
Kitabım final bölümü ile sizlerle yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın...
O gün Hayal ve Emir yemek yedikten sonra sahilde bir bankta konuşacakları tüm konuları konuştu. Tarık konusunu Mustafa Bey çözeceği için çok düşünmemiş olsalar da Buse’nin planı canlarını sıkıyordu. Böyle bir plan yaptığı için onu pişman etmek ve artık hayatlarından tamamen çıkararak yeni planların önünü tamamen kesmek istiyorlardı. Bir süre daha konuştuktan sonra yapmaları gerekenlere karar vererek eve döndüler.
Ertesi gün düğün hazırlıkları için bu sefer yanlarında Ada, Barış ve Rüya’da onlara eşlik ediyordu.
Rüya son zamanlarda nadir olarak gördüğü Emir’in kucağında etrafa neşe saçıyordu. Birkaç gündür sürekli bir şeyler söylemeye çalışan bebek yine ağzına tüm elini sokmaya çalışarak mırıldandı.
“ ahhh ad da”
“ babacığım sen konuşmaya mı çalışıyorsun”
“ ad-da”
“ Hayal kızımız konuşmaya çalışıyor ”
Hayal ve diğerleri onun heyecan ile konuşması karşısında gülmeye başladı. Emir onlara olan ters bakışları ile kendilerini zorda olsa durdurdular.
“ Kerem kızımızın konuşmak için çabalamadığını görünce olaya el attı. Sabah akşam evin içindeki tüm eşyaları yeğenine tanıtıyor bir karşılık almadan da bırakmıyor. Ama şimdiye kadar öğrenebildiği tek kelime ad-da oldu ”
Emir, Rüya’yı çevirerek kendine bakmasını sağladı.
“ ikinci kelimesi de baba olur demi kızım söyle bakalım ba-ba”
“ ad-da ”
Emir aldığı karşılıkla gülümsedi. Bir kez daha denedi.
“ ba-ba”
Rüya minik elleri ile babasının yüzüne vururken sesini biraz yükselterek Emir’i cevapladı.
“ ad-da”
O saniyeden sonra yanındakiler gülmesini tutamayarak kahkaha atmaya başladı. Emir’in yüzündeki hayal kırıklığı görülmeye değerdi. Rüya’nın tepkisi karşısında gözleri kocaman açılmış bir şekilde bakakalmıştı.
“ şuan beni çok üzdün kızım bir süre görüşmeyelim ”
Emir, Rüya’yı tekrar önündeki kanguruya yerleştirdi. Rüya’nın yönünü diğer tarafa çevirdiği için etrafı izleyebiliyordu. Emir böylelikle az önce söylediği bir süre görüşmeyelim sözünü de tutmuş oluyordu.
Emir ve Barış damatlık bakmak için kızların yanından ayrıldığında Rüya’da babası ile gitti. Hayal, Emir’e alabileceğini söylese de genç adam işlerinin onlardan daha kısa süreceğini bahane ederek oradan hızla uzaklaşmıştı. Hayal onun Rüya’dan ayrılmak istememesine karşı uydurduğu bahane ile arkalarından şaşkınca bakakaldı. Başını sağa sola sallayarak kendine gelmeye çalışırken yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Emir Rüya söz konusu olduğunda çocuk gibi oluyordu.
İşlerini biran önce halletmek için Hayal ve Ada’da dün gece internet sayfalarına göz attıkları birkaç gelinlikçinin mağazasına doğru yola çıktılar. Uzun ve yorucu bir gün onları bekliyordu. Derin Hanım ve Aslı Hanım’da onlara eşlik etmeyi ne kadar çok isteseler de düğün haberini alan ve erkenden gelen akrabalar ile ilgilenmek için evde kalmışlardı. Her şeyi bir hafta içine sıkıştırdıkları için akrabalarının söylenmelerini çekmekte ne yazık ki onlar düşüyordu.
Aslı Hanım ve Derim Hanım onlar ile gidemese de denedikleri tüm gelinliklerin fotoğraflarını istediklerini kesin bir dille söylemişlerdi. Ayrıca Aslı Hanım tanıdığı bir gelinlikçinin adresini de laf arasında söyleyerek isterse gidebileceğini dile getirmişti. İlk tanıştıkları zamanki tatsızlıklar nedeniyle Hayal ile konuşurken hala mahcup olması genç kadını üzüyordu. Geçmişte kalan bir durum için gelecekte yaşanacak güzel anıların önüne geçmesini hiç istemediğini Aslı Hanıma açıkça dile getirmiş ve artık bir aile olacakları için Aslı Hanıma anne demeyi ihmal etmedi.
