Yeni Üyelik
5.
Bölüm

♚ Sahte Karım ve Kuyruklu Yalanımız | 2/1

@buzlarkralicesi

-2/1-

Ajansa döndüğünde oldukça yorgun ve bitik bir hâldeydi Arya. Çalışanların dinlenme odası olarak kullandığı odaya girdi biraz olsun dinlenmek için. Kapıyı aralayıp içeri girdiğinde Mira'nın da kendisi gibi yorgun argın bir biçimde ayaklarını uzatmış dinlendiğini görünce arkadaşının çaprazındaki koltuğa bıraktı kendini. "Allah'ım, ne gündü..."

Çok geçmeden ev arkadaşının varlığını fark etmiş olan Mira yorgun gözlerine rağmen soru üstüne soru sıralamaktan çekinmedi. "Eee kanka ne oldu, nasıl oldu? Anlaştınız mı? Kabul ettin mi? Nasıl olacak şimdi?"

Dostu böylesine yorgunken nasıl oluyordu da kendinde bu enerjiyi bulabiliyordu? Diğer bir soru ise, düşük çeneli Mira'nın hangi sorusundan başlamalıydı? O sitemkâr davranmayı tercih etti. Zira bugün ziyadesiyle yorulmuştu. Biraz huşu içinde dinlenmeye ihtiyacı vardı. "Öfff... Bir dursana be kızım, gelir gelmez taramalı tüfek gibi."

"Ay senin olayları böyle hafife almana bitiyorum Arya be! Hayır, evleneceğin adam Tibet Ünal olmasa ben de bu kadar yaygara koparmayacağım ama..."

Gözlerini devirdi Arya. "Ben de senin zamparanın tenine popstarmış gibi davranmana deli oluyorum Miracığım ama ne yaparsın işte, arkadaş için her şeye katlanıyorsun." Ayaklarını sehpaya uzattığında ne kadar çok zonkladıklarını düşünüp yüzünü ekşitti. Yarın kesinlikle davul gibi şişecekleri kesindi.

"Çapkınlar Kralı'na böyle bir yakıştırma yaptığına inanmak istemiyorum."

"Mira, abartma. O da senin benim gibi bir insan. Az önce yanından geliyorum ve seni tenzih ederim tıpkı bizler gibi iki gözü, iki kulağı var."

"Abartmıyorum hayatım! Abartan ben değilim! Tüm kadınların göz bebeğidir o, neden anlamıyorsun? Vakti zamanında az mı stalklamadım sosyal medya hesaplarından." İç geçirdi Mira. "Ah, ah... Kaderimde bu da varmış. Sevdiğimi başkalarıyla göreceksem eğer kör olsun bu gözler!-" Aniden olayları ne kadar dramatize ettiğini fark etti ve kendine geldi. "Pardon ya, frekanslar karıştı aniden. Hem... Benimkisi aşk değildi ki, göz çapkınlığıydı. En yakın arkadaşımla evlendiriyorum onu, artık eniştem sayılır."

Tek heceli bir kahkaha attı genç kız. Ev arkadaşının Tibet denen o adam için bir anlığına kendini kaybetmiş olmasına büyük altından güldü ve karşılık verdi. "Tatlım merak etme, aramızda öyle hayal ettiğin tarzda şeyler olmayacağı için enişten sayılmaz. Ve emin ol, biz boşandıktan sonra evlenmeniz için her şeyi yaparım. Nikâh askerleriniz benden!"

"Ha ha ha, çok komik! Kızım allık mı bu, ruj mi sanki öyle kolayca paylaşıyorsun?" Sağ elini çenesinin altına sıkıştırdıktan sonra tüm ilgisini Arya'ya verdi Mira. "Hem dalga geçme de anlat. Yakından nasıldı? Fotoğraflardaki gibi yakışıklı mıydı?"

Huysuz bir edayla omuz silkti kız. "Ne bileyim, tipsizin teki işte."

"Arya Allah çarpar!"

"Ya, tamam. Fena değildi işte." Gerçek duyguları bu yönde değildi tabii. Arya'nın gözünde Tibet denen o adam Yunan heykelleri gibi kusursuzdu. Hafif yanık ten, özenle şekillendirilmiş dalgalı saçlar, mavi mi yeşil mi olduğunu bir türlü çözemediği ilginç renkli gözler, özene bezene yaratılmış düzgün bir çene, kusursuz bembeyaz dişler... Uzun boyu ve kaslarından bahsetmiyordu bile. Ancak böyle düşündüğü gibi anlatsaydı muhtemelen Mira'nın ağzına aylarca sakız olurdu. Bu yüzden çok da gerçekçi olmayan düşüncelerini beyan etti.

Mira ise yakın arkadaşının Tibet Ünal'ı fena değildi işte, tarzı bir cümleyle tanımlamasına hâlâ inanamıyordu. "Sende ileri derece astigmat gelişti galiba kızım, ne tipsizi? Ne demek fena değil? Biz aynı Tibet Ünal'dan bahsetmiyor muyuz? Sen onun düşük bütçeli hologramıyla buluşmadığına emin misin? Bütün kızlar onun peşinde, Allah'tan kork be!" Ne yalan söylesindi, Arya'nın nişanlısı Yavuz da tam manasıyla taş denebilecek türde yakışıklı bir adamdı ancak onun yüzünde tekinsiz bir sinsilik vardı ona göre. Mira adamı gördüğü ilk andan beri içi ısınamamıştı bir türlü.

"Bütün kızlar peşinde diye ben de sevmek zorunda mıyım?"

Sabır çekti ve konuyu değiştirdi Mira. "Anlaştınız yani, evleniyorsunuz."

"Evet, prensipte anlaştık."

"Ay inanmıyorum, sahte de olsa evleniyorsunuz! Tibet Ünal benim eniştem mi oluyor şimdi?"

"Düşündüğün tarzda bir şey olmayacak." İmalı bakışlarla Mira'yı süzdü genç kız. "Sıfır kilometre çiziksiz, kaportası sağlam bir şekilde bırakacağım eline anahtarı boşandıktan sonra. Ha tabii benden önceki hasarlarını bilemem, firmamız mesul değildir." Alaycı bir ifade takınarak kıkırdadı.

"Geç dalganı sen, geç!" Tavırlı bakışlarını ev arkadaşına diktikten sonra büyük bir dilekte bulundu Mira. İnşallah o sinsi Yavuz'u bırakırdı da Tibet Ünal'a âşık olurdu en yakın arkadaşı. Ve tabii Tibet de ona. Birbirilerine körkütük âşık olma ihtimalini şöyle bir düşündü de... Ne mükemmel olurdu! Peri masalı gibi.

●●●

Çekteki sıfırlara bakarken kör olmuştu Aras. "Ve sen de bu paraya evet dedin, öyle mi?"

Omuzlarını indirip kaldırırken "Başka çarem yoktu." demekle yetindi Tibet. Ne diyebilirdi ki? İçinde bulunduğu durumda teklifi kabul etmediği takdirde çok daha büyük şeyler kaybedecek, koca bir servetten mahrum kalacaktı. Yine en mantıklı kararı vermişti. Üstelik yeni birini bulmak artık aylarını alırdı. Her şeyden önce bu kadın güvenilir ve profesyonel görünmüştü gözüne.

Alaycı bir ses tonuyla "Tibet Ünal'ın başka çaresi yoktu?" diye tekrar etti dostunun sözünü. "Tibet Ünal'sın ve başka çarem mi yoktu? Eski sevgililerinden birine evlilik teklifi etseydin daha ucuza kapatırdın yemin ediyorum."

