Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Hayal Kırıklığı

@butterfly2

Sabah inanılmaz bir enerjiyle uyanmıştım. Umarım tüm günüm böyle geçerdi. Yatağımı toplayarak banyoya yöneldim. Günlük bakımı yaptıktan sonra kıyafet dolabımın önüne gelerek içinden bordo rengindeki kazağı alarak altına da siyah kot pantolonu aldım. Giymek için yatağa bıraktım ve üzerimdekileri çıkararak yataktaki kıyafetlerimi üzerime giyindim.

Makyaj masama geçerek düzleştiriciyi çalıştırdım. Düzleştirici ısınırken kirpiklerime rimelle eyeliner sürüp dudağıma da parlatıcı sürdüm. Makyaj fazla yapmayı seven bir insan değilim. Saçlarımı elimle tutamlara ayırarak saçlarımı düzleştirmeye başladım.

Hazırlanmam yaklaşık yarım saatimi aldıktan sonra nihayet odamdan çıkabilmiştim. Kahvaltıyı bugünde yapmayarak evden çıktım. Annemleri ne kadar az görsem benim için o kadar iyiydi. Tabi benim bu davranışlarımdan ablamlarda nasibini alıyordu ama yapacak başka bir şeyim yoktu.

Ben buyum. Hayatım boyunca hiç bir şey olmamış gibi davranamazdım. Yaşananlar ne kadar geride kalsa da kimse bende bıraktığı hasarı düşünmüyordu. Benim için çok sarsıcı dönemlerdi. Onlar için öyle olmasa da benim için öyleydi.

Okulun önüne geldiğim de boş sıraya oturup dersin başlamasını beklemeye başladım. Üniversite de birinci sınıftım mimarlık bölümünü seçmiştim. Kimseyle muhattap olmak istemediğim için kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım o sırada çantamdan kitap çıkararak okumaya başladım. Evet müzik dinlerken kitap okumaya bayılıyorum. Ne yazık ki bu aktivitem öğretmenin gelmesiyle son bulmuştu.

Derse öğretmenin girmesiyle kafamı sıraya koyarak uyumaya başladım. Bu öğretmeni hiç çekemezdim. Kadının bana resmen garezi vardı hiç yapamadığım sorularda beni kaldırıyordu bu durumu bile bile. Bende meseleyi uyuyarak çözmüştüm.

Uyandığımda son dersteydik. Hadi ama bu kadar uyumuş olamazdım. Uykum ağırdı ama bu kadar da değildi. Neyse en azından son dersi dinleyebilirdim ama öğretmenin ne anlattığından zerre bir şey anlamıyordum konu eksiğim çok fazlaydı. En kısa sürede konu eksiğini kapatmalıydım.

Son derste bitince çantamı toplayarak okuldan çıkarak yürümeye başladım. Okulda fazla muhattap olmazdım kimseyle. Zaten onlarda benimle konuşmazdı. Açıkçası umrumda da değillerdi. Okula gelip giderken yürümeyi tercih ederdim. Çünkü biraz olsun kendimle baş başa kalmak istiyordum. Genel olarak da işe yarardı.

Her zaman olduğu gibi bugün de kulaklığımı takarak yürümeye başladım. Heralde hayatta tek vazgeçilmezim müzik dinlemekti. Hiç bir şeyin vermediği huzuru bana müzik dinlemek veriyordu.

Müzik ruhun geçmeyen yaralarının bir melodisidir.

Beni iyi hissettiriyordu. Son ses açıp telefonu cebime koydum.

Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmadım. Her zaman geçtiğim yoldu ve maalesef ki kulaklık yüzünden korna sesini duymadım. Araba tam sol tarafımda durmuştu. Araba full siyahtı böyle arabayı da yani şimdi görünce biraz ürktüm. Bu benim korkak hallerim nolcaktı böyle.

Araba hala durmaya devam ederken ben neden öylece durmaya devam ediyordum. Bu da bir saçmalıktı. Arabadan ateş saçan gözlerle bir adam inerek bana doğru gelmeye başladı. Hadi bakalım geliyor gelmekte olan şimdi bir de bununla uğraş.

"Şe-şey pardon çok özür dilerim ben kulaklık takılı olunca sağa sola bakmayı da unutunca arabanızı görmemişim tekrardan kusura bakmayın."

Titreyen sesime lanet ederek karşımdaki adamın bir cevap vermesini bekledim. Yüzünden bile belliydi ne kadar sinirli olduğu bir daha sağa sola bakmadan karşıya geçersem bende ne oluyim ama ya uğraş dur şimdi.

"Özür dilemekle geçmiyor küçük kız. Sana çarpsaydım yine özür dileyebilecek miydin sanmıyorum. Şimdi daha fazla bana engel olmadan yolumdan çekil bir daha öyle hemen yola atlama küçük kız."

Adama bak kendi hayvan gibi sürüyor arabayı bende yani napim her zaman geçtiğim yol ne biliyim arabanın bana çarpabilecek olmasını. Gelmiş bir de küçük kız diyor bana hah sensin küçük puşta bak sen adam arkasını dönerek giderken lafımı esirgemeyide ihmal etmedim.

" bana bak küçük kız sensin asıl sen biraz daha yavaş olsaydın da bana çarpmak durumda kalmasaydın puşta bak bide bana laf atıyor."

Adam bu söylediklerimle arabasının ordan gözlerime öyle bir baktı ki yerin dibine girmek istedim alsınlar götürsünler beni istedim binpişman oldum söylediklerimle gözleri sanki daha ateş saçabilecekmiş gibi koyulaştı. Bende hem ürküyordum hem de şu çenemi tutamıyordum.

