@burcu29
|
Karşımda yine o vardı. '' Yağız''... Gözlerimin içine bakıyordu. Korktuğumu sanıyordu ancak korkmuyordum. Çünkü korkumla yüzleşmiştim. Başımı daha da dikleştirdim ve Cengiz'e baktım. Ateş'in ve Berk'in gözleri benden ayrılmıyordu.
'' Cengiz, Cengiz beni geçmişim ile mi korkutmaya çalışıyorsun. '' Silik bir gülümsemeyle başımı iki yana salladım.
'' Yanlış hamle. Şimdi kardeşimin gözlerini çöz ve bırak. Adamlarının ölmesini istemezsin değil mi. '' Tek tek adamlarına bakmıştı. Her birinin alnında kırmızı ışık vardı.
Yağız'ın gözlerini bir an bile benden ayırmaması Ateş'i delirtti ve '' Seni öldürürüm.'' diyerek öne atladı, kolumu uzatıp onu durdurdum.
'' Hadi Cengiz zamanımı boş yere harcıyorsun. ''dedim. Yağız'ın elleri Yasemin'in gözlerini çözmek için kalktığında tıslarcasına konuştum.
'' Sakın ellerin ona değmesin. Yoksa tek kurşun ile ölürsün. Berk Yasemin'i al.'' Dedim daha fazla beklemeden.
Yağız gülerek '' bana olan nefretin beni çok mutlu ediyor sevgilim.'' Dediği an Ateş'i tutamadan yanına yürüyüp yumruğu çarptı. Tüm silahlar Ateş'e döndü.
'' Öldürürüm seni ona değen gözlerini yerinden çıkarırım orospu çocuğu'' yumruklarını ardı sıra sıralıyordu. Bu sefer karışmadan sadece izledim. Yasemin'in yanıma gelmesi ile ona dönüp ne kadar hasar aldığını gözlerimle kontrol ettim. Çok şükür iyiydi. Sessizce ''İyisin'' dedim. '' İyiyim.'' Dedi.
Cengiz put olmuş şekilde Ateş'in yumruklarını izliyordu. Kimsenin ateş etmeyeceğini biliyordum. Çünkü şuan kapanın içindeydiler.
Karşıdan gelen adamı gördüğümde gülümsemem iyice büyüdü. Cengiz gördüğü kişi ile daha da korkmuştu.
Ateş son yumruğunu da Yağız'a geçirdikten sonra onu yerden kaldırıp Cengiz'in adamının üstüne fırlattı.
'' Bu burada bitmedi Cengiz ''dedi. Sonrasında yanıma geldi. Yağız'ı şuan onların elinden alamazdık Cengiz ile olan bağlantısını öğrenmeliydik. Ama Ateş'in içi biraz olsun soğudu ve benimde.
Gelen kişi tam ortamızda durup gözlerimin içine baktı. Cengiz şimdi tamamen kapanın ucunda kalmıştı. Yavaş yavaş yürüyüp Cengiz'in tam önünde durdum.
'' Derler ki düşmanının düşmanı dosttur. Gerçekten de doğru bir cümle. Bende yıllardır sakladığın gerçeği bulup ; korktuğun ve kaçtığın tek insanla bir anlaşma yaptım. Şimdi seni Kevin'ın merhametine bıraksam nasıl olur Cengiz. Immm düşünüyorum sanırım en doğru hamle olurdu. Ama korkma daha iyisini yaptım tetikçini ona teslim ettim. Üzgünüm artık sağ kolun hayatta değil. Yazık oldu; oysaki tek suçu senin emirlerini yerine getirmekti. Ama yanlış kişinin kardeşini öldürttün. Kurt'un cenazesine çelenk yollarım merak etme.''
Korkusu gözlerinden belli oluyordu. Bu kadar ileri gideceğimi tahmin etmiyordu. Artık herkesin gerçek Mira ile tanışma zamanıydı.
'' Şimdi o kulakların iyice açılsın ve söylediklerimden sonra tamamen kapansın. Bir daha ailem dediğim insanlardan birine zarar vermeye kalkışırsan ve bana oyun oynarsan ibret olsun diye masanın önünde seni Kevin 'ın öldürmesine izin veririm. Şuan itibari ile masadan atıldın. Paran da Kevin hesabına aktarıldı. Bunu da hayatına karşılık olarak sayarsın. '' dedim.
