@burcu29
|
Ve sessizce gidişini bekledim. Kapının o kapanış sesi duyulduğu an gözümden akan son yaş yanağımda kendi içinde ağlayarak kaydı. Tüm gözler bendeydi.
Arkam dönük olmasına rağmen hissediyordum. Hepsi vereceğim tepkiyi bekliyordu. Son bir nefes daha alarak yüzümü onlara döndüm. Tek tek hepsinin gözlerine baktım. Ahmet abi ve Cenk başlarını eğmiş yüzüme bakamıyorlardı.
'' Cihan biletleri ayarla yarın akşam buradan gidiyoruz.'' Dedim. Cenk hızla başını kaldırdı.
'' Mira'' dedi Cenk.
'' Boşuna nefes tüketme Cenk bitti ve kimse bununla ilgili tek bir kelime etmesin. Benimle olan bu gece kararını versin. Ayrıca kimse arkamdan gelmesin.'' Yasemin hemen önüme geçti.
'' Gitme lütfen beni yalnız bırakma. Yapma .'' ağlıyordu. Ama o kadar duygusuz bakıyordum ki şuan ki hali bile umrumda değildi.
'' Çekil Yasemin '' dedim duygusuzca.
'' Lütfen abla lütfen gitme.'' Gözlerinin içine nasıl baktıysam başını öne eğip kenara çekildi. Tüm ruhum çekilmiş gibiydi.
Hızla evden çıkıp arabama atladım. Bu gece biran önce bitsin istiyordum. Kalbim o kadar çok ağrıyordu ki. Nefes alamıyordum. Buraya geldiğimde her zaman gittiğim mekânın önüne arabayı park ettim.
Her türlü pislik vardı bu mekân da. Ne zaman kendimi kötü hissetsem bu bataklığa geliyor saatlerce içiyordum.
İçeri geçip bar taburesine kendimi bıraktım. Karşımdaki mavi gözlü çocuk beni görünce şaşırdı. Uzun süredir gelmiyordum. Gözlerini bir kere açıp kapatıp arkasını dönerek içkimi hazırladı. Saatlerce orada içki içerek etrafı izledim.
Saat sabah 04:00 de eve gelmiştim. Salona geçtiğimde Büşra ve Ahmet abi oturuyordu. Beni bekledikleri kesindi. Ahmet abi tarafını seçmişti. Ama Cenk Ateş'i seçmişti. Ne bekliyordum ki benim yanımda olmasını mı.
'' Neden uyumadınız.'' Peltek çıkan sesim ile.
''Seni bekledik. İyi misin.'' Diye sordu Büşra.
'' Gayet iyiyim merak etme. Yarın eski Mira olurum. Beni en iyi tanıyan sensin.'' Dedim. Kendimi karşı koltuğa bıraktım.
'' Neden gitmedin abi? '' Ahmet abinin gözlerinin içine bakarak sorumu yönelttim. Vakit kaybetmeden kendisi söze girdi.
'' Aklından ne geçiyor bilmiyorum. Ama dur artık; çok farklısın, anlayamıyorum seni. Yaptıkların, olayları çözme şeklin her durum çok farklı Mira. Yasemin'i nasıl kurtardın onu bile anlamadım anlayamadık. Sorunun cevabına gelecek olursak; Sen bana annenden emanetsin Mira. Tabi ki de senin yanında olacağım. Ancak , Ateş'e yüklenmekten vazgeç. Onun içinde zor. Aklından geçeni az çok biliyorum Mira ve onun bu tavrı sergilemesi olağan bir durum ama Seni çok seviyor.'' Dediği an kahkahamı patlattım.
'' Yapma abi; beni gerçekten seviyor olsaydı şuan bu dakika yanımda olur, bana pişmanlık yaratmazdı. Her seferinde ilk vazgeçtiği benim. Bu nedenle artık hayatımda yok. Lütfen sizde kurcalamayı bırakın. Hadi iyi geceler. Bir an önce buradan ayrılmak istiyorum. '' Ayağa kalkarak odamın yolunu tuttum.
Ertesi gün her şey sorunsuz ilerleyerek Amerika'dan İstanbul'a dönüş yaptık. İstanbul bile bana ağlıyordu. Felaket bir yağmur vardı. Arabaya binerek , başımı cama yasladım. Uçaktan indiğim de sanki tüm şehri onun kokusu sarmıştı.
