@burcu29
|
Hastaneye geleli iki saat olmuştu. Kudret Bey hala ameliyattaydı. Ateş kapının önünde durmuş gözlerini bir an olsun ayırmıyordu. Onu bitik bir halde görmek kalbimde tarifi olmayan bir acı yaşatıyordu. Asya ve Gülsen hanımın gözyaşları bir türlü dinmiyordu. Ben ise onlardan biraz uzak da ayakta öylece dikiliyordum. Ayaklarım yanlarına gitmemek için adımlarımı bıçak gibi yere sabitlemişti. Yanımda bir gölge hissettiğimde başımı gelene çevirdim.
Berk gözlerime hüzünle bakıyordu. Bir şeyler olmuştu.'' Konuşmalıyız .'' diyerek arkasını dönüp yürüdü.
Son kez mavilerim Ateş'e döndü. Birkaç saniye baktıktan sonra Berk'i takip ettim. Hastaneden dışarı çıktığımda başımı kaldırıp derin bir nefes çektim. Birkaç adımdan sonra Berk'in karşısında durdum. Gözlerinde öyle bir ifade vardı ki konuşmak istemiyordu.
'' Büyük bir sorun var." Anlamsızca gözlerinin içine baktım. " Kudret Bey'i vuran dedenin silahı .'' dediği anda irkilerek dengemi kaybettim, kolunu uzatıp düşmemi engelledi.
'' Sen ne dediğinin farkında mısın ne demek dedemin silahı. O silah kayıp. Bu imkânsız. Saçma koca bir saçmalık bu söylediklerin.''
Yerimde duramıyordum duyduklarımdan sonra. Yine bir oyunun içindeydik.
'' Evet saçmalık ama sonuç bu. Kudret Bey'in vurulduğunu öğrendiğimiz an Büşra'yı olay yerine gönderdim, balistik raporunu incelemiş o da inanmamış ve suç aletini görmek için talep sunmuş. Sonuç dedenin silahı. Büşra acil senin ile görüşmek istiyor. Ne yapıyoruz şimdi. Diğerleri bunu öğrenirse olacakları biliyorsun.''
'' Kimse öğrenmeyecek Berk. '' dedim tıslarcasına. '' Bir yolunu bulacağım, Büşra'ya ben ulaşırım. Evden uzaklaşma. Her an tetikte olun birileri bizimle oynuyor ama bulacağım. '' dedikten sonra hastaneye geri girdim.
Ayaklarım gitme diyordu. Ateş'in yüzüne bakamamaktan korkuyordum. Önce tuvalete girdim. Çeşmeyi açıp soğuk suyu yüzüme birkaç defa çırptım. Ellerimi lavabonun kenarlarına dayayarak aynada kendime baktım. Gözlerimin içi yaşları akıtmadan ağlıyordu. Bitik bir haldeydim.
'' Şimdi sakinleş ve güçlü ol. Sen Mira Soykıransın kendine gel '' dedim yansımama. Son kez yüzüme bakıp ameliyathanenin yolunu tuttum. Ameliyathanenin önüne geldiğimde doktor çıkmış durumu anlatıyordu; ameliyat bitmiş olmalıydı yavaşça onlara doğru yürüdüm.
'' Hastamızı birazdan normal odaya alacağız. Kurşunu karın bölgesinden çıkardık, çok şükür iç organlara zarar vermemiş. İki gün gözetimimiz altında olacak. Geçmiş olsun..'' diyerek yanımızdan ayrıldı.
Ateş'in gözleri bana döndü. Çok donuk bakıyordu. Şuan onun hissettiklerini çözemiyordum.
'' Cenk eve götürsün sizi ben buradayım.'' Dedi.
'' Tamam olur; iyi misin ?'' .
Gözlerime baktı bir süre; '' İyiyim '' dedi sadece. Başımı sallamakla yetindim.
