​​​İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın....

Her seçimin bir sonucu, her hatanın bir cezası vardı. Hayal ve Emir kısa süre önce yaptıkları seçimin sonucuna şimdi katlanacaklarını biliyorlardı. Hayal ise bu düşünce ile beraber geçmişte yaptığı hatanın cezasını hala çekmeye devam ettiğini düşünüyordu.

Az önce çaldıkları kapı açıldığında Hayal karşısında abisini gördü. Kendisini gören abisinin yüzünden geçen şaşkınlığın sevinci dönüşünü izledi.

Ayaz, Hayal’e bir adım daha yaklaşarak sıkıca sarıldı. Hayal’de ona anında karşılık verdiğinde Ayaz kardeşini biraz daha kendine çekerken konuşmayı da ihmal etmedi.

“ geleceğini neden haber vermedin ben seni havaalanından alırdım”

Hayal sıkıntılı bir nefes vererek abisinden ayrıldı.

“ aslında yalnız gelmedim abi ”

Ayaz kardeşinin söyledikleri ile daha önce fark etmediği Emir’e baktığında ilk dikkatini çeken detay elindeki pusette yeni uykuya dalmış olan Rüya’ydı. Ayaz’ın yüzündeki gülümseme solmaya başladı.

Hayal abisinin her saniye solan gülümsemesini izledi. Uzun zamandır içinde taşıdığı pişmanlık hissi yine gün yüzüne çıkarak canını fena halde yaktı. Cesaretini toplayarak sesini bulduğunda sadece abi diyebildi.

Ayaz ise kardeşinin gözlerindeki pişmanlık ve çaresizliği görmeden hesap sormaya başladı.

" Hayal bu adam kim kucağında ki bebekte nereden çıktı ve bu adam senin elini neden tutuyor " her kelimesinde ses tonu bağırmaya dönüyordu.

" abi içeri girelim anlatacağım bağırma kızım uyuyor " diyerek belki de hayatında ilk defa abisine sert çıktı. Anne olunca öncelikler değişiyordu. Bunu da ilk defa abisine bağırarak tecrübe ediyordu. Daha neler yaşayacaktı hiçbir fikri yoktu.

Ayaz kardeşinin kendisine sert çıkışından dolayı olayın şoku ile kenara çekildiğinde Emir ile eve girdiler. Ailesinden kimse geleceğini bilmediği için kapıya gelmediklerini, ama gelen kişiyi çok merak ettiklerini biliyordu.

Salona girdiğinde babası, annesi ve kardeşinin koltukta oturmuş televizyon izlediklerini gördü. Odaya birinin girdiğini hissettiklerinde kapıya bakmışlardı. Emir karısının üzerindeki stresi ve üzüntüyü hissettiğinde kapıdan girerken bıraktığı elini tekrar tutarak yanında yerini aldı.

Hayal kocasının bu cesaretinin nereden geldiğini hala anlamıyordu. Ailesinin yanında elini tutuyordu. Şu durumda olmasalar gülmeye başlayacaktı. Sinirlerinin iyice bozulduğunu hissediyordu.

Ayaz’ında arkalarından salona giriş yapmasıyla babasının konuşması aynı anda oldu.

" Hayal sen ne zaman geldin yurt dışından "

Hayal, kocasının elini bırakarak babasının ve annesinin elini öperek kardeşine sıkıca sarıldı. Emir’de fırsattan istifade diyerek karısını takip etti. Onu yaptıkları tekrarlayarak ilk adımı attı. Beraber yan yana koltuğa oturduklarında Kerem ablasından daha fazla uzak kalmak istemediği için yanına oturarak kollarını beline sardı. Hayal’de kardeşini biraz daha kendisine yasladı. Kendisinden cevap bekleyen babasının sorusunu cevaplamak için konuşmaya başladı.

“ biraz oldu baba yanınıza gelmek için biraz zamana ihtiyacımız vardı.”

Hakan Bey kızının söylediklerini duyduğunda kaşları çatılmaya başladı. Ayaz kardeşinin bir süre önce döndüğünü duyduğunda kendisine ne kadar zamandır yalan söylediğini bilemese de sinirden yumruklarını sıktı. Bağırıp çağırmak istese de babasının konuşmasını bölmek istemediği için derin nefesler alarak kardeşinin yanında oturan adamı bakışları ile öldürmeye devam etti. Derin Hanım kocasından önce davranmış tüm ailenin aklındaki o soruyu sormuştu.

