Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@busrauyanik

Yağmur için günler hızlı geçmeye başladı. Güçlerine yavaş yavaş alışmış artık hisleri, gördükleri ve duydukları karşısında daha dikkatli davranıyor, yardımı dokunabileceği konularda insanlara yardım ediyordu. Arabasına bırakılan kolyeyi taktığından beri insanların düşüncelerini artık duymuyordu. Duymak istediğinde ise kolyesine dokunması yetiyordu. Kendisine bu değerli kolyeyi veren kişiyle tanışmak ve ona aklındaki soruları sormayı çok istiyordu. Hayatı onun sayesinde biraz olsun normale dönmüştü. Aklında en çok takılan şey ailesinin düşünceleri hiçbir şekilde okuyamamasıydı. Çok kez denemesine rağmen olmamıştı. Bir sebebi olduğunu düşünüyordu şimdilik tek çare zamana bırakmaktı.

Üniversite sınavına birkaç gün önce girmişti. Ailesi kızlarının bugünkü halinden çok memnundu. Birkaç ay önce kendisini toparlayamayacağını düşünürken, şimdi onunla hangi bölümü istediği hakkında konuşuyorlardı.

Yağmur ailesine kararını şuan açıklayacak olsa da bu seçimi aylar önce yaptı. Hatta seçeceği meslek için ön hazırlıklara bile başlamıştı. Spor salonuna yazılarak dövüş dersleri almaya başladı. Kısa zaman sonra bilgisayar dersleri de almaya başlayacaktı. Bilgisayar hakkında her şeyi bilmek istiyordu. Polis olmak istiyordu Yağmur. Daha ne kadar gizli mektuplar bırakıp, gizli numaralardan birilerini ihbar edecekti bilmiyordu. Dışarıdan izlemek yerine işin içine girmek istiyordu. İnsanlara yardım etmek istiyordu. Bunu tüm kalbiyle istiyordu.

“ anne, baba, ben polis olmak istiyorum”

Semra Hanım ve Ayhan Bey, Yağmur’u meslek seçimi konusunda yönlendirmek hiçbir zaman istemediler. Şimdide her ne kadar tehlikeli bir meslek seçmiş olsa da ikisi de Yağmur’un sesindeki kararlılığı hissetmişlerdi. Semra Hanım ilk konuşan olarak kararına saygı duyduğunu dile getirdi.

“ biz senin tüm kararlarının arkasındayız. Sen polis olmak istiyorsan bize de sana destek olmak düşer”

Ayhan Bey ise kızının meslek seçimi ile gurur duyuyordu. Ama birkaç ay öncesine kadar öğretmen olmayı istediğini biliyordu. Bu anı karar değişikliğinin sebebini merak ediyordu.

“ öğretmen olmak istediğini sanıyordum kızım”

Yağmur babası haklıydı. Uzun zamandır öğretmen olmayı hayal ediyordu. Çocukları çok seviyordu bu yüzden anaokulu öğretmeni olmak istiyordu. Ama hayatı son aylarda çok fazla değişti ve bu değişime ayak uydurması gerekiyordu. Yoksa başının derde gireceğini düşünüyordu. Yaşanacakları önceden bilirken artık bir şey yapmadan duramazdı. İnsanlara yardım etmek için istediği meslekten vazgeçmek zorunda ise, o da vazgeçerdi. Öğretmen olmayı hala çok istiyor olsa da sahip olduğu güçlerle insanlara yardım etmek için kolay olmayacaktı.

“ Evet, baba öğretmen olmak istiyordum. Ama polis olmayı daha çok istediğimi fark ettim. Biliyorsunuz dövüş dersleri almaya başladım. Bu meslek için uzun zamandır hazırlanıyorum”

Ayhan Bey kızının kararlı bir şekilde söyledikleri ile yüzünde gurur duyan bir gülümseme belirdi.

“ sen hangi mesleği seçersen seç biz arkandayız. Seninle gurur duyuyorum kızım”

Yağmur, anne ve babasının kendisini desteklemesi ile mutlu oldu. Şimdi tek yapması gereken bu meslekte en iyisi olmak için gerekli tüm eğitimlerini eksiksiz almak olacaktı. Bu eğitimlerin yanında kendisini birçok konuda geliştirmek için elinden geleni yapacaktı.

Ailesiyle yaptığı konuşmanın ardından Yağmur dinlenmek için odasına çıktı. Yatağa henüz yeni uzanmıştı ki telefonuna gelen mesaj ile tekrar doğruldu. Gelen mesajı okuduğunda heyecan ile ayağa kalktı. Aylardır beklediği mesaj sonunda gelmişti.