Ben, Buket ve Asya eve gelmiştik. Asya ağlamaktan göğsümde uyuya kalmıştı; onu yatak odasına yatırdıktan sonra Büşra'ya mesaj atıp her zaman buluştuğumuz yere gelmesini söyledim. Merdivenlerden aşağı inerken Buket mutfaktan çıkıyordu. Gözlerini bana çevirip, '' Nereye'' diye sordu.
'' Birkaç işim var gece yarısı dönerim. Çıktığımdan kimseye bahsetme Buket.'' Dedim
'' Ama Mira '' cümlesini tamamlamasına izin vermeden konuşmaya devam ettim.
'' Uzun sürmeyecek Buket Asya'yı arada kontrol et, korumalar aşağıda kimseye kapıyı açma benim anahtarım var.'' Diyerek çıktım.
Şimdi korumaları atlatmam lazımdı. Sitede bulunan her apartmanın altındaki bodruma yönelip karşı yola çıktım. İlk gelen taksiyi çevirip adresi verdim. Kim bizimle böyle oynuyordu. Oyununu güzel kurmuştu. Taksicinin geldik abla demesi ile daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Parayı ödeyip indim. Karşımda duran bahçeli eve baktım bir süre. Bir dönem bu evde güzel anılarım vardı. Ta ki Okan ölene kadar.
Kapıdaki şifreyi girip içeri geçtim. Mutfağın ışığı yanıyordu Büşra gelmiş olmalıydı. Mutfağa geçtiğimde masa da Sezen ile beraber oturuyordu. Beni gördüklerinde ikisi de ayağa kalkıp karşımda durdu. Yaşlı gözlerle bakıyorduk üçümüzde. Uzun zaman olmuştu çok uzun zaman. Büşram Okan'ın güzeli onların aşkları en güzeliydi bu dünyada. Okan'ı kaybettikten sonra kendi ile kalmak istediğini söyleyerek evden ayrılmıştı. Ancak hiçbir zaman bağını koparmadı. Sezen'im aramıza en son katılan kişi Cihan gibi bilgisayar kahini , canım arkadaşım.
'' Uzun zaman oldu görüşmeyeli.'' Dedi Sezen. Gülümsemekle yetindim. Sonra vakit kaybetmeden ikisine de uzunca sarıldım.
Dakikalardır masada oturmuş olanlar hakkında düşünüyorduk. İlk Büşra konuştu.
'' Sezen ile Kudret Bey'i araştırdık. Adam tam bir kapalı kutu. Burada ki tüm masayı Ateş 'e bırakmış ancak eli her yere uzanıyor. Birkaç davası önüme geldi. Fakat her dava da aklanmış. Dedenin silahı ile vurulması büyük bir oyun tahminime göre.'' Dedikten sonra cümlesini ben tamamladım.
'' Dedemin silahı hep ondaydı ve kendini vurdurttu, oyunu kuran o çünkü.'' Başını evet anlamında salladı.
'' Yalnız anlamadığım neden böyle bir şey yapmış olduğu.'' Diye sordu Sezen.
'' İstediğini alana kadar herkesi yakar. Buna kendi ailesi de dahil. Neden yaptığını bilmiyorum ama büyük masa ile ilgili bildiği şeyler olduğunu düşünüyorum. Sezen senden istediğim telefonuna erişmen kimlerle görüşüyor, mesajlaşıyor elime sunman. Ancak onlara ulaşırsak ne planladığını öğrenebiliriz.''
'' Tamamdır bana bir hafta ver bilgisayar düzenimi buraya kurmam gerek. '' dedi.
'' Tamam .''
'' Büşra bu silah olayını gizli tutmalıyız, eğer Ateş bunu öğrenirse dedemin yaşadığını anlar. '' dedim.
'' Merak etme balistik raporunu benim yazdığım rapor ile değiştirdim merkezdekiler görmeden. Kimse bilmeyecek.''