Arabayı kullanan Ahmet abinin ara ara gözleri bana kayıyordu. Acı çektiğimi çok iyi biliyordu. Peki şimdi ne olacaktı dünden beri beynimin içinde sadece bu soru vardı. Lakin cevabı yoktu. Asıl kaos şimdi başlayacaktı belki de Dedemin evinin bahçesine giriş yaptığımızda bir koruma kapımı açarak elinde şemsiye inmemi bekliyordu.
'' Gerek yok.'' Diyerek Okan'ın avludaki odasına yöneldim. Yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacım vardı. ''Nereye, içeri gelmiyor musun ''dedi Cihan cevap vermeden, daha fazla ıslanmamak için hızla yürümeye devam ettim.
Islak bir şekilde kendimi tekli koltuğa bıraktım. Başım yukarı da yarın ki planımı düşündüm.
Aklıma gelen fikirle, elime telefonumu alarak tüm masadakilere gizli numaradan yarın gece için toplantı olacağına dair mesaj attım. Kudret Bey'i özellikle bu toplantıda istiyordum. Silik bir tebessüm oluştu yüzümde. Biraz daha düşündükten sonra kendimi banyoya attım. Saatlerce kaynar suyun altında kaldım.
Banyodan sonra sabahın ilk ışıklarına kadar oturdum. Yine uyku uyuyamaz olmuştum. Ateş aklımdan çıkmıyordu. Onu affetmeyeceğimi de biliyordum. Telefonun çalması ile Sezen'in araması beni umutlandırmıştı.
'' Alo, bana elle tutulur bir şey bulduğunu söyle.''
''Buldum ama o dosya da değil, özel evde buluşsak iyi olacak. Bunu görmen lazım.'' Dedi Sezen.
'' Tamam bir saat sonra ordayım.''
'' Büşra' da gelsin.'' dedi. Beynim şüpheye düşmüştü.
'' Tamam görüşürüz.'' Diyerek telefonu kapatıp Büşra'ya kısa mesaj attım. Bir saat sonra üçümüz bilgisayar başındaydık ve gördüklerim, okuduklarım daha çok sinirlenmeme sebep olmuştu.
'' Bu adam masanın haberi olmadan başka kollardan bu işleri yapıyor. Bağlantılı olduğu adamlar çok güçlü masaya büyük zarar verir.''
'' Saçmalık, hiçbir şey yapamazlar. '' dedim.
'' Mira karşı çıktığınız her sevkiyatı Cengiz ile ortaklaşa yürütmüş.'' Dedi Sezen.
'' Ne yapmayı planlıyorsun.'' Dedi Büşra. Gözlerim Sezen'e döndü.
'' Akşam ki toplantıda Kudret'in ulaşamayacağı bir numaradan bu dosyayı ona göndermeni ve daha fazlasını bildiğimizi bildiren bir mesaj yazmanı istiyorum. Ben , Büşra , Ahmet abi orada olacağımız için bizden şüphe duymaz. Cihan'ı buraya yolla Büşra aynı şekilde tüm ekipmanlarını buraya kursun. Berk'e söyle ses özelliği olan bir çip ayarlasın. Kudret'in çalışma odasına yerleştirsin. Bakalım daha neler çeviriyor. ''
'' Çok tehlikeli, Berk'in oraya girmesi çok zor.'' Dedi Büşra.
'' Akşam toplantıda olacağı için evde Gülsen hanım, korumalar ve hizmetliler olacak. Sezen evin krokisini çıkarıp çalışma odasının bulunduğu noktayı işaretle. Gerisini Berk halleder.''
'' Emin misin.'' Dedi Büşra
'' Merak etme Berk bunu yapabilir. Sen sadece ona en ince ayrıntısına kadar ne yapacağını anlat.''
'' Aileni Kudret'in öldürdüğünden şüpheleniyorsun, ayrıca Ateş'in ailesi de dahil buna değil mi?'' beklediğim soru Sezen den gelmişti. Başımı sallamakla yetindim. İkisi de birbirine baktı. Bunu beklemiyorlardı.
Daha fazla uzatmadan '' Benim biraz işim var gece mekan da buluşuruz Büşra kesinlikle sorun istemiyorum. Tüm operasyon siz de. Hadi görüşürüz'' diyerek oradan ayrıldım.
Saçlarımı çok seviyordum ama artık benim için geçmişte kalan bir yüktü. O yüzden biraz sonra yapacağım şey kimseyi sevindirmeyecekti. Hele de Ateş'i çünkü saçlarımı koklayarak öpmeyi çok seviyordu.
Kuaföre girdiğimde saçımı kesecek olan adam dakikalarca bana yalvarmıştı yapmayalım diye. Ama ben Miray'ım bir şeye karar verdim mi geri dönüşü olmazdı.
