Yeni Üyelik
29.
Bölüm

27. Bölüm Final

@busrauyanik

 

Ömür ve Can’da az önce karşılarındaki sandalyeye oturan Bora Karadağ’a nefretle bakıyorlardı. Onun hemen arkasında Burak duruyordu. Bora Karadağ’ın yanında kaldığı için teslimata katılmamıştı. Bora Karadağ konuşmaya başlamak üzereyken gelen mesajı okumak için elinde çevirdiği telefonuna baktı. Mesajın Cenk’ten geldiğini gördüğünde hemen açtı. Mesajda teslimatın sorunsuz yapıldığını yazıyordu.

Bora Karadağ oğluna güvenebileceğini biliyordu. Artık işlerin başına geçmesinin zamanı geldiğine karar verdi. Cenk’in son sınavı bu teslimatın sorun çıkmadan bitirmiş olmasıydı. Cenk babasının ona yaptığı son sınavı da başarıyla geçmişti. Her şeyin sorunsuz bitmesinden mutlu bir şekilde karşısındaki Can ve Ömür’e baktı. Şimdi sıra onlara gelmişti, gözlerindeki nefreti görüyordu. Ancak bu bakışlar kendisini hiç etkilemiyordu. Şimdiye kadar birçok kişi ona böyle bakmıştı. Bu durumu hiçbir zaman umursamadı. Yüzündeki sinir bozucu gülümseme ile konuştu.

“ ailenizin yanına gitmeye hazır mısınız?”

Ömür, karşısında dalga geçercesine konuşan adama doğru, hareket etmek istese de bağlı olduğu için bunu yapamadı. O sırada Bora Karadağ’ın hemen arkasında duran Burak’ın, başını sağa sola salladığını gördü. Can’da ablası kadar kızgındı.

“ ne yapacaksan yap artık senden de, bizi öldürecek olmandan da korkmuyoruz”

Bora Karadağ karşısında çırpınan kardeşleri gördükçe, daha mutlu oluyor onları öldürmek için sabırsızlanıyordu. Arkasında duran korumasından silahını vermesini isterken bir yandan da oturduğu yerden kalktı.

Burak olacaklar için tetikte beklerken belindeki silahı uzattı. Ömür, Burak’a bir bakış atarak Bora Karadağ’a hitaben konuştu.

“ bir şeyi çok merak ediyorum. Ailemizi neden öldürdün onlar sana ne yaptı.”

Can’da ablasına destek olmak için onun ardından konuşmaya başladı.

“ madem bizden bizi öldürecek kadar korkuyordun. Neden ailemizle beraber bizi de o gün öldürmedin”

Bora Karadağ karşısındaki Can ve Ömür’ün sözleri ile ölmeden önce yaşananları öğrenmek istediklerini düşünüyordu. Onlara ölmeden önce son isteklerini verecekti. Ona göre kendisi o kadar da zalim bir adam değildi. Son isteklerini yerine getirebilirdi. Zaten öleceklerdi. Bu yüzden öğrenmelerinde bir sakınca görmedi. Az önce kalktığı sandalyeye tekrar oturarak konuşmaya başladı.

“ çok merak ediyorsanız anlatayım o zaman. Son isteğinizi yerine getireyim ”

Yıllar önce....

Ahmet şirkette uzun zamandır mimarlık yapıyordu. Aynı zamanda şirketinde küçükte olsa hissedarı olması nedeniyle, iyi de kazanıyordu. Son günlerde şirketin büyük hissedarı olan Alper Karadağ’ın, odasına girip çıkan adamların hiç tekin kişiler olmadığını görmüştü. Sormak istedi ancak böyle bir sorgulama yapmanın, doğru olmadığını düşünerek işine devam etti.

O günlerde yanında yeni bir asistan işe başlamıştı. Genç kadını ilk gördüğü anda âşık olmuştu Ahmet. Ama onun duygularının ne olduğunu öğrenmeden, hiç samimi olmamış genç kadını rahatsız etmemişti. Hep mesafeli davranmıştı ona karşı, kalbini hiç kırmamıştı. Günler hatta aylar sonra, genç kadınında kendisinden hoşlandığını öğrendiğinde ona açıldı.

