@busrauyanik
|
İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Zaman hızla akıp giderken geriye dönüp bakmak sadece zaman kaybıdır. Biz geçmişe takılıp kalırken gelecek olan güzel günleri de kaçırdığımızı fark etmeyiz. Fark ettiğimiz de ise akıp giden zaman yine geçmiş zaman olur. Aynı hatayı tekrar tekrar yapar dururuz, bu yüzden geçmişi geçmişte bırakmak en iyisidir. Yağmur arabasını emniyete doğru sürerken akıp giden yola dalmış bunları düşünüyordu. Geçmişindeki bazı anlara geç kalmış olsa da artık geleceğine geç kalmak istemiyordu. Devran’dan hoşlanıyordu. Güçlerini bir kenara bırakarak düşündüğünde hislerinden emindi. Sadece kısa bir zaman önceye kadar karşılık alamamaktan korkuyordu. Emniyetin önüne park ettiğinde torpidodan silahını alarak beline yerleştirdi. Gözüne çarpan yüzük kutusunu eline aldığında yavaş hareketlerle açtı. Devranın kendisi için yaptığı yüzüğü dikkatlice parmağına geçirdiğinde kendisini daha mutlu hissediyordu. Arabadan yüzünde büyük bir gülümsemeyle inerek kapıları kilitledi. Binadan içeri girdiğinde hızlı adımlar ile ekibin odasına yöneldi. Bir hafta boyunca ekibi ile akşam mesaisindeydi. Diğer ekipte gündüz çalışacaktı. Odaya girdiğinde Baş komiser haricinde tüm ekibin orada olduğunu gördü. “ iyi akşamlar arkadaşlar ” Deniz ona aynı karşılığı vererek önündeki dosyaya geri döndü. Berke, Deniz’in soğuk tavrına karşılık göz devirdi. Ardından ekibin neşe kaynağı olduğunu belli edercesine şakıdı. “ iyi akşamlar Yağmur gözümüz yollarda kaldı gel otur ” Yağmur, onun neşesi karşısında gülümsemesi daha da genişlediğinde gamzesi ortaya çıktı. Berke’nin gösterdiği sandalyeye oturduğunda Doruk’un sesini duydu. “ sana da iyi akşamlar Yağmur iyi dinlenmiş görünüyorsun. ” “ bir gün dinlenmek iyi geldi abi ” Demir diğerlerinden aksine daha sakin bir yapıya sahipti. Kısa bir iyi akşamlar sözünden sonra işine geri döndü. Bu durum Çağan Baş komiserden sonra ekibin en büyüğü olmasından da kaynaklanıyordu. Diğer günlerin aksine bugün daha bir mutlu görünen Yağmur’a dikkatli baktı. “ bugün mutlusun” Yağmur, Demir’in konuşması ile ona döndü. Sözlerinin sorudan ziyade bir tespit olduğunu anlayacak kadar onu tanıyordu. Yüzündeki gülümseme hiç sekteye uğramadan Demir’e bakarken parmakları ile yüzüğünü okşadığından habersiz konuşmaya başladı. “ bir arkadaşımla buluştuk uzun zamandır görüşememiştik biraz sohbet ettik iyi geldi. Siz neler yaptınız ” Diğerlerinin de dikkati ondayken sadece bir kişinin dikkati yüzükteydi. Doruk’un kaşları merak ile çatılırken sorularını sonraya sakladı. Baş komiser gelene kadar aralarında sohbet ederek evrak işlerini yapmaya başlamışlardı. Yağmur önündeki dosyanın eksik olan yerlerini doldururken gözleri kararmaya başladığında bir öngörünün geldiğini anladı. Yerinden kalkarsa düşeceğine emin olduğu için sabit durmaya devam etti. Tek temennisi öngörüsünün diğerleri fark etmeyecek kadar kısa sürmesiydi. Başı yavaşça masaya düşerken onu son anda fark eden Berk’e tuttu. Diğerlerine çaktırmadan baktığında dikkatlerinin dosya ya da bilgisayarda olduğunu gördü. Kızmayacaklarını bilse de mesai saatleri içinde uyuyor olması sıkıntı yaratabilirdi. Yağmur gözlerini karanlık bir sokakta açtığında kolyesini tutarak herhangi bir sese karşı dikkatini topladı. Şuan adım atamayacağını biliyor olsa da yine de denedi. İşe yaramadığında herhangi bir ipucu aradı. Saniyeler sonra sokakta yankılanan adım sesleri ile gözlerini dört açtı. Tam arkasından gelen adım sesleri ile dönmeye çalışsa da yine başaramadığında olacakları beklemeye başladı. Hemen bir adım yanından