@by4943467gmail.com
|
Duyduklarıma inanamadım benim sırf yaşı küçük diye vazgeçtiğim sevdiğimi şimdi babası başka bir adamamı veriyordu hemde babası yaşın'daki adama yapamam başkasına yar edemem gerekirse kendim dokumam Gazal'a ama alacam onu vermem başkaşkasına "olmaz vermem veremem! " "awir daha ne kadar kaçacaksın sevdinden başkasının koynuna girdiğindemi gidecen ona!" en yakın dostu bawer anlamıyordu onu ne vardı gitse kavuşsa sevdiğine belki kızda sevecekti onu. "kaçmayacam bawer kaçmayacam gazalımı da o şerefsize bırakmayacam sevdirecem kendimi!.hazırlat uçağı mardin'e gidiyoruz" "tamam" "Bende anamı babamı arayayım müjdeli haberi verecem arslanlar'a yeni gelin geliyor" uzaklaştı kan kardeşinin yanından awir odasına girdi yerleştirdi eşyalarını bavulara. işin en zor kısmına geldi babasını arayacaktı geçti terasa oturdu divana aradı babasını telefon ilk calışta açtı telefonu babası bekletmez oğlunun telefonunu bilirdi sevda uğruna terk etti kendi topraklarını evladının özlemiyle kavruluyordu cengiz ağa. "awir oğlum" "babam nasılsın" "eyim eyim hayırdır siz bizi kolay kolay aramasınız" bozuk atıyordu oğluna bilirdi kolay kolay aramazdı kimseyi. "Babam anama söyle hazırlıklarına başlasın yarın akşama kız istemeye gidecez" cengiz ağa duyduklarına inanamadı inadını kırmıştı oğlu koca bir kahkaha patlatı babasının kahkasının son bulmasını bekledi sonra devam etti lafına. "hayırdır nedir bu acelen yetimi 4 yıl kaçtın buralardan olmadı demi uzaklaşamadın sevdiğinden" "o da var ama asıl sebebi kızı başkasına vermiş hüseyin vermemiş satmış babası, babası yaşındaki adama babam ben gelene kadar durdurasın yoksa oraya gelirsem sıkarım o herifin kafasına! " cengiz ağa duyduklarına inanamadı oğlu kahyanın kızına sevdalanmış kızla arasın da on yaş vardı normalde asla izi vermezdi araların daki yaş farkı yüzünden ama kızın yaşlı bir herife gideceğine oğluna alırdı daha iyi en azından oğlu kıza zarar vermezdi hemen sordu oğluna "kim alacakmış benim gelinimi gözün arkada kalmasın ben hal edecem sen gelene kadar ama sende söz veresin Hüseyin'i karşında gördün'de sakin kalacan kimse babasının katilini sevmez duydunumu beni awir! " sıkıntılı bir nefes verip cevap verdi babası doğru söylüyordu . kimse sevmezdi babasının katilini biliyordu bunu. "Tamam baba sen yeter ki durdur" kapatı telefonu sevdiği kızın fotoğrafını çıkartı izlemeye başladı kafasına taktığı beyaz ağır işlemeli yazma ile üzerindeki gözleri ile aynı renk zümrüt yeşili elbise vardı artık onun olacaktı belki uzak dıracaktı ama yanın da olacaktı ya yeterdi ona. Aklına nasıl tanıştıklatı geldi. düşmanları adamları yanın da değilken saldırmıştı ona arabasını firen sistemini bozmuşlardı kaza yapmıştı araba takla atmıştı Gazal uzaktan görmüş koşmuştu arabanın yanına arabanın kapısı açmıştı awir ağayı karşısın da görmeyi beklemiyordu mardini en acımasız ağası diye biliyordu kemerini açıp çekecekti adamı sonra onlara doğru gelen uzaktan arabaları gördü durdular arabaları uzakta etrafı arayorlardı adamlar. anladı awir ağayı aradıkları sürükleye sürükleye çıkart arabadan babasının çalıştiği çiftlik oradaydı awir ağanındı o çiftlikte sürükledi oraya kadar awir ağa actı gözlerini birinin ona yardım etiğini anladı parmağıyla ahırı işaret etti Gazal anladı onu saklanacağına yeri gösteriyordu sürükledi oraya awir ağayı. eve geç kalıyordu babası çok kızacaktı ama şu an umrunda değildi. açtı ahırın kapısının sürükledi samanların arasına sakladı koskaca adamı awir ağa yarı açık gözler ile bakıyordu ona anlamıyordu kim yardım