Merhaba Yağmur uzun zaman oldu. Bir süre buralarda olmayacağımı aylar önce söylemiştim. Artık aynı şehirdeyiz ama kısa bir süre, buraya sadece seninle buluşarak aklındaki soruları cevaplamak için geldim. ………… Adresinde seni bekliyor olacağım.

 

Yağmur saate baktığında beş buçuk olduğunu gördü. Mesajdaki adrese gitmesi bir saat süreceği biliyordu. O saatlerde hava kararmış olacağı için biraz tedirgin olsa da onunla tanışma fırsatı kaçırmak istemiyordu. Son kararını vererek hazırlanarak evden çıktı. Ailesine arkadaşı ile buluşacağını söyledi.

….

Buluşma adresine ulaştığında arabayı park ederek aşağı indi. Adres yıllar önce lisedeyken geldikleri ormandı. Buraya bu saatte gelmek artık onu tedirgin etmek yerine bir dinginlik veriyordu. Ayakları kendinden bağımsız hareket ediyor gibi gideceği yere doğru ilerledi. Sanki her zaman bu ormana geliyor tüm yolları biliyor gibi adım atıyordu. Birkaç dakikalık yürüyüşün ardından ileride yanan kamp ateşini gördü.

Etrafı aydınlatan ateşe yaklaştıkça arkası dönük olan adamı gördü. Adamın onun geldiğini bildiğini biliyordu.

“ merhaba çok bekletmedim umarım ”

Adam oturduğu yerden kalkarak arkasını döndü. Yirmili yaşlarında olduğunu tahmin ettiği bir adamdı. Siyah saçlarına tezat karanlıkta dahi belli olan mavi gözleri vardı. Bu mavi gözlerin kendisini gördüğünde parladığını gördü. Sebebini çözememiş olsa da kötü bir niyetle olmadığını hissediyordu.

“ hayır, bekletmedin tam zamanında geldin”

Yağmur adamın gösterdiği kamp sandalyesine oturdu. Yağmur karşısındaki adamı incelerken onunda kendisine baktığını fark etti.

“ karşında bir yabancı varken dahi hiç tedirgin olmamanın sebebini merak ediyorsundur”

Yağmur gelen soru ile bir süredir kafasını kurcalayan bu meseleye cevap bulmak istediğini fark etti. Etrafında yabancı biri varken her an tetikteyken şuan aksine kendini çok rahat hissediyordu.

“ evet, bunun sebebini diğer konuşacaklarımız gibi merak ediyorum artık kendinizi tanıtarak bana her şeyi doğru bir şekilde anlatırsanız sevinirim”

Genç adam onun sözleri ile gülümsedi.

“ elbette sana her şeyi anlatacağım beni bölmeden dinlemeni istiyorum”

Yağmur konuşmak yerine onu başını sallayarak onayladı.

“ Ben Devran DEMİR 25 yaşındayım. Yıllar önce bu ormanda düşerek yaralandığını hatırlıyorsundur. Hayatının dönüm noktasıydı. Seni ilk ben buldum. Aslında senin gördüğün görüler ile yardım ettiğin insanlar gibi bende sana yardım ettim. Görü bana çok geç geldi. Ben buraya geldiğimde kafanı bir taşa çarpmış çoktan kan kaybetmeye başlamıştın. Sana yardım etmenin birçok yolunu denedim aynı zamanda ambulans çağırdım. Kanı durdurmaya çalıştım ama durmuyordu. Son çarem olan güçlerimi kullandım. Bu seni ne kadar hayatta tutardı ben de emin olamıyordum. Çünkü güçlerim ile ilk defa birini iyileştiriyordum. Ama içimden bir ses yapmam gerekenin bu olduğunu söylüyordu. O ses hep doğruyu söyler sende yaşamışsındır”

“ evet, birçok kez o sesi dinledim ve hiç yanılmadı”

“ güçlerimi kullandım şuan farkında mısın bilmiyorum ama iyileştirme gücüne de sahibiz. Küçük yaralarda ve kritik zamanlarda kullanılması gereken bir güç, sakın bunu unutma yoksa bedelini ödersin. Neyse bunu sonra konuşacağız. Seni gücümle zor da olsa iyileştirdim. Durumun kötü olduğu için fazla güç kullandığımı varsayıyorum ya da senin zaten özel biri olduğunu düşünüyorum. Güçlerimi seninle paylaştığımı fark ettiğimde sen çoktan iyileşmiştin. Seni bir süre takip ettim iyi birimisin? Kötü birimisin bilemedim. Bu güçler kötü birinin eline geçmemeliydi. İnsanları kurtardığını, kurtarmak istediğini gördüm. Sana bende de olan kolyeden yaptım. Kolye gücümüzü dengeliyor net görüler görmeni sağlıyor. En savunmasız anında etrafında koruma kalkanı kuruyor. Bu kalkanı sadece sen ve ben görebiliriz merak etme gücü olmayan kimse göremez. Böyle işte, ha unutmadan bu kadar sakın ve dingin hissetmenin sebebi gücünün beni tanımasıydı. İçindeki güç bana ait benim kim olduğumu biliyor sana uyarı göndermiyor. Emin ol o uyarıyı geldiğinde anlarsın şimdiye kadar böyle bir olay yaşamadığını varsayıyorum. Başka sorun var mı? ”