Haftalar sonra da evlenmişlerdi. İki genç âşık birbirlerini çok seviyordu. Mutluluklarının bozulmaması için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama onların bu mutluluklarını bozmak için, elinden geleni yapan bir başkası vardı. Bu kişi genç kadını hastalıklı bir sevgi ile seven onu sadece kendisine isteyen Alper Karadağ’ın oğlu, Bora Karadağ’dan başkası değildi. Bu genç adam iki gencin hayatlarını da mahvetmişti.

İşte o günlerde Ahmet ve Bahar, şirkette Alper Karadağ hakkında, hiç tahmin edemeyecekleri bilgiler öğrendi. İkisi de onun yaptıklarının yanına kar kalmaması için elinden geleni yaparak deliller topladı. Tüm delilerin bir kopyasını çıkararak bankaya saklamış, diğer kopyayı ise işten çıkınca polise vermek için yanlarına almışlardı.

Günler öncesinden, kendilerine bir süre kalacakları gizli bir ev buldular. İş çıkışına kadar saatler sıradan bir şekilde ilerlemişti. Öğle yemeğini dışarıda yemek için şirketten ayrıldılar. Yakınlardaki bir restauranta yürüyerek gitmenin, onlara iyi geleceğini düşünmüşlerdi. Bahar bir süre yürüdükten sonra rahatsızlandığında, Ahmet ne olduğunu anlamayarak onu hastaneye götürdü. İki genç stresli günlerden sonra aldıkları müjdeli haberle, günler sonra ilk defa mutlu oldu. Ama ikisinin de içindeki sıkıntı, git gide daha da büyümeye başlamıştı. Birbirlerine belli etmek istemeseler de Ahmet de, Bahar da endişeliydi. Ama bu sefer kendileri için değil endişeleri artık bebekleri içindi.

Öğle molası sonrasında işe döndüklerinde, şirkette çalışan arkadaşlarından birisi odalarının arandığını söylediğinde Ahmet haber veren arkadaşı ile konuşarak, kendilerini gördüğünü kimseye söylememesini istedi. Sonra da otoparktaki aracına binerek oradan ayrıldılar.

Ahmet karısına sakin olmasını söylerken, bir yandan da arabayı evlerine doğru sürüyordu. Eve vardıklarında önemli eşyalarını alıp bir taksi durağına giderek araca bindiler. Sonrada birkaç defa daha taksi değiştirerek farklı adreslerde inmiş, izlerini kaybettirerek gizli eve ulaşmışlardı.

Neyse ki bugün şirkete götürdükleri delil dosyası hala yanlarındaydı. Ve her ihtimale karşı bir dosya daha vardı. Günlerce o evde saklanmış, ailelerine hiçbir şekilde ulaşmamışlardı. Zaten iki genç ailelerine evlenmek istediklerini söylediklerinde, iki tarafta karşı çıkmış evlendiklerinde ise hiç konuşmamışlardı. Şimdi ise arayarak onları da riske atmak istemiyorlardı.

Uzun bir süre sonra ise izlerini bulduklarını, eski dostlarından haber almışlardı. Hala eski dostlarının oldukları bilmek, ikisini de biraz olsun mutlu etti. O günlerde Bahar’ın hamileliğinin dördüncü ayındaydılar. Genç çift her şeye rağmen bir kızları olacağı için mutluydu. Kötü haberi aldıklarında aylardır yaptıkları planı harekete geçirmişler kimliklerini orada bırakarak, önemli eşyalardan başka hiçbir şey almadan evden ayrılmışlardı. Ev kendilerine ait olmadığı için bir süre onları oyalayacağını biliyorlardı. Öylede olmuştu yıllarca izlerini bulamamışlardı.

Sahte kimlik çıkartmış, gittikleri her yerde farklı kimlikler kullanmışlardı. Bu bir suçtu biliyorlardı. Ama çocuklarının hayatlarını tehlikeye atmamak için, yapmak zorundaydılar. Eskişehir’de uzun süre kaldıkları için tedirgindiler. Artık iki çocukları vardı ve okula başlamışlardı. Ömür ve Ömer’in okulları aksasın, arkadaşlarından uzaklaşsın istememişlerdi.

Çocukları için biraz fazla kaldıkları Eskişehir'de, kendilerini bekleyen tehlikenin farkında ve endişeliydiler. Artık kaçmaktan bıkmıştı Bahar ve Ahmet, günler aylar yıllar geçmişti. O günlerin üzerinden ama o insanlar peşlerini bırakmamıştı. Tehlikeli olduklarını bildikleri için polise dahi gidememişler, gitmeye bile yeltenmemişlerdi.

Delilleri kendilerine bir şey olması halinde çocuklarına, nerede olduğu ile ilgili ipucu bırakarak emanet ettiler. Günler sonra ellerindeki ikinci dosya ile polise gitmek için evden çıktıklarında, bir daha eve dönemeyeceklerini içten içe biliyorlardı. Çocuklarını annesiz ve babasız bırakmak istemiyor olsalar da kaçmaktan, saklanmaktan bıkmışlardı. Ama o gün bir daha da geri dönememişlerdi.

Günümüz

Bora Karadağ yaşananları anlatarak karşısında kendisine, öldürecekmiş gibi bakan Can ve Ömür’e baktı. Daha sonra ayağa kalkarak kalan konuşmasını onların etrafında dolaşırken sürdürdü.

“ anneniz ve babanız madde ticareti yaptığımızı, silah kaçırdığımızı, daha birçok faaliyetimizi öğrendiği için babam onların ölmesini istiyordu. Ve bende şirketin başına onları öldürerek geçeceğimi biliyordum. Öylede oldu onları öldürdüm ve şirketin başına geçtim. Madem her şey merak ediyorsunuz. Size ölmeden önce bir bilgi daha vereyim. Yurda yerleştirildiğiniz de sizi uzun zaman takip ettirdim. Başka yurtlarda kalmaya başladığınızda, peşinizi bırakmaya karar vermiştim. Sonra öğrendim ki Ömer başka bir yurda alınmış. Birbirinizi bulmamanız için, adamlarımdan kayıt dosyalarını yok etmelerini istedim. Sonrada sizleri takip ettirmeyi bıraktım. Her şeyi öğrendiğinize göre artık veda vakti. ”

Bora Karadağ konuşması son bulduğunda önce Ömür’ün arkasına geçerek kafasına elindeki silahı dayadı. Birkaç saniye sonra tetiği çektiğinde beklediği o tok sesi duymadı. Tekrar tekrar tetiği basmasına rağmen silah ateş almamıştı. Korumasına doğru hızla adımlarken bir yandan da kükreyerek sordu.

“ bana boş silahı nasıl verirsin. Sen benimle dalgamı geçiyorsun”

Onun yüksek tondan bağırmasına karşı, Burak’ın yüzünde tek bir mimik bile oynamadı. Ömür ve Can ise onun bu davranışlarına sesli bir şekilde gülmüşlerdi. Bora Karadağ onların gülüşünü duyduğunda, bu seferde onlara yaklaşarak Can’a sert bir yumruk attı. Ömür’ün ise boğazını sıkmaya başladı.

“ kurtulduğunuzu mu sanıyorsunuz.”

Can onun ablasının boğazını sıktığını gördüğünde öfke ile Bora Karadağ’a onu bırakması için bağırsa da Bora Karadağ’ın üzerinde hiçbir etki yaratmadı. Ömür, boğazını sıkan ele rağmen gülümsedi.

“ yakalandın Bora Karadağ, hem de her suçunu kendin itiraf ederek yakalandın”

Ömür konuşurken Burak Bora Karadağ’a yaklaşarak ensesine, elinde tutuğu silahın kabzası ile serçe vurarak bayıltmadan önce konuştu.

“ bence bu kadar zorbalık yeter Bora Karadağ ”

Ardından önce Can’ı sonrada Ömür’ü çözerek onları serbest bıraktı. Ömür ayağa kalktığında ona sıkıca sarıldı.

“ her şeyi kaydettin değil mi?”

Burak Ömür’ün kokusunu içine çekerken sorusunu cevapladı.

