Yeni Üyelik
18.
Bölüm

SIR PERDESİ

@burcu29

Tek bir kurşun herşeyi bitirmişti. Gözümü Tom’un kafasından akan kanın üzerinden çekemiyordum. Kulaklarımın içinde uğultular vardı. Dışardan silah sesleri geliyordu, ama ben yerimden milim kıpırdayamıyorum, o esnada biri kolumdan çekip çıkışa doğru sürüklüyordu.. ‘’ Hadi Mira gitmeliyiz’’ konuşan Cenk ya da Ahmet abiydi. Sesleri bile ayırt edemiyorum.

 

Evin kapısından çıktığımızda Ateş karşımdaydı. Gözlerimi, gri gözlere mühürledim. İstedim ki gözlerimde görsün nasıl yıkıldığımı. Anlamıştı bir kolunu uzatıp beni kendine çekti. ‘’ Bulacağız taptığım kadın.’’ dedi. Bir hıçkırık sesi aramızda kayboldu. Kimse duymadı o hıçkırığı sadece o ve ben. Dışarısı ceset kaynıyordu.

 

Yol boyu beynimde Tom’un söyledikleri yankılanıyordu. Yine bir hain vardı aramızda. Bütün planı bilen biri Başımı arkaya yaslayıp neler yapmam gerektiğini düşünmeliydim. Ateş’in gözleri bir bende bir yoldaydı. Sessizliğe gömülmüş olmam hoşuna gitmiyordu. Dedemin evine geldiğimizde Tahir kapıdaydı. Arabadan inip hızlı adımlarla ona doğru yürüyordum. Artık çok yorulmuştum. Ne olacaksa olsun dedim. Ateş ve diğerleride peşimden geliyordu. Tahir gözlerini bir an olsun benden çekmiyordu. Berk arayıp her şeyi anlatmış olmalıydı.

 

Merdivenlerden hızla çıkıp karşısında durdum. Herkes arkamdaydı. Kızlarda Tahir abinin arkasında. Berk hızla yanıma gelip kolumu tuttu. Hırsla kolumu çekip, ‘’ Sakın karışma.’’ dedim. Tahir abi konuştu.

 

‘’ Yapma biliyorum zor ama yapma zamanı gelmedi.’’ dedi. Elimi saçlarımdan geçirip ‘’ AAAAAAAAAA’’ diye bağırdım ve derin bir nefes çektim. Mantıklı düşünemiyorum biliyordum. Yavaşça yanına yaklaştım ve konuştum.

 

‘’ Bu sondu bir dahakine bu kadar sakin kalmam. ‘’ dedim ve her zaman yaptığım şeyi yapmak için garaja yöneldim. Ateş’in arkamdan geldiğini Tahir’in konuşması ile anladım.

 

‘’ Ateş Bey lütfen içeri geçin.’’ dedi. Yürümeye devam ettim. Kimseyi dinlemeyeceğini düşünüp geldiğini sanmıştım ama gelmedi. Saatlerce garajda olan koltuğa oturup Okan ile dinlediğimiz şarkıyı dinledim. Düşündüm o kadar çok düşündüm ki bulamıyordum. Ellerimi başıma koyarak. Gün gün kimlerle konuştuğumu bulmaya çalışıyordum.. Sonra birden Volkan aklıma geldi. ‘’ Bunu yapmış olamazsın.’’ dudaklarımdan döküldü. Hızla garajda bulunan Okan’nın silahını alıp eve koştum.

 

Kapıyı açıp salona geçtiğimde tüm gözler bana döndü. Cihan ile beraber masa da bilgisayarın başındalardı. Yavaşça onlara doğru yürüyüp silahı çıkardım ve düşünmeden başına dayadım. Herkes tek tek ayaklandı. Ateş hızla yanıma geldi. ‘’ Mira neler oluyor.’’ dedi. Duymamazlıktan geldim. Gözüm , ruhum sadece Volkandaydı. İnşallah düşündüğüm şeyi yapmamıştır diyordu bir tarafım.