Hayal’in ona anne demesi karşısında gözyaşlarını tutamayan Aslı Hanım ise bir genç kadına sarılarak ağlamıştı. Geçmişte yaptığı hata için kısık sesle onlarca defa özür diledi.
Hayal o hüzünlü anları kafasından hızla uzaklaştırarak ilk gelinlikçiye girdi. Orada denediği hiçbir gelinlik içine sinmediğinde Ada ile diğer kararlaştırdıkları mağazalara geçtiler. En son Aslı Hanım söylediği yere gitmeyi planladıkları için kendi seçeneklerini eleyerek hareket ediyorlardı. Gittikleri üçüncü mağazada sadece bir gelinliği beğenmiş ama tam içine sinmemişti. Belden yukarısı hoş ve güzel dururken belden aşağısı fazla kabarık olması Hayal’in istediği gelinliğe uymuyordu. Gördükleri birkaç mağazaya da girmiş olsalar da bir iki tane seçenek haricinde elle tutulur bir sonuç yoktu.
Ada ve Hayal, Aslı Hanımın adresini verdiği gelinlikçiye gitmeden önce Emir ve Barış ile yemek yemek için bir restoranda buluştu.
“ bulabildin mi istediğin gibi bir gelinlik ”
Hayal birkaç saat ayrı kalmış olsa da özlediği kızı ile ilgilenirken Emir’in sorusu ile ona odaklandı.
“ maalesef bulamadım kaç mağaza gezdik ama içime sinen bir tane bile yok ”
Emir ayağına gelen fırsat ile yüz ifadesini sabit tutmaya çalışarak aklındaki fikri dile getirdi.
“ bizim işimiz bitti. İstersen seninle gelebilirim birkaç yere de beraber bakalım ”
Hayal, Emir’in sorusu ile gözlerini kısarak ona baktı. Sanki bilmiyordu ona neden bunu sorduğunu yüzündeki gülümsemeyi bastırmaya çalışsa da başarılı olamadı. Emir onun gülümsediğini gördüğünde teklifini kabul edeceğini düşündü.
“ maalesef kocacığım bizimle gelemezsin. Gelinliği düğünden önce görmeye çalıştığını anlamadım sanma, her ne kadar evli olsak da düğünden önce görmek uğursuzluk getirir sözüne sadık kalarak seninle gidemem. Ayrıca annemlerinde kesin emri var. Benimle gelemezsin ”
Emir karısının her cümlesinde omuzları biraz daha çöktü. Planının suya düşmüş olmasına üzüldü.
“ üzülme Emir bizde yeğenim ile gezeriz ”
Barış’ın gülerek söyledikleri ile Emir’in düşen yüzü tekrar canlandı. Tekrar aralarında sohbet etmeye devam ederken yemeklerini yediler. Restorandan ayrılmak için hesabı istediler.
Hayal kalmadan önce lavaboya gitmek için masadan ayrıldı.
……..
Genç adamın sabahtan beri takip ettiği kadını sonunda yalnız yakaladı. Masadan kalkarak önden giden kadını takip etmeye başladığında bir an önce ondan istenileni yaparak parasını almak istiyordu. Bir arkadaşı da onu birkaç adım arkasından takip ettiğini biliyordu.
Kadın lavaboya girdiğinde kapının biraz ilerisinde onun çıkmasını beklemeye başladı.
….
Hayal ellerini yıkadıktan sonra birkaç dakika önce girdiği kapıdan tekrar çıktığında çarpıştığı kişi yüzünden geriye doğru sendeledi. Çarptığı adam onun geriye doğru gitmesine fırsat bırakmadan genç kadının beline kolunu dolayarak kendine yasladı. Arkalarında olan arkadaşının işini bitirmesi için duruş açısını o saniyeler içinde ayarlamıştı. Hayal bir anlık şaşkınlığın ardından adamdan uzaklaşmaya çalışsa da onun sık tutuşundan kurtulamadı.
