Yeni Üyelik
23.
Bölüm

CEZA

@burcu29

Geldiğimiz yer büyük bir arazide bulunan boş bir depoydu. Gözlerim iyice etrafı taradı. Herhangi bir durumda neler yapabileceğimi belirlemeliydim. Yanımdaki üç adamla içeri girdim. Kudret bey arkası dönük duruyordu.

Yarım metre uzaklıkta karşısında durdum. Kollarını arkada birleştirerek yüzünü bana döndü.

 

‘’ Eminim seninle neden konuşmak istediğimi merak ediyorsun..’’ Dedi.

 

‘’ Merak demeyelim de bu konuşmayı bekliyordum; ama bu şekilde karşınıza getirmeniz hiç hoş olmadı. Unutmayın hala yeğeninizin karısıyım.’’ Dedim. Kahkaha attı.

 

‘’ Ama o seni karısı olarak görmüyor ki seni terk etti.. Yeğenimi ben büyüttüm ve nasıl bir insan olduğunu da senden daha iyi biliyorum. Ailesinin intikamını almak için seni hayatına aldı. ‘’bu sefer kahkaha atan bendim.

 

‘’ Yanılıyorsunuz Kudret Bey konuşmamız gereken konu bu değil ikimizde çok iyi biliyoruz. Artık asıl konuşmak istediğiniz konuya gelin bence.’’ Dedim.

 

Kaşlarını çatarak yüzüme baktı. Benden o kadar çok nefret ediyordu ki gözlerine her baktığımda belli oluyordu.

 

‘‘ Anneanneni kimin öldürdüğünü Ateş’e sormak ister misin?’’ Dediği an beynimden vurulmuşa döndüm.

 

‘’ Ne saçmalıyorsun sen açık konuş.’’ Dedim.

 

‘’ Eminim benimle ilgili bildiğin çok şey var ama araştırman ve sorgulaman gereken ben değil Ateş olmalı. Sen ona anneannene ne olduğunu sormak ile başlayabilirsin.’’ Diyerek depodan çıktı.

Kulaklarım da oluşan uğultu susmuyordu.

 

Neydi şimdi bu söylediği. Ateş mi öldürmüştü anneannemi; beni yalnız kalmaya mahkûm bırakan o muydu? Telefonumun sesi ile kendime gelmiştim. Ekranda onun ismi vardı. Telefonu tamamen kapadım. Hızla arabama binip sürmeye başladım. Beynimin içinde sürekli aynı cümle dönüyordu. Ateş bunu yapmaz.

 

Arabayı şehrin uzaklarında uçurumun kenarına durdurdum. Hazmetmek için zamana ihtiyacım vardı. Ateş gibi yargısız infaz yapmamalıydım. Düşündüm gece yarısına kadar düşündüm. Ama sonuç bulamadım. Telefonumu açtığımda kırk cevapsız arama vardı. Ateş olmak üzere herkes aramıştı. Büşra’nın ismine tıklayarak telefonun cevaplanmasını bekledim.

 

‘‘ Mira off şükürler olsun neredesin, iyi misin?’’ Dedi tam cevap vermek için konuşacaktım. Onun sesini duydum.

 

‘’ İyi olduğunu söyle.’’ Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

 

‘‘ İyiyim herkes Uçurum’da mı?’’

 

‘’ Evet’’ dedi. ‘’ geliyorum.’’ Diyerek telefonu kapadım. Yaklaşık yarım saat sonra Uçuruma gelmiştim. İçeri girdiğimde bizimkilerden başka kimse yoktu. Ateş ileri geri adımlayarak barın orada yürüyordu. Buket’in ‘’ Mira ‘’ demesi ile tüm gözler bana döndü. Müptelası olduğum gözlerde endişe vardı. Peki, benim gözlerim de ki yenilgiyi görüyor muydu?

 

İlk Ahmet abi yanıma geldi. ‘’ Kimmiş bir şey yaptı mı sana.’’ dedi. Gözleri ile tüm vücudumu taradı.

 

‘’ Hiç kimse ‘’ dedim.

 

‘’ Ne demek hiç kimse saatlerdir seni arıyoruz.’’ Dedi Egemen. Gözlerim ona döndü.

 

‘’ Başımın çaresine bakabilirim Egemen’’ Dedim sinirle. Ateş hızla yanıma gelip gözlerime baktı.

 

‘’ Anlat kimdi.’’ Keskin sesi ile. Bende aynı keskin ses ile sorumu sordum.