 

‘’ Sana bir kere soracağım ve sende bana tek bir cevap vereceksin Evet ya da hayır.’’ Titriyordu. Tahminim doğruydu.

 

‘’ Planı bizden başka bilen var mıydı Volkan.’’ dedim.

 

‘’ Ne diyorsun sen Mira ‘’ dedi Yasemin yanıma gelerek. Volkan bu işe başladığımızdan beri bizimleydi. Eminim onun yapmadığını düşünüyordu.

 

‘’ Mira ben .’’ dedi titrek sesi ile.

 

‘’ Soruma cevap ver.’’ dedim tüm evi inleten sesim ile.

 

‘’ Üzgünüm Mira gerçekten üzgünüm ama kardeşimi öldürmekle tehdit ettiler. Kim olduğunu bilmiyorum yüzünü dahi görmedim yemin ederim. Sadece telefonla konuştum. Bir video attılar kız kardeşim ellerindeydi. Planı anlatmazsam onu öldüreceklerdi. Özür dilerim yemin ederim yapmak istemedim. Sana, Okana, aileme ihanet etmek istemedim.’’ dedi.

 

‘’ Ama ettin diye bağırdım. Ateş’in elime dokunması ile gözlerim ona çevrildi. ‘’ Hadi güzelim indir silahı öyle konuşalım.’’

 

‘’ Ben kimseye güvenmeyecekmiyim Ateş, neden hep aynı sonla karşılaşıyorum neden.’’ dedim gözümden düşen tek damla ile silahı başından çekip alnımı Ateş’in göğsüne dayadım.

 

‘’ Yoruldum , yakaladığım her umut kırıntısı bir anda avuçlarımdan tuzla buz oluyor. Ben artık normal bir hayat istiyorum Ateş normal. Şimdi ben bu adama ne yapmalıyım söylesene bana, çünkü ben bulamıyorum. Beynim uyuşmuş ve ben bitmişim gibi.’’ Alnımı huzur bulduğum göğsünden çekerek bakışlarımı Volkan’a çevirdim. Ellerimle gözlerimdeki yaşları silerek konuştum. Duygu karmaşası yaşıyordum. Eminim hepsi bu duygu değişmelerimi sorguluyorlardı.

 

‘’ Seni öldürmeyeceğim; Neden biliyor musun. Okan seni, aileni bize emanet etti; peki sen ne yaptın dostum dediğin adama, ailemsiniz dediğin bize ihanet ettin. Akşam sekize kadar süren var Volkan bu şehri terk etmek için. Eğer ki hala bu şehirde olduğunu öğrenirsem gelir seni Okan’nın silahındaki tek kurşunla öldürürüm. Şimdi siktir git bu evden.’’ dedim.

 

‘’ Mira lütfen lütfen yapma.’’ Yasemin Berk’in göğsüne yaslanmış ağlıyordu. Elimi alnıma dayadım. Başıma şiddetli bir ağrı girmişti. Bunu en son üç yıl önce Okan öldüğünde yaşamıştım. Ayakta zor duruyordum.

 

‘’ Çık ‘’ dedim. Başını aşağı eğip odadan çıktı.

 

‘’ Mira burnun kanıyor.’’ dedi Buket. Ateş hızla beni kendine çevirdi.

 

‘’ İyiyim korkma.’’ dedim.

 

‘’ Hastaneye gidiyoruz.’’ dedi. Koluna dokundum.

 

‘’ Ateş iyiyim korkma yorgunum hepsi bu. Tahir ilacımı getirir şimdi. ‘’ O esnada Tahir elinde bir bardak su ve ilacımla içeri girdi.

 

‘’ Ha bak geldi bile.’’ onu daha fazla telaşlandırmak istemediğim için gülümsemeye çalıştım. Uzatılan ilacı içtim.

 

‘’ Şimdi evimize gidelim mi uyumak istiyorum.’’ dedim.

 

‘’ Bura da kalmanız daha doğu değil mi Mira .’’ dedi Berk.

 

‘’ Hayır yapmam gereken işler var. Ve biliyorsun benim bir evim var. ‘’ dedim. Ateş’in hoşuna gitmişti bu cümlem. Berk den hoşlanmıyordu.

