Kalmak için bir nedeninin olmaması,

Gitmek için iyi bir nedendir.

( Alıntı )

Hayal sevdiği adamın kendisini kandırması ile yıkılırken, Türkiye’de bir genç adam da onunla aynı duyguları paylaşıyordu. Her ikisinin de sevdiğinden aldığı darbe ile kalpleri paramparça olmuştu.

Emir DEMİRHAN 28 yaşındaydı. İstanbul’un saygın ve bir o kadarda zengin ailelerinden biri olan Aslı ve Mehmet DEMİRHAN ailesinin tek çocuğuydu.

Babası ne kadar insanları küçümsemeyen yardımsever biri ise annesi bir o kadar sosyetenin ileri gelenlerinden olup tek kötü özelliği insanları zenginlik ve fakirliği ile eleştiren biriydi.

İkisini de ayrı ayrı çok seven Emir, annesi ile kendisini zengin bir ailenin kızı ile evlendirmek istemesi konusunda tartıştığı zamanlar olurdu. Bir süre önce sevgilisi Buse KARAL'ı ailesi ile tanıştırdığında annesinin onayını almıştı.

Buse KARAL ile bir kaç aydır tanışıyordu. Onun yanında kendisini mutlu hissediyordu. Buse'nin ailesi de tanınmış zenginlerden biriydi. Zaten bu sayede annesinin onayını alabildi. Ama babasının bu işe sıcak baktığı söylenemezdi. Yine de Mehmet Bey oğlunun mutluluğunu bozmamak için bu konuda ona bir şey söylemeyerek oğlunun arkasında durdu.

Emir o gün akşam saatlerinde sevgilisinin kaldığı evin salonunu gül yapraklarıyla, kokulu mumlar ile süsleyerek sipariş ettiği yemekler ile romantik bir masa hazırladı. Buse ile sabah telefonda konuştuğunda bugün geç saatlere kadar çalışacağını söylediği için sevgilisinin akşam erkenden eve geçeceğini öğrenmişti.

Her şey hazır olduğunda ışıkları kapattığında mumların loş bir ışık verdiği bir alan oluşmuştu. Emir bir süredir salonda bulunan tek kişilik koltukta elindeki yüzük kutusunu açıp kapatarak sevgilisinin gelmesini bekliyordu.

Buse'nin kendisine erken saatlerde eve geçeceğini söylemesine rağmen hala neden evde olmadığını düşünüyordu. Bir kaç dakika sonra cama vuran araba farının ışığı ile geldiğini anladı. Oturduğu koltuktan kalkmadan sessizce sevgilisinin eve girip salona gelmesini bekledi.

Bir dakika geçmişti ki kapı açılmış içeriye iki kişinin sesi duyulmuştu. Emir, yanında bir arkadaşının da geldiğini düşünüyordu. Işıklar açıldığında sevgilisini bir başka adamın kucağında göreceğini hiç ihtimal vermemiş aklının ucundan dahi geçirmemişti.

Emir gördükleri karşısında sanki donmuş kalmıştı. Salona öpüşerek giren ikili ise henüz Emir'in orada olduğunu ve salonun güller ve mumlar ile süslenmiş olduğunu fark etmemişlerdi.

Nefes almak için ayrılan Buse ve adam salondaki farklı havayı sonunda fark ettiklerinde Emir'in bulunduğu tarafa baktılar. Adam Emir'i tanımadığı veya pek umursamadığı için kim olduğunu bile sormamıştı.

Buse ise Emir'i gördükten sonra adamın kucağından hızla indi. Açıklama yapmak için konuşmaya başlayacakken Emir sağ elini kaldırarak onu susturdu. Açıklayacak ne vardı ki her şeyi gözleriyle görmüştü. Konuşmaya bile değmeyeceğini düşünüyordu.

Elinde hala tutmak üzere olduğu yüzük kutusunu ceketinin cebine koydu. Emir bulunduğu bu çirkin ortamdan uzaklaşmak için salonun çıkışına doğru bir kaç adım atmıştı ki daha fazla dayanamadı.

" Neden Buse o kadar mutluyken birbirimizi seviyorken bunu bize neden yaptın. Aslında seviyor olsan yapar mıydın? Yapmazdın! Bir daha benimde, ailemin de karşısına çıkma " demişti Emir.

Buse " bak açıklayabilirim bir anlık bir hataydı. Arkadaşlarla bir iki kadeh içtik düşünme sanki yetimi kaybettim. Sen de geç saate kadar eve gelmeyeceğim deyince sandım ki sen beni " demişti ki Emir onun üzerine yürüyerek son kelimelerini söylemesini engelledi.

" Sakın devamını getirme kalbini kırarım. Ben burada seni heyecan ile beklerken sen beni aldattın inanamıyorum hala bana bunu yaptığına, bir daha karşıma çıkma " diyerek hızla kapıya çarpıp çıktı.

Buse ise ne numaralar ile elde etmeye çalıştığı adamı elinden kaçırdığı için sinirliydi. Kendi ailesi de zengindi ama şuan elinden kaçırdığı fırsat kadar değildi. Ne yapıp edip ona kendini affettirmeliydi. Onu inandırmak için ne yapması gerektiğini düşünmeye başladı.

Emir evden çıkınca arabasına binerek son sürat sahile sürdü. Kendisine o kadar sinirliydi ki nasıl onun güzelliğine, saflığına inanmıştı.

