Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@busrauyanik

 

Uzun zamandır doğmasını beklediği kızını sonunda kucağına alacaktı. Hayal ambulansı beklerken sancı içinde dakikalarca kıvrandı. Nihayet yakınlardan gelen ambulansın siren sesi ile rahat bir nefes alabildiğinde tek hissettiği kızı kaybetmekten çok korktuğuydu.

Ambulans geldiğinde sağlıkçılar Hayal'in doğumunun başlamasına çok az kaldığını anladıklarında onu hızlıca sedyeye alarak ambulansa taşımışlardı.

Sağlık görevlisi " yavaş yavaş nefes al ver. Doğum henüz başlamadı. Biraz daha sabredeceksin sonra hastanedeyiz " diyerek onun rahatlatmaya çalışıyorlardı. Hayal bu durumda ne kadar rahatlaya bildiği ise bir muammaydı. Hayal için uzun ama süre olarak kısa bir zamanda hastaneye ulaştıklarında hemen doğum için alındı.

Ambulansta doktoru Ada olduğu için onun çalıştığı hastaneye gitmek istediğini söylemişti. Ada, Hayal’in geldiğini öğrendiğinde hemen ameliyathaneye girdi. Hayal onu gördüğüne sevinecek halde bile değildi. Sancıları sıklaşmış doğum başlamıştı. Sancılı ve uzun saatler süren bir doğum geçirdi.

Hayal’e sorsanız bu kadar acı çekmeye değer miydi diye. Hayal’in cevabı kesindi. Bebeğini kucağına sağlıklı şekilde aldıktan ve o muhteşem kokusunu hissettikten sonra bu kadar acı çekmeye değerdi. Evet, doğum bitmiş acıları bebeğini kucağına aldığında dinmişti. Hemşire temizlendikten sonra bebeğini odaya getirerek nasıl emzirmesi gerektiğini ve daha birçok konuda bilgi verdi.

Ada onu odaya aldırdıktan sonra eve geçip beraber hazırladıkları doğum çantasını alarak hastaneye geri döndü.

O sıralarda Hayal bebeği ile odada uyuyordu. Rüyasında yine kızı ile beraber ve mutluydu. Kızına Rüya adıyla seslendiğini gördü beraber yeşil bir alanda koşturup oynuyorlardı. İleri de bir karaltı gördü bir insanın siluetine beziyordu. Korkup kızını kucağına alarak kaçmaya başladı. Arkasında ki siluetinden gelen sesi duyduğunda adımlarını durdu.

" Yakında sizi bulacağım ve çok mutlu olacağız " demişti kalın bir erkek sesi, Hayal o sesi duyduğunda içini huzur kapladı. Sanki bir ses onu tüm korkularından arındırmıştı.

Arkasındaki sesin sahibinin kim olduğunu görmek için döndüğünde, siluetin gittikçe uzaklaştığını gördü. Ardından üstüne doğru gelerek etrafı kuşatan bir ışık huzmesi ile rüyasından huzur içinde uyandı.

Hayal uyandığında Ada’da odanın kapısından yeni giriyordu. Elindeki çantayı odadaki koltuğun üstene bırakarak arkadaşının yanına yaklaştı.

“ uyandırdım mı canım, kapıyı sessiz açmaya çalıştım ama ses yaptım sanırım ”.

" hayır sen uyandırmadın kendim uyandım. Çantayı getirmişsin çok teşekkür ederim. Senin benim için yaptıklarını nasıl öderim bilmiyorum " diyerek arkadaşına karşı olan minnettarlığı bir kez daha dile getirdi.

" bunu duymamış gibi yapıyorum. Sen benim arkadaşımsın tabii ki yapacağım. Boş ver şimdi bu konuşmaları hem sadece çantanı getirmedim. Telefonun evde kalmış onu da getirdim. " diyerek konuyu kapatmaya çalıştı Ada.

Çantanın içine koyduğu telefonu çıkardı. Hayal'in yanındaki yerine geri dönerek telefonu uzattı.

" teşekkür ederim her şey için sen olmasan ne yapardım gerçekten bilmiyorum "

Telefonun kamerasını açarak Ada’ya tekrar uzattı. Bebeği ile ilk fotoğrafını çekmesini istiyordu. Bebeğini yanında bulunan hastane beşiğinden kucağına aldı.

" ismine karar verdin mi? Bu konuyu son zamanlarda seninle konuşamadık"

Hayal arkadaşının sorusunu “ Rüya olsun istiyorum. Bebeğimin kız olacağını senden öğrenmeden önce rüyamda görmüştüm onu, gerçekleşen rüyam o benim” diye yanıtladı.

Daha sonra ise arkadaşıyla ile muhabbet ederken bir yandan da öğrendiği şekilde bebeğini emzirdi. Bunu yaparken kendisini o kadar mutlu hissetti ki, çektiği acıların hiç bir önemi kalmadığı hissediyordu. Emzirdikten sonra bebeğinin gazını çıkarıp uyuttu. Ardından yorgunluktan kendisi de uyuya kaldı. Ada arkadaşı rahat uyusun diye ışıkları kapatarak odada ki koltuğuna uzandı.

