Yeni Üyelik
14.
Bölüm

❅ Napoli'de Bir Gece | 11/1

@buzlarkralicesi

-11/1-

❝Lâl❞

Gözlerimi açamayacak kadar hâlsizdim. Kolumu kaldıramıyordum ama söylenenleri hayal meyal duyabiliyordum. Doktorun "Çabuk toparlanması için bazı vitaminler yazıyorum. Beslenmesine dikkat etmesi gerekiyor. Detayları test sonuçlarından sonra konuşuruz." sözleri üzerine o kadının sesini duyuyordum.

"Bebeğe DNA testi yaptırabiliyor muyuz peki?"

Öyle kalp kırıcı bir durumdu ki bu, anlayamıyordum. Tarifi yoktu. Valent'e bunu kanıtlamak zorunda kaldığıma, böyle bir duruma düştüğüme inanamıyordum. Bin bir zorlukla buraya gelirken birçok şeyle karşılaşacağımı tahmin etmiştim, bazı şeylerin bıraktığım gibi olmayacağını da. Ancak böyle bir engele takılacağımı, başıma bunların geleceğini hiç düşünmemiştim. Kim bilebilirdi ki böyle bir şey olabileceğini? Bunları düşünemeyecek kadar yorgun olduğum için uyumaya çalıştım.

Tekrar kendime geldiğimde bu kez gözlerimi aralayabilecek gücü kendimde buldum. Yanıbaşımda Valent duruyordu. "Kendini nasıl hissediyorsun? İyi misin?" Bunu soran adamın sevdiğim adam olduğuna inanamıyordum. Ses tonunda sanki âşık olduğu kadınla değil de yolda bulup yardım ettiği sıradan biriyle konuşur gibiydi. Bana inanmadığını ya da daha doğrusu kimseye inanmayacak kadar kafasının karışık olduğunu hissedebiliyordum.

Tartışacak hâlim yoktu. "Senin için bir önemi var mı?" Ona kırgındım. Çok. Tarif edemeyecek kadar acı çekiyordum. Bedensel bir acı değildi bu, kalbim sancıyordu. Sevdiğim adamın bana inanmayışı beni yıkmıştı. Ona kızmak istiyordum ama kızamıyordum. Kaç kişi böyle bir durumla karşı karşıya kalabilirdi ki? Ne hissettiğimi ya da ne hissetmem gerektiğini ben de bilemiyordum. Karmakarışıktım. Tıpkı karşımdaki adam gibi.

Bana bir yabancı gibi bakıyordu. Yeni tanıştığı biriymişim gibi. "Şimdi bunları düşünmenin sırası değil. Dinlenmene bak." Beni geçiştiriyordu.

Yatakta hafif doğruldum. "Bana inanmıyorsun." Ne diyebilirdim ki? Aşkımızın sınandığı bir noktadaydık ve bu sınavı geçeceğe benzemiyorduk. Kaybetmek üzereydik. Oysa herkes tam tersini söylerken ben Valent'in aşkının gerçekliğine sonunda inanmıştım. Yaşadığımız onca şeyden sonra. Bir sürü hata yapmıştım, doğru ama bu hatalar bana büyük dersler vermişti. Beni olgunlaştırmıştı. Şimdiyse geldiğimiz noktaya inanamıyordum. En çok da kendimi suçluyordum. Onu seviyordum. Ancak karşımdaki adam... Bilmiyordum. Belki de onun için Lâl'in kim olduğunun bir önemi yoktu, rüyalarının kadınına benzeyen herhangi biri olsa da olurdu.

"Bak, bunları konuşmak için yeterince zamanımız olacak."

Kırgınlıklarımın gözlerimden okunmasını umdum. Şansımı denemekten başka şansım yoktu. "Valentino, ben gerçeğim. Senin gerçeğin benim. O kadın... Onun kim olduğuna dair en ufak bir fikrim yok. Neden bunu yaptığını da bilmiyorum. Ama o bir yalancı."