“ kızım ne demek bir süre önce döndüm. Bunca zamandır evine neden gelmedin, nerede kaldın bir başına ayrıca bu bebek ve genç adam kim ”

Hakan Bey ve Derin Hanım elbette kızlarının yanındaki genç adamı da kucağındaki bebeğinde farkındaydılar ama kızlarının mantıklı bir açıklaması olduğunu düşünerek sakin kalmaya çalışıyorlardı.

Emir karısına fırsat vermeden " Efendim ben Emir DEMİRHAN kızınızın eşiyim " dediğinde sesinde kendinden emin ton vardı. Emir’in sözleri odada bomba etkisi yaratığında kimseden çıt çıkmıyordu.

Tüm aile üyeleri duyduklarının şokunu aynı anda atlatarak “ ne” diye bağırmışlardı.

Hakan Bey ve Derin Hanım duydukları ile donup kalırken Ayaz biraz da olsa tahmin ettiği gerçek ile karşısındaki kardeşinin gözlerinin içine baktı. Genç adamı kapıdan girdiği andan beri hiç sevmemişti. Adamın kötü bir olduğunu düşündüğü için değil kardeşinin yanında oturması bile onu sevmemesi için bir sebepti.

Hayal’in babası daha fazla sessiz kalamayarak bağırmaya başladı.

“ sen bizden habersiz nasıl böyle bir şey yaparsın birde adamı kolu takıp buraya getirmişsin ”

Rüya duyduğu bağırış ile sıçrayarak uyandığında ağlayamaya başladı. Hayal ağlayan kızını sakinleştirmeye çalışırken Emir’de hala kendilerine bağırıp çağıran Hakan Bey ile konuşmaya çalışıyordu.

“ Hakan Bey bize kızmakta haklısınız ancak bizi biraz dinleseniz ”

“ sizin neyinizi dinleyeceğim habersiz evlenmek de ne demek, gelip düzgünce konuşsanız karşımı çıkacaktık ”

“ Hakan Bey ikimiz de hatamızın farkındayız ancak bağırmadan sakince konuşalım kızımı korkutuyorsunuz ”

Emir’in onu sakinleştirme çabaları hiçbir işe yaramadığı gibi kızının ağlamaları bir an olsun azalmadı. Hakan Bey ile şuan konuşmanın bir anlamı olmadığını düşünüyordu. Hızla arkasını dönerek karısının yanına gitti. Hayal’in kucağında ağlayan kızını almak için karısının gözlerine bakarak izin istedi.

Rüya babasının kucağında biraz sakinleşse de ağlaması hala dinmemişti. Hayal’in kızının ağlaması karşısında gözleri doldu.

Haklı oldukları için Emir ve Hayal seslerini çıkarmamış kendilerine kızmalarını dinliyorlardı. Ama her ikisi de kızlarının biraz daha ağlamaya devam ederse ki susmayacağını emindiler. Böyle devam ederse onlara bu konuda uyarı yapacakları kesindi. Ve bunu yapmak hiç istemiyorlardı.

Emir bir yandan karısına bakıyor bir yandan Rüya'nın susması için uğraşıyordu. Daha fazla dayanamayarak ayağa kalktı. Ne yapacağını başta bilemedi ama içinden geçeni yaparak kapıya yöneldi. Hayal’de peşinden gidecekken " canım sen bekle hemen geliyorum " diyerek gitti.

Hayal sessizce kalktığı yere oturdu. Emir çıkıp gidince evde bir anda sessizleşmişti.

" artık beni dinlemeye hazırsanız konuşalım beni azarlamanız, bağırmanız bitmemiştir eminim ama önce bir dinleyin "

Hayal'in ailesi kızlarının konuşmasından sonra en azından anlatması için ona fırsat vermediklerini fark ederek sustular. Kocam diye getirdiği adamın da odada yokken anlatması için onayladılar. Emir şuan bu odada olsaydı, babası kırıcı sözlerine devam edecek gibi duruyordu.

" bana kızmakta çok haklısınız sizlere haber vermeden, sizlerden izin alamadan evlendim bir de bebeğim oldu. Ama gerçekten biz birbirimizi çok sevdik aniden evlendik sonrada kızımız Rüya oldu artık her şeyi sizlere anlatmamızın zamanı geldiğini anladık sizlerden sizlere haber vermeden evlendiğimiz için af dilemeye geldik "

Hayal bunları ailesine anlatırken Emir'de kızını sakinleştirerek geldi.

" eşimin de dediği gibi efendim, biz sizlerden izin almadığımız için her şeyi usulüne göre yapamadığımız için özür dileriz lütfen bizi affedin " diyerek Hayal'e destek çıkarken bir yandan da Rüya ile ilgileniyordu.