 

‘’ Anneannemi sen mi öldürdün.’’ Gözlerinde o çatlamayı gördüğüm an kalbim bir kez daha yarıldı.

 

‘’ Beni kimsesiz bırakan sen miydin.’’ Susmaya devam ediyordu.

 

‘’ KONUŞSANAAAAA.’’ Diye bağırdım.

 

‘’ Hayır, ben yapmadım desene Ateş.’’ Ellerimle göğsüne vuruyordum. Ama o hala susuyordu.

 

‘’ Kim söyledi.’’ Dedi tek çıkan cümle. Hayatımı bir kez daha enkaza çeviren iki kelime.

 

‘’ Kimin söylediğinin ne önemi var sen soruma cevap versene seni adi pislik. ‘’ dedim son bir kez göğsüne vurarak.

 

‘’ Vurmak istemedim, böyle olsun istemedim. Sadece amacım korkutmak ve seninle ilgili bilgi almaktı. Ama beni kışkırttı. Bir anda oldu her şey.’’ Dedi.

 

Yaşlı gözlerle gözlerine bakıyordum.

 

‘’Demek bir anda oldu.’’ Belimdeki silahı çıkartıp başına dayadım hiç düşünmeden.

 

‘’ Şimdi şuanda kafana bir kurşun sıksam ve buradakilere dönerek biranda oldu desem ne olur.’’ Dedim. Cenk kolumu tutarak konuştu.

 

‘’ Mira ne olur sakin ol .’’ dedi Cenk. Gözlerim ona döndü.

 

‘’Çek o ellerini Cenk.’’ Dedim. Ellerim titriyordu. Hızla elini çekti. Gözlerimiz ateşlerin içinde sönmeye başlamıştı. Yavaş yavaş silahımı başından çektim. Bir hıçkırık tüm sessizliği bozdu.

 

Kimsenin sesi çıkmıyordu. Sonra tekrar gri gözlere baktım.

 

‘’ Ne var biliyor musun; intikamını çok güzel aldın. Son umut kırığımı da ellerimden kayıp gitti. Keşke o gün onun canını aldıktan sonra gelip benim de canımı alsaydın. Emin ol bu kadar acıtmazdı.’’ Dedim.

 

‘’ Sus sus lütfen sus.’’ Dedi.

 

‘‘ Neden istediğin beni böyle bitik, güçsüz, savunmasız, muhtaç görmek değil miydi? Başardın övün kendinle.’’ Dedim. Başını iki yana sallıyordu.

 

‘’ Sana âşık olduğum için kendimden nefret ediyorum. Sana körkütük bağlandığım için kendimden iğreniyorum. Sana iyi ki sen dediğim için kendimi öldürmek istiyorum duydun mu ÖLDÜRMEK…. Lanet olsun, lanet olsun hayatıma girdiğin güne.’’ Dedim.

 

Tüm nefretimi kusuyordum ama kalbim öyle söylemiyordu. Hala körkütüktüm ona. Şuan sarılsa affet dese affedecek konumdaydım. Çünkü deli gibi seviyordum onu.

 

Elimi tutarak silahı bu sefer başına dayatan oydu. ‘’ Öldür beni ama bunları söyleme’’ diğer elimi de tutarak kalbine dayadı. ‘’ Sen buradasın , ilk gördüğüm andan beri buradasın. Onu oradan çıkartamazsın çünkü kalbim sen diye atıyor, anladın mı ’’ Dedi. Silik bir gülümseme sundum.

 

‘’ Seni öldürmeyeceğim Ateş ama tüm ömrün boyunca bana muhtaç yaşatacağım. Bana hasret yaşayacaksın. Bana yaşattığın acıyı her gün sana beni görerek yaşatacağım bu da benim yeminim olsun.’’ Diyerek oradan çıktım.

 

Arkamdan ayak sesleri geliyordu.

 

Arabama bindiğimde yolcu tarafının kapısı açılıp kapandı. Yaşlı gözlerle gelene baktım. Asya güzel yürekli arkadaşım o da benim gibi yaşlı gözlerle bana bakıyordu. Son kez burnumu çekip arabayı çalıştırdım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Ancak uzaklaşmalıydım.

 

‘’ Dağ evine sür kimse gelemez oraya.’’ Başımı sallamakla yetindim. Bir saat sonra dağ evine gelmiştik. Beni ilk buraya getirdiği gün aklıma gelmişti. Nefret ediyordum ondan. Ancak son geldiğimiz de kalbimin sahibi olmuştu. Asya kapıyı açtı, arkasından içeri girdiğimde yemek yediğimiz masaya kaydı gözlerim, sonra şöminenin orada uyuduğumuz an yansıdı. Bir anda sesli ağlamaya başladım. Asya vakit kaybetmeden bana sarıldı.