'' Yalnız Kudret Bey dedemin yaşadığını biliyor ve bildiği için bu oyunu kurdu. Onda çözemediğim şeyler var. Aklımın bir köşesi hep onunla dolu. Bugün bunu yapması da Ateş'e dedemin yaşadığı sinyalini vermek. Rahat durmayacak aklında bir şeyler olduğunu biliyorum. Raporu değiştirmen yine de onu durdurmayacak. Ateş dedemin yaşadığını şuan öğrenmemeli ikimizi bitirecek de olsa ona yaşadığını söylemeyeceğim. Kudret Bey ile ilgili elimde bir koz olmalı ona karşı kullanabileceğim bu yüzden Sezen acele etmelisin. Bilgisayarına erişebilir misin peki'' diye sordum.
'' Denerim ama IP adresini bilmem gerek. ''
'' Tamam senin için alırım ve mesajla gönderirim. Şifreli mesajlarımıza devam ediyoruz. Olası bir durumda iletişime geçeriz.'' İkisi de beni onaylayarak başlarını salladı.
Kalan saatte eskilerden konuşup üçümüz de evden ayrıldık.
Eve geldiğimde saat gece yarısı 03:00 olmuştu. Asya ve Buket bakmak için odasına gittim. Kapıyı sessizce açtığım da girişteki ışık odayı aydınlattı. İkisi de uyuyordu.
Ateş ile kaldığımız odamıza geçtim. Yarın sabah hastaneye gitmeden Kudret Bey'in evine uğrayıp bilgisayarın IP adresini almalıydım. Sabah uyanıp aşağı indiğimde Asya ve Buket masada oturmuş kahve içiyorlardı. Asya 'ya doğru yürüyüp başının üstüne bir öpücük kondurarak sandalyemi çekip bende karşılarına oturdum.
'' Nasılsın güzelim.'' Dedim.
'' Daha iyiyim , babam hastaneden çıkınca çok daha iyi olacağım. '' dedi.
'' Merak etme her şey iyi olacak.'' Dedim.
'' Annem babam için birkaç eşya istedi eve gidip onu almalıyım.'' Fırsat elime gelmişti.
'' Sen hiç yorulma biran önce babanın yanına git Buket ile; Ben Mert ile eve gider istediklerini hastaneye getiririm.'' Dedim. Minnetle gözlerime bakıyordu.
Bende gülümsedim.
İki saat sonra evden çıkıp Kudret Beylerin evine gelmiştim. Öncelikle istenilen kıyafetleri yardımcı kadın ile küçük bir çantaya yerleştirdik. Şimdi bu kadının bir şekilde aşağı inmesini sağlamalıyım.
'' Siz çantayı alıp Mert'e teslim edin , ben lavaboya geçip geliyorum.'' Dedim.
'' Tabi Mira Hanım, izninizle'' diyerek odadan çıktı.
Hızlı olmalıydım kimse bu kata gelmeden halletmeliydim. Odadan çıkıp etrafı kolaçan ettim kimse görünmüyordu. Hızla çalışma odasından içeri girdim. Masanın üzerinde bilgisayar görünüyordu. Acele ederek bilgisayarı açıp IP adresinin görüntüsünü çekip hemen kapadım. Kapıyı açıp baktığımda merdivenlerden adım sesleri geliyordu. Kapıyı kapatıp merdiven tarafına döndüm. Gelen diğer yardımcıydı. Odalardan birini temizleyecek di sanırım, gülümseyip baş selamı vererek indim.
Mert arabanın başında bekliyordu. '' Gidelim Mert.'' Dedim.
Arabaya binip hastanenin yolunu tuttuk. Mert'e fark ettirmeden Sezen'e görüntüyü yolladım. Şimdi bekleme zamanıydı. İçimdeki ses iyi şeyler olmayacağını söylüyordu.