"O da senin için bunları söylüyor."

"Tabii ki söyleyecek, benim yerime geçti çünkü!" Böyle bir durumda sinirlerime hakim olmam çok zordu, sesim istemsizce yükselmişti. Yalancı konumuna düşmüştüm ve bunun en büyük hatalısı bendim. "Valent, bu bebek ikimizin. Sana neden bu konuda yalan söyleyeyim? Sonucunda ortaya çıkacak olduğu hâlde neden yalan söyleyeyim, söyler misin bana?" Karşımdaki adam ise kapı duvardı sanki. Hayal kırıklıklarıyla doluydum. Yorgundum, bitkindim ama en kötüsü de sevdiğim, kendimden çok güvendiğim adam tarafından bozguna uğratılmıştım. "Buna inanamıyorum. Bu yaşadıklarımıza inanamıyorum. Bana inanmadığına... İnanamıyorum Valentino."

"Bak, biraz sakinleş tamam mı? Benim de kafamı toparlamam için biraz zaman ver. Lütfen." Odadan çıkmadan önce "Dinlenmen gerekiyor, zor bir gün geçirdin." derken kabalık etmek istemediği her hâlinden belliydi. Sanki uzaktan bir akrabasıyla konuşuyor gibiydi ve bu kalbimi daha çok kırıyordu. İki yabancı olmuştuk. Bir anda. Nasıl bu hâle geldiğimizi anlamamıştım bile. Yaptığım hatalar yüzünden bir bedel ödemem gerektiğini biliyordum ama bu kadarını hak etmiş olabileceğimi tahmin etmemiştim.

Akşamüstü yataktan kalkıp mutfağa inmek için kapıdan çıkarken Luigi ve Pietro'yla karşılaştım. İkisi de hortlak görmüş gibi şaşkınca bana bakıyordu. Öyle sinir bozucu bir durumdaydım ki karşımdaki adamların kafalarındaki soru işaretlerine pasif agresif bir alayla yanıt verdim. "Evet, dünyada herkes çift yaratıldı geyiği doğruymuş. Benden bir tane daha varmış." Kapı eşiğine yaslanıp ekledim. "Şimdi gerçek Lâl benim diyeceğim, siz de Valentino gibi suratıma bön bön bakacaksınız. O yüzden böyle bir çabaya girmiyorum, zaten buna gücüm de yok." Henüz bir şey söylemedikleri hâlde bakışlarındaki kafa karışıklığından dolayı Valent gibi düşündüklerini görüp kapıyı suratlarına çarptım. Kuzenlerine olan sinirimi onlardan çıkarıyor gibiydim. Bir gün kraliçe gibi el üstünde tutulduğum bu evde sığıntı gibi olacağımı söyleselerdi inanmazdım. Şimdiyse bu ütopyayı yaşıyordum. Kapıya yaslandığımda gözyaşlarıma hâkim olamadım.

Yaklaşık bir saat sonra Valent'in çalışma odasından çıkan Pietro'yla tekrar karşılaştık. Daha doğrusu onun toplantıdan çıkmasını bekledim. "Pietro..."

"Merhaba."

Bana adımla hitap etmemesi anlaşılabilir bir durumdu. Henüz Lâl olduğumdan emin değildi, bunu görebiliyordum. Herkesin zamana ihtiyacımız olduğunu da biliyordum. "Senden bir şey isteyebilir miyim?" Soru dolu bakışlarla isteyeceğim şeyi bekliyordu. "Bana bir telefon ayarlayabilir misin? Haberleşmem gereken insanlar var."

İstediğim şey basit ve zararsız olduğu için Pietro çok da düşünmeden kabul etmişti ve isteğimi yerine getirmişti. Birkaç saat sonra istediğim telefonu getirmişti.

