Yeni Üyelik
1.
Bölüm

KARŞILAŞMA

@burcu29

 

Bugün öyle bir yağmur yağıyor ki, şuan evimde elimde kahvem ve en sevdiğim kitabim ile olmayı tercih ederdim. Ancak ben İstanbul trafiğinde bir an önce eve varmaya çalışıyorum.

''Hem yağmur hem bu trafik of of ", Etrafıma göz gezdirirken aniden arabanın direksiyonunu sol tarafa kırdım ve ara sokağa geçiş yaptım. Sanırım buradan düz devam edersem eve varışım yirmi dakikayı bulur. ancak gittiğim düz yol o kadar ıssız ki kendime kızıyorum '' neden o trafik de beklemedin ki Mira lanet olsun nasıl bir sokak burasi'' söylenerek arabayı kullanmaya devam ediyordum.

 

Aradan on dakika geçmişti ki önüme çıkan şeyle frene basmam bir oldu ve kafamı direksiyona çarpmaktan son anda kurtardım. Bir anda yan tarafımının kapısı açılınca yerimden sıçradım ve karşımda elinde silahla bana bakan gri gözlerle kesiştim. Koltuğa oturup, çabuk sür demesine rağmen ben hala ona bakıyordum. '' Sana arabayı sür dedim'' o korkuyla tekrar yerimde sıçrayıp arabayı sürmeye başladım. Silahı bana tutmuş bir şekilde bakmaya devam ediyordu.

"Kimsin sen , ne istiyorsun benden'' sesimin titremesine engel olamadım. O kadar korkuyordum ki.. Zar zor konuşmuştum.

 

''Sen sadece sür iki sokak sonra sağa dönecek ve düz devam edeceksin. Ben dur dediğim zaman da duracaksın. Dediklerimi yaparsan bu silah kafanda patlamaz . Anladın mı'' Sesimi çıkarmadım. ''Sana anladım mı dedim '' diye bağırması ile kafamı sallamakla yetindim.

 

Ara da sırada yan gözle ona bakıyordum, o ise bir dakika gözlerini benden çekmiyordu. '' Sağa dön'' Hemen döndüm. Bu adam yola bakmadan nasıl biliyordu da dön diyordu. '' Ne saçmalıyorsun Mira düşünmen gereken bu mu gerçekten.'' ben kafamın içinden bunlarla savaşırken tekrar sesini duydum.

 

''Dur demesi ile frene bastım. Kafamı yavaşça ona doğru çevirdim. O da ifadesiz bir şekilde bana bakıyordu.

 

''Şimdi beni iyi dinle küçük kız, bugünü unutacaksın, yüzümü unutacaksın. Sen bugünü hiç yaşamadın. Eğer ki polise gidip anlatırsan seni bulur ve hayatındaki herkesi buna sende dahil öldürürüm. Anlaştık mı? '' demesi ile kafamı salladım. Bana son kez bakıp arabadan indi. Bir kaç saniye boşluğa baktım. Sonra kendime gelip arabayı çalıştırdım.

 

Sonunda eve gelmiştim. Ancak hala gözlerimin önünde griler parlıyordu. Anahtarı vestiyere bırakıp, duşa girmeye karar verdim. Kaynar su başımdan akarken gözlerimden akan yaşlara karışıyordu. Yalnızlığımın dördüncü yılı ve ben yine suyun altında ağlıyorum. Kaçtım, peki neden? Cevap belli Mira unutursun dedin. Öle olmadı , hala ışıklar açık yatıyorsun, aynı kabusları tekrar tekrar görüyorsun. Kollarımı bacaklarımdan geçirerek başımı dizlerime dayadım ve hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Ne kadar süre suyun altında kaldım hatırlamıyorum. Çıktığımda saat gece yarısı on iki olmuştu. Üstümü giyip, evin bütün ışıklarını yaktıktan sonra kedimi oturma odasında ki koltuğa attım. Zorla uykuya teslim olduktan sonra aynı kabuslar la ter içinde uyandım, saat sabahın dördü olmuştu ve ben sadece iki saat uyumuştum. Uyuyamayacağımı bildiğim için kendime kahve yapıp küçük balkona çıkarak bir sigara yaktım.

 

Yine düşüncelere dalmışken, karşı kaldırımda üstünde kapşonlu biri vardı ve bana bakıyordu. Birkaç saniye birbirimize baktık ve aniden ayağı kalkıp içeri geçtim. '' Kimdi o Lanet olsun olabilir mi? Yok yok Mira kendine gel kızım, olamaz, nerede olduğunu bilmiyor. "

Odanın içinde bir sağa bir sola gidip geliyordum. Perdeyi hafifçe aralayıp baktım ama kimse yoktu. Uyuyamayacağımı bildiğim için iş saatine kadar mutfağa geçip kek ve poğaça yaptım. Gözüm saate kayınca yedi olduğunu görüp, hazırlanıp evden çıktım.