Hastaneye geldiğimizde ayaklarım beni odaya götürmüyordu. Ama Ateş'i de görmek istiyordum. Elimde çanta ile odaya girdiğimde Kudret Bey uyanık bir şekilde yatağında oturuyordu. Gülsen Hanım , Asya ve Buket oda da bulunan koltukta yan yana oturuyorlardı. Beni gören Asya ayağa kalkıp yanıma geldi elimden çantayı alarak dolaba koydu. Ateş yoktu. İçimde bir korku tohumu oluştu. Kudret Bey bana nefretle bakıyordu. Bende aynı nefretle bakıyordum ona. Gözlerimiz bir kaç saniye savaş halindeydi. İkimizde soğukkanlılıkla duruyorduk diğerlerinin fark etmemesi için.
'' Geçmiş olsun.'' Dedim. Başını sallamakla yetindi. Gülsen hanım konuştu.
'' Mira hoşgeldin tatlım otursana.'' Dedi.
'' Yok teşekkür ederim,. Ateş nerede acaba'' dedim.
'' Uçurum'a gitti Cenk ve Egemen ile '' dedi.
'' Anladım. Yanına gitsem iyi olacak bir şey ihtiyacınız olursa lütfen arayın tekrar geçmiş olsun.'' Diyerek odadan çıktım. Buket arkamdan seslendi.
'' Mira ''
'' Ne oldu.''
'' Kudret bey ile Ateş abi geldiğimizde oda konuşuyorlardı. Ateş abi sinirle çıktı. Haberin olsun istedim.'' Elimi koluna uzatıp ,'' Tamam Buket, teşekkürler.'' dedim.
Gülümseyerek dikkatli olmamı söyledi. Aynı gülümseme ile karşılık vererek yanından ayrıldım.
Uçuruma gelip de, içeri girdiğimde gördüğüm insanlarla bir şeyler olduğunu anlamıştım. Yasemin, Tahir , Berk ve Cihan loca da oturuyordu. Ateş elinde içki sabit bir noktaya bakıyordu. Geldiğimi biliyordu. Hepsinin gözlerinde tuhaflık vardı.
'' Neler oluyor sizin ne işiniz var burada.'' Dedim. Ateş yüzüme bakmadan konuştu.
'' Dedenin yaşadığını bize anlatırken onlarda olsun istedim.'' Gözleri gözlerimi bulunca orada saf bir kırgınlık vardı.
'' Bunu da nereden çıkardın.'' Dedim. Hızla ayağa kalkarak tam dibimde durdu. Gözleri adeta gözlerimi deliyordu.
'' Bana yalan söyleme '' diye kükredi.
'' Yok öyle bir şey sana kim ne dedi ise saçmalamış. Bunun için mi onları buraya kadar çağırdın.'' Aynı şekilde bende bağırdım.
'' Mira Mira '' dedi. Bana ismim ile hitap ediyordu. Ateş şuan ilk günlerindeki haline bürünmüştü. Saf nefretti ondaki. Arkasını dönerek önünde duran masaya ayağı ile tekme attı. Herkes şok içinde ona bakıyordu. Yine hızla bana dönüp dibime girdi. Kızgın bir boğa gibiydi.
'' Amcamı deden vurmuş. Duydun mu amcamı deden vurmuş.'' Yavaşça gözlerimi kapadım. Kudret bey gerçekten kurnaz bir adamdı. Bunu yapacağını tahmin etmiştim. Ancak beklediğimden erken davrandi. Egemen konuştu.
'' Ateş sakin ol biraz.'' Dedi. Gözlerini Egemen'e çevirip;
'' Kimse bana sakin olsun demesin. Bana şimdi burada neler sakladığınızı anlatacaksınız tek tek .'' Hepimizin gözlerine teker teker bakarak konustu.
'' Sana hiçbir açıklama yapmayacağım olmayan bir durumun açıklaması olamaz çünkü. '' dedim.
