Hayallere dalmak geliyor içimden sonra bir içim olmadığı geliyor aklıma. Herkesi memnun etmeye çalışmaktan bitirdiğim, tükettiğim, sonunu getirdiğim içim. Balkona çıkıyor biraz hava alayım diyorum etrafa bakıyorum her şey, herkes yerli yerinde bir ben ziyan olmuşum. Kimseyi de memnun edememişim sonunda. Bu tükenmişlik boğuyor beni.
~
Alarmın sesiyle gözlerimi araladım, yatakta gerindikten sonra ayağa kalkıp banyoya doğru ilerledim. Elimi, yüzümü yıkayip minik prensesi de uyandırmak için odasına doğru yol aldım. Kapıyı aralayarak kenardan onu izliyordum ne kadar da huzurlu uyuyordu, minik elleri yastığının altında kalmış adeta bir kelebek kozası gibi içine kapanmıştı. Ama bu huzura bir ses getirmek gerekiyordu çünkü geç kalmamalıydık.
" minik fare uyanma vakti " biraz dönüp dolaştıktan sonra o da gözlerini açtı. Güzel yüzlü kızım benim.
' günaydın güşincim ' işte duymak için dünyaları vereceğim o ses.
" günaydın birtanem hadi kalk elini yüzünü yıkayalim ve kahvaltı yapmaya gidelim okula geç kalmak istemeyiz değil mi?"
' tamam kalıyoyum güşincim , bana patateşli omlet yapaşın dimi güşin ?' Çok açıktığını hemen belli etmeyi başarmıştı. En sevmediği şey aç kalmaktı kızımın.
" tabiki yaparım minik fare hadi bakalım banyoya marş marş " minik prensesimide uyandırdığıma göre artık mutfağa gidebilirdim. Hızlı adımlarla mutfağa ilerledim. Burası evde en çok vakit geçirmekten hoşlandığım yerdi. Yemek yaparken çok mutlu hissediyor adeta kendimi kaybediyordum. Ne yazık ki yaptıklarımı yeme konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim . Ama yine de birilerinin (genellikle Aselin) yediğini görmek beni yeterince mutlu ediyordu. Ben hızlıca kahvaltı hazırlarken Asel de üzerini değişmiş ve yanıma gelmişti
" hadi otur bakalım farecik güzelce karnını doyur"
' sen de benimle yemelişim güşin, tek başıma yemek iştemiyorum' Uzun süredir yemek yemeye mecalim olmadığını görüyor olması beni harap ediyordu. O da yanlız başına hiçbir şey yapmaktan hoşlanmıyordu. El mahkûm eşlik edecektim.
" tamam hadi bakalım bende yiyorum, bakalim kim önce bitirecek."
' tabiki ben' kahvaltıdan sonra masayı toparlayıp giyinmeye geçmiştim. Asel aşağıda oyuncaklarıyla oynyor bense yatağımın üzerine attığım kıyafetleri giyiniyordum. Her gün ne giyineceğim kaygısı gerçekten çok yorucuydu. Saçımı ve makyajımı da tamamlayıp bugün yapacağımız etkinlikler için dolaptan gerekli malzemeleri aldım, kutuya özenle yerleştirdim ardından Aselin yanına gittim.
" hadi bakalım geç kalmayalım ayakkabılarını giyme zamanı "
'yaşaşın okula gidiyoyuz' Yol biraz uzun sürdü ama neyse ki bugün trafik çok yoğun değildi ve hızlıca okula gelmeyi başarmıştık. Bahçeye arabayı park edip eşyaları bagajdan aldıktan sonra okula geçtik. İste okulum, hayallerimi süsleyen bir bina. İçine duygularımı katmadan bomboş olacak bir bina.
"Hadi Asel sen şu kenarda otur ve oyuncaklarla oyna birazdan arkadaşların gelecek ve çok güzel vakit geçireceğiz.
'tamam Güşin' Bu sırada ben de masaları, yapılacak aktiviteleri ve oyun eşyalarını tek tek hazırlamıştım normalde arkadaşım İdil de yanımda olurdu ama bugün biraz hasta olduğu için gelmedi daha doğrusu gelmemesini ben istemiştim çünkü burada çocuklarla beraberdik ve çocuklar çok çabuk hastalanıyordu. çocukların hasta olması istediğim son şey bile değildi . yavaş yavaş veliler çocukları getirmeye başlamışlardı sesler bahçeden ta buraya geliyordu.