“ beyefendi bırakır mısınız? Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz? ”
Adam genç kadının kolundan çıkma çabalarına içinden sinsice gülerken dışından sanki tanıdığı biri ile konuşur gibi gülümsüyordu. Bu gibi işlere alışkındı. Elde edemedikleri erkekler için kıskançlıktan deliren kadınlar onu tutarak sevgili ya da evli olan insanları ayırmaya çalışırlardı. Onun için bu hiç sorun değildi. İnsanlar birbirlerine güvenmiyorsa zaten ayrılmalılardı. Çok nadir kadına inanan bir adam çıkar ve parasını alamazdı.
Hayal adamın umursamazlığı ile daha çok çırpınırken aklına düşen ihtimal ile duraksadı. Birkaç saniye olan bu duraksama adamı afallatsa da sıkıca tutmaya devam ederken kadının başını çenesinden tutarak kaldırdı. Yavaşça yaklaşarak öpecekken kadından aldığı darbe ile inleyerek kenara çekildi.
Hayal adamın ayağına sertçe basarak onu uzaklaştırdığında rahat bir nefes alarak adama yaklaştı. Adamın kendisini toparlamasına izin vermeden masadan kalkmadan önce yanına aldığı küçük ama sert bir yapıya sahip kol çantasını hızla adamın karnına geçirerek acı ile öne eğilmesini sağlarken aynı hızla diz kapağını adamın çenesine geçirdi. Hayal abisinden zamanında birkaç numara öğrendiği için mutluydu.
Tüm bunlar yaşanırken Adamın arkadaşı da hemen oradan uzaklaşarak mekânı terk etti. Arkadaşının ne iş yaptığını biliyordu. Her zamanki gibi kolay bir iş olacağını söylediği için bir seferlik yardım etmek istemişti. Ama şuan aşırı derecede pişmandı. O yüzden arkadaşının telefonunu çıkmadan önce bir garsona verdi. Çektikleri kadını tarif ederek ona vermesini istedi. İçinde arkadaşının iş yaptığı kadın ile olan ses kayıtları olduğunu biliyordu. Arkadaşı kendisini sağlama almadan iş yapmazdı.
Adam beklemediği ardı ardına aldığı darbeler ile geriye sendeleyerek sırtını duvara çarptığında sinirle konuştu.
“ ne yaptığını sanıyorsun sen ”
“ kes sesini senin hesabını kocam kesecek, seni tutan kadının hesabını da ben ”
Adam ilk defa bir işinde bu kadar başarısız olmasının şokunu yaşarken Hayal çantasından çıkardığı telefon ile Emir’i aradığında yanına gelmesini söyleyerek kapattı. Emir zaten karısının geciktiğini düşünerek masadan kalkmıştı. Aldığı telefon ile hızla koşarak bulundukları koridora giderken arkasından diğerleri de onu takip ediyordu. Onun telaşlı hali onları da korkutmuştu.
Emir arkasından gelmelerine ses etmedi. Ne ile karşılaşacağını bilmiyordu. Girdiği koridorun sonunda karısını ve bir adamı gördüğünde hızla onlara yaklaştı. Hayal’in yanına vardığında ilk önce onu kontrol etti. Herhangi bir sorun görmediğinde birkaç adım ilerde ki adama baktı.
Adamın kızarmış olan çenesini gördüğünde kaşları şaşkınlık ile havaya kalkarken yanında duran karısına tekrar döndü. Hayal’in gülen yüzünü gördüğünde onu kollarının arasına alarak saçlarının arasına dudaklarını bastırdı.
“ seninle gurur duyuyorum karıcığım”
Hayal kocasına cevap vermek verine gülümseyerek sarılışına karşılık verdi. Barış olayı az çok anladığında adamın yanına giderek bir yere kaçmasını engelledi. Kısa sürede çağrılan polis ile adam karakola götürülürken diğerleri de polis aracını kendi araçları ile takip etti. Restorandan ayrılmadan önce bir çalışanın vermek istediği telefonu gelen polislere söyleyerek delil olarak alınmasını sağlamışlardı. Telefon gelen polis memurları tarafından karakolda açılmak üzere delil poşetine konarak muhafaza edildi.
Buse’nin planından hepsinin haberi vardı. Hayal gelen polislere yaşadıkları anlattığında planın devreye girdiğini de anlamışlardı. Artık tek yapmaları gereken Buse’nin bu yaşananlarda payı olduğunu hatta olayın başrolünde olduğunu kanıtlamaktı.
Karakola vardıklarında her şey hızlı bir şekilde ilerledi.