 

‘’ Önce sizi kontrol etmeliyim efendim.’’

 

‘’ İyiyim Tahir merak etme. Üç gün sonraya Amerika’daki masa ile toplantı ayarlamanı istiyorum.’’ dedim

 

‘’ Olmaz efendim şimdi Tom’u öldürenin biz olduğumuzu sanıyorlar. Bile bile oraya gitmenize izin veremem. Zamanı olmadığını siz benden daha iyi biliyorsunuz.. Masadaki konumumuzu korumalıyız.’’ dedi.

 

‘’ Bilsinler Tahir benim istediğimde bu böylelikle gerçekte kimler bizimle öğrenelim. Merak etme ben gitmiyorum. Henüz kendimi gösterme niyetinde değilim. Vekilim Cenk ve Egemen ayrıca Cihan da onlarla gidecek. Berk bilet işlerini iki gün sonrası için al ve Tahir onlar herşeyi bilecek. Çünkü siz nasıl ailem iseniz onlarda ailem. Son sözümde budur. Bu konu ile ilgili tek bir söz duymak istemiyorum. Volkanın da gittiğinden emin olun.’’ Tahir beni başını sallayarak onayladığını belirtti. Sonra Yasemin’in yanına giderek ona sarıldım.

 

‘’ Ağlama bunu da atlatacağız. Dikkatli olmanı istiyorum ne zaman istersen yanıma gelebilirsin.’’

 

‘’ Tamam sende dikkatli ol.’’ dedi. Hepimiz arabalara bindik, gözlerim dedemin kaldığı odaya kaydı. ‘’ Görüşürüz dede’’ dedim içimden.

 

Eve gelene kadar kimseden ses çıkmıyordu. Bir ara Ateş Mert ile telefonda görüşüyordu. Yağız meselesini unutmuştum. Ama hayatımda beni tek korkutan insan oydu. Eve varıp eve girdiğimizde onlara dönüp ‘’ Yarın herşeyi anlatacağım ama şimdi uyumak istiyorum.’’ dedim.

 

Hepsinde ayrı ayrı bir merak vardı. Karşılarındaki Mira tanıdıkları Mira değildi çünkü.

 

‘’ Git dinlen bebeğim biz ne olursa olsun hep yanındayız.’’ dedi Asya. Minnet dolu bakışlarımı gönderdim. Sonra Ateş’e döndüm. Gözlerimde ne demek istediğimi anlamıştı.

 

‘’ Sen çık güzelim beş dakika sonra yanındayım.’’ başımı sallayıp merdivenleri tırmandım.

 

Odadan içeri girdiğimde etrafa bakındım, içimde tarifi olmayan bir huzur vardı. Üstümdekileri çıkararak iç çamaşırlarımla banyonun yolunu tuttum. Başımdan akan sıcak su ile yere oturdum. Dakikalar sonra banyonun kapısı açıldı yüzümü çevirdiğimde gözlerim gri gözlerle kesişti. Benim yaptığım gibi üstündekileri çıkarıp iç çamaşırı ile kaldı. Karşıma geçip o da oturdu. Gözlerimiz hala kenetli şekildeydi. Sessizliği bölen o oldu.

 

‘’ Ne düşünüyorsun taptığım kadın.’’ dedi. Silik bir gülümseme sundu dudaklarım.

 

‘’ Seni ve gözlerinin bana nasıl hayat verdiğini‘’ dedim. O da aynı gülümsemeyi bahşetti.

 

‘’ Biliyorum kafanda benimle ilgili çok soru var.’’ evet anlamında başını salladı.

 

‘’ Ama benimde seninle ilgili kafamda çok soru var gözlerine vurulduğum adam.’’ dedim.

 

‘’ Sor bu gece sorulmadık bir şey kalmasın.’’ dedi. Tek kaşım havada daha derin bakmaya başladım. Su hala vücudumuzu yakıyordu.

 

‘’ Amcana güveniyor musun.? dedim. Hayır anlamında başını salladı. Neden ilk bu soruyu sordum bilmiyordum.

