımda boğulmak istemedim. Onun samimiyetine inandım, güvendim ve onunla konuşabilmek, tanışabilmek istedim.

Çok değil, telefonumun içinde olsun yeter dedim.

Siz : Herşeye yeniden başlamaya ne dersin?

Yabancı : Neden olmasın derim.

Siz : Tanışalım o halde, Ben Cemre.

Yabancı : Alaz bende.

Siz : Kaç yaşındasın Alaz?

Yabancı : 27

Siz : 25 :)

Yabancı : Doktorsun galiba?

Siz : Evet ama nereden biliyorsun?

Yabancı : Bir mesajında kalp hastası bir hastandan bahsetmiştin :)

Siz : Herşeye böyle dikkat eder misin? Veya hatırlar mısın :)

Yabancı : Sadece değerli gördüklerime:)

Siz : Sen peki? Sen ne iş yapıyorsun?

Yabancı : Türk Silahlı Kuvvetlerinde Bordo Bereli Askerim.

Siz : Ciddi misssiiiiiiiin?!

Siz : Hemde bordo bereli!

Yabancı : ?

Siz : Benim Türk ve Rus askerlerine içim gidiyor. Çok seksi geliyorlar bana.

Siz : Öhöm öhöm, pardon komutanım.

Siz : Bir an kendimi kaybetmiş olabilirim.

Yabancı : Görebiliyorum Cemre, için gidiyormuş falan. Seksi geliyorlarmış birde, onu da atlamayalım.

Siz : Komutanım rütbenizzz?

Yabancı : Yüzbaşıyım.

Siz : Bizde acilbaşıyız falan işte...

'Yabancı' kişisini 'komutanımm' olarak kaydettiniz.

Komutanımm : Nerede yaşıyorsun Ateş parçası?

Siz : Yiaaa komutanım, adımın anlamını nereden biliyorsunuz?

Komutanımm : Cevap?

Siz : Şırnakta yaşıyorum, sen nerede yaşıyorsun komutanım?

Komutanımm : Ne tesadüf ki aynı şehirdeyiz.

Siz : Kader bizim için çoktan ağlarını örmüş gibi komutanım.

Komutanımm : İyi ki örmüş doktor hanım.

Bölüm sonucu

Kocacım komutancımla doktor kızımız oluyor gibi ha?

Alaz ve Cemre uyumu pekiii?

Alaz : Ateş , Cemre : Ateş Parçası demekk

İyi geceler dostlar