Şuan ölmesi işime gelmezdi. Kevin ile yaptığım diğer anlaşma; arkasında kimin olduğunu bulmadan ölmemeliydi.
Uzun uzun gözlerimin içine baktı. İki elini de yumruk yapmıştı, kendini zor tutuyordu. Bir müddet bizden uzak duracaktı ancak yine saldırıya geçeceğine emindim. Gizliden gizliye onu takibe almıştım. Arkasında olan kişiyi bulmalıydım. Yağız 'ı nerden bulup da karşıma getirmişti onu da çözmeliydim.
Bu gizli kişi hep bir adım önümdeydi ama bugün önüne geçen ben oldum. Kevin'a baş selamı yaparak arabalarımıza binip oradan ayrıldık.
Yasemin Berk'in göğsüne kafasını koymuş, boşluğa bakıyordu.
Bir süre sonra Berk konuştu. '' Cengiz'in sakladığı gerçeği ne zaman bulup da Kevin ile anlaşma yaptın.'' Dedi.
'' Dün gece'' Dedim gerisini anlatmama gerek yoktu nasıl yaptığımı anlamıştı. Başını sallamakla yetindi.
Ateş' in gözleri bana kaydı emin ki düşünceleri arasına bunu nasıl yaptığımda eklenmişti.
Eve geldiğimizde Yasemin 'i banyoya götürüp ağlayarak onu yıkadım. İkimizde gözyaşlarımızla anlatıyorduk duygularımızı.
Sonrasında giyinmesine yardımcı olup, küçükken yaptığım gibi saçlarını örüp yatağa yatırarak göğsüme çektim.
'' Çok korktum; beni bulamayacağınızı düşündüm. Ama aklımdan hep şunu söylüyordum Mira beni bulacak beni bırakmaz diye sayıklıyordum.'' Dedi.
Kalbim o an parçalandı eğer bulamasaydım ne yapardım.
'' ŞŞŞ bunları düşünme artık. Yanımdasın, yanımızdasın hadi kapa gözlerini ben buradayım.'' Dedim.
Bir süre sonra düzenli nefes alışlarından uyuduğunu anladım. Uyandırmamaya özen göstererek yanından kalkıp aşağı indim. Herkes salonda bir köşede oturmuş beni bekliyordu.
'' Uyudu mu nasıl ''diye bir soru yöneltti Büşra.
'' Uyudu iyi olacak ''dedim. Ateş'in yanına geçip oturdum.
'' Yarın öğleden sonraya toplantı ayarla Büşra, burada ki işimizi bitirip İstanbul'a döneceğiz. Sezen den haber var mı istediğim konu ile ilgili.''
'' Henüz bir şey bulamamış açılmayan bir dosya var. Güçlü bir şifresi var çözmeye çalışıyor.'' Dedi.
'' Anladım.'' Dedim.
''Cihan paraları hesaplara aktar. Büşra ve Ahmet abi toplantıya siz katılacaksınız. Durumu anlatırsınız. Masa dan bir kişi daha bu tür bir olay yapmaya kalkarsa ne yaptığımızı anlatın. Yeni sevkiyatların artık İstanbul'daki masa tarafından yapılacağını kesin bir dille belirtin. Ateş Soykıran'ın onayı olmadan hiçbir sevkiyat yapılmayacağını da özellikle söylersiniz. '' dedim.
'' Aklından ne geçiyor '' dedi Berk.
'' Sezen den haber gelmeden hiçbirinize açıklama yapmayacağım. '' dedim. Başını sallamakla yetindi.
'' Şimdi Ateş; Cengiz ile ilgili daha çok bilgiye sahip olduğunu biliyorum ve sakladığın bir şeyler olduğunu. Madem artık beraberiz, sır istemiyorum. '' dedim. Bir müddet gözlerimin içine baktı. Bu konuşmayı yapacağımızı biliyordu.
'' Amcam ile ortak çalışıyorlardı. Amcam Amerika' da ki masayı biliyordu. Bende sen hayatımda olmadan önce bir telefon görüşmesi yaparken tesadüfen öğrendim. Ama kendi bildiğimi bilmiyor. Cengiz'i de ondan sonra araştırıp birçok konuyu öğrendim. Sadece Cenk ve ben biliyorduk.'' dedi.
'' Şimdi taşlar yerine oturuyor umarım tahmin ettiğim olmaz.'' Dedim kesin bir ses ile.
'' Ne demek istiyorsun.'' Diye sordu. Tüm gözler üzerimizde sabitlendi.
'' Diyorum ki Yasemin'i Cengiz'e kaçırmasını söyleyen AMCAN.''
Demem ile hızla ayağa kalkıp önümde durdu. Başım aşağıda gelecek cevabı bekliyordum.
'' Saçmalık bu kadarı fazla bunu yapmaz; sen ne dediğini bilmiyorsun. Üzüntüne veriyorum bu cümlerini'' Demesi ile kahkahamı patlattım. Ayağa kalkıp yüzümü iyice yüzüne yaklaştırdım.
'' Beni düşünmeden Yağız'a teslim edip, üstüne oyun çevirip ölü dedemin üzerine iftira atan adamın bunu yapmayacağını mı söylüyorsun. Asıl senin söylediğin saçmalık.'' Dedim tıslarcasına.
'' Mira beni çıldırtma ; nefret edebilirsin, diğer konularda sorumlu evet ancak bu kadarı fazla diyerek '' mutfağa yol aldı.
'' Ne oldu gerçekler acıttı değil mi Ateş; sende biliyorsun bunu yaptığını sadece kendine itiraf edemiyorsun. '' bıçak gibi yürüyüşü kesildi.
'' Susma konuşsana, benim hata yaptığımı düşündüğünde bana yargısız infaz yapmıştın. Suçlamıştın. Hepiniz beni suçladınız. Şimdi neden amcana toz kondurmuyorsun. A tabi söz konusu amcan değil mi , ben kimim ki aileni öldüren adamın kızıyım.'' Son cümlemden sonra hızla yanıma gelip kolumu tuttu.
'' Sus artık sus '' dedi. Hızla elimi çektim. Cenk aramıza girerek Ateş'e doğru konuştu. '' sakinleş biraz'' dedi. Cenk'i kenara çekerek konuşmaya devam ettim.
'' Susmuyorum, susmayacağım yeter bıktım anladın mı bıktım. Beynim kaos içinde farkında değil misin. Amcan cezasını çekecek Ateş sende buna karışmayacaksın. Bitti avcı, avın değilim artık. Ya yanımda dur beraber çözelim ya da şuan bu dakika çık gittik. Ama bu gidiş tek sefer olur. Bir daha dönüş olmaz. '' son sözümü de söyleyip onu düşüncelerin içinde bırakarak yukarı Yasemin'in yanına çıktım. Uyumam lazımdı. Belki de şuan o kapıdan çıkıp gitmişti.
Yine aynı kabuslarla uyanmıştım. Bu sefer diğerleri gibi değildi. Bağırmadan nefes nefese kalkmıştım. Yavaşça yataktan kalkıp su içmek için mutfağa indim. Işığın açık olması şaşırtmıştı. Kapıda durduğumda Ateş elinde içki pencereden dışarıyı izliyordu.
'' Hep haklı olmadan nefret ediyorum. Karşımdaki yeni Mira ile bocalıyorum ve sana olan davranışlarım bir öncekinden daha sert oluyor. Sanırım ilk tanıdığım savunmasız ne yaparsam yapayım bana sığınan Mira'yı görmek istiyorum. Şuan bile beynin içinden ne düşündüğünü çözemiyorum. Karşımıza çıkan her yeni sırda birbirimizden uzaklaşıyoruz. Bana bir soru sormuştun. Gerçekten aileni babamın öldürdüğüne emin misin diye. Bende sana her şey onu gösteriyor demiştim. Ancak şuan bulunduğumuz nokta da çok başka şeyler düşünüyorum. '' dediğinde yüzünü döndü. İlk kez Ateş'i bu kadar çıkmazın içinde görüyordum. Bitmiş ve kabullenmiş.
'' Eminim sende benim ile aynı soruyu kendine soruyorsun. Acaba ailelerimizi öldüren amcan mı? Hadi söyle evet düşünüyorum eminim desene belki senden duyunca bu kadar acıtmaz.'' İlk kez onun karşısında duygusuzca duruyordum. Çünkü Kudret'in bunu yaptığından emin değildim. Gerçek Sezen'in açacağı dosyada belli olacaktı.
'' Duygusuzca bakma bana bir şey söyle şuan senin varlığına o kadar ihtiyacım var ki. Beynimin bir köşesi tut elinden al götür her şeyi, herkesi geride bırak yeni bir hayat kur diyor. Lanet olsun yapamıyorum. Senin de yapamayacağını biliyorum ve bıçak kesiği gibi kanamasına izin veriyorum. ''dedi.
O an koşup ona sarılmak istedim ama gerçek Mira buydu. Duyguları ile hareket etmemeyi öğrenmişti. Ayaklarım beynimden hareketsiz adım bile atmıyordum. Öylece karşısında duruyordum. Söylemek istediklerim beynimden gelen komutla duruyordu.
'' Gerçek Mira bu Ateş. Senin tanıdığın Mira olabilmek için uzun yıllardır savaşıyorum. Fakat beceremedim. Çünkü ben bu şekilde eğitildim. Belki tüm gerçekler ortaya çıkıp, ailelerimizin katilini bulup, Yağız öldüğünde o ilk tanıdığın Mira olurum. Yasemin'in kaçırılması beni eskiye döndürdü. Artık o savunmasız , senin sevgine ihtiyaç duyan Mira değilim. Evet seni çok seviyorum; şuan sana sarılmamak için kendimi tutuyorum ve yapamıyorum.''
Gözümden düşen tek damlayı gördüğü an yanıma gelip ellerini yanaklarıma koyarak alnını alnıma dayadı. Gözlerim istemsizce kapandı.
'' Özgürsün kafesteki kuşum. Yangın kalbim senin kalbine yenildi. İstediğini yapabilirsin ancak yanında ben olmayacağım. '' duyduğum an hızla onu ittim. Tüm evi inleten sesimle konuştum.
'' Bana söz vermiştin, ne olursa olsun bunu beraber çözecektik. Sana böyle duygusuzca davrandığım için mi beni bir başıma bırakıyorsun. Sen bu musun, bana kendini tanıttığın Ateş Soykıran bu mu? '' karşımda sadece susuyordu.
''CEVAP VERRRRRR .'' diye bağırdım. İlk Ahmet abi girdi mutfağa sonrasında sırayla Cenk, Berk, Büşra , Cihan ve Yasemin.
'' Ne yapıyorsunuz siz kendinize gelin artık.'' Dedi Ahmet abi.
Yanına gidip elimle göğsüne vurup
'' Cevap ver lanet olsun cevap ver '' sayıklıyordum.
'' Yapamam.'' Kelimesi kalbimi ortadan ikiye böldü. Zaman durdu. Bizi içine alarak alevlendirdi.
Ellerimle gözlerimdeki yaşları silip eski halime büründüm. Nasılsa son noktayı koymuştu.
'' Bugünü sakın unutma Ateş Soykıran sakın ama sakın unutma. Sen bugün bizi tamamen bitirdi. Ateş ve Mira yangının içinde küle döndü ve o kül bir daha asla alevlenmeyecek. Sen Ateş Soykıran benim kalbimi öyle bir yaktın ki külleri bile bulunamayacak ve Mira adında birini tanımadım sayacaksin'' dedim.
Saniyeler dakikalara dönerek yüzüme bakıyordu. Mavi göz gri göze bir daha bakmamak üzere duvara sabitlendi.
Taptığım adam geri dönmemek üzere hayatımdan çıkıyordu.
Bu gidiş herkesin hayatında yeni savaşlara merhaba diyordu.........
Herkese merhaba yeni bölümle sizlerleyim. Umarım beğenirsiniz. Bol bol yorum ve vote yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum.
|
0% |