Yağmur uzun bir konuşma yapan adamın biraz soluklanması için bekledi. Aklındaki birçok soru cevaplanmıştı. Cevaplanmayanları da sormaya başladı.

“ bu güçlere nasıl sahip oldun başka biri de sana mı yardım etti”

Devran karşısındaki Yağmur’un sorusu ile gözleri uzaklara daldı.

“ gücümü senin gibi sonradan kazanmadım. Doğuştan benimkisi yüz yıllardır var olan bir güç bu aileden geliyor. Elbette ailedeki herkeste olmuyor. Bu güce sadece her nesilden bir kişi sahip olabiliyor. Ailemizin günlüklerini okurken iki kişinin bu güce sahip olduğuna ya da ikiz doğum yapmış olan bir nesil olmamış bu yüzden kayıtlarda herhangi bir bilgiye hiç rastlamadım. Ve bu güç diğer aile üyelerinden de gizleniyor sadece bu güce sahip olan kişiler arasında bilgi aktarımı yapılıyor ve bir daha bu konu hiç açılmıyor. Bana bu güç babamdan geçti. Babam ve annemi çocukken kaybettim. Bir önceki nesillerde yaşamıyor. Anlayacağın o ki sadece sen ve ben varız bu güce sahip olan bu yüzden o günlükleri seninde okumanı isterim sadece bir kez tabii daha fazlası olmaz ailemin kuralı hala geçerli ”

Yağmur ailesinin öldüğünü öğrendiğinde üzüldü.

“ başın sağ olsun”

Devran onun sözlerine sadece başını sallayarak geçiştirdi. Etrafı izlemeye devam etti. Yağmur karşısındaki adamın üzgün olduğunu hissedebiliyordu. Devran düşüncelerine ara vererek yerinde biraz doğruldu anlatması gerekenler daha bitmemişti.

“ şimdi asıl konumuza geri dönelim. Güçlerini kimsenin öğrenmemesi lazım çok dikkatli olmalısın. Birilerine yardım ederken kendini de tehlikeye atmamalısın. Güçlerine güvenerek değil önce kendine güvenerek plan yapman gerekiyor. Güçlerin elbette seni doğru yola yönlendirir ama sende bir insansın ufak bir hatan hayatını riske atabilir. Kolyeni sakın çıkarma parladığında zaten sadece sen görebilirsin. Güçlerimizin varlığını sadece biz biliyoruz gibi görünse de kötü insanlar, güç sahibi olmak isteyen insanlar her yerde çok dikkatli olmalıyız. Bu yüzden uzun güçlerimi kullanmamaya dikkat ediyorum. Bu aralar burada olsam da İstanbul’da yaşıyorum. Anlayacağın üzere dikkat çekmeden yaşamaya çalışıyorum senden de bunu bekliyorum.

Yağmur onun her sözünü dikkatle dinledi ve onayladı.

“ daha dikkatli olacağım merak etme”

Devran’ın Yağmur’a güveni tamdı. Güçlerini yardım için kullandığını gördükten sonra ondan hiç şüphe etmedi.

“ benim sana anlatacaklarım şimdilik bu kadar sana bir hediye vermek istiyorum. Uzun uğraşlar sonunda yaptığım bir hediye ”

Yağmur, Devran’ın kendisine vereceği hediyeyi çok merak ediyordu. Yerinde heyecan ile kıpırdanırken Devran ceketinin iç cebinden çıkardığı küçük kutuyu heyecan içinde bekleyen Yağmur’a uzattı.

“ aynı güce sahip kimse olmadığı için ailemden kalan çok fazla taşa sahibim sana bir tane daha vermek istedim. Her ihtimale karşı sende bir tane daha olması iyi olur ”

Yağmur kutuyu alarak açtığında özel tasarım bir kolye olduğunu gördü. Kutudaki bakışlarını kendisine merak ile bakan Devran’a çevirdi.

“ bu çok güzel teşekkür ederim ”

“ sürekli teşekkür edip durma geri alırım bak ”

Yağmur onun bu konuşmasına gülerken kafasını tamam anlamında salladı.