 

İşe erken geldiğimden dolayı kimseler yoktu. Bende yapılacak olan toplantının çizimlerini son kez kontrol etmeye başladm. Bugün Sarp Bey ile önemli bir toplantıya girecektik. Soykıran firması ile Antalya da bir otel kurulucaktı. Mimarlığını biz yapacağız ve bu işi alırsak şirketimiz daha da büyüyecekti. Sarp beyle uzun zamandır bu iş için uğraşıyoruz. Sarp Beyle tanışmam benim için çok büyük bir şans. O kadar iyi bir insan ki. Hayatımda eksikliğini hissettiğim abim o benim. Hele ki eşi Aysun Hanım ve küçük kızları Selin, beni her zaman aileden biri gibi gördüler. Aysun Hanım her şirkete geldiğinde kızı Selini getirir ve biz küçük miniğimle bolca vakit geçirirdik. Ben düşüncelere dalmış ken Sarp Bey'in sesisini duymamla ayağa kalktım.

 

'' Seni böyle gülümsettiren nedir Mira''

 

''Hoşgeldiniz Sarp Bey, Selini düşünüyordum. Onu özledim''

 

''Evet benim küçük cadım da seni özlemiş, kahvaltıda baba beni Mira ablama götür diye söyleniyordu'' Gülümseyerek elimde evraklara Sarp beyin arkasından yürüyerek odasına geçtik.

 

'' Eksik bir şey var mı Mira, çizimlerin son kez üstünden geçelim topantıya kadar.

 

'' Hayır yok. '' Odanın içindeki büyük masaya geçerek toplantı saatine bir saat kala kontrolleri yaptık.

 

''Evet, herşey tamam görünüyor Mira, iyi iş çıkardık nedersin. ''

 

''Kesinlikle bu iş bizim emin olabilirsiniz.''

 

''İnşallah Mira Ateş Bey biraz sert bir adamdır zor beğenir umarım işi bizim şirketimiz yapar. Ancak bizden sonra iki firma ile daha görüşecek.''

 

''Ben çıkayım ve son kontrolleri tekrar gözden geçireyim.''

 

''Tamam çıkabilirsin, bana kahve de söylermisin lütfen ''

 

'' Tabi Sarp Bey'' dedim.

 

'' A Mira unutmadan , toplantı yeri değişti, Ateş Beyin restoranında olacak. '' Başımı sallayarak onayladım. Masama geçerek önce Sarp Bey'in kahvesini söyledim. Sonra tekrar tüm evrakları, çizimleri, sözleşmeleri gözden geçirdim.

 

Yarım saat sonra da Sarp Beyle restorana doğru yola çıktık. İçimde garip bir his oluştu. Sanki bir şeyler olacakmış gibi. Arabayı valeye teslim ettik sonra içeri giriş yaptık. Masamıza kadar bize eşlik edildikten beş dakika sonra Sarp Beyin Ateş Beyler de geliyor demesi ile gözlerim karşıdan gelen adama baktı ve o gri gözler ile buluştu.

 

'' Bu dün gece ki adam'' dedim fısıltı ile; ben hala ona bakarken onun elini uzatması ile kendime geldim ve ayağa kalktım.

 

''Merhaba ben Ateş Soykıran'' sesimin titremesi ile ''Mira'' diye bildim sadece.

 

Tanışma faslı bitip yerlerimizde oturduk. Gözlerim her yere bakıyor bir tek ona bakmıyordu. Yanında asistanı ile gelmişti. Kız elinde bulunan deftere, Ateş'in her söylediğini not alıyordu. Kelimesi kelimesine. Gözlerimi kızdan çekemiyordum. Çünkü onunla göz göze gelmek istemiyordum. Fakat , Sarp Bey ile konuşmasına rağmen, bana baktığını hissediyordum. Bir iki dakika sonra Sarp Beyden izin isteyerek tuvalete kalktım. Tuvaletten içeriye girer girmez kesik kesik nefesler almaya çalışıyordum.

 

''Lanet olsun bu adam kim ve biz nasıl böyle bir karşılaşma yaşıyoruz. Yüzünü yıka Mira, burada sana bir şey yapamaz hem sen dün gece söylediklerini unutmadım ve polise gidip anlatmadın. Anlaşmaya uyuyorsun.'' kendi kendime konuştum. Birkaç defa daha yüzüme su vurdum. O esnada tuvaletin kapısı açılırken ayna dan gelen kişiye bakmamla yerimden sıçradım.

 

''Merhaba küçük kız. Dünya ne kadar küçük demi. Umarım anlaşmamıza uymuşsundur ki sessiz kaldığına göre uyduğunu düşünüyorum.'' Hala aynadan ona bakıyordum.

 

'' Şimdi seninle küçük bir anlaşma daha yapacağız, sakin bir şekilde içeri geçiyoruz ve toplantımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz, sonrasın da ise telefonuna göndermiş olduğum konuma akşam on bir de geliyorsun. Eğer ki gelmezsen olacakları ikimiz de biliyoruz. ''

 

'' Benden ne istiyorsun seni tanımıyorum bile '' Gülümseyerek tekrar konuştu.