Emir’in yolda çağırdığı avukat onlar ile aynı anda karakola ulaşarak işinin başına geçti. İfadeler ve şikâyetler dinlenerek kayıt altına alındı. Restoranda verilen telefon bilgi işlem bölümünde incelenerek içindeki video, ses kaydı ve resimler incelenerek savcıya teslim edildi. Ses kaydında adı geçen Buse KARAL’ın ifadesi alınmak üzere polisler eşliğinde karakola getirtildi.
Akşam saatlerine kadar süren tüm bu işlemler sonrasında suçlu bulunarak sabah saatlerinde mahkemeye sevk edilmek üzere Buse ve restorandaki adam nezarete atıldı.
Emir ve Hayal bu durum karşısında rahat bir nefes alırken Mustafa Bey’den gelen telefon ile mutlulukları katlanmıştı.
….
Emir ve Hayal, tüm bunları yaşarken Mustafa Bey üstüne düşeni yaparak Tarık babası Ferit ŞAHİN ile baş başa bir konuşma yaptı. Ferit Beye Tarık’ın gelinini rahatsız ettiğini sürekli bir takip içinde olduğunu söylediğinde adam neredeyse kalp krizi geçirecekti. Bu durum karşısında o kadar utanmıştı ki yerin kırk kat altına girmek istedi. Son zamanlarda eve geç gelen ve erken çıkan oğlunun bir işler karıştırdığını anlamıştı. Ferit Bey, oğlunun huyunu az çok bilse de altında böyle bir karaktersizlik çıkmasını beklemiyordu.
Mustafa Bey ilerde ortaya çıkarsa sorun yaratmaması için Hayal’in geçmişte Tarık ile yaşadıklarını, karşısında utançtan kızarmış olan adama dilinin döndüğünce anlattı. Gelininin özel hayatını bu şekilde anlatıyor olmak rahatsız hissettirse de evden çıkmadan önce Hayal ile bu konuyu konuştukları için içi az da olsa rahattı.
Ferit Bey duydukları ile yerinde küçüldükçe küçülürken bir torununun olmasına bile sevinememişti. İçindeki heyecanı bastırırken minik bir bebeğin vebaline giren oğlu yüzünden sevincini dışa vuramıyor oğlu yerine kendisinin vicdanı sızlıyordu. Bir bebeğin ise genç kadının yaşadığı zorluklara dayanamayarak annesinin karnında yaşama tutunamadığını öğrendiğinde daralan göğsünü ovuşturdu.
Mustafa Bey masanın üzerinde duran şişeyi ona uzatarak konuştu.
“ biraz su iç Ferit ”
Ferit Bey zor da olsa birkaç yudum aldığı su ile az da olsa rahatlarken ne yapması gerektiğini düşünüyordu.
“ bu anlattıkların o kadar ağır ki genç kadının bunlarını yaşamasına sebep olan oğlumun yüzüne bir daha bakabilir miyim? Hiç bilmiyorum. Ama bundan sonra Tarık, gelinin ile aynı havayı bile solumaması için elimden geleni yapacağıma emin olabilirsin. Ayrıca Rüya’dan hayatı boyunca haberi olmaması için tüm imkânlarımı kullanacağım. Şuan şüphelendiğini bile sanmıyorum. Fakat onların daha fazla zarar görmesine izin veremem. Tarık’ı tekrar yurt dışındaki şirketin başına geçmesini söyleyeceğim. İlk buradan uzaklaşması gerek ardından onu orada tutmak için elimden gelen her şeyi yapacağım”
Mustafa Bey, Ferit Bey ile biraz daha konuştuktan sonra bu konuşulanların aralarında kalması için söz alarak oradan ayrıldı. Ferit Bey misafirini uğurladıktan sonra hızla aklındaki planları devreye sokmak için en güvendiği adamını yanına çağırarak Tarık’ı getirmesini istedi.
Kısa sürede Mustafa Beye verdiği sözü yerine getirerek oğlunu yurt dışına gönderdi. Ayrıca bir daha bekâr veya evli fark etmez herhangi bir kadını rahatsız edecek bir harekette bulunursa soyadından ve mirastan men edeceğini söyledi. Tarık duydukları karşısında şaşkınlıktan konuşamazken elindeki zenginliğin ve kendisine güç veren soyadından men edilmemek için babasının sözünden çıkmayacağına söz verdi.