 

‘’ Aileni benim babamın öldürdüğüne inanıyor musun peki hala.’’ dedim ikinci soru onu şaşırttı.

 

‘’ Nereden çıktı bu soru şimdi.’’ dedi.

 

‘’ Bilmiyorum Ateş kafamda oturmayan çok şey var. Yağız beni kaçırdığında babam ile konuştum. Annemin öldürenleri sordum. İş yaptığı adamlar olduğunu söyledi ama ben inanmadım. Biri var attığımız her adımı bilen biri , Ateş’in ailesini öldüren ben değilim dedi o kadar ısrarcı davrandı ki bu konuda sürekli aynı cümleyi tekrarlayıp durdu. ‘’ Ben yapmadım.’’ İlk kez ona inandım biliyormusun içimden evet o yapmadı dedim.

 

‘’ Elimde olan tüm deliler babanı gösteriyordu Mira.’’ dedi. Sustum. Bir dahaki sefere açmak üzere konuyu kapatıp içimi kemiren diğer soruyu sordum.

 

‘’ Eylül’ü çok sevdin mi.’’ dedim.

 

‘’ Sevdim.’’ dedi o an kalbime hançerin hızla saplandığını hissettim. İçimden ağlama Mira diyordum.

 

‘’ Sevdim ama sonra karşıma bir kadın çıktı. Beni tepetaklak eden o gözleri, masumluğu, inadı, vazgeçmemesi, güçlü duruşu, ve en önemlisi kokusuna muptela eden bir kadın. O zaman anladım ki ben Eylül’ü sevmemişim.’’ dediği an dudaklarına yapıştım. Beni kucağına çekti, ayaklarımı iki yana uzatıp daha da sokuldum. Nefes alamadığımı hissedip alnımı alnına dayadım. Gözlerimiz kapalı nefeslerimizi solumaya devam ettik. Sonra elleri sütyenimin kelepçesine gitti. Bir soluk daha çektim. Kelepçeyi açmaya çalışırken dudaklarıda boynumu istila ediyordu. Bu gece hiç bitmesin istiyordum.

 

‘’ Ateş’’ dedim titreyen sesim ile. ‘’ Söyle taptığım kadın.’’ dedi.

 

‘’ İyi ki sen .’’ dedim.

 

‘’ İyi ki sen.’’ dedi. Sonrası mutluluğun resmiydi. Bütün gece onun kokusuna bulandım.

 

Sabahın ışıkları ile gözlerimi açtığımda Ateş yanımda değildi. Yataktan gülümseyerek kalkıp banyonun yolunu tuttum. Kısa bir duşun ardından aşağı indim. Herkes oturmuş kahvaltı yapıyordu. Ateş’e doğru yürüyerek;

 

‘’ Neden uyandırmadın beni.’’ dedim.

 

Dinlen istedim yorgunsun.’’ dedi . Yanağına öpücük kondurup benim için boş bırakılan sandalyeye oturdum.

 

Bir müddet kimseden ses çıkmadı. Sonra Egemen konuştu.

 

‘’ Anlatacak Mısın hepimizin kafası çok karışık.’’ dedi.

 

Sandalyeme yaslanıp kollarımı birleştirerek gözlerimi karşı duvara sabitledim.

 

‘’ Amerika’daki masanın başı benim. Ama onlar bilmiyor. Hatırlıyor musun Ahmet abi, dedemin suikaste uğradığını söylemiştin. Evet uğradı ama eksik bilgi öğrenmiştin. Amerika daki masayı büyüttü bura ile bağlantı haline getirdi. Burası da oraya bağlıydı. Sonrasında suikasta uğradı. Bunu yapan küçük bir ayrıntıyı kaçırmıştı. Tek bir bağlantı. Sekiz ülkeden oluşan iki lider, dedem ve dedendi. ‘’ Ateş’e dönerek söyledim. Hepsi pür dikkat beni dinliyordu. Sonra devam ettim.