 

‘’ Özür dilerim, özür dilerim .’’ diyerek sayıklıyordu. Ayakta duramayacağımı anlayarak yere çöktüm. Hala bana sarılıp ağlıyordu.

 

‘’ Ben bunu hak etmedim, neye tutunsam elimden birileri alıyor. Neden ben neden. ‘’ ağlamalarım iç çekişlere dönünce iki elini yanaklarıma koyarak konuştu.

 

‘’ Sen bu hayatta tanıdığım en güçlü kadınsın. Kendine gel, evet yapmaması gereken en büyük hatayı yaptı. Ama gördüm Mira pişmanlığını gördüm. Acısını yaşadım. Suçlu, Cenk de bende suçluyuz. Sana söylemeliydik, fakat seni kaybetmekten korktuk. Sen benim kardeşimsin bizi affetme kabul ama lütfen hayatından çıkarma. ‘’ dedi. Onlar da mı biliyordu ve benden saklamışlardı.

 

Ondan uzaklaşarak sırtımı kapıya yasladım. Neden kızıyorum ya da kırılıyorum ki onlara; benimde sakladıklarım yok mu? Ne var ki yine de kalbim çok acıyordu.

 

‘’ Ağlama demeyeceğim ağla rahatlarsın. Ancak gözlerime böyle kırgın bakma lütfen. Ben ne olursa olsun hep yanında olacağım. ‘’dedi.

 

‘’ Siz de mi biliyordunuz? Ben sana anneannemi anlattım Asya, üzüntümü, yalnızlığımı anlattım. Bana nasıl söylemezsiniz. Hiç mi içiniz acıma dı? Ne haldeyim ben şimdi. Ne yapmam lazım, kime kin tutmalıyım, ona mı, sana mı, Cenk’e mi.’’ Dedim. Sustu.

 

‘’ Susmayın artık konuşun ya konuşun siz sustuğunuz da ben daha çok tükeniyorum. Görmüyor musunuz?’’ dedim.

 

‘’ Özür dilerim.’’ Dedi sadece.

 

‘’ Bu mu bir özür her şeyi düzeltir mi sence.’’ Ağlıyordu ama onun ağlaması bende hiçbir duygu ifade etmiyordu.

 

‘’ Git buradan beni yalnız bırak.’’ Dedim.

 

‘’ Gitmeyeceğim benimle konuşmasan da, yüzüme bakmasan da seni yalnız bırakmayacağım. ‘’ dedi. Ayağa kalkarak merdivenlere yöneldim.

 

‘’ Mira ‘’ dedi.

 

‘’ Yalnız kalmak istiyorum.’’ Dedim. Odanın içine girip yatak da cenin pozisyonu alarak sessizce ağladım. Sabaha karşı uyumuşum. Bir ara biri elimi tutup fısıldıyordu. ‘’ Beni affet ‘’ diye ama gözlerimi açamıyordum.

 

Öğlene doğru uyandım, banyoya geçip rutin işlerimi hallettikten sonra aşağı indim. Mutfaktan sesler geliyordu. Asya gider diye düşünmüştüm ama gitmemişti. Çantamdan sigaramı alıp terasa çıktım. Cebimden telefonu alarak Yasemin’i aradım. İlk çalışta hemen açıldı.

 

‘’ Abla .’’dedi. Onun da tüm gece ağladığına emindim.

 

‘’ İyiyim merak etme. Şimdi beni iyi dinlemeni istiyorum Yasemin. Berk’e söyle; Dedemi, Tahir’i ve seni gizli eve götürsün. Bir süre orada kalacaksınız. ‘’ dedim.

 

‘’ Neler oluyor Mira. Korkuyorum sana bir şey olacak diye. Bırak yanında kalayım. Dedem ve Tahir gitsin. Lütfen karşı çıkma.’’ Dedi.

 

‘’ Hayır gideceksin, aklımın bir köşesinin sen de kalmasını istemiyorum. Karşı gelme, ara ara yanına geleceğim merak etme. Durumlar karışacak Yasemin ve ben artık durmayacağım. ‘’ bir süre telefondan ses gelmedi.

 

‘’ Peki nasıl istiyorsan öyle olsun. Ama kendini koruyacağına dair söz vereceksin. Beni ailesiz bırakmayacaksın. ’dedi.

 

‘’ Tamam söz. Bu gece eve geçin. Sonra görüşürüz.’’ Diyerek telefona kapattım.

