@butterfly2
|
Beynim bana oyun oynuyor gibiydi sanki. Arenin karşımda olduğunu kabullenememişçesine gözlerimi kapatıp içimden üçe kadar sayıp gözlerimi açtım. Aren hala karşımdaydı ve benim bu yaptığım hoşuna gitmiş gibi dudakları yana kıvrılmıştı. Ne yani bu mu her şey hiçbir şey olmamış gibi aren tekrar hayatıma girebileceğini mi zannediyordu? Öyleyse çok bekler. Yani aslında özlemiştim onu yıllar sonra karşımda burda onu görmek beni dumura uğramıştı. Beklemediğim bir şeydi. Ellerimin terlemesinden gerildiğimi anladım. Ellerimi elbiseme sürtüp terini aldım. Kendimi konuşmak adına toparlamaya çalıştım. Yoksa onun da konuşacağı yoktu. Kendisi şu an beni incelemekle meşguldü. Yıllar beni değiştirdiği gibi onu da değiştirmişti. Daha olgun görünüyordu. Yüz hatları daha da belirginleşmişti. Yeni yeni çıkan sakalları onu daha çekici göstermişti. Ve karşımda siyah pantolonla, siyah gömlekle durması onu çok karizmatik gösteriyordu. O her şeyiyle karşımda kusursuz görünüyordu. Dıştan yani içi de öyle mi bilmiyorum. Belki yıllar onun bu yönünüde değiştirmiş daha iyi kalpli bir adam yapmıştı. "ne işin var burda senin? Hiç bir şey olmamış gibi nasıl karşıma çıkabiliyorsun sen" Ağzımdan çıkan kelimelerle biraz yüzü düşmüştü. Kendini toparlayıp omuzlarını dikleştirdi. "sert çıkışlarını bile özlemişim" Allahım ben ne diyorum bu adam ne diyor deliricem şimdi şurda. Hayır sanki yıllardır görüşmeyen ayrılmış sevgili gibi davranıyordu. Çakıcam suratının ortasına bir tane görecek gününü "aren ne diyorsun allah aşkına ne işin var burda senin neden bunca yıldan sonra karşıma çıktın?" Bu soruyu kaçıncı soruşum, insan gibi cevap verir umarım. Ama o cevap vermenin aksine daha fazla dayanamıyormuş gibi yanıma gelip sıkıca sarıldı bana. Yüzünü boynuma gömüp kokumu içine çekti. Peki o bunları yaparken ben ne mi yapıyordum? Tepkisizce onun benden ayrılmasını bekliyordum. O benden ayrıldığı sırada dış kapı tıklatıldı. "Alisya orda mısın iyi misin merak ettim" Aybarsın sesini duymamızla Arenin kaşları atıldı. Banane.. :) Aybarsı daha fazla merakta bırakmamak için lavabodan çıktım. Aren de hemen arkamdan lavabodan çıkmıştı. "iyiyim Aybars hadi locaya gidelim." Ben yürüyüp gidecekken aybarsın sorduğu soruyla durmak zorunda kaldım. "Bu kim?" "kimse değil Aybars hadi gidelim lütfen." "Peki sen öyle diyorsan canım" Aybarsın daha fazla üstelememesine sevinirken bu sefer araya Aren girdi. Sabır. "canım mı dedi bu zibidi sana?" Arene kaç göz işareti yaparak düzgün konuşmasını söylemeye çalışırken o hiç tınlamadı beni. "kim zibidi ben mi? Hah hiç sanmıyorum beyefendi çok kabasınız." Al işte daha da büyücekti olay şimdi. Hassiktir gerçekten ya Aren neden hep böyle hayatımın ortasında gelip hayatımın içine ediyordu. "hee sana dedim zibidi senden başka zibidi mi var burda lan" Aren işleri iyice çığırından çıkaracaktı. Ben araya girme gereği görerek aybarsın yerine ben lafa atladım. "aybars kuşum hadi biz gidelim gecemiz mahvolmasın. Lütfen diyorum sana hem bizi bekliyorlardır." Aybars daha fazla büyütmeyerek yanımızdan geçip gitti. Bozulmuş muydu bana? "sende hemen buraya nasıl geldiysen siktir olup o şekilde geri git. Sana açık olmam gerekirse Aren hayatımın hiçbir köşesinde sana ait bir yer yok. Bana yaptıklarını hala unutmadım. Buraya neden hangi düşüncelerle geldin bilmiyorum ama git." Aybarsın peşinden gitmeden hemen önce arene bu sözleri söyledim. Areni arkamda bırakarak geri bizim olduğumuz locaya geçtim. Aybarsa baktığımda locada onu göremedim. Gitmiş miydi? Tam telefonumu alıp mesaj atıcakken karşımdaki barmen tarafında olduğunu gördüm. Onun yanına gitmeden önce locada ki diğer kişilere baktım. Hepsi kendi halinde takılıp sohbet ederken hiç de bizi umursuyorlarmış gibi görünmüyordu. Bu çok iyiydi. Bir de onlara açıklama yapamazdım. Aybarsın yanına gittiğimde onun yanındaki sandalyeyi çekip oturdum. Yüzü bana dönmemişti. Ama benim olduğumu biliyordu. "Özür dilerim" İlk sessiz kalsa da önemli değil diyerek geçiştirmeye çalıştı. "Kızdın mı bana? Yemin ederim seni göndermeye çalışmadım. Sadece olayların büyümesinden korktum." Gerçekten böyleydi. Ona içimden geçenleri söylüyordum. Korktum sadece Arenin Aybarsa zarar vermesinden. "Kimdi o adam aranızda ne var" Bu sorunun cevabını almadan benimle konuşmicaktı biliyordum o yüzden kısaca açıklamaya karar verdim. "ailemin beni sattığı adam Aren aramızda da hiç bir şey yok bu kadar" "neden şimdi gelmiş ne istiyor senden" "bilmiyorum Aybars" Daha fazla sormayıp ayağa kalktı. Seni evine bırakıyım geç oldu dedi. Ama sarhoş olmuştu. Böyle araba kullanamazdı. O yüzden ona gerek olmadığını söyleyip taksiye bindirdim. Ben mi ben oturup biraz daha alkol aldım. Yine her şey tepetaklak olmuştu. Geçmiş, ne kadar geri de kalmış gibi görünsede aslında hep sizinleydi. "artık içme bu halde eve gidemiceksin" Duyduğum sesle ve elimden alınan bardakla ona doğru döndüm. Gitmemiş miydi? Hayatıma tekrardan hiç bir şey olmamış gibi giremezdi. Yeni bir düzen kurup kendime yeni bir başlangıç yapmışken şimdi gelipte her şeyi tepeteklak edemezdi. En azından bu kadarını yapmaya hakkı yoktu. Geçmişin geçmişte kalması gerektiği gibi onun da geçmişte kalması gerekiyordu. Bazı insanlar ne bugününde ne geleceğinde onlar sadece geçmişine ait kalmalıdır. "ne istiyorsun Aren niye geldin tekrardan" Sarhoşluğunda verdiği etkiyle sesim hem kısık hem de bezmiş gibi çıkmıştı. "daha fazla uzaktan izlemeye tahammülüm kalmadı." Söyledikleriyle dudaklarımdan alaycı bir gülüş çıktı. Bu biraz da neyden bahsediyorsun sen gibiydi. "benim de sana tahammülüm kalmadı ama senden ne kadar uzağa gitsem yine karşımda seni buluyorum" Dediklerimde sonuna kadar haklıydım. Artık gerçekleri onun da görmesi lazımdı. Dediklerimle söyleyecek bir şey bulamamış gibiydi. O da biliyordu bana ne kadar zarar verdiğini şimdi karşıma geçipte kendini savunacak iki cümle bile kuramıyordu. "sana yaşattıklarım için özür dilerim." Dediklerini umursamadan geri önüme dönüp barmene bana içki getirmesi için işaret ettim. Bu sırada aren hala konuşmaya devam ediyordu. "Alisya yapma böyle beş yıl geçti aradan hiç mi düşünmüyorsun yaptıklarımdan pişmanlık duyduğumu? Senin yokluğun beni değiştirdi küçük kız" Aren'in sözleri hâlâ kulağımda yankılanıyordu, ancak içimde hâlâ tedirginlik vardı. Onun geçmişte bana yaşattıkları beni yaralamıştı ve bu yaralar hala kanıyordu. Değişmiş miydi gerçekten, yoksa yine aynı geçmişteki gibi miydi? "Değiştiğini söylüyorsun ama ben hâlâ geçmişte yaptıklarını unutamıyorum," dedim, sesimin sert çıkışını engellemedim. zorunda da değildim. Aren'in yüzü karardı ve gözlerinde bir anlık hayal kırıklığı belirdi. Sonra, kararlılıkla bakışlarını yüzüme çevirdi. "Buraya gelirken az çok bu tavırlarınla karşılacağımı biliyordum. Ben değiştim ve bana her şeyi değiştirmem için, bir fırsat tanımalısın." "Bir fırsat vermek ne kadar akıllıca olur, emin değilim," diye cevapladım. "Geçmişi değiştiremeyiz, ama geleceği belirleyebiliriz. Ve benim geleceğimde senin olmanı istemiyorum." Aren'in yüzündeki ifadesi değişti, bir anlık gözlerinde acı ve üzüntü belirdi. Ama hızla toparlandı ve gülümsedi. Bunu nasıl yapabiliyor bilmiyorum ama gerçek duygularını gizlemeyi başarıyordu. "Seni seviyorum küçük kız bunu biraz geç anladım ama olsun. Senin güvenini yeniden kazanicam." Bu cevap beklediğimden farklıydı. Aren'in daha ısrarcı olacağını düşünmüştüm. Belki de gerçekten değişmişti, ama benim ona hiç güvenim yoktu ve güvenimi tekrar kazanması zaman alacaktı. Hâlâ masanın üzerinde duran boş bardağıma baktım. Bu anı düşündüğümde bile karmaşık duygular içindeydim. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. Aren'in yeniden hayatıma girmesi hiçbir şeyi kolaylaştırmamıştı. Hala onun geçmişte yarattığı acılarla mücadele ediyordum. En azından kafamı toparlamam için benden biraz uzak kalması en iyiysiydi. Sonunda, Aren'e döndüm ve soğuk bir ses tonuyla, "Lütfen git," dedim. "Git Aren ne yapmak istediğini anlayamıyorum, ama benim hayatımda yerin olmadığını bilmelisin." Aren sessizce kalktı ve benden uzaklaştı. Onun gidişini izlerken, hem geçmişin hüznü hem de geleceğin belirsizliği içimi kapladı. Belki de bu gerçekten sondu. Belki de artık hayatımda ona dair hiçbir yer yoktu. Ona nasıl davranmam gerektiğini bile bilmiyordum. Areni seviyordum. Yıllar önce bunu kabullenmiştim. Fakat onun sevdiğim biri olması, hatalarını ve geçmişte yaptığı yanlışları yok saymam anlamına gelmiyordu. Peki Aren gerçekten değiştiyse? O zaman da areni hayatıma almaktan yine de vazmıgeçicektim? Bunların cevabını hiç bilmiyorum kafam çok karıştı artık neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veremiyorum. Sevgimin peşinden mi gitmeliydim? Ona bir şans mı vermeli miydim? Peki geçmişte yaşananlar nolcaktı? Olanları unutmam mı gerekiyordu? Geçmişte yaşananları geçmişte bırakmalıydım. Arene şans vermeden önce çabaladığını görmeliydim. Arenin gerçekten çabaladığını görmek istiyordum. Eğer gerçekten değiştiğine beni inandırabilirse ve güvenimi kazanabilirse o zaman belki ona istediği şansı tanıyabilirdim. Ama onun için bu pek kolay olmayacaktı. Onu seven kalbim mantığımın önüne geçiyordu. Kalp sevince mantığın ne dediğinin bir önemi kalmıyordu. ______________________________________ Herkese hellooooo bu bölümü nasıl buldunuz? Alisya arene bir şans vermeli mi? Alisya arene soğuk davranmakta haklı mı yoksa abartılı mı buluyorsunuz? |
0% |