Ertesi sabah Hayal kızının ağlama sesiyle uyandığında odada Ada'yı göremedi. Bebeğini kucağına alarak emzirdi. Ama kızı sadece acıkmamış altını da batırmıştı. O yüzden daha yüksek sesle ağlamaya başlamıştı.

Hayal yataktan kalkamadığı için yatağın hemen yanındaki butona basarak hemşireyi çağırdı. Birkaç dakika sonra hemşire odaya girdiğinde neyse ki Hayal kızını biraz olsun sakinleştirmişti.

Hemşire neden çağrıldığını sorduğunda Hayal bebeğinin altının değişmesi gerektiğini kibar dille söyledi. Hemşire çiçeği burnunda annenin isteğini yerine getirdi. İşini bitirerek odadan ayrıldı.

Hayal hastane de bir gece daha kaldıktan sonra taburcu olduğunda evde bebeği ile daha yakından ilgileniyordu. Kızı uslu bir bebekti. Her bebek gibi sadece karnı acıktığında ve altını batırdığında ağlıyordu. Ama geceleri fazla uyanmıyor Hayal'i yormuyordu.

Hayal kızına baktıkça iyi ki diyordu. Onu kaybetmekten çok korkuyordu. Günler Hayal'in kızı ile ilgilenmesiyle hızla geçer oldu. Rüya mutlu bir bebekti. Şuan bir bebek olduğu için baba özlemi çekmiyordu. Ama büyünce çekmeyeceği anlamına gelmeyeceğini Hayal çok iyi biliyordu.

Hayal bunu düşünmeyi daha sonraya bıraktı. Zaten Rüya belli bir yaşa gelip büyüyünce ona bazı şeyleri anlatacaktı. Kızının kendisinden ve babasından nefret etmesini istemiyordu. O yüzden tüm hikâyesini değil belli bir kısmını açıklayacaktı.

Her ne kadar Tarık onu istememiş olsa da sonuçta babasıydı.

Günler anne kızın mutluluk içinde yaşamasıyla gelip geçiyor Türkiye'ye dönme günü yaklaşıyordu. Abisi sözünü tutmuş ailesinin diğer üyelerine geleceğini söylememişti. O günden sonra her gün konuşur olmuşlardı. Tabi bu konuşmalar Rüya’nın uyuduğu zamanlara denk gelmesine dikkat ediyordu.

Abisi şuan bir şeylerden şüphelenmemeliydi. Fakat bunun için çok geçti. Ayaz kardeşinin sesindeki gerginliği çoktan fark etmişti. Ama Türkiye'ye dönene kadar üstüne gitmek istemediği için şu anlık susuyor sormuyordu.

Hayal bebeği ile ülkesinden ayrı geçirdiği son günleri yaşarken, uzun zaman sonra dün gece Türkiye'ye dönen geç adam ise şehrin sahil kısmında küçük mütevazı bir otele giriş yaparak ailesine döndüğünü biraz daha söylememe kararı aldı.

Yurt dışına çıktığında dahi Buse'nin kendisinden vazgeçmeyip, aramalarından ve annesinin kendisine neden böyle davrandığını sormasından da yeterince bıkmış durumdaydı. İlk aylar sürekli arayan Buse de aramaktan sonunda vazgeçmişti. En azından Emir öyle olduğunu düşünüyordu. Fakat kısa bir zaman sonra bunun böyle olmadığını öğrenecekti.

Babasının ise bu konuda annesinin aksine tek kelime dahi sormaması Emir'i mutlu ediyordu. Emir ona karşı artık içinde hiçbir his beslemiyordu. Ülkesinden ayrı geçirdiği zamanlar insanlar ile olan ilişkileri daha bir resmiydi. Duygusal ilişkilerde ise bir türlü o istediği huzuru bulamamıştı. Emir artık seveceği insanın yanında olduğu zaman huzur bulmak ona gözü kapalı güvenmek istiyordu. Sonuçta güveni bir kez sarsılmıştı bir daha kaldıramazdı.

Şuan ise yemekten sonra yürüyüş amaçlı otelden çıktı. Uzun bir yürüyüşün ardından otelin yakınındaki bir bankta akşamın karanlığında denizi izliyordu. Aklından ise aylar önce bir deftere karaladığı şu dizeler geçiyordu.

Güven olmadan aşk olmaz,

Aşk olsa da güvensiz işe yaramaz.

Güven bir kere sarsıldı mı?

Bir daha yerine konmaz.

Belki saçma bir söz dizisi olsa da o gün yaşadıklarından sonra aklında beliren bu sözler onun için çok önemli hale geldi.

Biraz daha denizin huzur veren kokusunu içine çektikten sonra otele geri döndü.

........

Hayal evdeki kendisine ait olan mobilyaları bir süre önce uygun bir fiyata satarak evi ilk yerleştiği hale getirdi. Bir kaç gün kalmak için Ada’nın evine taşındı. Bugün buradaki son günüydü. Kızı üç aylıktı. Hayal ise kendini toparlayarak kızına tek başına bakmaya alıştı.