Odama döndüğümde ne yapacağımı bilmiyordum. Daha doğrusu nereden başlayacağımı bilemez hâldeydim. Önce sakinleşmeye çalıştım ve Serhat abiyi aradım. Her şey için kendisine teşekkür ettim ve eve ulaştığımı, her şeyin yolunda olduğunu söyledim. Yalan söyledim. Bunca zahmetten sonra yaşadıklarımı öğrenip üzülmesini istemedim. İyi olduğumu bilsin, yeterdi.

Bir sonraki adımda ise Wendy'yi aradım. Muhtemelen bunca zamandan sonra öldüğümü falan zannetmiş olmalıydı. Telefonu ilk açtığında ağzına geleni söyleyip sitem etse de anlattıklarımdan sonra ağzı açık kalmıştı. Birine anlatmam lazımdı. Danışmam lazımdı. Ne yapacağımı o kadar bilemiyordum ki akıl alabileceğim yalnızca Wendy gelmişti aklıma. Başımdan geçen her şeyi bir bir anlattım.

Önce şaşkınlıktan hiçbir şey söyleyemeyen Wendy şok olma evresini tamamladıktan sonra öfkelendi hâliyle. Olanlara en az benim kadar inanamıyordu. "Orospu karıya bak sen, neler neler yapıyor! Tanımadığı adamın altına yatmaya ne de meraklı."

"Nasıl yani?" O an kalbim sıkıştı. Bunu hiç düşünmemiştim. Bu kadın kim bilir ne kadar zamandır burada, benim yerimdeydi. Valent nereden bilsin onun bir yabancı olduğunu. Anlayamazdı ki. "Yatmışlar mıdır diyorsun?" Neden benim olduğumu düşündüğü kadınla sevişmesin ki? Midem bulanıyordu. Onları o yatakta, bizim yatağımızda ister istemez hayal ederken nefes alamıyordum.

Benim kötü hissettiğimi anlayan kız daha çok üzülmemem için lafı çevirdi. "Ay yok, yok ben boş boş konuşuyorum işte. Sen bana ne bakıyorsun? Hem böyle şeyleri düşünüp de kendini üzmemen lazım, hamilesin sen. Bu sana hiç iyi gelmez."

"Düşünmemek gerçekleri değiştirir mi Wendy? Ben düşünmediğim zaman onlar aynı yatağa girmemiş mi olacak?" Sağ elim saçlarıma gittiğinde içim sıkıldı. Kesik kesik nefes aldım. "Neyse, şimdi bunları düşünmenin bir faydası yok. Yeterince derdimiz yokmuş gibi."

"Lâl, ne düşündüğünü biliyorum ama şuan başınıza gelen olaylar sıradan insanların başına gelen türden şeyler değil ki. Çok ekstrem bir durum bu. Bana anlatırken 'kızı gördüğümde ben bile kendimden şüphe ettim gerçek değil miyim diye' demedin mi? Valent'in kafası nasıl karışmasın?" Kısa bir an düşününce ona hak verdim. Belki de kalbim bunlara hak verdiğinde daha az acıyacağı içindi, bilemiyordum. "Hayat ve aşk kitaplarda, masallarda anlatıldığı kadar teatral değil sonuçta. Her şey er ya da geç açığa çıkacak. Aşk her şeyin üstesinden gelir. O zamana kadar kendine dikkat etmeye bak, bebeğe de dikkat et."

Söylediklerime kendim bile inanmadan "Olur, ederim." dedim durgun bir biçimde. Düşünmemek elde miydi? Eğer elimde olsaydı bebeğim için üzülmemeye çalışırdım ama yapamıyordum. Ben burada, bir misafir odasındayken Valentino o kadınla aynı odadaydı. Bunu bilmek, buna dayanmak, gerçeklerle yüzleşmek öyle zordu ki.

❝Valentino❞

Çalışma odasında toplantı için beklediğim Luigi ve Pietro geldiğinde yüzlerindeki ifadeden Lâl ile karşılaştıklarını anlamıştım. Daha doğrusu iki numaralı Lâl ile. Tanrım. Şakası bile korkunçtu.