geçen genç kızın arkasından bakarken peşinden koşan iki adamda onu takip etti. Hiçbir ipucu bulamaması bir yana adamların elindeki silahları gördüğünde her şey için çok geçti. İki el silah sesi boş karanlık sokakta yankılandığında bu sese genç kızın acı feryadı eşlik etti. Yağmur başını hızla masadan kaldırdığında yanında onu sessizce uyandırmaya çalışan Berke’de yerinde sıçradı. “ ödümü kopardın Yağmur ” Yağmur hala öngörüsünün etkisindeyken tuttuğu kolyeyi sıkıyordu. Birkaç saat önceki gülen yüzü şimdi bembeyazdı. Yağmur onun söyledikleri umursamadan yerinden hızla kalktı. Uzun süre oturduğu için uyuşan bacakları yüzünden aynı hızla tekrar oturduğunda kısık sesle inledi. Fazla zamanı olmadığını biliyordu. Genç kızın sesi kulaklarında yankılanırken ölü bedenini göremezdi. Kendisine soru dolu bakışlar atan ekip arkadaşlarını gördüğünde yüz ifadesini biraz olsun düzelterek zaman kazanmak için boğazını temizledi. “ bacaklarım uyuşmuş, bir kahve alsam iyi olacak” Yağmur odadan ayrıldığında Berke’de peşinden çıktı. Önden hızlı adımlar ile giden Yağmur’un kolunu yakalayarak kendine çevirdiğinde Yağmur bu ani harekete karşı kolunu turan kişinin kolunu ters çevirerek sırtına dayadı. “ ne yapıyorsun Yağmur ” Yağmur duyduğu sesin sahibi ile hızla onun kolunu serbest bırakarak bir adım geriye çekildi. “ özür dilerim sen kolumu tutunca refleks ile oldu gerçekten ” Berke yaşadığı durumdan dolayı sinirlense de kendisinde de hata olduğunu bildiği için sesini çıkarmadı. “ gerçekten özür dilerim Berke bilerek yapmadım ” Berke yakaladığı fırsatı kullanmak için ciddiyetini bozmadı. “ seni bir şart ile affederim” Yağmur’un kaşları çatılırken karşısındaki adamın ciddi tavrı ile meraklandı. Onu operasyonlar dışında pek ciddi görmemişti. “ şartın nedir” “ Deniz ve ben hariç diğerlerine abi diyorsun. Bana da abi demeni istiyorum. Denizle yaşıt sayılırsın ama ben senden büyüğüm abi diyeceksin ” Berke konuşmasını bitirdiğinde eski neşeli haline döndüğünde Yağmur onun bu hali karşısında sadece güldü. Cevap vermeden kahve makinesine doğru yöneldi. “ hey nereye gidiyorsun. Affetmen bak seni ” “ kahve alacağım sen de ister misin? Berke Abi ” Abi kelimesini bastırarak konuşurken Berke onun bu tavrına gülerek elindeki kendi için hazırladığı kahveyi aldı. Beraber sohbet ederek odaya girdiklerinde ekip arkadaşlarının hareketlendiğini gördü. “ ihbar mı var? ” “ evet, 17 yaşında bir genç kız polisi arayarak yardım istemiş adresi veremeden hat kesilmiş son konuştuğu yeri tespit edilmeye çalışılıyor” Demir, açıklamasını bitirerek yaptığı işe geri döndü. Yağmur ve Berke’ de bir işin ucundan tutarak araştırma yapmaya başladılar. Kısa süre sonra hat sahibi tespit edildi. Demir ve Berke hat sahibinin adresine gitmek için yola çıktı. Diğerleri hala hattın son açık olduğu yerin tespit edilmesini bekliyorlardı. Geriye kalan ekip üyeleri tespit işleminin bitmesiyle hemen toparlanarak yola çıktı. Yağmur’un arabasında Doruk ve kendisi varken diğer araba da Çağan ve Deniz vardı. İki ayrı araç son sürat telefonun en son sinyal verdiği yere doğru gidiyorlardı. Yağmur’un arabasını yine Doruk kullanıyordu. Yağmur aklı gördüğü görüdeyken kullanmak istemedi. Bir bahane ile yolcu koltuğunda yerini aldı. Şuan bir ihbara gidiyorlardı dikkat dağınıklığının doğru olmadığını biliyordu. Girdikleri ara sokaklar onda tanıdıklık hissi uyandırdığında oturduğu koltukta daha dik konuma gelerek camdan dışarıya dikkatli bakmaya başladı. Eli istemsizce parmağındaki yüzüğe gittiğinde gözlerinin önüne yaklaşık bir saat önce gördüğü öngörü geldi. “ bir