Son hazırlıklarını tamamlayarak evdeki özel eşyalarını büyük iki bavula yerleştirdi. Kızı için bebek çantasına kıyafet ve diğer eşyalarını da koymayı ihmal etmedi. Ada onu hava alanına kadar götürecek ve yolcu edecekti. Evden çıkmadan süt makinesi ile iki biberonu da doldurmayı unutmadı. Her şey hazır olduğunda bavulları arabaya yerleştirerek yola çıktılar.

Yarım saatin ardından hava alanına giriş yaptılar. Rüya annesinin kucağında uyuya kaldığı için biletleri Ada almaya gittiğinde Hayal’de onu beklemek için banka oturdu. Rüya annesinin kucağında huzurlu bir uykudaydı. Hayal ona baktıkça önüne ne engel çıkarsa çıksın kızının mutlu olması için her şeyi yapmaya hazır olduğunu hissediyordu.

Hayal kızını izlemeye Ada’nın yanına gelmesi ile ara vermişti. Ada elindeki biletleri sevinç ile sallayarak " Rüya’da sende rahat bir yolculuk yapın diye yan yana olan iki koltuğunda biletini aldım " dedi.

Hayal arkadaşının bu düşünceli hareketi karşısında gülümsedi. Bazen onun hakkını nasıl ödeyeceğini düşünüyor ama bilmiyordu. Bu sefer düşüncelerini dile getirmekten geri kalmadı.

“ senin hakkını nasıl öderim kimse bana yardım etmezken sen yanımda oldun. Bir gün Türkiye de seni ağırlamak isterim. Bu davetimi geri çevirmezsin umarım”

“ sen bunları düşünme önce bir ailen ile aranı düzelt sonra tabi ki gelirim. Hem yaz geliyor benimde tatile ihtiyacım var. Belki bu yaz seninle ve Rüya ile baş başa bir tatil yaparız ”

Hayal " kesinlikle yapmalıyız " diyerek arkadaşının düşüncesine katıldı.

Anons sesi ile Ada ve Hayal bavulları alarak bilet kontrol kısmına yöneldi. Artık vedalaşma zamanı gelmişti. Ada önce Rüyayı uyandırmadan yanağından öptü daha sonra ise arkadaşına sarıldı.

" kendinize çok dikkat edin. Aklıma gelmişken hava değişimine bağlı Rüya hastalanabilir ilk haftalarda aralıklarla ateşini kontrol et "

Ada bir doktor olarak uyarısını da yapmayı ihmal etmedi.

Hayal arkadaşının uyarısı üzerine çok dikkat edeceğini söyledi. Kendisine iyi bakmasını söyledikten sonra kapıdan geçti. Kısa bir süre sonra uçak koltuğuna oturmuş kızını yanındaki koltuğa kemer yardımı ile sabitlemişti.

Uçak kalkış yaparken kızı acıktığı için uyanarak sızlanmaya başladı. Bu demek oluyordu ki Rüya Hanım birazdan fena halde ağlamaya başlayacaktı. Hayal yanına oturmadan önce aldığı, bebek çantasından biberonu çıkararak kızına verdi.

Rüya sütün tadını alır almaz hızlı hızlı içmeye başlaması Hayal'i güldürmüştü. Kızının karnı hiç doymuyor uyanık olduğu her dakika süt istiyordu. Hayal yakında minik yanaklarının tombikleşeceğine eminde bu düşünmek bile onu mutlu ediyordu.

Uçaktan sabah saatlerinde inmişlerdi. Otel şehrin bir ucunda olduğu için yol bir saat sürdü. Saatler sonra yorucu ve uzun yolculuk bittiğinde sahil kenarında bir otele yerleşmişti Hayal. Otele yerleştikten sonra Rüya’nın altını değiştirmiş, emzirmiş, en sonda uyuttuktan sonra kendisini duşa atabilmişti. Duşunu Rüya uyanmadan hızlıca alarak çıktı ve üzerini giyindi. Ailesine döndüğünü bir şuan haber vermek istememişti. Biraz cesaretini toplamak istiyordu. Bu yüzden abisine söylediği tarihten bir ay önce dönmüştü.

Hayal uçakta aklı kızında kaldığı için sürekli uyanmıştı. Diken üstünde bir yolculuk yaptığından dolayı uykusunu alamamıştı. Şimdi ise kızının yanına uzanmış onun huzur içinde uyumasını izliyor, uykunun kendisini esir almasını bekliyordu. Bu bekleyiş çok uzun sürmedi kısa sürede kızının yanında uyuya kaldı.

Akşama doğru kızının ağlama sesi ile uyandığında onun ihtiyaçlarını giderdi. Kendi karnı da acıktığını hissedince otelin restoranına inmek için hazırlandı. Kızını bebek arabasına koyduktan sonra bebek çantasına gerekli olan malzemeleri koydu. Odadan çıkmadan önce ışıkları kapatarak ayrıldı.

 

Loading...
0%