Babası yufka yürekli biri olsa da söylediği hiçbir söz öylesine olmazdı. Yaparım dediyse karşısındaki oğlu olsa da bir kalemde silerdi. Onun bir anda bu kadar sinirlenmesine sebep olan olayı az çok anladı. Birisi ona Hayal’i takip ettiğini söylemişti. Ama artık Tarık için o kadının bir önemi yoktu. Elinden alınabilecek olan servet ve soyadı onun için en önemli meleseydi. Babasına verdiği sözü tutmak için hızla eve geçerek eşyalarını toplayınca arabada bekleyen şoför onu havaalanına bıraktı. Ferit Beyin daha önceden ayarladığı uçak bileti ile geçiş yaparak uçağa bindi.
Tarık için artık ülkesine dönme gibi bir durum söz konusu değildi. Kendisi şu anlık bilmese de bir daha ülkesine sadece öldüğünde dönebilirdi. Bu kaderi kendisinin yaptığı seçimler sebep oldu. Pişmanlıklar bir ömür boyu peşini bırakmayacaktı.
………
Hayal ve Emir üstlerinden kalkan yükler ile hafiflediklerinde düğün hazırlıkları daha neşeli ve huzurlu geçti. Düğün günü gelip çattığında ikisinden çok heyecanlı olan kimse olmadığı bir gerçekti.
Emir ve Hayal düğün için tuttukları mekândaki gelin ve damadın hazırlanması için ayrılan odalardaydılar. Her ikisi de farklı odalarda olsalar da hissettikleri aynıydı. Heyecandan mideleri burkuluyor, kalplerini tatlı bir titremeler yokluyordu.
Dış çekimden bir saat önce gelmişlerdi. İkisi de birbirlerini damatlık ve gelinlikle ilk defa gördüklerinde bir süre heyecandan konuşamamış hareket edememişlerdi.
Üzerinde Aslı hanımın önerdiği gelinlikçide kendi isteği şekilde diktirdiği gelinlik vardı. Gelinlik göğüs kısmından yukarıya çıkarak omuzlardan bileklerine kadar uzanan tülün üzerene yapılan işlemelerden oluşurken, göğüs kısmından bel kısmına kadar aynı işlemeler ile devam ediyordu. Belden aşağı doğru hafif hafif bollaşan kısmını ise belli aralıklar ile aynı işlemelerin büyük motifleri tamamlıyordu. Saç yapımı sonrası takılan duvak ise aynı motifler ile işlenmişti. Gelinliğin etek kısmı boyunca iniyordu.
Dikim ve prova işlemleri üç gün sürmüştü. Bu kadar kısa sürmesi Aslı Hanım sayesinde olduğunu Hayal çok iyi biliyordu. Hiçbir gelinlikçi bu kadar kısa sürede yeni bir gelinlik dikmesi mümkün değildi. Aslı Hanıma bu konuda mahcup hissediyordu. Bunu dile getirdiğinde Aslı Hanım kızı için her şeyi yapabileceğini söyleyerek Hayal’in kalbini bir kez daha kazanmıştı.
Kapıda onları bekleyen Ada ve Barış uzayan süre ile içeri girmişlerdi. İkisinin dolan gözlerini gördüklerinde müdahale etmek istemeseler de geç kalacakları için onları kendilerine getirerek dış çekim için harekete geçirmişti.
Şimdi ise Hayal’in dış çekimde bozulan saçları ve makyajı ufak dokunuşlar ile düzeltilirken mutluluk ile gülümsüyordu. Biraz önce kısa bir sürede olsa kızını gördüğü içinde mutluluğu katlanmıştı. Minik bebeğine alışveriş yaparken beyaz bir elbise almıştı. Elbiseyi üzerinde görmek Hayal’i duygulandırsa da gözyaşlarını geriye iterek minik bebeğini öpücüklere boğarak annesine geri vermişti.
Son dokunuşlar bittiğinde gitmek için hazırdı. Makyajına ve saçına yardımcı olan kişiler çıktığında Ada’da arkadaşına sıkıca sarıldı.
“ çok güzel oldun Hayal, hep mutlu ol olur mu? Mutsuzluk seni hiç bulmasın”
Hayal arkadaşının sarılışına karşılık vererek konuştu.
“ her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim. Seninde seni seven birini bulmanı ve ömür boyu mutlu olmanı çok istiyorum ”
Ada konunun kendisine dönmesinden kaynaklı sarılmayı bırakarak çekildiğinde arkadaşına bakarken gözlerinde muzip bir ifade vardı.