Onlara olanları anlattığımda Pietro şaşkınlığını gizlemiyordu. "Hâlâ inanamıyorum bu olanlara."

Luigi ise düşünceli bir ifadeyle çenesini kaşırken "Bu söylediklerime inanmayacaksınız belki ama..." diye girdi söze. "İlk gelen kısa saçlı kadında bir tuhaflık sezmiştim."

Aynı duyguları hissettiğimize inanamıyordum çünkü genellikle Luigi'yle aynı şeyleri hissetmezdik. İkimiz de mantığıyla hareket eden adamlar olmamıza rağmen özellikle Lâl'le yollarımız kesiştiğinden beri sürekli sürtüşmeler yaşamıştık. Şimdiyse bana Lâl ile yardımcı olmaya çalışıyordu. Hatta belki de bir bebeğim olacağı fikrine inanmama yardımcı oluyordu. Her şey öyle tepetaklaktı ki ne düşüneceğimi bilemez hâldeydim. Bir girdapta gibiydim ve sürükleniyordum. Gerçek şuydu ki içten içe bir anda gelen ve her şeyi alt üst eden kadının gerçek Lâl olduğuna inanıyordum. Oymuş gibi hissediyordum. Kafamın çok karışık olduğu doğruydu ama içimde bir ses hep aradığım kadının, âşık olduğum kadının o olduğunu söylüyordu. Bir yanım ise böyle düşünmemin sebebini karnındaki bebeğe bağlıyordu. Bu yüzden olaylara objektif yaklaşamıyor olabilir miydim? Anlamak güçtü.

Toplantı bitiminde ister istemez onu merak etmiştim. Odasında dinleniyordu, biliyordum ama bana o kadar öfkeliydi ki yanına gitmeye cesaret edemedim. Nina'ya gidip bakmasını söyledim ve uyuduğunu, iyi olduğunu öğrenince rahatladım. Kısa bir an sessizce odasına girdim. Fark etmemesine dikkat ederek onu seyrettim. İçimden saçlarını okşamak, kokusunu içime çekmek gelse de bu isteğime engel oldum. Onu uyandırırsam ne diyeceğimi bilmiyordum. Kendisine inanmayan birinin ona dokunması tuhaf olurdu. Öyle güzel uyuyordu ki. Hamile olduğu için çok fazla uyuyor olması normal olmalıydı. Üstelik buraya geldiğinde çok bitkin ve zayıf olduğu göz önünde bulundurulursa şaşmamak gerekti. Onu rahatsız etmeden kendi odama girdim.

İçerisi boş görünse de çok geçmeden banyodan Lâl çıktı. Ya da her kimse. Artık kimin ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyordum. Aklım allak bullaktı. Dikkatli bakmamama rağmen onu ilk gördüğüm anda üzerindeki değişikliği fark etmemek mümkün değildi. Kısa saçlarını eski rengine boyamıştı.

"Hoş geldin hayatım." İnce vücuduyla dans eder gibi kıvrak adımlarla bana doğru yürüdü. İşveli bir biçimde gövdeme sarılıp yüzümü ellerinin arasına aldı. Kendisine dikkatlice baktığımı görünce açıklama ihtiyacı hissetti. "Sonunda tanıdığın Lâl'e döndüm. Gerçek benliğime." İğneleyici bir ses tonuyla eklemeyi de ihmal etmedi. "Umarım kafa karışıklığın son bulur artık."

Kibar bir biçimde bana sarılan kadından ayrıldığımda "Üzerimi değiştirip çıkmam gerekiyor. Dışarıda bazı önemli görüşmelerim var." demekle yetindim sakinliğimi koruyarak. İki kadının da bana öfkeli ve tavırlı olduğunu görebiliyordum.

Usulca bana yaklaşan kadın parmaklarını pantolon kemerimde gezdirdi. "Seni istiyorum, Valent."