Aynı alaycılıkla yanıt verdi Tibet. "He, doğru söylüyorsun kardeşim. Eski sevgililerimden biriyle evlenseydim de paçayı kurtaramasaydım. Sonra çoluk çocuk, torun torba derken boşanmak hayal olsaydı." Durup düşündü. "Her şeyden önce kadının evlilik boyunca yapacağı harcamaları düşünemiyorum bile! Ceyda'ya evlilik teklifi ettiğimi düşünsene bir kere! Biz boşanana kadar Ünalların serveti diye bir şey kalır mıydı acaba? Kadın bir haftalık yurt dışı tatilinden yirmi bavulla geliyordu be!" Eski sevgililerini düşündükçe dehşete düştü. Aralarında makul alışverişler yapan tek bir kadın bile bulamadı o an. "Ben hepsini peşin ödedim, kurtuldum kardeşim. Daha doğrusu henüz ödemedim bile, peyderpey ödeyeceğim."

"Ha ödeme konusunda kolaylık da sağladı ablamız? Güzelmiş."

Tek kaşını kaldıran adam "Kıza asılırken pek de ablanız gibi değildi Aras Bey." diyerek onu laf arasında söylediği sözle, kendi silahıyla vurdu.

Laf ebeliği yapmaktan usanmayan Aras ise durmaya niyeti olmadığını bir kez daha gösterdi. "Nasıl anlaştınız mesela? Yarısı şimdi, yarısı iş bittikten sonra mı? Kiralık katil gibi." Güldü Aras.

Tibet ise dostunun olayları sürekli şakaya vurmasını gözlerini kısarak seyrediyordu. Her şeye rağmen neşeli olması ve olanı biteni şakayla karşılamasına anlam veremiyordu. Nasıl başarıyordu başlarına gelenleri bu denli hafife almayı? Tabii kendisi de ondan pek de farklı sayılmazdı. Şakacıktan evlendiği düşünülürse... "Boşandıktan sonra o kadar çok param olacak ki para içinde yüzeceğim. Büyük bir servetin tek varisi olacağım. Yani verdiğim paranın lafı bile olmaz."

"Ona eminim de... Senin bu kızla işin var benden söylemesi."

"Neden?"

"Ne demek neden? Kız cadının önde gideni, cadalozun bayrak tutanı!"

Onaylarcasına başını salladı Tibet. "Doğru. Atanamamış süpürgesiz cadı." Ona karşı tavırlarını hatırladı da, çekilecek cinsten değildi galiba.

"Bununla ömür geçmez kardo."

"Geçmeyecek zaten oğlum, ömürlük almıyorum zaten."

Gözlerini kıstı ve düşünceli bir ifadeyle "Valla her şey tamam, cadaloz falan da bayağı güzel be abi. Sülün gibi kız." dedi Aras. İmalı bakışlarını can dostuna dikti. "Hazır evlenmişken bu fırsatı kaçırma be oğlum, ha?"

"Saçmalama Aras, şu işle özel hayatı karıştırma huyundan vazgeç! Biz o kızla bir anlaşma yaptık, iş anlaşması gibi bir şey düşün." Kesin bir tavır koydu adam. "Anlaştık, yatak döşek yok."

Sıkılmış bir ifadeyle ofladı Aras. Hevesi kaçmıştı. "Amaaan, ot gibi yaşam! Çok sıkıcı."

Her zamanki çapkın gülüşüyle yakıcı bakışlarını taçlandırdı ve "Ama özel hayatıma karışmayacak." diye karşılık verdi.

"Oh be, bari serdeki çapkınlığını kurtardık desene!"

Tibet ise "Dalga geçme be." derken aralarındaki gülüşmeye karşılık vermekten alıkoyamadı kendini.

...

*

YAZAR NOTU: Merhaba canımlar! 💖 Kısa sürede bu hikâyeme de eskisi gibi ilgi toplandığı için oldukça mutluyum. En az ilk versiyonu kadar seviliyor ve bu da beni mutlu ediyor. 🥰
Bu hikâyemi beğenenler ve daha fazla romantik komedi isteyenler için yine bu tür farklı bir hikâyemi daha önereyim dedim. Yine sevap point günümdeyim. 😂
Aşağıya hikâye bilgilerini bırakıyorum, isterseniz bakarsınız. Aşırı öpçükler yolladım! ❤️💐

***


Hikâye Adı: Kalbim Satılık Değildi, Şimdi İndirimde!
Yazar Adı: -BuzlarKralicesi

Loading...
0%