" asel hadi bakalım arkadaşlarını karşılayalım" ' geliyoyum. Ne kadar belli etmese de yeni insanlarla tanışacak olması minik kuzumu biraz geriyordu. Ama ben ona güveniyordum, gayet sıcakkanlı ve cana yakın tavırlarıyla herkesle arkadaş olmayı başarabilecekti. Beraber kapıya doğru ilerledik, öğrencilerimi içeriye alıyor ve bir yandan da velileri uğurluyordum. Sonunda tüm sınıfım bir araya gelmişti. Bu sene çok kalabalık olmasını istememiştim çünkü Asele yeterince vakit ayıramamak beni üzüyordu. 12 kişiydi sınıfım ve bence aslında ideal rakamlar bu şekilde olmalıydı. Bu arda ben Güzin, Güzin Akça okul öncesi öğretmeniyim. Kendi adıma çokta büyük olmayan tek sınıftan oluşan bir okulum var. Asel ile hayata tutunmam için kurduğum okulum. Ve Aselim biricik kızım. Hayatı bir yalanla başlayan küçük kız çocuğu. Elbisemin eteklerinden çekilmemle minik öğrencime baktım merakla yüzüme bakıyordu.
'şey aşaba siz kimşiniz' doğru kendimi onlara tanıtmayı unutmuştum.
" evet minik misafirlerim öncelikle size kendimi tanıtayım ben Güzin Akça sizin öğretmeninizim bundan sonraki zamanlarımızı bereber geçireceğiz, şimdi hepiniz hoşgeldiniz.ben kendimi tanıttım, artık sıra sizde" Minik kuzularım da isimlerini söyledikten sonra sıra Aselime gelmişti yüzler ona dönmüş ismini söylemesini bekliyorlardı
' benim işmim Aşel ' parmağıyla beni göstererek ' o da benin annem habeyiniş olşun ' dedi. Gülmemek için kendimi ne kadar zor tuttuğumu söylemeliyim. Minik farem beni kıskanıyordu. O sırada öğrencilerimden Çağan ayağa kalkıp aselin yanına gitti
"Aşel bence o ikimişin de anneşi olşun " minik kızım durur mu hemen köpürdü tabi
'hayiy dedim o benim Güşinim şenin olmaş olmaşın olmaşın' olayın kavgaya doğru gittiğini anlayip hemen konuyu değiştirmeye çalıştım
" hadi bakalım çağan sen yerine otur hep beraber etkinlik yapmaya başlayalım olur mu , kim zürafaları sever bugün sizinle zürafalar boyayalım eve gidince de herkes ailesine zürafalarını gösterir" hep bir ağızdan evet diye bağırınca bende hemen boya malzemelerini ayarladim ve etkinliğe başladık. Gün farklı oyun aktiviteleri, boyamalar, şarkılar, oyunlar ve daha niceleri ile geçtimişti çok şükür bir sorun çıkmamış herkes uyum sağlamıştı, artık kuzularımın eve gitme saati gelmişti.
" bugün eğlendik mi bakalim?"
'EVETTT'
" Mutlu muyuz?"
' EVETTTT'
" O zaman yarın görüşmek üzere kuzularım "
' güle güle öyetmenim' hepsiyle vedalaştıktan sonra onları teker teker velilerine teslim etmiştim. Gerçekten bunu teker teker yapmıştım çünkü en hassas olduğum konulardan birisi de buydu. civar semtlerde anaokulundan çıkan çocukları velileriymiş gibi alan ve kaçıran kişiler olduğu haberlere çıkmıştı ve bu beni epey endişelendirmişti. Bu yüzden okul başlamadan bir hafta önce velilerle toplantı yapmış ve bu konuda hassas olduğumu belirterek çocukları okuldan kimler alacaksa bizzat tanışmıştım ayrica başka birinin gelip alması durumunda bana bilgi verilmesini, gelecek olan kişinin tarif edilmesini istemiştim. Velilerin de bu tutumumdan hoşlandıkları aşikardı çünkü kimse evladının başına bir şey gelsin istemezdi ne de olsa.
Herkesi eve yolladıktan sonra geriye kızımla beraber kalmıştık.
" Evet Aselim hadi benim işim bitti çıkabiliriz artık. "
'Güşin senin şosun(çocuğun) şadece benim di mi?'
" tabiki öylesin birtanem "
' çanı sakın alma, şen sadece benim annemşin'
" çağanı almam annecim onun zaten bir annesi var üzülme sen , hadi atla bakalım kucağıma arabaya geçelim"
' yuppi' Arabaya binmeden yorgunluğunu belli ediyordu Asel hemen mayışmıştı. Onu koltuğuna oturtup kemerini bağladıktan sonra bende oturup arabayı çalıştırdım. Giderken Asel uyuyakalmıştı. Eve geldiğimizde Aseli kucağıma alarak eve girdim. Kapıyı açarken o da gözlerini açtı.
'Güşin ben çok acıktım ' Asel oyun oynamaya odasına gitmiş bende yemek hazırlamak için mutfaktaydım. Yemekler bir yandan pişerken telofon çaldı, arayan canım arkadaşım İdildi .