 

‘’ Bu suikastların olmasının sebebi, ailelerimizin öldürülmesi planlıydı. Çünkü bir kişi daha bunu öğrendi. Tüm gücün tek sahibi olmak istiyor. Onların ölmesi ile güç onun olacağını düşündü. Ama kaçırdığı bir nokta vardı. Ben ve Ateş. Çünkü yazılan tek bir hüküm var. iki soydan doğan ilk çocuklar yaşayacak onların kanı ile masa kilidi açılacaktı.

 

‘’ Vay anasını dedi ‘’ dedi Cenk. Ateş’in kaşları çatılmış bana bakıyordu. Sonra Ahmet abi beklediğim sorusunu yöneltti.

 

‘’ Peki sen tüm bunları nasıl öğrendin. ‘’ Silik bir gülümseme sundum.

 

‘’ Dedem Tahir ‘e söz verdirmiş ne olursa olsun Mirayı ve Ateş’i koruyacaksin. Olaki bir gün hayatlarınız birbirinize düşerse Mira’ya herşeyi anlat diye yemin ettirmiş.’’ Sonra Cenk konuştu.

 

‘’ Peki Okan kim? " dedi. Bir süre derin düşüncelere daldım. Ateş yerinden sinirle bana bakıyordu. Sessizliğim hoşuna gitmemişti.

 

‘’ Tahir’in oğlu Berk’in abisi. Tom onu öldürdü. ’’ dedim kısa keserek.

 

‘’ Yasemin peki o da kızı değil mi.’’ dedi Cenk.

 

‘’ Bu konu konuşulmaya kapalı Cenk. Sadece şunu bilin yeter Yasemin benim kırmızı çizgim‘’ dedim sert bir dille. Çünkü Yaseminin kimliğini şuan bilmemelilerdi. Cenk başını sallamakla yetindi.

 

"Şimdi Amerika ‘daki masada Cengiz var. Dedemin küçük kardeşi, yalnız ikiside birbirini sevmezdi. Dedem ölünce kendini vekil gibi görüp masadaki yerini büyütme çabasında. Asıl başta kimin olduğunu biliyor ama belli etmiyor. Berk ve Cihan beni temsil eder işleri onlar yapardı. Bizim Tom ile olan düşmanlığımızı biliyorlar. Onu öldürenin biz olduğunu düşünüp ona göre yol izleyecekler. Sizden istediğim oraya gittiğinizde Tom’un bizim öldürmediğimizi kanıtlamanız Cihan bu yüzden sizinle gelecek kamera görüntülerini sunmak için. Böylelikle kendi aralarında da iç savaş başlayacak. Ayrıca; masanın başının yaşadığını ve bir dahaki toplantıda orada olacağını söylemenizi istiyorum. Böylelikle bizden bir adım önde olan kimmiş öğrenelim.’’

 

‘’ Sen mi gideceksin’’dedi Ateş kül rengi gözleri ile

 

‘’ Hayır sen o masanın başı olacaksın; karın olarak da biraz benimde söz hakkım olur diye düşünüyorum.’’ dedim gülerek.’’ Herkes kahkaha attı bir tek Ateş gülmedi. Çünkü ne yapmaya çalıştığımı anlamak istiyordu. Gözlerini kısmış mavilerime bakıyordu.

 

‘’ Biliyorum hepiniz belki benim hakkımda çok başka şeyler düşünüyorsunuz. Ama inanın öncesinde bilmiyordum. Ne zaman Sarp beyleri kaybettim o zaman onlar tekrardan hayatıma dahil oldu. Yaşadıklarımda da kendimi koruyabilirdim evet ama onları açık edemezdim. Hepinizden özür dilerim.’’ Asya ve Buket yerinden kalkıp bana sarıldılar.

 

‘’ Hep yanındayız ‘’ dedi Ahmet abi.

 

‘’ Teşekkür ederim.’’ dedim. Gözlerim Ateş’e döndü.

 

‘’ Pastanenin son durumuna bakmalıyım. Tamer Bey ile olan anlaşmamız hala devam eder mi onu bile bilmiyorum.’’ dedim.

 

‘’ Bırak o soysuzu ‘ˆdedi Ateş sinirle. Herkes yine kahkaha attı.