'' Cenk getir.'' Dedi. Cenk arka tarafa gitti. Birkaç dakika sonra yanımıza gelip silahı Ateş'in eline verdi. Dedemin silahı üstünde ismi ve soy isminin baş harfleri yazılıydı. K.A. ( Kadir Arı) Bu silahı nasıl almışlardı.
'' Peki bu silah nereden çıktı. Ölmediğini ispat et o zaman '' dedi gözlerimin içine bakarak. Yalan söyleyip söylemediğimi çözmeye çalışıyordu.
Şimdi köşeye sıkışmıştım. Telefonum çalıyordu. Ekrana baktığımda Büşra'nın aradığını görünce Ateş'e cevap vermeden telefonu açtım. Benim için telefonun çalması gözlerindeki ifadeden kaçıştı.
Bir süre onu dinledim. Beynimde planlarımı kurmaya başlamıştım. Ateş'in silahı aldığını söylüyordu. Bir şekilde Ateş'i dedemin öldüğüne inandırmalıydım ve nasıl yapacağımı bulmuştum.
'' Evet biliyorum, konum atacağım yere gel. Bekliyoruz. Dedemin Ölüm belgesini getir.'' diyerek kapadım.
Berk , Tahir , Yasemin ve Cihan kimle konuştuğumu biliyorlardı. Yaseminin gözünden tek bir damla düştü. Onu tekrar gördüğü için mutluydu. Tahir araya girdi.
'' Mira Hanım bunu yapmak zorunda değilsiniz. Lütfen.'' Dedi. Onu duymamazlıktan gelip Ateş'in önünde durdum.
'' İspat mı istiyorsun birazdan elinde olacak. Ama kulaklarını aç ve beni iyi dinle Ateş; Amcan güzel bir oyun oynadı fakat istediği oyunda beni alt edemeyeceğini unuttu. Sana bugün hastanede onu vuranın dedem olduğunu söylemesi ile kendini ele verdi. Çünkü dedemin silahı kayıptı. Gerisini sen çözersin nasılsa.'' Dedikten sonra arkamı dönerek bar kısmına yürüdüm.
Kendime bir içki söyledim. Kudret Bey beni hafife almıştı hem de çok. Onunla ilgili en ufak bilgi işime çok yarayacaktı. Umarım Sezen kısa sürede istediğimi bulurdu.
Yaklaşık yarım saat sonra kapıdan Büşra girdi. Ayağa kalkıp yanına yürüdüm. Sıkıca sarılarak kulağına fısıldadım. '' Dün konuştuğumuz gibi söyleyeceklerime ayak uydur her zaman yaptığımız gibi. '' dedim. Fısıldayarak '' Tamam merak etme.'' dedi.
Birbirimizden ayrılarak onlara doğru yürüdük. Locaya geçtiğimizde Yasemin gelip Büşra'ya sarıldı. '' Hoş geldin '' dedi. Bert, Tahir, Cihan 'da Büşra'ya gülümseyerek baktı.
'' Hoş bulduk '' dedi Büşra, diğerleri kimin geldiğini sorgular gibi bakıyordu.
'' Al sana ispat; belgeyi verir misin Büşra .'' dedim. Elime aldığım belgeyi direk Ateş'e uzattım.
'' İstediğin tüm bilgiler orada yazıyor. Büşra avukatımız babası da dedemin avukatıydı. Şimdi bir daha bizi suçlamadan önce konuşup sormayı dene.'' Dedim. Sonra gözlerim Berk'e döndü. Sıra diğer planımdaydı.
'' Berk Amerika 'ya Cenk ve Egemen gitmiyor. Sen , ben, Cihan ve Büşra gidiyoruz. Büşra için bilet ayarla. '' Tahir hemen söze atladı.
'' Ama Mira hanım bu şekilde konuşmamıştık. Sizin gitmeniz büyük tehlike Cengiz masanın başının siz olduğunu biliyor ve size zarar vermek için bu fırsatı kaçirmayacaktir'' Ateş hızla gözlerini kağıttan ayırıp bana çevirdi.