“ sana verdiğim kolyelere bir şey olması durumunda beni araman yeterli.”

“ tamam öyle bir durumda seni ararım ”

Yağmur elindeki kutuyu yanında getirdiği çantasına koyduktan sonra aklına takılan diğer soruyu sordu.

" Peki, dövmem o neden var "

Devran, Yağmur’un söyledikleri karşısında şaşkındı.

" dövmenin sendede olacağını düşünmemiştim. O dövme güç ile doğan çocukların gücünü ilk kullandıkları zaman ortaya çıkar. Bu sayede bu güce kimin sahip olduğu bilinir ve eğitilir. Sen gücünü sonradan kazandığın için sende olmayacağını düşünüyordum "

Devran'ın bu sözlerinden sonra Yağmur'un kaşları çatıldı. Daha önce dövmesinin fotoğrafını çektiği için hemen telefonunu çıkardı. Bir yandan da ne zaman ortaya çıktığını anlatıyordu.

" güçlerimi fark ettikten kısa bir süre sonraydı. Büyük bir acı ile uyandım. Kalbimin bir karış sağı feci halde yanıyor acıyordu. Acı dindiğinde böyle bir dövme göründü. Aynı dövme mi?"

Fotoğrafa bakarken kaşları daha da çatıldı.

" aslında bir kısmı aileden gelen dövmenin aynısı ama bir kısmı denge taşının sembolü dövmeden sonra güçlerinde farklılık hissettin mi? "

Yağmur bir süre düşünde farklılık hissettiğini hatırlamıyordu.

" hayır, bir farklılık olmadı. Sadece kolye, kolyeyi takınca kayboluyor görünmüyor "

" hım garip belki de denge taşına ihtiyacın yoktur. Dövmen güçlerini sınırlandırıyor olabilir. Seni iyileştirirken taş hem bana hem sana temas etmiş olduğu düşünüyorum. Sende taşın etkisi olmazdı. Ama gücüm sana geçince taşın etkisi de aynı oranda geçmiş olmalı dövmeye bir kez daha bakabilir miyim? "

Yağmur başını sallayarak onayladı. Telefonu tekrar uzattı.

Elindeki fotoğrafı biraz çevirerek baktı.

" biraz öncede dediğim gibi dövmenin şu kısmındaki sembol denge taşını simgeliyor. Diğeri de ailemizdeki bu güce sahip olan herkeste olan dövmenin sembolü ama merak etme bunu araştıracağım. Numaramı telefonuna kayıt ediyorum fotoğrafı kendime göndermem lazım"

“ sormayı unuttum sen benim telefon numara mı nasıl buldun birisinin numarasını bulmak bu kadar kolay olduğunu düşünmüyorum ”

“ inan benim içinde kolay olmadı. Numaranı bulmaya çalışırken peşine koruma bile takmıştım. Çünkü her an her şey olabilirdi. Numaranı bulur bulmaz seni en çok zorlayacak olan düşünceleri duyma gücün ile ilgili bilgiyi attım. Korumadan duyduğuma göre o gün okuldaydın.”

“ teşekkür ettiğim için kızacaksın ama o gün gerçekten çok yardımcı oldun gerçekten çok teşekkür ederim ”

“ tamam bu seferlik teşekkür etmene bir şey demiyorum ”

Yağmur onun cevabına gülümserken numarayı kayıt etmesini bekledi. İki seferinde de mesaj ile iletişim kurduğu için Yağmur’un aklına kayıt etmek gelmemişti. Telefonu eline aldığında kendisi nasıl kaydettiğine baktı. Yüzündeki muzip gülümseme ile konuştu.

" güçlü adam mı? Cidden mi daha yaratıcı bir şey bulamadın mı? "

" bu çok yaratıcı bir kere küçük hanım"

Yağmur, Devran'ın 'küçük hanım' demesine yüzünü buruştururken konuşmayı da ihmal etmedi.

" küçük hanım nedir ya. Neyse sende beni güçlü kadın olarak kayıt et o zaman eşit olalım değil mi?"

Devran onun sözlerine küçük bir kahkaha atarken bir yandan da numarayı kayıt etti.

" Oldu mu? "

" oldu"

Ardından ikisi de aralarında geçen bu saçma konuşmaya son vererek gülmeye başladı. Uzun zaman sonra ikisi de biri ile sohbet ettiği için çok mutluydu. Rahatlamış hissediyorlardı. Bir süre daha günlük konulardan konuştular. Gecenin geç saatlerinde bu sohbeti tekrar yapma konusunda sözleşerek ormandan ayrıldılar.

 

Loading...
0%