❝Lâl❞

Akşam üzeri ağzım dilim kurumuştu. Komodinin üzerindeki sürahide su kalmadığını görünce bardağımı alıp odamdan çıktım. Gözlerim onu arıyordu. Valentino'yu. Gurursuzca. Bana davranışlarına rağmen hâlâ onu görmek istiyordum. Kulağıma çalınan seslerle ise kanım dondu. Adımlarım istemsizce seslerin oldu odaya doğru ilerlemeye başladı. Ayaklarım titriyordu. Görmek üzere olduğum manzaraya hazır değildim. Kapının önüne geldiğimde kulaklarımı o kadının sesleri dolduruyordu. Yerime geçen o kadının zevk dolu inleyişleri. O an nefesim kesildi. Elim kapının koluna gitti, orada durdu ama açmaya cesaretim yoktu. Onları o şekilde görürsem yaşayamazdım, ölürdüm. Valent'le bizim olduğumuz o yatakta onları görürsem benden geriye bir şey kalmazdı. Ölürdüm. Kadının duvarları tırmanıp aşan sesleriyle elimi kapının kolundan kaldırıp duvara yaslandım. Yüzüm gözyaşlarından sırılsıklam olmuştu. Onların sevişmesini dinleyecek gücüm yoktu. Hızla koridorda uzaklaştım ve odama girdim. Hıçkırıklarım nefesimi boğuyordu. Karnıma bıçaklar saplanıyordu. Yavaş yavaş en acılı şekilde ölüyordum sanki. Burada yerim yoktu.

Kollarımı kucağıma sarmış, dizimi karnıma doğru çekmiş yatakta daha ne kadar öyle kaldığımı bilmiyordum. Dışarı çıkmaya korktuğum hâlde daha fazla susuz kalamayacağımı hissettim. Daha kötü bir manzarayla karşılaşma korkusuyla odamdan çıkıp mutfağa indim.

Önce bir bardak su doldurup içerken arkamdaki gölgeye döndüm. O karşımdaydı. Kısa saçlarıyla bana benzemeye çalışan kadın. Daha az önce Valent'in dokunduğu kadın. Kopyam. Üzerinde siyah bir sabahlıkla karşımda duruyordu. Parmakları işveli bir biçimde benim rengime boyadığı saçlarında geziniyordu. Baş başaydık burada, karşı karşıyaydık.

Karşı karşıya, iki düşman.

Elimdeki bardağı bıraktım ve dürüstçe ona döndüm. "Bunu neden yapıyorsun? Kim tuttu seni?"

Bana gerçeği söylemesini asla ummadığım kadın ateş gibi yanan gözlerini bana dikip "Beni kimse tutamaz, ben kimse için çalışmam." dedi cesurca. "Yaptıklarının bir bedeli olmayacak mı sandın?"

Kaşlarımı çattım merakla. Şaşkındım çünkü sandığımdan da dürüsttü yanıtı. "Ben sana ne yaptım?" Acı içinde çıkmıştı sanki sesim. Yalvarırcasına.

Bana iyice yaklaştı, burun buruna geldiğimizde kulağıma uzandı ve fısıldadı. "Ödeşiyoruz, Lâl. Sen benim hayatımı çaldın, benim yerime geçtin. Bunun bir bedeli olmalıydı değil mi?" Sesi ürkütücü bir sakinlikte çıkıyordu. O an nefes dâhi alamıyordum, hareket edemez hâldeydim. Felç olmuştum sanki. "Beni ailemden ayırdın, kimliğimden ettin. Senin yüzünden peşime kimse düşmedi. O kurulu düzenin, lüksün, şaşanın üstüne kondun. Ardında bıraktıklarını düşünmedin. Benim yerime geçtin." Sağ eli uzun saçlarımda gezindi. Alaylı bir biçimde saçlarımla oynarken devam etti. " Sen benim hayatımı çaldın, ben de seninkini. Ödeşiyoruz işte."