Bir saat sonra aynaya baktığımda çok başka bir Mira vardı. Gözyaşlarım kalbimin içine akıyordu. Kalbim sessizce ağlıyordu. Kuaförden çıktıktan sonra ayaklarım beni Sarp beylerin mezarına götürdü. Bir süre orada onlarla konuştum.
Kendimi çok güçsüz hissediyordum. Bir tarafım sona yaklaştığımızı söylüyordu. Bu gece ki toplantıda çok şey olacağını biliyordum. Bu gece saklı olan Amerika da ki masanın başı ile tanışma vaktiydi.
Saat gece 12'de Uçurum'un önündeyim. Ayaklarım ileri adım atmıyordu. Onu görecek olmak tüm duvarlarımı yıkıyordu.
Daha fazla beklemeden sağ ayağımı adımladım. İçeri her zaman ki gibi yine tıka basa doluydu. Gözlerim etrafı taradı Ateş ortalıklarda görünmüyordu.
Yavaş adımlarla toplantının yapıldığı yere doğru adımladım. Kapının önünde durduğumda gözlerim kendiliğinden kapandı derin bir nefes alarak kapıyı açtım. İçeri girdiğimde tüm gözler bana döndü ancak benim gözlerim tek bir kişinin üzerindeydi. Kaşları çatıldı. Herkes şok olmuş şekilde saçlarıma bakıyordu.
Tam Egemenin arkasında durup konuştum.
'' Herkese iyi geceler. Sanırım hepiniz az çok beni tanıyorsunuz. Ama istedim ki ben kendimi size bir kez daha tanıtayım.'' Dedim. Büşra ve Ahmet abi yanıma geldi.
'' Amerika da ki masanın varisi ve Kadir Arı' nın torunu Mira Demir.'' Ateş iki elini yumruk yapmış bana bakıyordu. Şuan gözlerinin kül rengi olduğunu biliyordum.
Herkes birbirine bakıyordu.
'' Artık buradayım, Amerika da ki masanın işleri de buradan sizler tarafından yürütülecek. Yalnız; sanılmasın ki Ateş beyin onayı olmadan yapılacağını. Son söz onundur. Ben sizi gözlemleyen tarafım o kadar. '' silah sevkiyatını yapan Kartal söze girdi.
'' Ateş bu ne demek bize bir açıklama yapacaksın sanırım.'' Dedi.
Ateş den önce ben cevap verdim.
'' Ben sanırım size kendimi tanıtamamışım Kartal. Bugün bu masa da hepinizin bir hakkı varsa benim ve Ateş'in dedeleri size onay verdiği içindir. Şimdi açıklamaya gelince, bizim olanı sorgulamak senin haddin değil, kimsenin haddi değil. '' Sinirle başını iki yana salladı.
Ateş hala konuşmuyordu. Cenk ne yapıyorsun diye bakıyordu. Kudret Bey ise sessizce tepki vermeden gözlerime bakıyordu. Büşra yanıma gelip kulağıma fısıldadı. '' Çip yerinde.'' Dedi.
Gülümsemem yüzüme yayıldı.
'' Çıkın dışarı, hepiniz.'' Evet, şimdi Ateş ile baş başa kalma vaktiydi. Hepsi teker teker yerlerinden kalkarak kapıya yürüdü. Bir tek Kudret Bey gitmiyordu.
'' Sende amca'' dedi Ateş.
'' Kendini zeki sanıyorsun ama değilsin.'' Dibime girerek konuştu. Bende başımı dikleştirip '' Size bir tavsiyem var beni hafife almayın inanın zararlı siz çıkarsınız.'' Dedim. Bir şey demeden arkasını dönüp çıktı.
Şimdi baş başa kalmıştık.
'' Ne yaptığını sanıyorsun. Amacın beni deli etmekse başardın.''dedi.
'' Yaptığım bir şey yok, bu masa da benimde yerim var. Bunu sende çok iyi biliyorsun. Ayrıca sınırlarına geçiş yapmadım. '' dedim.
'' MİRAAAAAAAA'' diyerek bağırdı. Bir elini saçına geçirerek gözlerimin içine baktı.
'' Bağırma bana, unutma bu yolda beni tek başıma bırakan sensin. Kararlarımı sorgulama hakkın o gece bitti Ateş. Beni görme, duyma ve yok say. Ben nasıl ki o kapıdan çıktığın dakika seni bitirdiysem sende de aynısını bekliyorum. Masa da artık bende varım buna kendini alıştırmaya başlasan iyi edersin.'' Son sözümü de söyleyip yanından geçecekken kolumdan tuttu.