Hayal’in babası Hakan Bey karşısındaki genç adamı dikkatlice inceledi. Kucağındaki bebek ile ilgilenmesi, samimi, içten tavır ile kendisi ve ailesine hitap etmesini izledi. Saygılı tavrı ile gözüne girse de kolay kolay bu durumu kabullenmek istemiyordu.

Derin Hanımda kocası gibi düşünüyordu aynı zamanda kızına çok kırılmıştı.

O gün akşama kadar Hayal ve Emir orada kalmışlar diken üstünde oturmuşlardı. Aile üyelerinin sürekli sinirli sert ifadeleri üzerlerindeyken rahat oturmak pek mümkün değildi.

Arada bir Hayal kızını emzirmek için eski odasına gidiyor zavallı Emir ise oturduğu koltukta gelen sorular ile terliyordu. Yanlış bir şey söyleyip onları şüpheye düşürmekte istemiyordu. Akşamın ilerleyen saatlerinde Hayal artık stresten ve yorgunluktan gözleri kapanıyorken Emir onun bu halini fark ettiğinde Hayal'e biraz yaklaşıp iyi olup olmadığını sordu.

Hayal " iyiyim sadece yoruldum Rüya'yı biraz sen alır mısın yüzümü yıkayıp geleyim "

" olur " diyen Emir Rüya’yı kucağına alarak onun minik parmakları ile oynamaya başladı.

Bu manzara karşısında aile üyelerinin içindeki kızgınlık biraz olsun azaldı. Olanlara karşı çok azda olsa ılımlı yaklaşmayı düşünmeye başlamışlardı.

Hakan Bey " ne iş yapıyorsun " diye söze girerek yine Hayal ortada olmadığı zamanlarda yaptığı gibi Emir'i soruları ile terletme kısmına geri döndü. Bu soruyu daha önce kaç kez sormuştu. Fakat daha da sormaya devam edeceği de kesindi, yapmak istediği aslında karşısındaki genç adamın sabrını sınamaktı.

Emir bu soruya bir kez daha cevap olarak kendinden emin bir şekilde " kendi şirketimizde çalışıyorum " diyerek yanıtladı. Emir bu sorular kaç defa tekrarlanırsa tekrarlansın hiç sıkılacağını sanmıyordu aksine bu durum hoşuna gitmeye bile başlamıştı.

Daha yeni evlendiği karısın ailesi tarafından ne kadar çok sevildiği bu tekrar eden sorularla daha çok fark ediyor bu aileye iyi bir damat olmak için kendi kendine söz veriyordu.

Emir, Hayal'in lavabodan dönmesi uzun sürünce endişelenmeye başladı. Giderken pekiyi görünmüyordu. Bir yandan Rüya ile ilgilenirken arada gözleri kapıya kayıyor sonrada tekrar yaptığı işe geri dönüyordu. Kısa bir zaman daha geçtikten sonra dayanamayıp Hayal'in annesine döndü.

" Derin Hanım, Hayal uzun zamandır yok yorgun görüyordu bir şey olmuş olmasın " derken sesi azda olsa titriyordu.

Emir'in söyledikleri ile tüm aile hızla ayağa kalktı. Derin Hanım onları sakinleştirerek lavaboya yöneldi. Kızının en son oraya girdiğini görmüştü.

..........

Hayal yüzünü yıkamak için kızını Emir'e vererek odadan çıktı. Genç adama söylediği gibi yüzünü yıkamıştı ama bir türlü üstündeki uyku halini atamıyordu. Artık daha fazla dayanamayarak eski odasına girdi.

Sadece bir kaç dakika uzanmak istemişti. Büyük ihtimalle bugün yaşadığı hem ruhsal hem beden yorgunluğu ona iyi gelmemişti. Uykusundan derinden gelen sesler ile uyandı. Konuşan Emir ve ailesiydi.

Yavaşça gözlerini açtı Hayal sorduğu ilk şey ise " Rüya " olmuştu.

................

Hayal’in yorgunluktan uyuya kaldığını gördüklerinde hepsi rahatlama hissi ile tuttuklarını bilmedikleri nefeslerini bıraktılar.

Hakan Bey bugün yeterince soru sorduklarını karar vererek karısına döndü.

“ Misafir odasını hazırla Emir orada uyusun Hayal zaten odasında kalır”

Hakan Beyin sesi itiraz istemez bir tonda olunca kimseden çıt çıkmadı. Emir ve Hayal içlerinden buna da şükür demekten kendilerini alamamışlardı.

Kısa süre sonra herkes kendi odasına çekilerek rahatsız düşüncelerle dolu uykularına daldılar sabahın onlara neler getireceğini düşünmek bile istememişlerdi.

Sizleri " Gece Mavisi " kitabıma da bekliyorum...