'' Fikrim değişti Tahir madem herkes bir oyun kurup bana zarar verme niyetinde bende oyuna oyunla cevap vereceğim. Merak etme her plan burada.'' Parmağımla kafamı işaret ettim.
'' Ne diyorsun sen Amerika'ya gitmek de ne demek. Kendini tehlikeye atmana izin vermem.'' dedi.
Silik bir gülümseme ile baktım bir süre gözlerine. Benden önce Büşra konuştu. Gözlerini Büşra'ya çevirdi.
'' Sen hiç Mira'yı tanıyamamışsın. Bugün burada ona bu anı yaşattığın için kaybettin.'' Dedi.
Gözleri bana döndü. '' Benden sana bir tavsiye Ateş; birini suçlamadan önce araştır ve onunla konuşarak sorgula eğer gerçekten yalan söylediğini hissedersen üstüne git. İşte senin hatan bu , bize ve ilişkimize yargısız infaz yaparak kaybediyorsun. '' dedim.
İçimden '' Üzgünüm taptığım adam bizim için sana yalan söylemek zorundayım.'' Kalbim ortadan ikiye bölünmüştü. Hem kırmıştım hem kırılmıştım.
'' Hadi gidelim işimiz bitti burada.'' Kolumu tutarak beni kendine çevirdi. Hızla kolumu çektim canım acımıştı ama belli etmedim.
'' Hiçbir yere gidemezsin.'' Dedi.
'' Öyle bir giderim ki aklın şaşar.'' dedim. Tam arkamı döndüm Cenk ismimi söyledi.'' Mira.''
'' Sakın Cenk sakın konuşma bugün burada hepinizin gözlerindeki yansımayı gördüm ve benim gözünüzde hiçbir değerim olmadığını anladım. Onun için boşuna nefesini tüketme.'' Diyerek çıkışa yöneldim. Diğerleride arkamdan geldi. Ateş orada öylece bırakıp gittim.
Gözümden bir damla yaş döküldü ama elimi uzatıp da o damlayı oradan silmedim.
Dedemin evine geldiğimizde direk onun yanına çıkıp saatlerce dizlerine başımı koyup ağladım. Dedem de benimle beraber ağladı. Aşağı indiğime Yasemin mutfakta oturmuş kahve içiyordu. Büşra Okan'ın odasında olmalıydı.
'' Ne düşünüyorsun güzellik .'' dedim.
'' Ateş abiyi neden seninle konuşmadan böyle davrandı onu sorguluyorum. Zaten amcası ile arası kotu değil mi. Tepkisi çok yanlıştı. Biliyorum onu korumak için dedemin yaşadığını söylemedin. Öğrendiğinde çok yara alacaksınız. Belki de gerçeği söylemeliydin Mira'' Dedi.
Çok yara alacağımızı biliyordum hatta tamamen kopacağımızıda onu korumak için bunu göze almıştım. Yasemin de bunun olacağını biliyordu. Bu yüzden yara almamam için doğruyu söylemem den yanaydı.
'' Sen kafanı bunlara yorma. Benim seninle konuşmak istediğim başka bir konu var. Amerika'ya gittiğimizde evden çok çıkmanı istemiyorum. Bu aralar dikkatli olmalıyız. Eğer çıkacak olursan asla korumasız çıkmıyorsun Yasemin anlaştık mı.'' Dedim. Gülüyordu.
'' Hala beni çocuk gibi görmen hoşuma gidiyor biliyor musun. Sen benim bu hayatta tek ailemsin Mira eğer sana bir şey olursa o dakika bende arkandan gelirim ve merak etme dikkatli olacağım beni sen yetiştirdin.'' İkimizde dolu gözlerle birbirimize gülümsüyorduk. Kollarımı açarak '' gel buraya minik '' diyerek sıkıca sarıldım ona. Sanki onu kaybedecekmişim gibi hissediyordum. İçimde bir sıkıntı vardı.