 

Sonra diğer aramam gereken kişiyi aradım. ‘’ Selam, Görüntüler ve belgelerle yarın akşam burada olmanı istiyorum.’’ Dedim

 

‘’ Tamam yarın akşam görüşürüz.’’ Dedi. ‘’ Görüşürüz.’’ Diyerek telefonu kapadım. Sonrasında Büşra’yı arayıp boşanma davasını açmasını söyledim.

 

Son bir sigara daha içtim. Kapıya döndüğümde Asya pencereden bana bakıyordu. Yüzümü çevirip içeri girdim.

 

‘’ Kahvaltı hazır, dünde bir şey yemedin.’’ Dedi.

 

‘’ Aç değilim, toparlan çıkalım işlerim var.’’ Dedim.

 

‘’ Yüzüme hiç bakmayacak mısın Mira.’’ dedi.

 

Elimde ceketim öylece durdum. ‘’Hiçbir şey konuşmak istemiyorum. İzin verin biraz nefes alayım. ‘’ dedim.

 

‘’ Anladım. Tamam gidelim.’’ Diyerek oda ceketini giyip arabaya yol aldı.

 

Asya’yı eve bıraktıktan sonra, pastaneye sürdüm. Kırılan tüm camlar yenilenmişti. İçeri girdiğimde ise şok olmuştum. Pastane eskisinden daha güzel bir görünümdeydi. Yüzümde gülümseme oluştu. Belki yaşanmışlıklar olmasaydı şuan bu pastane ile hayalimi gerçekleştiriyordum. Mutfağa geçtiğimde orada da her şey hazırdı. Kafamı dağıtmak için pasta yapmaya başlamıştım. Ne kadar saat geçti bilmiyordum. Fırından kurabiyeleri çıkartıp arkamı döndüğümde, başını kapıya yaslamış bir Ateş görmeyi beklemiyordum.

 

Arkamı dönüp, kurabiyeleri tabağa koymaya başladım. Hala beni izliyordu.

 

‘’ Mert’i peşime takmaktan vazgeç. Kimsenin korumasına ihtiyacım yok. Gayet iyi biliyorsun.’’ Dedim.

 

‘’ Yüzüme bakmayacak mısın?’’ dedi.

 

‘’ Git Ateş, Artık senin ile tek ortak noktamız dedelerimizin kurduğu masa. Boşanma davasını açtım. Büşra dilekçeyi sana getirecek, imzalarsın. ‘’ dedim. Bunu beklemiyordu.

 

‘’ İmzalamazsam eğer.’’ Hızla ona döndüm.

 

‘’ Derdin ne senin, istemiyorum anlamıyor musun? Seni hayatımda istemiyorum.’’ Dedim. Birkaç adımda karşıma gelip gözlerimin içine baktı. Pişmanım diye bağırıyordu o gözler. Kokusunu solumak gözlerimi birkaç saniye kapatmama neden oldu. Anlamaması için saniyesinde açtım.

 

Elini bana uzatınca ,’’ sakın dokunma sakın.’’ Dedim. Geri adım attım.

 

‘’ İstediğin gibi olsun ancak şunu kafanın bir kenarında saklı tut. Senden boşanmayacağım. Beni istediğin kadar cezalandır, hep bir adım yanında olacağım taptığım kadın.’’ Diyerek arkasını dönüp çıktı.

 

Tuttuğum nefesimi bırakıp elimi tezgâha dayadım. ‘’ ağlamak yok, ağlamayacağım.’’ Ne var ki o yaş ben düşmesini istemesem de kendini bıraktı. Yaptığım tüm pastaları çöpe atarak pastaneden çıktım.

 

Eve geldiğimde Tahir karşıladı beni. ‘’ Hoş geldiniz Mira Hanım.’’

 

‘‘ Dedem uyuyor mu?’’ Dedim.

‘’ Hayır odasında’’ dedi.

 

‘’ Bu gece gizli eve geçiyorsunuz hazırlıklarınızı yapın.’’ Dedim. Başını sallayarak beni onayladı.

 

Dedemin kapısına geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı çalarak içeri girdim. Her zaman yaptığı gibi tekerlekli sandalyesinde pencereden dışarı izliyordu. Yaşlı gözlerle karşısında durdum. Kollarını açarak beni çağırdı.

‘’ Dede ‘’ diyerek başımı bacaklarına koyup hıçkıra hıçkıra ağladım. Başını başıma dayayarak oda benimle ağladı. Hıçkırıklarım iç çekişlere dönünce kafamı kaldırıp aynı renk olan gözlerimiz birbirini buldu.