“ bulamadığımı nereden biliyorsun ”
Ada sözlerini söyler söylemez elbisesinin izin verdiği hızla odanın kapısından kendisini dışarı attı.
“ Ada gel hemen buraya bana neler olduğunu anlatıyorsun ”
Arkasından arkadaşının bağrışını duysa da geri dönmedi. Bugün Hayal’in günüydü. Kendi aşk hayatını başka bir gün konuşabilirlerdi.
Hayal arkadaşının gelmeyeceğini bilebile bir kez daha adını seslendi. Herhangi bir geri dönüş olmadığında kalktığı koltuğa geri oturacaktı ki kapıdan giren Emir ile duraksadı. Ailesi ile dış çekime gitmeden önce bol ağlamalı bir konuşma gerçekleştirdikleri için tekrar gelin odasına gelmeye gerek görmemişlerdi. Annesi de kısa süre önce her şeyin yolunda olup olmadığına bakmak için gelip gitmişti. Artık gelin ve damadın düğüne dahil olma zamanı gelmişti.
Emir karşına geçtiğinde heyecandan titreyen elleriyle Hayal’in onunkine eşdeğer titreyen ellerini tuttu.
“ geçen her dakika daha güzel olmayı nasıl başarıyorsun. Sendeki güzelliği ve saflığı başkalarının da görmesinden korkuyorum. Ama biliyorum ki şuan heyecandan çarpan kalbin benim için atıyor. Bunu bilmek beni dünyanın en mutlu insanı yapıyor ”
Hayal sevdiği adamdan duydukları ile gözleri dolarken söyleyeceği kelimeleri toparlamaya çalıştı.
“ sende beni severek, beni dünyanın en mutlu kadını yaptım. Bu o kadar güzel bir his ki, sana her baktığımda kalbim sevinçle çırpınıyor, içim titriyor. İşte o zaman fark ediyorum ben şimdiye kadar aslında hiç sevmemiş ve sevilmemişim ”
“ o zaman benimle bu mutluluğumuzu tüm davetlilere göstermeye var mısın karıcığım”
Hayal kocasının muzip bir ses ile sorduğu soruya gülümseyerek onay verdi.
“ varım kocacığım ”
…..
Hayal ve Emir söyledikleri gibi düğün boyunca bir saniye bile gülümsemekten vazgeçmeyerek eğlendiler. Çalan oyun havaları, halay müzikleri daha nicesi ile eğlenerek oynamış düğünlerinin hakkını vermişlerdi. Davetlilerin çoğu sosyeteden insanlar olsa da bazıları hünerlerini göstermek için pisten inmedi. Uzun yıllar konuşulacak düğün tüm davetlilerin aklında mutlu bir anı olarak kalacaktı.
Emir ve Hayal için yıllar hep mutlu geçmese de birbirlerinden desteklerini hiç esirgemediler.
Rüya’nın ilk kelimesi “ baba” olurken Hayal kızının ilk kelimesini sevinç ile karşıladı. Evliliklerinin ikinci yılında bir erkek bebekleri dünyaya geldi. Adını “ Umut ” koymuşlardı. Umut ablasının aksine annesine düşkün bir bebek olduğu için ilk kelimesi “ anne” oldu.
Mutluluklar, hüzünler ve sevinçler ile geçen yıllar yaşadılar. Emir ve Hayal her şeye rağmen hep mutlu oldular……
= MUTLU BİR SON =
Kitaba başlarken ne kadar ilerlemem gerektiğine karar vermemiştim. Her bölümü tamamen o anki duygularımla yazdım. Belki de bu yüzden tamamlanması bu kadar uzun sürdü. Ama hiçbir bölümden pişman değilim. Belki birkaç bölüm daha yazabilirdim. Ama tıkanmış durumdayım ve devam etmek zorunda olduğum bir kitabım daha var.
O kitabımım benim için yeri çok ayrı bu yüzden “ Emir’in Hayal’i ” kitabıma odaklanamıyordum. Zorda olsa bitirdiğim için de mutluyum. İstediğim gibi bir son yazdım.
Diğer kitaplarımda görüşmek üzere………
Kitaplarım…
Kod Adı: Ortak ( Tamamlandı )
Emir’in Hayal’i ( Tamamlandı )
Gece Mavisi ( Devam Ediyor )
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |