Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@busu1143

Hani bilirsiniz ya size kızılacağını ama bir kere aklınıza koymuşsunuzdur işte o anlardan birindeydim. Babam karşımda bir şeyler söylüyordu ama asla dinlemiyordum. O da fark etmiş olmalı ki sustu bir anlık.

 

 

 

"Senin iyiliğin için konuşuyorum burada. Dinleyeceğine boş boş duvara bakıyorsun. 19 yaşına gelmişsin ama bir türlü bana layık bir evlat olmadın. Bir an bile seninle gurur duyamadım. Benim izin vermediğim şeyleri ne zamandır yapar oldun Sevde? Keşke biraz abine benzeseydin."

 

 

 

Konuşup tartışılacak bir konu yoktu ortada sadece okullar arası müzik yarışmasına katılmak istemiştim o kadar. Bu bana nasıl bir zarar verebilirdi ki?

 

 

 

Üstümdeki desenli pijamayı incelemeye başladım bu sefer. Ne kadar saçmaydı ikimiz de onun evladıydık ama aynı ailede büyümemiştik. Aynı anne babaya sahip olsak da ona yapılan ayrıcalıklar bana sunulmamıştı. En basitinden o istediği gibi bir motora sahip olmuştu ama ben müzik kursuna bile gidememiştim. Durumumuz kötü değildi asla da öyle olmadı ama evimizde çifte standart vardı.

 

 

 

"Uyuyacağım lütfen odamdan çıkar mısın? " yüzü sinirden kırmızılaşmış, dünden daha çok uzayan kirli sakalını kaşımıştı. Sinirle bir nefes verip odadan çıktı.

 

 

 

"ben kime ne anlatıyorsam." söylenmeye devam ettiğini duyuyordum ama umrumda değildi. İnsan zor şeylere daha çabuk alışıyordu.

 

 

 

Çalışma masamın önünden kalkıp yatağıma uzandım. Bugün çok yorucu geçmişti. Gözümü kapatsam da uyuyamıyordum. Sanki üstümden bir tır geçmiş gibiydi ama öyle olmamıştı tabii ki. Sadece babamın kalbimi kırmasını dinlemiştim. Dışarıdan gözüktüğü gibi bir insan olsaydı keşke. Kime bunu anlatsam şımarık olarak lanse ediliyordum. Kimse bana inanmıyordu.

 

 

 

Her zaman inandığım bir şey vardı o da psikolojik şiddetin bedenen olan şiddetten daha fazla iz bıraktığıydı. Bana bırakılan iz ise uyuyamamdı. Bir süre sonra saate baktığımda gece yarısını geçmişti ve benim sabah dersim vardı. Yerimden kalkıp uyku ilacımı yanıma alıp mutfağa indim.

 

 

 

"Hayırdır bu saatte neden uyumadın, doktor daha iyiye gittiğini söylememiş miydi?" mutfakta makarna yiyen abime baktım.

 

 

 

"Babam yine sinirlerimi bozmayı başardığı için yapacağım daha iyi bir alternatif yok. Bu arada makarnayı beğendin mi?"

 

 

 

"Bu sefer neye kızdı? İkinci tabağı yiyorum, güzeldi"

 

 

 

"Müzik yarışmasına katılmama. Ben yaptım"

 

 

 

"Bilsem yemezdim." kusma taklidi yaptı. Bu beni güldürmüştü. "Hiç güzel olmamış. Hem müzik yarışmasına katılmanda ne varmış?"

 

 

 

"Bilmiyorum ki bir şeyler zırvaladı ama dinlemedim." Ne kadar dinlemedim desem de yalandı aslında bilinç altım hepsini ezberlemişti bile. Hemen uyumak istiyordum. Tezgahtan bardak alıp buzdolabından soğuk suyu doldurdum. İlaç kutudundan ilacı çıkartıp tek yudumda içtim. Alışmıştım artık.

 

 

 

"Müzik yarışması için babamla konuşacağım her türlü katılacaksın babam arkanda olmasa bile ben arkandayım her zaman."

 

 

 

Abim her zaman babamda önde olmuştu. Beni dinlerdi her zaman ve asla yargılamazdı fakat babam tam aksiydi beni dinlemezdi bile. En yakın davrandığı zaman iş yemekleriydi bu da sadece prestiji içindi.

 

 

 

"Ben odama çıkıyorum." ilacın vücuduma hemen etki etmesi için dua ediyordum. Abim başıyla onay verdiğinde merdivenlere ilerledim.

 

 

 

İçim enerji dolu ama vücudumda hiç enerji yokmuş gibi hissediyordum. İçim etrafı yıkmamı söylerken dışım kolunu bile kaldırmak istemiyordu. Odama girdiğimde gün boyu çıkmadığım yatağıma tekrar yattım. Umarım yarın annemde kalmama izin verirlerdi. Bunları düşünerek uyumaya çalıştım. İlaç etkisini göstermiş olmalı ki uyuyabilmiştim sonunda.

 

 

 

°°°

 

 

 

İlacın etkisiyle zar zor alarmı duyup uyanmıştım. Derse geç kalmak istemezdim. İstanbul'da köklü bir özel okulda okuyordum. Mimarlık bölümü de sandığım kadar kolay olmasa da okul birinciliğimi kimseye kaptıramazdım. Mimarlık seçmemin sebebi annemin de mimar olması ve onun gibi olmak istememdi. Babam çok karşı çıksa da kabul ettirmiştim.

 

 

 

Hazırlanıp hızlıca aşağıya indim. Kahvaltı daha başlamımştı, şanslıydım. Babamın sağına oturdum. Kısa bir süre sonra babam ve abim de gelmişti. Abim babamın solunda oturuyordu.

 

 

 

"Günaydın." yeni uyanmamın mahmurluğuyla abime karşılık verdim, babam ise kaşları çatık önüne bakarak karşılık verdi.

 

 

 

"Ata." abim hemen babama baktı. "Bugün öğlenden sonra şirkete gel, önemli dosyalar birikti"

 

 

 

Babamın otomobil parçaları ürettiği bir şirketi vardı. Abim şirket işleriyle uğraşmayı sevmese de gitmek zorundaydı. Babam yakında işleri ona devretmek istiyordu. Bana da pay verecekti ama sesli dile getirmese de bana abimden çok daha azını verecekti. Değerim buydu gözünde.

 

 

 

Sessizce kahvaltımı yapıyordum. Tek derdim midem bulanmadan kahvaltımı yapmaktı. Ne zaman babamla kavga etsek,ki bu çok sık oluyordu, sabahında zar zor yemek yiyebiliyordum. Vücudum hazmademediği şeylere böyle tepki veriyor olabilirdi.

 

 

 

"Baba." en sonunda kısa sessizliğimi bozdum. Babam bana baktı. Hala sinirliydi. "Bugün annemde kalmak istiyorum."

 

 

 

"Hayır. Annenle senin sadece hafta sonu onda kalacağın şekilde anlaştık unutma." yüzüm düşmüştü ama banam hala ifadesiz suratını koruyordu.

 

 

 

"Bu anlaşmayı yaptığınız zaman daha reşit bile değildim. Artık kendim karar verip anneme gidebilirim." sakince ve her kelimeyi bastırarak konuşuyordum."Artık 19 yaşında olduğumu kabullenin."

 

 

 

"Sevde sakin ol abiciğim." abim elini omzuma koydu ama çektim. Babam yine akşamki gibi kızarmıştı. Umrumda bile değildi.

 

 

 

"Annene gidip ne yapacaksın?" sesi o kadar gergindi ve soğuktu ki vücudum titremişti, bu dik duruşumu bozmuştu.

 

 

 

"Annemi ve kardeşimi özledim, yeterli bir sebep mi?" babamın gözlerinin içine baktım. Aslında gözlerimden korku akıyordu ama bunu saklamayı başarmıştım ya da ben öyle sanıyordum.

 

 

 

"O senin, kardeşin değil!" masaya vurmuş ve adeta gürlemişti. Derin bir nefes aldım. "Ben size demedim mi onun adını anmayacaksınız diye!"

 

 

 

"Baba sakin ol. Bırak anneme gitsin işte, ne olacak ki?" abim benim içimden geçeni sormuştu. Annemdi o benim, boşanmaları önemli değildi. Annem tekrar evlendiğinden beri babamın anneme olan nefreti artmıştı. Annemin yeni evliliğinden Defne doğmuştu. O benim kardeşimdi ama babam bunu kabul etmiyordu.

 

 

 

"O benim kardeşim. Sırf annem başkasıyla evlendi diye doğan çocuğu kardeşim olarak görmemi engelleyemezsin yeter artık." kelimeler zar zor ağzımdan çıkıyordu. Midem bulanıyor, başım dönüyordu. Akşam ve sabah kavga bana fazla gelmişti. Şakaklarımı ovdum.

 

 

 

"O piçin çocuğu, sizin kardeşiniz değil bunu aklınıza sokun." dişlerini sıktı. Kendi kendine mırıldandı. "O çocuk annenizin bir piçten yaptığı çocuk."

 

 

 

"Sevde sus lütfen babamın tansiyonu çıkacak." abim bana kibar olmaya çalışıyordu ama bu konuyu durmadan açtığım için artık sinirliydi.

 

 

 

"Ben anneme gidiyorum, evet evet Uğur abiye selamını söylerim babacığım." yerimden kalkıp dış kapıya yürüdüm.

 

 

 

"O Uğur piçinin gerçek yüzünü sen de göreceksin."

 

 

 

Gerçek yüz falan yoktu babam sadece annemin tekrar evlenmesini kabul edemiyordu hala ki 6 yıl olmuştu bile.

 

 

 

"Bu konuyu konuşmaktan sıkılmadın mı? Hem akşam müzik yarışmasına katılman için babamla konuştum, olumlu baktığını söyledi. Şimdi iyice batırdın." abim peşimden gelmiş ve ben ayakkabılarımı giyerken konuşmaya başlamıştı.

 

 

 

"Müzik yarışmasına katılmak için de anneme gitmek için de ondan izin almayacağım. Hem... Boşver gitsin."

 

 

 

"Hem ne Sevde?" merakla bana baktı ama bende bu cümleyi tamamlayacak cesaret yoktu. Belki de vardı ama cümlenin devamını kabul edemiyordum.

 

 

 

 

 

Loading...
0%