sorun mu var Yağmur ” Yağmur odaklandığı öngörü nedeniyle Doruk’un sesini duymazken Doruk bir kez daha seslendi. “ Yağmur ” “ efendim Doruk abi ” “ bir sorun mu var dedim ama duymadın bugün yine dalgınsın ” “ buralara ilk defa geliyorum ” Yağmur hem Doruk’un sorusunu yanıtlamaktan kaçındı, hem de dikkatini farklı bir yöne çekmeyi başardı. “ buralar karanlık sokaklar aklı başında olan insan buraya gelmez, gelen kişiler emin ol düzgün insanlar değildir. ” “ anladım ” Yağmur onun dikkatinin üzerinden gitmesini fırsat bilerek ön görüsünü bir kez daha gözden geçirdi. Fark ettiği gerçek ile yerinde kıpırdanırken bir an önce sinyalin geldiği yere varmak için dua etti. Yaklaşık on dakikanın ardından araba durduğunda Yağmur araçtan inerek etrafa bakmaya başladı. Doruk’ta onun ardından inerken diğer araçta hemen arkaların da durdu. Yağmur onları beklemeden görüsünde ki yere doğru yürürken diğerleri de etrafa dağılarak aramaya başladılar. Yağmur diğerlerinin aksi yönde bir sokağa girdiğinde etrafında bir tur dönerek doğru yönü bulmaya çalıştı. Gece saatleri olması nedeniyle etrafı görmek zor olsa da sokak lambaları işini biraz kolaylaştırıyordu. Olay kısa süre önce gerçekleşmiş ya da gerçekleşmek üzereydi. Bu yüzden hızlı davranmalı gördüğü kızı bulmalıydı. Deniz diğerlerinin aksine sadece etrafı incelemiyor bir yandan da Yağmur’un hareketlerine bakıyordu. Yağmur üzerinde ki bakışları hissetse de o yöne bakmadan işini yapmaya devam etti. Doğru yönü bulduğunda hızlı adımlar ile yürümeye başlarken silahını belinden çıkararak eline aldı. Deniz’de hemen arkasından onu takip etmeye başladığında kafasında soru işaretleri vardı. “ ses mi duydun ” “ evet bir ses duydum ” Yağmur yine yalan söylediği için kendisine kızarken yoluna devam etti. Adımları her saniye hızlanırken hemen arkasından gelen Deniz ise onu takip ediyordu. Gelen sesler ile Yağmur’un adımları koşmaya döndüğünde olayın hala yaşanmamış olduğunu anlaması uzun sürmedi. Deniz hemen arkasından koşarken telsizden diğerlerine haber verdi. Bir yandan da Yağmur’u dikkatli olması için uyarıyordu. Sokakta yankılanan iki el silah sesi ile Deniz ve Yağmur’un koşması daha da hızlanırken Yağmur sesin geldiği sokağa giren ilk kişi oldu. Hemen ardından gelen Deniz karşılaştığı manzara karşısında kısa bir şok geçirdi. Aradıkları genç kızın yerde kanlar içinde yatıyordu. Onu vuran adamlar ise koşarak kaçıyordu. Hızlı adımlar ile genç kıza yaklaşmaya çalışırken Yağmur telsizi alarak ambulans için anons gençti. “ … adresinde silahla yaralanma acil ambulans gerekiyor, tekrar ediyorum… adresinde silahla yaralanma ” Deniz genç kızın yarasına baskı yaparken Yağmur’da kaçan adamların peşinden koşmaya başladı. Bir yandan da Çağan Baş komisere haber veriyordu. Çok kısa bir zaman geçmişti ki peşinden gelen diğerlerinin sesini duymaya başladı. İçi biraz olsun rahatladı. İki adam ile tek başına başa çıkabilirdi ancak onlarında silahları vardı. Ayrıca az önce genç bir kızın durumuna şahit olduğundan adamların acıması olmadığına biliyordu. Kaçan adamlar ile arasında az bir mesafe kaldığında onlara hitaben konuştu. “ Kaçacak yeriniz kalmadı teslim olun ” Adamlar onu umursamadan koşmaya devam ederken sağda dönerek başka bir sokağa girerek gözden kayboldular. Yağmur onların biraz gerisinden aynı sokağı girdi. Onun peşlerini bırakmayacağını anlayan diğerine nazaran daha iri olan adam Yağmur’a ateş ettiğinde boş sokakta Yağmur’un acı bir şekilde inleyişi yankılandı. Yağmur bu hamleyi bekliyor olsa da ilk defa düşünceleri okumada geç kaldı. Belki de bir keresinde Devran’ın