Adam bir şey demeyerek arabasına bindi. Arabasını çalıştırarak yanımdan son hızla geçti. Bak hala hız yapıyor bir de gelmiş bana atar gider yapıyor. Bende eve gitmek için aynı yoldan devam ettim. Bildiğim sitenin önüne gelerek güvenliğe selam verdim. Siteye girerek bizim evin önüne geldim. İçeriden bağrışma sesleri geliyordu.

Kapıyı çalmayı boşvererek kendi anahtarımı çantamdan aldım. Kapıyı açarak içeri girdim ama yerdeki dağınıklıkla hatta evin haliyle ufak çaplı bir şok yaşadım. Resmen evi yıkmışlardı. Ablalarımın yanına geçerek kaş göz işaretiyle ne oldu diye sordum. İkisi de bana öyle bir baktı ki o an bunların benim yüzümden olduğunu anlamıştım.

İyiyde ben bir şey yapmamıştım. Ürkek adımlarla babamla annemin karşısına geçerek onlara baktım.

"Anne baba bir şey mi oldu bu evin hali de ne böyle?"

Sorduğum soruyla ikisinin de bakışları bana döndü. Babamın tam konuşacağı esnada elisya ablamın sesi duyuldu.

"Baba sakın alisyaya bu konuda böyle bir kötülüğü yapamayız her ne olursa olsun o bizim ailemizden. Başka bir çözüm bulmalısın bir şey söylesene sende anne öyle değil mi? Senin kızın o."

Ablamın söyledikleriyle kaşlarım daha da çatıldı. Babamdan bakışlarımı çekererek anneme yönttim bakışlarımı. Burada çok ciddi meseleler dönüyordu ve en önemlisi benim hakkımdaydı.

" Elisya bu duruma karışmayın lütfen. Babanız en doğru kararı vermeye çalışıyor başka türlü çözümü yokve Alisya bu durumu anlayışla karşılayacaktır."

"Biri bana da ne olduğunu açıklayacak mı? Ben neyi Anlayışla karşılayacağım?"

" baban ödeyemediği borcuna karşılık adamlara seni vermeyi teklif etmiş. Adamlarda bu teklifi kabul etmişler. Kızım böyle bir şeyi bizde istemezdik. Ama adamlar mafya ablalarına zarar gelebilir. Bana veya babana zarar gelebilir en mantıklı çözüm bu şu anda bizi de anla. "

Duyduklarımın şokuyla öylece anneme bakıyordum. Öylece her şeyi ne kadar kolay anlatmıştı bana benden nasıl vazgeçtiklerini beni hiçe saydıklarını ablamlar kadar değer vermediklerini ne kadar da güzel anlatmıştı.

Tek kelime edemedim. Etmek istemedim. Ne denilebilirdi ki bu duruma karşı. Beni aileden saymamışlardı. Hiç mi beni sevmemişlerdi?

Orda öylece dikilmeyi bırakıp odama doğru ilerledim. Arkamdan seslenişleri umrumda bile değildi. Kapıyı da kilitleyerek yatağıma doğru ilerledim. Akmayı bekleyen gözyaşlarım bir bir akmaya başlamıştı. Beni neden sevmiyorlardı neden beni böyle yaralıyorlardı?

Hayal kırıklığına uğramıştım. Ailem yine her zamanki gibi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Bu durum karşısında hiç bir şey yapmayacaktım. Onlar zaten benim yerime yapmışlardı. Aklım almıyor ya aklım almıyor nasıl beni borca karşılık öne sürerlerdi? Hiç mi değerim yoktu gözlerinde?

Telefonumla kulaklığımı alarak müzik dinlemeye başladım. Sakinleşmem lazımdı. Buna ihtiyacım vardı. Akan gözyaşlarımı silerek öylece çalan müziği dinliyordum. Bugün de bitsin bu acı da bitsin istiyorum.

Daha ne kadar dibe yuvarlanıp yara alacaktım? Kalbim ağrıyor artık bu olanlara gücüm yetmiyor. Nefes alamıyorum. Daha ne kadar bu yarayla yaşanır bilmiyorum ama yara alan tek kalbim değildi. Benim ruhumda yara almıştı.

Dediler ki; Alınan yaraların üstünü kapatan olmadıkça yaşayamazsın. Çünkü yenileri gelir. Kendi yaranı kapatamazsın çünkü canın acır. Oysaki onlar yaramı kapatacak kimsemin olmayışını bilmedi. Bilemezlerdi. Onlar sadece dediler. Canımda yansa yaralarımı kendi başıma sarmam gerekirdi. Çünkü bir tek kimsesiz oluşumun yarasını ben kapatabilirdim. Onlar sadece dediler ama hiç bilmediler.

O gün belki de kimsesiz, yalnız oluşumu iliklerime kadar hissetmiştim. Ama evet ne yarayla yaşanıyormuş ne de yarayı kapatmakla yaşanıyormuş. Onlar bu seferde haklı çıktı.

Bugün bir kez daha yalnız olduğumu hatırladım.

Bugün bir kez daha ailemin beni hiç sevmediğini anladım.

Bir çocuğun en büyük şansı ailesiyken benim en büyük şanssızlığım ailemdi. Ailem bugün de benim hayal kırıklığım olmuştu.

Ve ben bugün bir kez daha ailemin sadece benim için hayal kırıklığından ibaret olduğunu anladım..

___________________________________

Bir bölüm daha bitti. Bunları yazarken gerçekten o andaki duygularla yazıyorum. Emeklerimin karşılığını almak beni mutlu eder çünkü bir hikaye yazmak kolay değil.

Bir sonraki bölüm de görüşürüz umarım beğenerek okursunuz.

Kendinize iyi bakın... 💕


Loading...
0%