 

‘’ Çok canım yanıyor dede çok. Tükendim artık yolumu bulamıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bir üçgenin içinde kafesteyim. Çıkmaya çalıştıkça tökezliyorum dede.’’ İki elini yanaklarıma koyarak alnımdan öptü. Biraz daha yanında kaldım. Sonra onu yatağına yatırıp uyumasını bekledikten sonra odadan çıktım.

 

Gece yarısı Yaseminlerin gitmesi ile kendimi spor salonunda buldum. Saatlerce çalıştım. Sabaha karşı uyumuşum.

 

Ertesi akşam masa toplantısına kadar evde çalıştım. Kapının çalması ile beklediğim insan gelmişti. Vakit kaybetmeden Berk, ben ve o Uçurum’un yolunu tuttuk.

 

Uçurumdan içeri girdiğimizde her zamanki kalabalık vardı. Gizli odaya inip içeri girdiğimizde herkes tamı tamına oradaydı. Ahmet abi, Cenk ve Ateş benimle gelen kişiyi görünce şaşkınca yüzüme baktılar. Kudret bey aniden masadan kalktı.

 

‘’ Herkese iyi akşamlar. Tanıştırayım Amerika’daki masamızın ortağı ve benim sağ kolum Kevin. ‘’ dedim.

 

Kudret bey hemen söze girdi. ‘’ Ne yaptığını sanıyorsun sen. İznimiz olmadan başka bir lider bu masaya gelemez.’’ Kahkaha attım.

 

‘’ İzniniz olmadan mı, benim bildiğim bu masanın başı yeğeniniz siz değilsiniz. Neyse konumuz bu değil zaten. Sizlere birkaç belge ve görüntü izletmeye geldim. Herkes kimin ne olduğunu öğrensin değil mi Kudret Bey.’’ Dedim.

 

‘’ Berk yansıt görüntüleri, Kevin belgeleri verir misin herkese.’’ Dedim. Ahmet abi yanıma geldi.

 

‘’ Neler oluyor.’’ Dedi.

 

‘’ Çok güzel şeyler oluyor izle ‘’ dedim. Büyük bir keyifle. Ateş sessizliğini koruyordu. Bir hamle yapacağımı bekliyordu. O yüzden karışmıyordu. Koltuğuna oturup ekrana döndü.

 

‘’ Şimdi ekran da izleyecekleriniz bazılarınızın masa dan gizli işler yaptığının kanıtı. Ayrıca bir ses kaydı da var. Önünüzdeki belgeleri iyice okumanızı istiyorum. Berk önce ses kaydı.’’ Dedim.

 

Kudret Bey’in sesi duyulunca herkes ekrana baktı.

 

‘’ Cengiz dediğim gibi Yasemin’i kaçırıp Mira’ya isteklerini sıralayacaksın. Onun için yapamayacağı şey yok. Bir adım önde olmalıyız. Kadın ticareti ve uyuşturucu sevkiyatını yapabilmemiz için onu masadan ayırmalıyız.’’ Dediğini Asya dahil herkes duymuştu.

 

‘’ Şimdi diğer görüntülere geç.’’ Dedim. Tüm gizli sevkiyatlar ekrandaydi. Belgelerde de eksiksiz yazıyordu. Herkes tüm olan biteni öğrendikten sonra Kudret Bey’e döndüm.

 

‘’ Her yerde Cengiz’i arıyormuşsun. Bence boşuna arama. Beni hafife almayın demiştim. Sevkiyatların artık neden buradan yapıldığını herkesin net bir şekilde anladığını umuyorum. Şimdi size gelince, benim ailemden birine eliniz bir kez daha uzanırsa, bu sizin için hiç iyi olmaz. Cezama gelecek olursak.’’ Dedikten sonra belimden silahımı çıkarıp tam dizine ateş ettim. Herkes şok olmuş bir şekilde yerinde duruyordu.

 

‘’ Sanırım artık anlamışsınızdır. Herkese iyi geceler.’’ Gözlerim Ateş ‘e kaydı. Hiçbir duygu yoktu o gözlerde. Yavaş yavaş yanına giderek önünde durdum. Sessizce kulağına fısıldadım.

 

‘’ Aldığın intikama sayarsın.’’ ……..

Benim için gece bitmişti…..

 

 

Herkese merhaba yeni bölümle sizlerleyim. Umarım bölümü beğenirsiniz. Lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. Gelecek bölümde görüşmek üzere.....

 

Loading...
0%