söylediğinin tam tersini yaparak güçlerine kendisinden çok güvenmişti. Karın bölgesini kıl payı sıyıran kurşunun acısına rağmen Devran’ın sözleri beyninde yankılandı. “ Birilerine yardım ederken kendini de tehlikeye atmamalısın. Güçlerine güvenerek değil önce kendine güvenerek plan yapman gerekiyor. Güçlerin elbette seni doğru yola yönlendirir ama sende bir insansın ufak bir hatan hayatını riske atabilir ” Ona ateş eden adamlar kaçarken Yağmur elini acıyı en yoğun hissettiği yere bastırdı. Ayakları onu taşımadığını hissettiğinde dizlerinin üzerine çöktü. Şokun etkisiyle bütün gücü tükenmiş gibiydi. Hemen arkasından gelen ekip arkadaşlarının seslerini artık bir uğultu şeklinde duyuyordu. Kurşun her ne kadar sıyırmış olsa da kan kaybediyordu. Tüm gücü tükendiğinde kendisini yanında diz çöken Doruk’un üzerine doğru bıraktı. …… Çağan ve Doruk, Yağmur’un geçtiği anons ile söylediği yere giderken ikisinin de içinde bir korku vardı. Aradıkları kişiyi yaralı bulduklarını öğrenmişlerdi. Dahası Yağmur ve Deniz’e de bir şey olabilirdi. Girdikleri sokakta gördükleri karşısında adımları hızlandı. Deniz yanına gelen Çağan Baş Komiseri ve Doruk gördüğünde onlarda önce konuşmaya başladı. “ burayı ben hallederim siz Yağmur’un peşinden gidin adamları takip ediyordu.” Doruk, Deniz’in gösterdiği yöne doğru koşarken Çağan’da aynı hızla peşinden gitti. Yağmur’u gördüklerinde birkaç saniye içinde gerçekleşen olay ile Yağmur’un adını bağırmışlardı. İkisi de aralarındaki mesafeyi kapatmak için daha hızlı koşmaya başladı. Adamların kaçtığını görseler de şuan öncelikleri ekip arkadaşlarıydı. Onları elbet bulacak hesabını soracaklardı. “ Doruk ben ambulansa konum bilgisi vereceğim sen yaraya baskı yap ” Yağmur’un genç kız için istediği ambulans anonsunun ardından Baş Komiser merkez ile iletişime geçerek her ihtimale karşı ambulans sayısını ikiye çıkarmıştı. Şimdi ise bulundukları konumu anons geçmek yeterli oldu. Doruk bilincini kaybetmiş halde kendisine yaslı duran Yağmur’u dikkatlice yere uzandırdı. Karnındaki yarasına baskı yaparken gözlerinin dolmasına mani olamadığında onun yanından ayrıldığı için kendisine kızıyordu. Arabadan indiklerinde yanından ayrılmasa belki hiç vurulmazdı diye düşünmeden edemiyordu. Duydukları siren sesleri ile Doruk içinden dualar ederken Yağmur’un yarasına baskı yaparken nabzını kontrol etti. Şimdilik kan kaybetmesi dışında durumu iyi gibiydi. Yanına gelen sağlık görevlilerine onu teslim ederek ayağa kalktı. Ambulans yanlarından ayrılırken hala elindeki kana bakıyordu. “ Doruk kendini toparla Yağmur güçlüdür, hadi bir an önce hastaneye gidelim. Kan ihtiyacı olabilir dedi sağlık görevlileri ” Doruk sessizce başını sallarken Yağmur iyi olmadan kendisini toparlayamayacağını biliyordu. Onun Yağmur’a alışması diğerlerinin aksine daha kolay olmuştu. Bunun en büyük sebebi birçok göreve beraber gitmiş olmaları olsa da ekibe geldiğinden beri Yağmur onun kardeşi gibi olmasıydı. Onu kaybetmek hiç istemiyordu. Çağan ve Doruk araçların yanına vardığında ikisi de geldikleri araçlara binerek yola çıktılar. Deniz diğer ambulans ile hastaneye geçmişti. Deniz, Yağmur’un vurulduğundan habersiz ambulansın ön tarafında hastaneye giderken, hat sahibinin evindeki işleri biten Berke ve Demir’de telsiz anonslarından yaralı birilerinin olduğunu öğrenerek hastaneye doğru yola çıktı. Diğerlerini arasalar da açan olmadı. Akıllarında yaralanan kişinin kim olduğu varken bilmedikleri tek şey iki yaralı olması ve bu kişilerden birinin Yağmur olmasıydı.
Yeni bölümler her hafta perşembe günü yayınlanacaktır. |
0% |