Yeni Üyelik
25.
Bölüm

YANSIMALAR

@burcu29

Dudaklarını yavaşça çektiğinde gözlerim hala açılmamıştı. Sonra alnını alnıma dayayarak fısıltısını duydum " seni seviyorum, seni öyle çok seviyorum ki, Bir adım uzağımda olman bana ölüm. Affetme ama bizi de yok etme. Seninleyim hep seninleyim."

Gözlerim usulca açıldığında ellerimi ellerinin üzerine koyarak aşağı çektim ve bir adım geri gittim. Başımı kaldırıp gözlerine baktığımda korku gözlerindeydi. " seni affetmeyeceğim. Ama kalbim sana öyle bağlı ki bir adım uzağına bile gidemiyor. Zamana ihtiyacım var ve kafamın içindeki tek olgunun ne olduğunu ikimizde biliyoruz." Gözlerini bir kez açıp kapadı. Bu sözlerim ona yetmişti.

Zaman kaybetmeden Okan ile eğitimleri yaptığımız eve geldik. Kevin bizden önce gelip Küba'ya girişimiz için oradaki bağlantılarını ayarlıyordu. On beş dakika sonra odaya geldi.

" Pablo büyük bir parti veriyor senin geleceğini biliyor ve tüm pis iş yaptığı adamlar orada olacak. Aradığın tüm adamlar Mira çok dikkatli olmalıyız. Sen ve Ateş İspanya'nın yeni temsilcileri olarak giriş yapacaksınız. Avantajımız kimse daha bu iki insanla tanışmadı ama İspanya da yaptıkları her işi biliyorlar. Pablo özellikle onları davet etmiş. Adamlarım uçaktan indikleri an onları etkisiz hale getirecek. Kılık değiştirmeniz gerek. Ahmet Ateş'in sağ kolu Eğemen senin ben dışarıdan sizi koruyacağım. İçeri kuzenim Steve sizi geçirecek. Sonrası sizde" onu dinlerken planlarımı kurmuştum.

" Berk bana en güçlü zehiri bul ve onu Cihan'a götür üstümde taşıyabileceğim fark edilmeyecek bir şekilde ayarlasın. Girişte mutlaka cihaz olacaktır. Pablo tüm önemleri alacaktır. Kevin Pablo'nun masasında oturmamızı sağlayabilir misin" başını tamam anlamında salladı.

"Cenk , Berk kızları bir an bile gözünüzden ayırmıyorsunuz. " dedi Ateş

" Merak etme " diye cevap gecikmedi Cenk' den Berk başını sallayıp onayladı.

"Yalnız Mira bilmen gereken bir şey daha var" demesinile gözlerim Kevin'a döndü.

"Oradan çıkmanız için bir saatiniz olacak, çünkü Tom' un babası da orada olacaktır. Seni tanımaması imkansız değil. Aklından geçeni biliyorum ancak sakın bunu orada yapma. "

Sinsinbir gülümseme ile konuşmaya başladım. " O işte beklediğim insan neden öyle diyorsun bir taşta iki kuş" dedim.


"Sakın Mira sakın ikimizde neler olacağını çok iyi biliyoruz değil mi?"

" Sizin bu gizemli konuşmalarınız benim canımı çok sıkıyor. Özellikle de sen Kevin karıma bu kadar yakın olman çok can sıkıcı" dediğinde Ateş her an tetikteydim bir şey olmaması için.

" Sakin ol şampiyon Mira'nın kalbi sana ait olmasa onun için seninle savaşmaya hazırdım " demesi ile Ateş Kevin"ın üzerine yürüdü.

"Sen ne diyorsun " hemen önünde durdum. " Sakin ol. Şimdi sırası değil. Kevin sende sözlerine dikkat et. Ne yapmaya çalıştığını biliyorum ama yapma. Evet konumuza dönelim." İkisi de gözlerini birbirinden ayırmıyordu.

Egemen konu değiştirmek için konuşmaya başladı.
" Silahlarımız olmadan oradan nasıl çıkacağız. Bir sorun çıkmayacağından nasıl emin oluyoruz. " Bilmek istediğimde buydu.
"İçeride benim adamlarım olacak herhangi bir olumsuzlukta sizi koruyacaklar." Diğer soru Ahmet abiden geldi.


"Sen nasıl adamlarını içeri sokabildin peki."

"Yıllardır Pablo'nun peşindeyim. Bunu bilmen yeterli. Sabah uçağımla Küba'ya gidiyoruz. Kılık değiştirmenizi uçak ta bu işte uzman olanlar tarafından yapılacak. Umarım İspanyolca biliyorsunuzdur."

"Merak etme Mira dokuz dil biliyor. " dedi Berk gururla.

"Ateş de on" dedi Cenk gülerek. Gözlerim Ahmet abi ve Egemene döndü. İkisi birbirine bakıp sonra bize dönerek aynı anda "biliyorum" kelimesi çıktı. Uzun bir aradan sonra ilk kez gülüyorduk. Bir tek Ateş gülmüyordu. O benim gülüşümde takılı kalmıştı.

Sabah sekizde uçağa binip yola çıktık. İspanyolların resimlerini gördüğümde çok şaşırmıştım. Resimdeki kadın benim sarı saçlı halim erkek ise Ateş' in esmer hali. İkimiz de şaşkınlığımızı belirtmek için birbirimize baktık.

Uçaktan indiğimizde Küba da akşamdı, bizi Steve karşıladı. Kevin ile birbirlerine çok benziyorlardı. Uzunca birbirlerine sarılıp İngilizce konuşarak birbirlerini ne kadar özlediklerinden söz ediyorlardı.

Arabalaramıza geçerek Pablo' nun evine doğru yol aldık. Eminim ki Pablo'nun geldiğimizden haberi vardı. Ateş elimi biran olsun bırakmıyordu. Yüzümde küçük bir gülümseme ile Küba'nın sokaklarını izliyordum. Cihan şehiri öyle güzel planlamıştı ki tek yapmam gereken Pablo'nun onun için hediye olarak özel yapım parfümü üstüne sıkmasıydı. O onu sıktığı an oradan çıkmamız gerekecekti. Araba o kadar geniş bir arazi içine yapılmış evin önünde durduğunda sinyal vermeyen kulaklıklarımızı takıp aşağı indik. Tam tahmin ettiğim gibi kapıda X-ray ışıkları vardı. Kontrolü elden bırakmayacağı belliydi.

sorunsuz bir şekilde ışıkların içinden geçtiğimizde tam karşımızda Pablo duruyordu. Ateş'in elini daha da sıktım. Gözlerimiz birbirini bulunca sessizce sakin ol dedi. Kimse ne konuştuğumuzu anlamıyordu.

Elleri hava da "hola mis amigos" İspanyolca merhaba dostlarım diyerek bizi karşıladı. İçerisi o kadar kalabalıktı tüm beklediğim pislik adamlar burdaydı.

"hola señor pablo" diye cevap verdi Ateş. Bana doğru elini uzatıp elimi tuttuğunda midem ağzıma gelmişti. Elimin üstüne küçük bir öpücük kondurup "que hermosa dama" ne kadar hoş bir kadın olduğumu söylemesiyle "gracias señor pablo es muy amable" İspanyolca teşekkür ettim. Ahmet abi ve Egemen ikimizin yanında yer alıp gözlerini etrafta gezdiriyordu.

Masaya kadar bizi bir çok insanla tanıştırdı. Yemeğe geçildiğinde ; gözlerim etrafta gezdirirken Tom'un babası Chris ile kesişti. Kadehini bana doğru kaldırınca bende kadırdım. Neyseki Ateş bunu görmemişti. Yoksa işler kızışıcaktı. Bir saatimiz dolmak üzereydi Pabloyu çalışma odasına çıkartıp hediyemizi vererek bu işi bitirmeliydik.

" Estimado Pablo, nos gustaría reunirnos con usted en su estudio para discutir un negocio privado. relacionado con los niños" daha fazla beklemeden ona çalışma odanızda sizinle özel bir iş görüşmek istediğimizi söyleyerek masadan kalktık.

Yukarı doğru çıkarken gözüm kapı tarafında bir yansıma gördü ve kalbim o an sıkıştı. "Okan " dudaklarımdan ismi döküldü sessizce ama kimse duymadı.

Odasına doğru yol aldığımızda korumaları da arkamızdan geliyordu. İçeri geçtik. Ateş İspanyolca hediyeyi ona uzattı ve kokuyu üzerine sıkmasını rica etti. İkimiz de her an tetikteydik.

Ve beklediğimiz o an gerçekleşti parfümü boynuna doğru sıktığında yüzümdeki gülümseme daha da arttı. Yaklaşık otuz saniye sonra boğazını tutmaya başladı. Ateş hemen onu tuttu ses çıkarmadan koltuğa oturttu. Tam karşısına geçip konuşmaya başladım.

"Benimle oyun oynanmayacağını anladın umarım Pablo, istedin geldim ve sen şuan karşımda ölümle pençeleşiyorsun. Sonunda dünya senin gibi bir pislikten kurtuldu. Oğlunu merak etme ölümüne üzüleceğini sanmam inan bana çok mutlu olacak" dedim.

Bu ölümle pençeleşen halini izlemeye devam etmek isterdim ama çok az vaktimiz kalmıştı.
"Hazırmısın taptığım kadın biraz yorulacağız " dedi gülümseyerek; " Hazırım taptığım adam" bende gülümseyerek ve o esna da kapı açıldı Egemen içeri girdi elinde silahla ters bir şeyler vardı.


"Hemen gitmeliyiz aşağısı karıştı" ellerimize silah verip çıktık. Heryerden ateş sesleri geliyordu.
"Ahmet abi nerede " dedim.

"Aşağıda Kevin ile beraber, hızlı olmalıyız." dedi Egemen.

Merdivenler den inerken yine o silüeti gördüm ve son basamakta durdum. Ateş hızla bana dönerek elimi tuttu.

"Hadi Mira neden duruyorsun " dedi.

" Gidin on dakika sonra yanınızdayım. " diyerek gördüğüm yere doğru yol aldım. Ateş arkamdan geliyordu biliyordum.

Kolumdan çekilmem ile Ateş'in gözleri küle dönmüştü. " ne yaptığını sanıyorsun sen çıkmamız gerek."

"Birini gördüm ve emin olmam lazım Ateş o olup olmadığına lütfen" dedim.


" Ah Mira ah" birlikte o kapıdan geçtik.

İçeri girdiğimde onu gördüm arkası bana dönük Chris'in yanındaydı.

" Okan "......

 

 

Herkese merhaba uzun zaman oldu bölüm yazmamıştım. Sizleri çok özledim. Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Bol bol oy ve yorum yapmayı unutmayınız.

Loading...
0%