Amerika'ya gitme günümüz gelmişti. Ateş ile o günden sonra hiç görüşmedik. Egemen, Cenk ve Ahmet abi sürekli arıyorlardı ama telefonlarına cevap vermemiştim. Dün Asya ve Buket ile konuşup Amerika da olacağımı söyledim. Asya ısrarla bir şey olduğunu ve ona anlatmadığım için kızgın olduğunu söylüyordu. Ateş'in de iyi olmadığını söylemişti. Geldiğimde anlatacağımı söyleyip konuşmamızı kısa tuttum. Peşlerine de koruma göndermiştim. Sezen den hala ses çıkmamıştı. En son onunla görüştüğümde bilgisayarın çok güçlü bir şifre ile korunduğunu çözmesinin zaman alacağını söylemişti. Telefon konuşma ve mesajları elime gelmişti ancak kayda alınacak bir durum yoktu. Tüm bilgi bilgisayarındaydı eminim.
Özel Uçakla Amerika'ya geldiğimiz de gece yarısıydı. Orada bulunan eve geçip dinlenmeye karar vermiştik. Sabah uyanıp masa toplantısı için konuşacağımız konular üzerinde planlar yaptık. Tom'u bizim öldürmediğimizi ispatlamalıydık öncelikle. Masa da müttefiğimiz çok tu ancak Cengiz'in tarafındakileri de yanımıza çekmeliydik. Cengiz'de kurnaz bir adamdı. Masanın başının benim olduğunu biliyordu. Ama bununla ilgili şimdiye kadar hiçbir hamle yapmamıştı.
'' Cihan görüntüler hazır mı.'' Dedim.
'' Evet hazır patron.'' Dedi.
'' İlk işiniz onları göstermek olsun. Sonra sevkiyatla ilgili bilgileri alın eğer kadın ticareti ve uyuşturucu sevkiyatını yine öne sürerlerse ne yapacağınızı biliyorsunuz. Cengiz'e şantaj yapmaktan kaçınmayın. Cihan bir an önce elimize koz olmalı bu şekilde devam edemeyiz. Berk para yanımızda mı?''
'' Evet sen okey verdiğin an hesaplara aktarılacak. '' dedi.
'' Güzel. Toplantıdan bir saat önce aktarılsın. Şimdi gelelim asıl konumuza; Cengiz'e masanın başının sizinle özel görüşme yapmak istediğini söyleyeceksin. Ama bunu diğerleri yokken yap. Cihan kozu bir an önce bul. Dedemi öğrenmemeli önceliğimiz bu. Yoksa işler akıl almaz hale gelir. .'' dedim.
'' Aklından ne geçiyor .'' diye sordu Berk.
'' Çok güzel şeyler çok.'' Dedim sinsi bir gülümseme ile. Tam konuşacaktım kapı çaldı.
Burayı bizden başka kimse bilmiyordu. Hepimiz silahlarımıza sarıldık. Her birimiz bir yere konumlanıp Büşra'nın kapıyı açmasını bekledik. Kapı açıldığı an gördüğüm insanlar beni bozguna uğrattı. Ateş gelmişti. Nereden biliyordu burayı. Tabi ya Tahir, hiçbir şeyi riske atmıyordu. Silahlarımızı indirip yerlerimizden çıktık.
'' Ne işiniz var burada '' dedim.
'' Karımı yalnız bırakacağımı düşünmedin herhalde. '' dedi Ateş.
Başımı iki yana sallayıp silahımı arkama koyarak mutfağa geçmiştim. Cenk ve Ahmet abide gelmişti. Hepimiz mutfakta ayakta duruyorduk. İki saat sonra masa toplanacaktı.
'' Konuştuğumuz her şey anlaşıldı mı? Hata istemiyorum Berk. ''dedim
'' Tamam merak etme.'' Dedi.