"S-Sen..." Kekeledim, konuşamadım. Ne diyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemedim. Şoktaydım.

"Sen benden bir hayat çaldın ve cezanı çekeceksin. Senin cezan da bu olacak Lâlciğim. Benden çaldıklarına karşılık sevdiğin adamı çalacağım. Senin yerine her gece onunla aynı yatakta..."

"Sus!" Kulaklarımı kapattım. "Sus artık."

"Daha yeni başlıyoruz, Lâl. Sana duymaya bile tahammül edemeyeceğin şeyleri yaşatacağım, göreceksin." Ayaklarım geri geri giderken üzerime yürüyüp beni mutfak tezgâhına kıstıran kadın gözlerime baktı. "Ne derler bilirsin hayatım, intikam almayı sevmem ama ödeşmek adettendir."

Mutfaktan çıkan kadının arkasından öylece bakakaldım. Bu oydu.

O Azize'ydi.

Ve hepimizi bitirmeye gelmişti.

...

*

YAZAR NOTU: Hi guyss! 💞 Nasılsınız, iyisinizdir umarım. Öncelikle bir açıklama yapmak zorunda hissediyorum. Aynı konulara tekrar tekrar dönmekten çok hoşlanmıyorum ancak sizin rahatsızlığınız her zaman benim rahatsızlığım olduğu için açıklama gereği duydum. Bu bölümü yayınlamadan önce son bölümle önceki bölüm arasında 4 gün vardı. Bölümlerin size göre biraz kısa olduğunun farkındayım ama bunun birçok sebebi var daha önce de açıkladığım gibi. Öncelikle her okuduğunuz bölüm başında da yazdığı gibi iki parttan oluşuyor. Bunun açıklaması şu, bir bölümü ikiye bölerek yazıyorum çünkü bu benim için daha kolay geliyor. Genel olarak bölümler arasında çok uzun aralıklar bırakmamaya çalıştığımı da görüyorsunuz. Bilmiyorum bunu yapan, yapmaktan hoşlanan veya tarzı bu olan yazarlar var ama şahsen sırf uzun görünsün diye saçma detaylarla bölüm uzatmak benim tarzım değil. Olayların akışına göre uzayan veya kısalan bölümler olacaktır, bu konuda size tavsiyem eğer kısa bölüm okumaktan hoşlanmıyorsanız bölüm biriktirebilirsiniz. Bu konuyu çözdüğümüze göre bu bölümü damlaaksoy1903 , LinaGuel , KimJunMyeonunKalbi , AyeAcarHsgnel , FatmaKuuolu , mabelanddipperxzs , seyda4941 okurlarıma armağan ettiğimi de belirtmek isterim. Okuduğunuz bölümlerde çok öfkelendiğinizi görebiliyorum ama sizi rahatlatacaksa küçük bir tüyo verebilirim, bu mevzu 3-4 part içerisinde çözüme kavuşmuş olacak. Sabırlı olursanız çok güzel bölümler bizleri bekliyor. 💫 Yorumlarınız benim için çok önemli, satır arası yorumlarınız ve diğer tüm yorumlarınız... Hepsini okumaktan çok zevk alıyorum ve motive oluyorum, o yüzden yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin, bol yorumlarınızı bekliyorum. Tahminleriniz, teorileriniz, yorumlarınız... Hepsini yazabilirsiniz yorumlara biliyorsunuz. Buraya bölüm hakkındaki yorumlarınızı, buraya yeni bölüm tahminlerinizi yazabilirsiniz.

•••

SOSYAL MEDYA
Wattpad: -BuzlarKralicesi
Instagram: buzlarkralicesioffical
YouTube: Gülay Sena Dündar

HİKÂYENİN INSTAGRAM HESAPLARI
@halikarnastabirgece
@lalalsancakofficial
@valentinoriccardoofficial
@lalentinofanclub

Loading...
0%