 

''Geldiğinde öğreneceksin sakın on biri bir dakika geçmesin bekletilmesini sevmem'' dedikten sonra çıkıp gitti.

 

Nefes nefese lavaboya tutundum. ''Şimdi sırası değil hayır olmaz.'' Panik atak geçirmek üzereyim, tekrar yüzüme su çarparak kendime gelmeye çalıştım. Biraz iyi olduğumu hissettiğim anda tekrar masaya geçtim. Ona hiç bakmadım.

 

Sarp Beyin ''iyimisin'' sorusana karşılık başımı sallamak la yetindim. Sarp bey işi detaylı anlatmasından sonra Ateş'in '' Diğer firmalarında çizimlerini inceledikten sonra sizlere dönüş yapılacaktır. '' dedi ve ayağa kalktı. Sarp Bey'e elini uzatıp sıktıktan sonra bana döndü. Uzatılan eline öylece bakıyordum. Yavaşça elimi uzatıp baş selamı yaptım. Eminim titreyen elimin farkındaydı.

 

Arkasından bakarken; ''Bence beğendi Mira sence''

 

''Efendim ne dediniz.''

 

''İyimisin sen tuvalete gidip geldik den sonra hiç konuşmadın bir sorun mu var''

 

''Yok hayır, sanırım midemi üşütmüşüm ondan diyerek geçiştirdim.''

 

''Doktora gidelim ister misin''

 

'' Yoo eve geçsem iyi olacak sizin içinde sorun olmayacaksa ben buradan taksi ile dönerim.''

 

''Hayır tabiki zaten iş kalmadı gidebiliriz ben seni bırakırım''

 

'' Ben giderim teşekkürler.'' dedim. Ancak Sarp Bey keskin bir dille kendinin bırakacağını söyledi. Onaylamaktan başka şansım yoktu.

 

Sarp Beyin beni eve bırakması ile kendi mi duşa attım. Telefon ah unuttum konum attım demişti. Acele ile çıkıp telefonumu çantamdan çıkardım ve mesaj olduğunu görmem ile şok oldum.

 

Gerçekten de göndermiş, ''ALLAHIM ben ne yapacağım. Düşün Mira düşün. Peki bu adam benim numaramı nereden buldu, kim olduğumu nereden biliyor offff offf. Neden o sokağa döndüm ki neden''

 

'' Gitmeyeceğim hayır, bu kadarı da yeter. Evimi de bulamaz ya, Bu iş uzarsa polise gideceğim evet evet polise anlatacağım herşeyi.'' Yine her korktuğum anda kendi kendime konuşmaya başlamıştım. Tam o sırada kapı çaldı. Kim ki bu saatte diyerek kapı deliğinden baktım kimseyi göremedim. Korku ile yavaşça kapıyı açtım, etrafıma bakındım ama yok işte kimse. Sakin ol Mira sakin. Tam kapıyı kapatırken yerde bir kağıt parçası. Yavaşça elime alıp açtım. Kağıdı okumam ile gözümden bir damla yaş düştü.

 

''Biliyor evimi, adımı soyadımı da biliyor '' kağıtta yazan, ''Gece on bir de görüşmek üzere MİRA DEMİR''

 

İçeri geçip koltuğa oturarak gözlerimi boşluğa sabitledim. Saat akşam on olana kadar öylece koltuk da oturdum. Bir anda ayağa fırladım kağıdı ve çantamı alarak evden çıktım. Gördüğüm ilk taksiye binerek kararımı vermiş oldum. Oraya gideceğim ve benden uzak durmasını söyleyeceğim. Eğer yapmazsa polise herşeyi anlatacağımı söyleyerek bu iş den kurtulacağım.

 

Şöfürün ''Geldik abla'' demesi ile etrafa göz gezdirdim. ''Ama burası orman'' dedim.

 

'' Adres burası abla'' sesimi çıkarmadan parayı ödeyip indim.

 

'' Lanet olası herif beni nereye çağırdın böyle , saat onbir ama etraf da kimseler yok. Benle oyun mu oynuyorsun sen''.. Ensemde hissettiğim nefesle geldiğini anladım.

 

''Hoşgeldin küçük kız''.....

 

EVET YENİ KURGUMLA YENİDEN SİZLERLEYİM. UMARIM İLK BÖLÜMÜ BEĞENİŞMİSİNİZDİR. BOL BOL OY BEKLİYORUM SİZDEN. KİM BU ATEŞ VE MİRA DAN NE İSTİYOR SİZCE ? TAHMİNLERİNİZ VAR MI*?

İKİNCİ BÖLÜMDE ATEŞİN NE İSTEDİĞİNİ ÖĞRENECEGİZ. PEKİ MİRA KABUL EDECEK Mİ. SİZLERİ SEVİYORUM...

 

Loading...
0%