@buzlarkralicesi
|
PROLOG Bu vatan toprağın kara bağrında, sıra dağlar gibi duranlarındır. Bir tarih boyunca, onun uğrunda, kendini tarihe verenlerindir. Orhan Şaik Gökyay • Nereden geldiği bilinmeyen bir İngiliz efsanesi vardır ve çok ciddiye alınır. Efsaneye göre kuzgunlar, Londra Kulesi'nin sadık koruyucularıdır. Ve yine aynı efsaneye göre kuzgunlar kuleden ayrılırsa krallık düşecektir. ••• Hakkari, 2021 Aydemir yazan kamuflaj kıyafetini giyerken ekibiyle soyunma odasındaki sohbetlere kulak veriyordu Demokan. Tüm o tehlikeli operasyonlara birlikte çıktığı timinin askerleri sanki ortaokul çocukları gibi geyik yapıp eğlenmeyi seviyordu. Kurşun Timi. Etrafa korku salan timin en eğlenceli tarafı belki de soyunma odasında ve kantinde birlikte geçirdikleri sınırlı zamanlarda ortaya çıkıyordu. Timin en küçük üyesi İstihkam Uzmanı Uzman Çavuş Fettah Baydar. Henüz 23 yaşındaydı. Lakabı Kibar'dı. Canını feda etmekten sakınmayan çocuk, en ufak bir söze kırılıp darılabilecek kadar alıngan biri olması da tuhaf bir tezattı. Aksi gibi timin Ağır Silah Uzmanı Üstçavuş Hamza da Fettah'la uğraşmaya pek bir bayılıyordu doğrusu. "Oğlum, yatakhanede gece sevgiline bebek taklidi yapmaya utanmıyor musun? Ben hepsini duyuyorum bunların. Sağır mıyız sanıyorsun?" Hamza, tıpkı ismini yansıtacak cinsten aslan gibi güçlü bir adamdı. Cesurdu, gözü karaydı. Ama onun içinde de küçük, yaramaz bir çocuk vardı. Ve o küçük, yaramaz çocuk, Fettah'la uğraşmaya bayılıyordu. Fettah'sa tıpkı kendi lakabını yansıtacak kibarlıkta yanıt verdi. "Ne alakası var komutanım? Aşk bu, aşk için her şey yapılabilir bence bir sınırı yok yani." "Ha bir sen aşk yaşıyorsun yani burada." O sırada sözü hemen işbirlikçisi olan Üstçavuş Göktan'a atıverdi. "Sen söyle devrem, aşk için her şey yapılabilir mi? Aşk için ölmeli aşk o zaman mı diyorsun, ne diyorsun?" Göktan kamuflaj kıyafetini giyerken kaşlarını kaldırırken dudakları büzüldü. "Yok canım, o kadar da değil. Tamam, aşk güzel şeydir ama her şeyin bir sınırı var." Göktan pek aşk adamı sayılmazdı. Daha doğrusu aşkta pek sadık biri gibi değildi. Çapkındı. Küskün bir ifadeyle "Ya siz gerçekten âşık olmadıysanız ben ne yapayım komutanım?" derken yaramaz çocuklar tarafından sıkıştırılmış gibi görünüyordu Fettah. Arkası onlara dönük olan Demokan hafifçe dudakları kıvrılarak güldü. Kendi karısıyla tanıştığı zamanlar gelmişti aklına. Burada göreve başladığı ilk zamanlardı. Bir sebepten Van'a gitmişti ve orada öğretmenlik yapan eşiyle tanışmıştı. Van'da ilkokul öğretmenliği yapan Rengin'i daha ilk gördüğünde hayatının aşkı olduğunu anlamıştı. Van'da geçecek kısıtlı süresinde onunla karşılaşmak için türlü bahaneler uydurmuş, bir şekilde onunla tanışmıştı. Sonra da söz, nişan, evlilik derken buralara kadar gelmişlerdi. Arkasına dönmeden "Rahat bırakın Kibar'ı." dedi tok bir sesle. Onun sözünün üstüne söz söylenmezdi bile. Hepsi uğultu hâlinde "Emredersiniz komutanım." derken Fettah'la Hamza arasında bu tatlı sert savaşın bitmeyeceği açıktı. Timin istihbarat uzmanı Başçavuş Affan Çeliker tartışmalardan soyutlanmış, radyodan sunulan haberlere dikkat kesilmişti. Kilis Suriye sınırında 1 astsubayın şehit olduğu, 2 askerin de yaralandığı olayın ardından Elbeyli ilçesi sınır hattında hareketlilik devam ediyor. Radyonun cızırtılı sesini yoksaymaya çalışarak hazırlanıyordu Kuzgun. Operasyona çıkmadan önce beynini herhangi bir şeyle meşgul etmeyi sevmediği için konuşmamayı tercih ediyordu. Hakkari'de yola tuzaklanan bomba patladı. 1 asker şehit oldu. Hakkari-Van yoluna teröristler tarafından tuzaklanan bomba sonucu bir yolcu otobüsü içinde 27 kişi ağır yaralandı, 4 kişi hayatını kaybetti. Ölenler arasında bir kadın ve 5 yaşındaki oğlu da vardı. Bu haberle içi tuhaf bir duyguyla dolan Kuzgun, dikkatini dağıtmadan hazırlıklarını tamamladı. Timin en meraklısı olan Muhabere Uzmanı Başçavuş Abidin'in "Komutanım size neden Kuzgun diyorlar?" sorusuyla algısı dağıldı adamın. Aklı hâlâ radyo haberinde olan Demokan, kendisine yöneltilen soruyla kısa bir an Abidin'e döndü ve yanıt vermekten uzak bir ifadeyle yüzüne baktı. İfadesizce dudakları kıvrıldı. O sırada kapıda beliren askerlerden biri selam verip kendisine döndü. "Komutanım, İrfan Yarbay'ım sizi çağırıyor." Operasyona çıkmak üzereyken mi? Bu durumu garipseyen adam elbette üstünün emrine karşı gelecek değildi. Öte yandan bunun hayra alamet olmadığının farkında, merakla kendisine biçilen kaderin tam ortasında duruyordu. Onu çağıran askerle birlikte kapının önüne kadar geldi. Kapıyı çaldı ve içeri girdi. Masada ellerini birbirine kavuşturmuş, onun için her zaman babacan adam sıkıntılı görünüyordu. Sert ve ciddi yüzü kasılmış, sanki Demokan'a durumu nasıl anlatacağını bilemez hâldeydi. Sert ve ciddi bir selam verdi tok sesiyle. "Komutanım." Bakışları merakla komutanında geziniyordu. İrfan Yarbay, sıkıntılı yüz ifadesini gizleme gayreti bile göstermedi. Astına komutanlık taslamaktan çok uzak, babacan bir tavırla başını salladı. "Gel oğlum, otur." Oturmakta aceleci olmayan Demokan, iki adım daha attı karşısındaki adama. "Nedir benimle görüşmek istediğiniz önemli konu, komutanım? Operasyona çıkmak üzereydik." "Seni operasyondan alıyorum, Demokan." Duyduğu şeyle donup kaldı Kuzgun. Bunun neden olduğuna anlam veremedi. Durduk yere bu görevden alınmanın sebebini anlamlandıramadı. Erken yaşta kaybettiği babasının yerine koyduğu hâlde üstü olduğunu unutmadığı komutanına hürmette küsur etmeksizin sorguladı bu kararı. Askerlikte bir kural da emirleri sorgulamamaktı. Ama sorguladı. "Saygısızlık etmek istemem komutanım ama bir kusurum mu oldu?" "Hayır, oğlum. Aksine, sen benim en iyi, en başarılı askerlerimdensin. Bunu her zaman söylerim sana, bilirsin." Kaşlarını kaldırdı sıkıntıyla. Elleri hâlâ sabırsızca masanın üstünde ritim tutuyordu. Böyle zor bir haberi nasıl vereceğini bilemez hâldeydi. "Ama bu kez farklı, Demokan." Soru dolu bakışlarıyla nasıl farklı der gibi sorguladı adam. Farkı neydi ki? Bu ve bunun gibi hatta bundan daha tehlikeli operasyonlara katılmış başarılı bir askerdi o. Şimdi ne olmuştu da görevden alınmıştı. Yumuşak bir tevekkülle "Başın sağ olsun, oğlum. Karın ve çocuğun... Teröristlerin bombaladığı tuzaklı yolda hayatını kaybetmiş. Bu haberi bile bile söylemeden seni operasyona gönderemezdim." dedi İrfan Yarbay. Kulakları müthiş bir çınlamayla yankılandı. Avuçları pantolonunun yanlarını tutup sıkmıştı. Acı acı yutkundu adam. Nefes almakta güçlük çekerken "Vatan sağ olsun, komutanım." diyebildi yalnızca. Bunu söylerken bile dolan gözlerine rağmen kaya gibi sert dururken içinde kopan fırtınaların haddi hesabı yoktu. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Alt dudağının titremesine engel olurken içindeki yangının tarifini kendine bile veremez hâldeydi. Karısı Rengin, hep korkardı. Bir gün eve onun şehit haberi geleceğinden çok korkardı. Oğlumuz ya seni hatırlamazsa, tanımazsa diye düşünür dururdu. Onu hep rahatlatan kendisi olurdu. Merak etme, bu yolda canını verenler olduğunu da sakın unutma derdi. Nice şehitlerin kanıyla sulanmış bu aziz vatanın bayrağı bile şerefli şehitlerin kanı kokarken, Kuzgun kendi canını da bu yolda feda etmekten çekinmezdi. Ama ya karısı, çocuğu... Bunu hiç beklemiyordu. Beklememişti. Beklediği şey hep kendi canını sunmak olmuştu. O hain saldırıda operasyona katılmadan önce ailesine gideceği otobüse uğurladığı karısını ve oğlunu kaybedeceğini hiç düşünmemişti. Şimdiyse bir saniye içinde o kurduğu huzurlu ailesi yok olup gitmişti. "Cenaze işlemleriyle ilgilenmen için seni operasyona-" "Hayır, komutanım." Üstüne asilik etmek istemediğini belirtmek istercesine düzeltti. "İzniniz olursa operasyona katılmak istiyorum. Bu tim, bana güvenerek bir araya geldi. Böyle kuruldu. Başlarında benim olmamın verdiği güvenle ölüme bile gider. Ben onları yarı yolda bırakamam." "Tim Komutan Yardımcısı Üsteğmen Yiğit Türgan. Bu sefer operasyona o liderlik edecek. Sen burada kalacaksın. Konu kapanmıştır. Gidebilirsin." İntikam ateşiyle yanıp tutuşurken elbette İrfan Yarbay'ın bu akılcı duruşu en mantıklı kararı gösteriyordu. Ancak Kuzgun, sadık bir asker olduğu kadar dikbaşlı bir adamdı. Sonucunda ne olacağını bile bile "Emredersiniz komutanım!" diyerek odadan çıktı ama emredileni yapmadı. Operasyon için kalkmak üzere olan helikoptere son anda yetişti ve kimsenin hiçbir şey söylemesine fırsat vermeden o operasyona katıldı. Döndüğünde bunun bedelinin ağır olacağının farkındaydı. Ama bu bedeli daha dönmeden ödeyeceğini de henüz bilmiyordu. ... * YAZAR NOTU: Hi guyss! 💞 Bu tanıtımı size ateşler içinde yazıyorum, çok fena hastayım ama dayanamadım ne yapayım? Allah kahretmesin ki aklıma asla reddedemeyeceğim bir askerî kurgu geldi. Bundan önce başladığım birçok kurguyu paylaşmamak için kendimle savaştım ve hep ben kazandım, hâlâ taslaklarımda duruyorlar ve sıralarını bekliyorlar. Ama buna karşı koyamadım! 💣 Öncelikle bir uyarıda bulunmam gerekiyor, bu kitapta geçen kişi ve kurumlar TAMAMEN hayal ürünüdür ve gerçekle ASLA ilgisi yoktur. Tamamıyla benim hayal ürünümle oluşacak bu askeri kurgu evrenime hoş geldiniz. 😍 İlk defa böyle değişik bir şey deniyorum o yüzden çok heyecanlıyım. Bakalım nasıl olacak? Kurallara uygun olmayacağı ve aykırı olacağı kesin çünkü ben yazıyorum. 😂 Bilirsiniz, kurallara bağlı kalmayı sevmem, en az Demokan kadar asiyimdir. 🖤 Bu aslında hem askeri kurgu hem de yarı askeri kurgu, o yüzden baştan uyarayım. Okuduğunuzda göreceksiniz zaten hep köşesinden kıyısından askeriye göreceğiz ama aşk da olacak. Bakalım siz nasıl bulacaksınız? Sizlerle buluşturmak için sabırsızlanıyorum. 💖 Tanıtımı dayanamayıp saldım ama sanırım hikâyeye aynı hızla başlayamayacağım, o yüzden şimdiden sizlerden özür diliyorum ama merak etmeyin, 2024 yılı içerisinde sizlerle olacağız. Ben de bunun için sizler kadar heyecanlıyım. Askeri kurgu sever arkadaşlarınız varsa buraya etiketleyebilirsiniz. Buraya da okumaya başladığınız tarihi iliştirebilirsiniz. Sizce bundan sonra neler olacak? Tahmin ve teorilerinizi buraya yazabilirsiniz. Sevgiler, bol kokulu öpçükler! 😘 ••• SOSYAL MEDYA Wattpad: -BuzlarKralicesi Instagram: buzlarkralicesioffical YouTube: Gülay Sena Dündar Tiktok: buzlarkralicesiofficial |
0% |