ediyordu ona Gazal ahırın camından adamların onlara doğru geldiğini fark etti çıktı hemen dışarıya yazması ile ağzını yüzünü de sakladı ahırdan uzaklaştı adamlardan biri fark etti onu gitti hemen kızın yanına gitti . "hele bakasın bacım" Gazal korkuyordu ama yapması lazımdı yoksa ölecekti awir ağa. "buyur ağam" adam çok sert bakıyordu devam etti konuşmaya "buralar da 1.90 boyun da, kara gözlü, gür saçlı, kemikli yüzü, yaralı bir adam gördün mü de hele" awir ağayı tarif ediyordu tam saydığı gibi bir adamdı dahası sert kasları, heybetli vücudu, fazla yakışıklı yüzü, kara gözlerine ve saçlarına zıt olan beyaz tenli vardı. Gazal düşünmeden verdi cevabını. "yok ağam ben burda çakışırım görmedim kimseyi" "bak bacım iyi düşün emin misin" "eminim ağam görmedim kimse geçmedi burdan" adam oradan uzaklaştı ama inanmamıştı kıza bir saat aradılar bulamagınca birini arayıp gittiler. Gazal gittiklerini görünce koştu ahıra samanları çekti adamın üzerinden seslendi. "ağam uyan ağam gittiler aç gözlerini iyi misin?" awir duyduğu naif ince ses ile geldi kendine karşısındaki melek miydi ölmüşte cennete mi düşmüştü sordu kıza. "s.sen . Ki.kim.sin" "Gazal ben ağam şimdi kal burada bekle beni" tam ayaklanacaken tutu bileğini gazalın o nasıl gözdü öyle sayıkladı "git.gitme kal ya.yanım.da" gazal şaşırdı koskoca awir ağa ona gitmemi diyordu sonra yarası geldi aklına ondan öyle söylüyor zanneti yarasına bakacak birşeyler arayacaktı. "ağam gitmiycem yaralısın ona bakmam lazım pansuman malzemeleri vardı ahırda yaralı atlar için onları alacam buradalar zaten" kalktı pansuman malzemeleri atların yanındaydı nasıl alacaktı korkardı o atlardan bir anlık cesaretle bir kolu aldı büyük çantayı kaötı hemen oradan geldi adamın yanına "geldim ağam" awir ağa gelmişti kendine açmıştı gözlerini kızın hareketlerini izledi yarası ağır değildi karnı'nın sağ tarafı kesilmişti biraz dikiş ve pansuman gerekir Gazalın parmakları usulca gömleğinin parmaklarına gitti ama çok utanıyordu al al oldu yanakları awir ağa kızın iki düğmeyi böyle korkulu gözlerle açtığını görünce tutu elini. "istemiyorsan yapma gazal" "ama mikrop kaparsınız siz çıkarın ben dikkatlice yaparım babam demişti enfeksiyon mu kaparmış iyileşmezmiş" "yaşın kaç senin" "16 ağam" güldü awir kız çok tatlıydı süzdü istemeden sesli bir şekilde yutkundu yaşı küçük gibi duruyordu ama vücudu tam tersi dolgundu gögüsleri kalçaları gazalın sesini yeni duyuyordu dalmıştı beyaz tene yarayı temizlerken gerdanı açılmıştı gazalın bunu fark edince toparlandı hemen. "bitti ağam nasıl gideceksiniz ben bu kadarını yaparım anca" "sen dışarıda bekle bir adam gelecek sarışın uzun boylu awir diye bağırır onu buraya getir ben söylerim seni bulur o" sıkıntılı bir nefes verdi gazal eve gitmesi gerekiyordu gebertecekti babası "tamam ağam" dedi çiktı dışarıya awir, baweri aradı anlatı bütün olanları hava kararmaya başlamıştı bir adam ona doğru. "awir nerede" "şey ahırda" "bak küçük kız burada olanları kimseye söyle miyceksin anladın mı" gazalın eline bir kağıt tutuşturup "bu para susmana yardımcı olur belki hadi uzaklaş burdan" gazal ne diyeceğini bilemedi o para için yapmamıştı ki awir ağa onu para gözmü sandı ama sadece bir teşekkür beklemişti. "HALA NE BEKLERSİN UZAKLAŞ BURDAN!" korktu gazal koşarak uzaklaştı çok ağladı o gün birde babasından hem azar hemde dayak yemişti kırılmıştı gazal awir ağaya onun için dayak yemişti ona verilen çeki sakladı ne olduğunu bilmiyordu ama adamı dediğine göre değerliydi bir gün tekrar karşılaşırlarsa geri verecekti ona. |
0% |