Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Takip

@butterfly2

Sorduğum soruyu çok sonradan fark ettim. Sorumun saçmalığını da ve kime bu soruyu sorduğumu da bunları fark ettiğimde hızla geriye çekildim. Ama gözlerinde ki ifade bir anlık da olsa değişmişti beni anlamış mıydı?

Hiç sanmıyorum. 

Artık kafam iyice karışmıştı. Öylesine yorgun öylesine perişandım ki artık biri de beni görsün biri beni de anlasın istiyordum. Tüm her şeyden kendimden yaşananlardan kaçmak istiyorum. Avazım çıktığı kadar bağırmak sesimi duyurmak istiyorum.

Hiç bir zaman bunları hak edecek kadar kötü bir insan olmamıştım. Yani ben hep böyle düşünürdüm ama belki de suç bendeydi yanlış yaptığım bir şeyler vardı. Ne düşünmem gerektiğini şaşırdım artık. Böyle bir soruyu ona neden soruyorum ki?

Bu soruyu ona sormanın hiç bir mantığı yoktu. Kimse beni anlamazdı ki ve zaten kimse beni anlamıyorsa Aren hiç bir zaman anlamazdı. Ayrıca Arenle alakalı ne biliyordum ki? Ya da o benim hakkımda ne biliyordu?

Onun iyi ya da kötü biri olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama şimdiye kadar gözlemlediğim kadarıyla onu ilk bana çarpmamak için arabayı frenlediği zaman görmüştüm. O zaman da sinirliydi.

Sinirlenince kimseyi gözü görmüyor gibiydi ama bir yandan da sakinliğini koruyordu. Bunu nasıl başarıyor anlamıyorum. Onda sadece sinir görmüştüm. Bir de ukalalık ama içinde yatan gerçek davranışlar bunlar mı emin değilim.

İkimizde hala ayakta dikilirken aklımdaki düşünceleri silmeye çalıştım. Daha fazla onun karşısında dikilmemek adına konuşmaya başladım.

" Sorduğum soruyu boşver. Artık hiç bir şey umrumda değil odama gitmek istiyorum."

Benim konuşmamla o da dalgınlığını üzerinden attı. Düşünüyor gibiydi. Acaba neyi düşünüyordu bu kadar? Aklından ne geçirdiğini bilmiyorum ama bilmek isterdim.

Onun cevap vermesini beklerken yüzüne daha dikkatli bakmaya başladım. Ve ancak şimdi fark ediyorum ki gerçekten de yakışıklıydı.

Esmer tenliydi. Siyah gözleri ve gözlerine eş değer saçları vardı. Dudakları pembe ve dolgun duruyordu. Yüz hatları kemikliydi. Vücudu kaslı gibiydi. Gibisi az kalır öyleydi işte.

"Incelemen bittiyse odanı gösteriyim sana"

Onun sesiyle onu incelemeyi bıraktım. Evet onu inceliyordum ve o rahatsız olmuyorsa ben de olmayacaktım. Tam karşımda dururken başka nereyi inceleyebilirdim ki zaten? Öyle değil mi?

"Tam karşımda durmazsan seni incelemem gerekmez. Şimdi dediğin gibi bana odamı göster yorgunum, lütfen"

Salon kapısından çıktığında ben de peşinden çıktım. Yukarı çıkmak için merdivenleri çıkarken bir anda bir şeye çarptım. Kafamı kaldırınca arene çarptığımı fark ettim. Ne diye önümde duruyorsa merdivende.

"Ne diye önümde duruyorsun be adam! çıksana şu merdivenleri doğru düzgün"

Bir şey demeyerek merdivenleri çıkmaya devam etti. Yukarı hole geldiğimizde dümdüz ilerleyip sağdaki odanın kapısını açtı. İçeri girince bende girdim.

"Odan burası. Dolapta giyeceğin kıyafetler falan mevcut benim odamda hemen yan tarafta bir şey olursa seslenenirsin. Mümkünse önemli bir şey yoksa seslenme. Kaçmaya kalkma da beni sinirlendirmek istemezsin."

Ne kaba bir adam sanki ona seslenmeye meraklıyım ayrıca sanki kaçmaya çalışıcam dediği şeye bak ya. İç sesim yalan konusunda benden daha beter.

" Ayrıca bir ismim var benim Aren bana ismimle hitap et küçük kız"

Gerçekten bazı şeyleri inadıma yaptığını düşünüyorum. Onun ismi var da benim yokmuydu sanki.

Küçük kızmış, beyefendinin dediği şeye bak kendi sanki koca adam. Yine beni sinirlendirmeyi nasıl başardı bu adam?

Bu küçük kız demesine artık bir şey dememeye karar verdim. Umursamazsam devamını getirmez umarım.

"küçük kız ha öyle mi? Senin yüzünden artık kendi adımı unutucam senin ismin var da benim yok mu sanki bir daha bana sakın küçük kız demeye kalkışma yoksa... "

Benim de kararlılık seviyem bu kadar fakat cümlemin devamını getiremeden Aren lafımı bölerek konuşmaya başladı. Zaten hiç susmuyor ki beyefendi.

"yoksa evet bu cümlenin devamında senden korkmam mı gerekir? Benim inimde beni mi tehdit edeceksin? Hiç sanmıyorum. Seni uyardığımı hatırlıyorum ve bir kere daha seni uyarırsam ilki gibi sakin olmaz bunu aklına kazı küçük kız."

Neye uğradığımı şaşırdım. Ben ona bakakalırken o arkasını dönüp kapıyı sertçe kapatarak çıktı. Bu kadar ağır konuşmasını hak edecek hiç bir şey dememiştim.

Yine gözlerim doluyordu. Hayır hayır ağlamamalıyım. En ufak yüksek sese gözüm dolmamalı hayır lütfen ağlamak istemiyorum.

Dolu olan gözlerimle odanın ortasında dikilmeyi bırakıp kapıya doğru ilerledim. Bu evde kalmak istemiyorum gitmek istiyorum. Bu adamın yanında kalmam doğru değil ki ben burda kalamam.

Merdivenleri hızla inip salona girerek montumu aldım. Montumu da giyerek hızla holdeki kapıyı açarak çıktım evden. Aren arkamdan bağırıp bağırıp duruyordu.

İstediği kadar bağırsın benim artık kaybedecek hiç bir şeyim yok yeterince sabrettim zaten hiç kimseyi istemiyorum yanımda rezidansın binasından çıkarak ana yola doğru koştum.

Ana yola geldiğimde binmek için kendime taksi aradım ama şansıma hiç taksi geçmiyordu. Biraz daha uzaklaşmak adına yürümeye başladım bir yandan da taksi bakıyordum ama hiç geçmiyordu.

En son da taksi bulmaktan vazgeçerek yürümeye devam ettim. Nereye gittiğimi hiç bilmiyordum hava kararmaya başlamıştı. Havanın soğukluğundan üşüyordum da biraz daha böyle devam ederse hasta olucaktım.

Napicağımı düşünürken yanımda bir araba durdu. Tahmin edersiniz ki Aren'in arabasıydı duran. Hiç tepki vermeyerek yürümeye devam ettim.

Ben yürüdükçe o da arabayla arkamdan geliyordu. Daha fazla dayanamayarak durdum. Niye peşimden gelmişti ki? O da arabayı durdurup arabadan inerken ona doğru ilerlemeye başladım.

Karşısında durduğumda resmen burnundan soluyordu. Yine sinirlenmişti. Bu sefer gerçekten hapı yutmuştum.

Kolumdan sıkıca tutarak beni kendisine çekti.

" sakın sakın tek kelime etme. Zaten yeterince sinirliyim sen ne hakla evden kaçarsın sana dedim lan dimi dedim sana lan kaçarsan bedelini ağır ödetirim diye şimdi ne yapayım ben sana?"

Kolum acıyordu. Kolumu sıktığının farkında bile değildi. Kolumu çekmeye çalıştıkça daha fazla sıkıyordu.

" kolum acıyor bırak Aren kolumu sıkıyorsun bırak diyorum sana"

Ne yaptığını fark etmiş gibi kolumu hızlıca bıraktı. Kolumu ovuşturarak acısını geçirmeye çalıştım.

"Neden kaçtın evden? Seni uyarmama rağmen benim evde olduğumu bile bile neden kaçtın?"

Kafayı yiycem ya birde neden diye soruyor mu bana.

"neden mi? Gerçekten neden diye bana sorabiliyor musun?

Çıkan yüksek sesime daha da sinirlendi. Çenesini sıkmasından bunu anlayabiliyordum.

" Alisya yeter artık görmüyor musun benden kaçtıkça en çokta bana yakalanıyorsun. Sen belki farkında değilsin ama ailen seni bana bırakıp terk etti."

Aren'in bu sözlerinden sonra daha çok sinirlendim. Biliyordum ve her şeyin farkındaydım zaten ailemin beni terk ettiğini Arenden kaçtıkça ona yakalandığımı ve hiç bir zaman ondan kaçamiyacağımı biliyordum.

"Biliyorum tamam mı her şeyin farkındayım şunları yüzüme çarpmaktan vazgeç ve ayrıca şunun da farkına var ben senin ESİRİN DEĞİLİM."

Bunları söylerken boğazlarım yırtılırcasına bağırmıştım ama Aren'in umrunda bile değilmiş gibiydi. Benden bağımsız bambaşka tarafa bakıyordu. Baktığı yöne bende baktım. Bir tane siyah araba ötede durmuş bizi izliyordu.

" Aren noluyor bu araba niye bizi izliyor Aren tanıyor musun arabanın içindekileri sana diyorum Aren"

Korkmaya başlamıştım. Hatta korkuyordum. Aren söylediğim hiç bir şeye cevap vermedi. Sadece karşıya bakıyordu. Aren'in yanına geçerek koluna sıkıca sarıldım. Ne durumda olursak olalım şu an da beni koruyacak tek kişi Arendi en azından bu kadarına mecburdu.

"Alisya hemen arabaya biniyoruz hemen şimdi soru sormanın zamanı değil sonra açıklicam her şeyi ama önce buradan hemen gitmemiz lazım lütfen."

Neler olduğunu hala anlamamıştım. Sadece arabaya binmem gerektiğini biliyordum.

Aren bunları sonra açıklayacağım derken neyi bana açıklayacaktı neyin içindeydim ben?

Daha fazla beklemeyerek hemen arabaya koşarak bindim. Aren arkamdan geliyordu. O da arabaya binince hemen arabayı sürerek ana yola çıktı.

Arkama baktığımda aynı araba bizi takip ediyordu. Tüm bu yaşadıklarım çok saçma şu an canım tehlike de ve ben neden olduğunu bilmiyorum.

Aren son hızla arabayı sürerken bi elini direksiyondan çekerek torpido gözünü açtı. İçinden bir silah çıkararak bana doğru uzattı.

" Alisya camı aç ve arkaya doğru silahı kullan soru sorma dediğimi yap. Bunu yapmak zorundasın tabi eğer yaşamak istiyorsan."

Ne diyordu böyle ben daha önce hiç silah kullanmadım ki bunu nasıl yapacaktım. Yaşamak istiyorsan ne demekti ölücek miydim ki?

"Aren ben yapamam bu silahı kullanamam ki noluyor burda kurtar bizi bu araba da neyin nesi niye takip ediyor bizi?"

Aren ne kadar gaza basabilirse o kadar basıyordu.

"yapıcaksın tetiği çek ve camı aç düşünmeden sık bu onları yavaşlatır güven bana sağ salim kurtulucaz."

Aren'in bu söylediklerinden sonra daha fazla düşünmeden elimdeki silahın tetiğini çektim ve camı açarak arka arabaya doğru sıkmaya başladım.

Aren'e bir anlık dönüp baktığımda telefonla konuşuyordu. Aren daha da hız yapınca daha fazla ona bakmadan silahı arkaya doğru sıktım. Araba gittikçe arkada kalırken Aren içeri girmemi söyledi. Sonunda yani bu silahı kullanırken canım çıktı burda off

"çok korktum araba neden bizi takip etti kimdi bunlar?"

Aren hiç oralı olmayıp susmayı tercih etti zaten ne zaman hangi soruma doğru dürüst cevap verdi ki burda canımızdan oluyorduk az kalsın ya bir şey olsaydı hiç beyefendinin umrunda mı ama yok nerde olsun kimiz ki biz

" tamam Aren buna da cevap verme tamam mı sen sus hep. bir soru sordum sana hayır yani bir kere de sorduğum soruya cevap ver artık bende insanım canım tehlikedeydi senin için canımın önemi olmayabilir ama benim için var."

Yüzüme bile bakmadı bende daha fazla uğraşmayarak cama döndüm kafamı cama yaslayarak geçen yolu izledim. Bu zamana kadar yaşadıklarımı düşündüm bundan sonrası hep böyle mi olacaktı?

Anlıyamıyorum hiç bir şeyi, belirsizlik korkutuyor beni

______________________________________________________

Bir bölüm daha bitti. Düşüncelerinizi yorumlarda Belirtirseniz sevinirim

Tüm okuyanlara iyi okumalar...

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın.

Loading...
0%