 

‘’ Neyse bu kadar yeter akşam Uçurum’da eğlenelim. Senin tayfayıda çağırırız Mira ‘’ dedi Cenk

 

‘’ Olur.’’ dedim ve ayağa kalktım. ‘’ Çıkalım mı Ateş.’’ dedim.

 

‘’ Çıkalım güzelim.’’

 

‘’ Akşam görüşürüz.’’ dedim kızlara ve evden çıktık. Hala düşünceliydi. Arabaya bindiğimizde sessizlik hakimdi. Mert hala eski evimin oradaydı. Korkmuyorum çünkü yanımda Ateş vardı. Ama yinede içimde filizlenen bir korku tohumu oluşmuştu. Yağız korkusunu bir şekilde yemeliydim.

 

Gözleri bir an olsun yoldan ayrılmıyordu. Dönüp bir kere bile bana bakmadı.

 

‘’ Neden sessizsin taptığım adam.’’ dedim.

 

‘’ Düşünüyorum aklında nasıl bir plan var onu anlamaya çalışıyorum diyelim.’’ dedi.

 

‘’ Ben bu hayatı istemiyorum, tek amacım ailerimizi kimin öldürdüğünü bulmak. Biliyorum senden bu hayatı bırakmanı isteyemem çünkü bu gücü korumamız gerekir. Tek sebep bu. Kafanda içinde dönen sorular hala devam ediyor farkındayım. Sadece yanımda olduğunu bilmek yeterli benim için. ‘’ Bir elini kucağımdaki elimin üzerine koyarak ‘’ Her zaman ‘’ dedi.

 

Pastaneye geldiğimizde; içerisi biraz olsun toplanmıştı. Ama yeniden tamir edilip düzenlenmesi gereken çok yer vardı. Gözlerim etrafta gezinirken Ateş arkamdan bir elini belime sarıp beni kendine yasladı. Çenesini başıma yasladı.

 

‘’ Özür dilerim taptığım kadın sözümü tutamadım.’’ Bir damla yaş düştü gözümden. Kıskacından çıkarak yüzümü ona dönüp müptelası olduğum gri gözlere baktım.

 

Yavaşça elimi yanağına dayadım. Oda başını yan yatırıp iyice elime yaslandı. ‘’ Üzülme bunu da beraber atlatacağız.’’ dedim. ‘’ Yanağındaki elimi gözlerini kapatarak öptü.

 

Uçuruma gidene kadar neler yapmamız gerektiğini sıraladık. Bir ara Tamer Bey’i arayıp durumu anlatmış oda anlayışla karşılayıp sözleşmenin devam ettiğini söyledi. Bir umut tekrar içimde yeşermeye başlamıştı. Ateş Tamer ismini duyunca kısa bir kavga yaşanmıştı.

 

Uçuruma geldiğimizde; Berk, Cihan ve Yaseminin geldiğini görmüştüm. Yasemin kızlarla iyi anlaşmıştı. Bu da yüzümde bir tebessüm oluşturmuştu. Ailemiz giderek büyüyordu. Her zamanki locaya doğru adımladık. Herkese selam verip yerimize geçtik. Saatler ilerleyip eğlence devam ederken masada duran Ateş’in telefonu çalıyordu. Arayan Gülsen Hanımdı. O an kalbime bir ağrı yüklendi. Ateş ile birbirimize baktık. Ters bir şey olduğunu oda sezinlemişti. Telefonu eline alıp ayağa kalktı.

 

‘’ Yenge.’’dedi. Bir süre karşı tarafı dinledi. Sonra dudaklarından tek kelime döküldü.

 

‘’ Öldümü.’’..........

 

Herkese merhaba biliyorsunuz ki büyük bir deprem atlattık. iskenderun da evimizde canımızı zor kurtardik çok şükür ailem ben eşim ve çocuğum iyiyiz. Ama evimizi bir sü

religine bırakmak zorunda kaldık. Uzun bir süre yazamadım. Çünkü ruhen iyi değildik. Hepimize geçmiş olsun. Umarım bölümü beginirsiniz. Oy ve yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum.

 

Loading...
0%