Artık onu ne düşünmek ne de görmekte istiyordu. O günden sonra kendini işine vereek aile şirketi ile daha çok ilgilenir oldu. Annesi sürekli Buseyi soruyor Emir ise ona bu konu hakkında tek kelime dahi etmiyordu. Bir süre sonrada yurt dışında ki çalıştıkları firmalardan birinde sorun çıkmış, Emir’de bunu fırsat bilerek ailesinin sorularından böylece kaçmıştı.

……..

Hayal evden çıkınca bir taksiye bindiğinde otelin adresini vererek arkasına yaslandı. Tarık için son gözyaşı da tam bu anda gözlerinden akmaya başladı. Sessiz bir şekilde ağlamış daha sonra kendisini toparlamıştı, artık o adamı düşünerek mutsuz olamazdı. O bir anneydi bu saatten sonra tek varlığı bebeğiydi.

Taksi şoförüne kararını değiştirdiğini en yakın hastaneye gitmek istediğini söyledi. Şoför genç bayanın ağlama sesini duyduğu için rahatsızlandığını düşünerek karar değişikliğini normal karşıladı. On dakika sonra bir hastanenin önünde durduğunda Hayal taksiciye parayı ödeyerek indi.

Hastanenin kapısından girince danışmaya doğru yöneldi. Kadın doğum uzmanından sıra alıp yönlendirildiği odaya gitti. İsmi seslenildiğinde heyecan içinde odaya girdi. Ultrason için geldiğini söylediğinde doktor odada bulunan hasta yatağına uzanmasını ve karnını açmasını istedi.

Hayal denileni yaparak uzandığında Doktor Helen jeli sürüp görüntüleme başlığını Hayal'in karnında gezdirdi. Cihazın sesi açık olduğu için odanın içi küçük kalp atışlarıyla doldurmuştu. Hayal sesi duyduğunda mutluluktan gözyaşlarına boğuldu.

Bebeğini izleyerek bir süre ağladı. Ama bu ağlayış bu sefer sadece mutluluktandı. Bebeği için her şeyi yapacak tek başına olsa dahi onu sağlıklı şekilde dünyaya getirecekti. Bunun için bebeğini izleyerek ona söz verdi. Doktor Helen çiçeği burnunda anneye dikkat etmesi gereken her şeyi anlatarak bir ultrason fotoğrafı verdi.

Bebeğinin iki aylık ve sağlıklı olduğunu öğrendi. Doktor bu kadar geç fark etmesinin normal olduğunu bazı kişilerin hamileliklerinde kilo alma ve bulantıların geç başlayacağını söylemişti.

Hayal doktoru can kulağıyla dinleyerek anlattığı her şeyi aklına not etti. Fotoğraf onun için bir hediye olmuş, istemek aklına hiç gelmemişti. Toparlandıktan sonra doktorun yanından ayrılarak otele döndü. Yarın ilk işi bu ülkeden gitmek olacaktı. Onun yaşadığı yerde artık bir günden fazla kalamazdı.

Hayal sabah mutlu bir şekilde uyandı. Yine kendisini çok açıkmış hissediyordu. Kısa bir duştan sonra hazırlanarak odadan ayrıldı. Kahvaltı etmek için pansiyonun yemekhanesine girdi. Kendisi için sağlıklı ve doyurucu bir kahvaltı isteyerek karnını tıka basa doyurdu.

Bir süre daha etrafı izleyerek çayını içtikten sonra odasına gidip eşyalarını topladı. Odadan çıktıktan sonra kapıyı kapattı, tıpkı hayatında ki eski bir sayfayı kapatır gibi.

Pansiyonun resepsiyonuna anahtarı teslim ederek hesabını kapattı. Artık bu şehirden gidebilirdi. Bir taksi çağırıp hava alanına gitmek istediğini söyledikten sonra arkasına yaslandı. Türkiye'ye dönmeyecek olsa da artık bu ülkede de duramazdı.

Taksinin radyosunda çalan müzikleri dinleyerek yolculuk yapıyor bir yandan da bir kaç gündür alıştığı eylemi tekrarlayarak karnını okşuyordu. Yabancı hiç dinlemediği ama hoşuna giden müzik bitince taksici başka bir şarkı bulmak için aramaya girişmişti.

Kaldığı pansiyon hava alanından uzak olduğu için uzun bir yolculuktan sonra ulaşabilmişti. Taksici büyük bavulu arabadan indirdikten sonra yoluna devam etti.

Hayal nereye gideceğine karar vermemişti henüz. En iyisi ilk kalkan uçağın nereye gideceğini öğrenmeliydi bu saatten sonra zaten nerede yaşayacağı değil. Bebeğiyle nerede mutlu olacağı önemliydi. Hava alanının kapısından içeri girdiğinde bilet gişesinin olduğu tarafa yöneldi. En yakın uçuş saatini ne zaman ve nereye olduğunu öğrenerek bilet aldı.

İngiltere'ye gidecekti yeni hayatını orada kuracaktı. Onu ne zorluklar beklediğini bilse de bebeği için vazgeçmeyecekti. Uçuş saatini beklerken hava alanında bulunan marketten mide bulantısını yatıştıracak tuzlu bisküvi ve su aldı.

Sabahtan beri yoklayan mide bulantıları yine başlamıştı. Aldıklarını biraz atıştırmak az da olsa midesine iyi gelmişti. Anons sesini duyunca kapıya doğru yöneldi artık yeni hayatına hazırdı.