“ evet, tüm konuşmasını kaydettim çıkalım artık buradan”

Ömür genç adama sarılmasına son verdiğinde, hemen yanlarında duran kardeşine de sıkıca sarıldı. İki kardeş hasret giderirken Burak’ta ceketinin cebinden çıkardığı kelepçe ile yerde baygın halde yatan adamın ellerini kelepçeledi. Birkaç saniye sonra odaya giren Semih operasyonun bittiğini tüm adamların ise yakalandığını söylediğinde rahat bir nefes almışlardı.

Sonunda her şey bitmişti. Tüm planı Ömür yapmıştı. Sabah evden çıktığında sevdiği adamın arkadaşına güvenebileceğini, öğrenmek isteyerek önce onu görmek için gitmişti. Adamların o gün onu takip ettiğini biliyordu.

Bu yüzden konuşması bittiğinde yürüyerek sahile gitti. Gelip onu alacaklarını biliyordu. Tahminleri doğru çıkmış zorla arabaya bindirilip ilaç ile bayıltılmıştı. Gözlerini açtığında sandalyeye bağlı olduğu gördü. Yanında aynı kendisi gibi bağlı olan Can'ın sesini duyduğunda hızla başını ona çevirmişti. Onu sağ salim gördüğüne çok sevindi.

Endişe ile bakan ve sorular soran kardeşine fısıltı ile planı anlattı. Ardından Bora Karadağ’ın gelmesini beklemeye başlamışlardı. Bir gün sonra geldiğinde sadece gerçekleri öğrenmek istediklerini söyleyerek, onun ağzından itiraf almışlardı. Burak ise hemen onun arkasında, tüm konuşmayı ses kaydı almıştı. Aynı zamanda ceketine gizlenmiş olan kamera sayesinde de tüm yaşananları kaydetti.

Başka zaman olsa bu kadar şanslı olmazlardı. Ancak Bora Karadağ kibrine yenik düşmüştü. Cenk'ten gelen mesajı ise Bora Karadağ'ı harekete geçirmek için Alper atmıştı.

Bora Karadağ konuşmasını sürdürürken ekip evin etrafındaki korumaları tek tek yakaladı. Böylece dışarıdaki adamlar onu bilgi verememişti. Burak’tan silah istediğinde boş olan bir silah vererek öldürme girişimini de kaydetmişlerdi. Tüm bunlar yaşanırken Bora Karadağ'a ait tüm evlere, depolara, şirkete ve Alper Karadağ'ın yaşadığı villaya eş zamanlı operasyon düzenlenerek tüm çalışanları tutuklanarak ve sorguya alındı. Depolarda çok sayıda madde, silah ve tarihi eser ele geçirilmişti. Bu operasyonun yankıları uzun süre sürecekti.

Ömür, Can ve Burak çıktıkları bu zorlu görevi hakkı ile yerine getirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyordu.

Aylar Sonra….

İki genç aylar önce birbirlerinden kopamayacaklarını anladıklarında, evlenme kararı almışlardı. Bugün hayatlarını birleştirmek için bir araya gelmişlerdi. İkisi de nikâh memuruna sonsuza kadar evet dediler. Hayatlarının sonuna kadar, birbirlerinin yanında ve sadece birbirleriyle mutlu olacaklarına emindiler. Onlar ile beraber evlenen bir çift daha vardı. Esra ve Can aynı şekilde mutluluğu birbirinde bulmuş sonsuza kadar, birbirleri ile mutlu olmayı seçmişlerdi. Aileleri, dostları, iş arkadaşları onlar için onlar kadar mutluydular. Bu mutluluklarının bozulmaması için onlara en içten dileklerini sundular.

 

 

= MUTLU BİR SON =

 

 

Bir hikayeninde sonuna geldik. Bu kitabın benim için yeri ayrıdır. İlk kitabım olmasının yanında yazmaya karar vermem de bu kitap sayesinde oldu. İlk kitabım olması nedeniyle acemiydim. Umarım yazarken hissettiğim duyguları size de geçirmişimdir. Yeni bir kitapta görüşmek üzere....

Emir'in Hayal'i ve Gece Mavisi kitaplarıma da bekliyorum....

Loading...
0%