'' Konuşalım biraz .'' dedi Ateş.
'' Biz konuşmamızı yaptık Ateş hem de hepinizle. Bunun için gelmene gerek yoktu. Ayrıca senin korumana da ihtiyacım yok, sizin de.'' Ahmet abi ve Cenk e dönüp söyledim.
'' Mira '' diye sesini yükseltti.
'' Ne Mira ne Mira. Biliyor musun avcı senin bana zerre güvenin yok. Ama benim sevdiğim adama koşulsuz güvenim vardı. Oda bitti. Ben size ailem dedim peki siz ne yaptınız sözde bana ailemizsin diyen her kişi beni ilk olayda yok saydı.'' Dedim. Ahmet abi Ateş den önce konuştu. '' Haklısın Mira hepimiz tek tek hatalıyız ama bizi de anlaman gerekiyor. Yaşanan olay hepimizin dedenin yaşadığını düşündürdü. Lütfen sen de Ateş'in yaptığı gibi yargısız infaz yapma...
Tam cevap vereceğim esna da bilmediğim bir numara görüntülü arıyordu. O an tüm kalbimi korku sardı ve ilk aklıma düşen Yasemin ve dedem oldu. Ellerim titreyerek görüntülü aramayı cevapladım hepsi arkama geçti.
'' O sevgili rahmetli abimin biricik torunu, masamızın başı nasılsın iyi misin? Toplantıdan önce sana ufak bir hediye sunmak istedim. Beni çok hafife aldın Mira çok.'' Arayan Cengiz idi. İçimden bir küfür savurdum. Berk ile göz göze geldik. O da sessiz bir fısıltı ile küfür edip hemen telefona sarıldı. İkimizin aklından geçenler belliydi. Kendimi hemen toparlayıp soğukkanlılıkla cevap verdim.
'' Öğrenmen bayağı uzun sürdü be Cengiz. Ben seni daha zeki sanırdım.'' Dedim. Kahkaha attı.
Gözüm Berk'e kayınca yüzündeki ifadeden bir şey olduğunu anladım.
'' O Turgut'un torunu da buradaymış. Kocana da bir merhaba diyelim. Merhaba Ateş Soykıran '' Dedi. Bir hançer daha gelmişti. Bu adam nereden biliyordu tüm bunları. Ateş tıslayarak konuştu.
'' Kes sesini orospu çocuğu. Ne istiyorsun.'' Dedi.
Cengiz '' Çık Çık neden ikinizde böyle agresif siniz dedeleriniz hiç böyle değildi ayıp size.''
Bu sefer ben konuştum. Ateş bir şeyler gizliyordu Cengiz'e verdiği cevap açıkça belli etmişti.
'' Uzatma Cengiz ne istiyorsun.'' Dedim.
'' Şimdi bende senin için o kadar değerli biri var ki, biliyorum ki onun için yapmayacağın şey yok.'' Dediği an dengemi kaybettim. Ateş hızla kolumu tuttuğunda gözlerine acı ile baktım. Kaşlarını çattı neler oluyor der gibi.
'' Bak burada kim var , Mira inanır mısın onu çok iyi yetiştirmişsin bizim adamlara bayağı zorluk çıkardı.'' Dedikten sonra ekranı çevirdi kahkaları durmuyordu.
Onu görünce kulaklarımdaki çınlama iyice arttı. '' Yasemin.'' Dedim fısıltı ile.
Yasemin elindeydi elleri ,gözleri bağlı sandalye de oturuyordu..
AAAAAAAAAAAA diye çığlığım evin içinde yankılandı..........
Merhaba arkadaşlar yeni bölümle yine beraberiz. Biraz uzun zaman oldu ama güzel ve sürükleyici bir bölüm oldu. Sizleri seviyorum. bol bol yorum ve oy kullanmayı unutmayalım.... Gel ecek bölümde görüşmek uzere......
|
0% |