Mavi gözlerim gri gözlerle buluştu. Yavaşça yaklaşıp burnunu saçlarıma dokundurdu. O an kalbim atmayı bıraktı. Bu kadar yakın olmamalıydı. '' Saçlarını neden kestirdin. '' Gözlerim kapalı bir şey demeden beni bırakmasını bekledim. '' Cevap bekliyorum.'' Dedi.
'' Bütün yüklerimden kurtuldum diyelim.'' Diyerek kolumu çektim. Dışarı çıktığımda Asya ve Buket karşımdaydı. Asya kaşlarını çatmış bakıyordu. Buket yanıma gelip boynuma sarıldı.
'' Seni özledik, çok şükür iyisin.'' Dedi.
'' İyiyim merak etmeyin. Benimle konuşmayacak mısın Asya'' dedim masumca.
'' Bana anlatmak istediğin bir konu var mı?'' An ne kadar kırıldığını anlamıştım.
'' Sana anlatacak çok şeyim var. Ama bugün değil. '' dedim. Şuan hazır hissetmiyordum kendimi. Babası ile ilgili düşüncelerimi bilse yanımda hala olur muydu. Başını sallayarak yukarı merdivenlere çıktı.
'' Seni özledi, ayrıca kırgın. Ateş ayrıldığınızı söyledi. Asya kabullenemedi ve tartıştılar. Sende anlatmadığın için bu tepkiyi veriyor. 'dedi Buket
'' Biliyorum onunla konuşacağım ancak zamanı değil Buket.'' Dedim. '' Anlıyorum merak etme. Bu arada saçların çok yakışmış.'' Dedi gülerek.
'' Teşekkürler, her şey için '' dedim. Ne demek istediğimi anlamıştı sadece tebessüm etti.
Birlikte merdivenlere yönelip yukarı çıktık. Locaya çıktığımda herkes oradaydı. Cenk gözlerimin içine bakıyordu. Yanına geçip oturdum. Bir elimi elinin üstüne koyup konuştum.
'' Sana kızgın ya da kırgın değilim. Senin yerinde ben olsaydım aynısını yapardım. Dostumu seçerdim.'' Dedim.
'' Ben hala senin abinim sakın unutma olur mu? Dedi '' Unutmam .'' dedim. Gülerek. Egemen ile sadece bakıştık. Onunla aramdaki bağ daha farklıydı. Gözlerimizle birbirimizi anlıyorduk. Emin daha sonra benimle konuşacaktı.
Ateş o saatten sonra yanımıza hiç gelmedi. Sabaha karşı oradan ayrılıp dedemin evine geçtim. Dedemin odasına geçip uyurken ki halini izledim bir saat.
Hiç uyumamıştım. Öğlene doğru Kevin ile konuşup oradaki sevkiyatların gerçekleşmesini düzenledik. Oradaki sağ kolum o olmuştu. Şuan için tek güveneceğim kişiydi.
Evden çıkarak gizli eve yol aldım. Yalnız bir sorun vardı. Takip ediliyordum. Orayı öğrenmemeliydiler. Hızımı biraz daha artırdım. Elime telefonu alıp Ahmet abiyi aradım. Çalıyordu ancak cevap yoktu. Tam kapatmak üzereyken '' Mira.'' Dedi.
'' Tuzla tarafında plakasız bir araba takip ediyor. Ormanlık alana doğru sürükleyeceğim. Orada buluşalım.'' Bir anda Ateş'in sesi telefonda yankılandı. Beraberler miydi.
'' Arabanın içini görüyor musun. ''dedi
'' Hayır görüntü net değil.'' Dedim.
'' Yoldayız geliyoruz.'' Telefonun kapanan sesi duyuldu.
Ormanlık alana girdiğimde araba sayısı üç olmuştu. '' Siktir.'' Dedim.
Bir anda önüme başka bir arabanın kırması ile aniden frene bastım.
Tanımadığım bir adam kapımı açtı.
''Bizimle gelmeniz gerekiyor Mira Hanım.'' Dediği an kahkahamı patlattım.
'' Merak etmeyin Kudret Bey sadece sizinle baş başa konuşmak istiyor.'' Dediğinde beklediğim an gelmişti.
Kartlar öne sürürldü. Yüzleşme vaktiydi........
Herkese merha ba yeni bölümle sizlerleyim. Bol bol yorum ve oy atmayı unutmayalım. Umarım bölümü beğenirsiniz. Sizleri seviyorum. İyi okumalar. Yeni Mirayi nasıl buldunuz yorum yaparsanız çok sevinirim.
|
0% |