" kuzum Nasıl oldun, arayamadım kusura bakma fırsat bulamadım bir türlü
' iyiyim canım sıkıntı değil biliyorum ben seni zaten o kadar da kötü değildim biliyorsun senin ısrarlarınla evde kaldım. Siz ne yaptınız yorulmuşsundur tek başına'
" yok ya beni biliyorsun onlarla gecirdiğim her vakit ilaç gibi geliyor bana. Ama gözüm seni aramadı değil canım arkadaşım"
' iyiyim şimdi ilac da aldım yarin geleceğim inşallah, görüşeceğiz. Aslında aklıma bir şey geldi onun için aradım seni, ben çocuklar için poğaça yaptım sen de tatli bir şey yapsan da bahçede piknik yapalım yarın hava çok güzel olacakmış '
" olur valla iyi düşünmüşsün idilim ne yapsam acaba cupcake mi yapsam rengârenk hoşlarına da gider"
'ayy çok iyi olur bence, heyecanlandım hemen bak '
" iyi o zaman anlaştık yarın görüşürüz o zaman hayatım, hoşçakal dikkat et kendine "
'görüşürüz güzin sen de dikkat et '
Yemekler hazır olunca Aseli de çağırıp bir güzel yedirmiş uykuya hazır hale getirmiştim. Yemek faslı bitince, Aseli banyoya sokmuştum. Saçlarını örüp yatırdıktan sonra bende pijamalarımı giyip yatağa uzandım. Yorgunkuktan kısa bir süre sonra uyuya kalmışım.
Ertesi Sabah alarmının sesiyle gözlerimi açtı, yeni bir güne uyanmalı ve yeni yaşantılara merhaba demek için bir an önce kalkmalıydım. Yavaş adımlarla banyoya doğru ilerledim, banyodaki işlerimi halledip doğruca mutfağa geçtim. minik kuzularım için rengârenk cupkekler hazırlamaya başlamalıydım. Dolaptan yumurtaları çıkardım, bir kaba kırdığım yumurtaların üzerine şeker ilave edip bir güzel çırptım. Diğer malzemeleri de ekleyerek kek harcını tamamlayınca doğruca pişmeleri için onlari fırına yolladım. Mutfaktaki işlerimi de halledince sıra Aselime gelmişti. Asel'i uyandırmış, kahvaltısını yapmasına yardımcı olmuştum. Üzerimizi giydikten aonra okula doğru yol almaya başlamıştık.
'Güşin hadi müşik açalim' bu isteği kırabilmem ne yazık ki mümkün değildi. Hemen radyoyu açtım.
Gitsin bekler mi kalpsiz
Başkalarını sevsin o (sevsin o)
Gülsün zamansız yersiz
Ben olmasam da gezsin o, tozsun o, gamsız o
Dersini almaz arsız o, yüzsüz o, mutlu o aaaa
Yatağını özler dayanamaz döner o
Aşk gözünü bürür sonra erir o
Belki bir rüzgar götürebilir onu olsun düşer o
Yaşayamam ben onsuz
Yapamam ben onsuz
Açılır eller onu bekler
Doğruydu bende onsuz yapamazdım, yaşayamazdım hatta. Biricik Aselim benim.
Şarkıya eşlik ederek okula varmıştık sonunda. Arabadan indikten sonra Aseli de indirerek bagajdaki malzemeleri alıp okulun kapısına doğru ilerledik.Kafamı kaldırmamla birlikte kapıda bizi karşılayan İdil'i görünce ona doğru adeta koşmaya başlamıştım.
-" işte görmeyi en çok istediğim insan, o kadar özledim ki kuzum" sıkıca sarıldım o da kollarını hemen bana dolamıştı.
-' bende seni hayatım , ben de seni. Görmeyeli biraz zayıflamış mısın sen bana mı öyle geliyor yoksa?' Doğruydu o kadar uzun süredir doğru düzgün beslenmiyordum ki zayıflamamış olmam imkânsızdı ayrıca vücuduma en ufak bir çöküş hemen yansıyordu. Fakat İdil'in bunu bilmesine ve üzülmesine gerek yoktu.
-" o kadar da zayıflamadım ya sen beni uzun zamandır görmedin ya ondan öyle zannettin" yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen ikiliydik biz ama bu yaz idil'in annesi Selma teyzem biraz rahatsızlandığı için İdil'in onun yanına gitmesi gerekmişti. Bu bizi bi hayli uzak düşürmüş ve birbirimize çokça özlem duymamıza sebebiyet vermişti.
- 'İyi hadi bakalım bi an önce içeriye girelim hazırlıkları tamamlayalım bende Aselkuşumla özlem gidereyim diğer minnoşlar gelmeden'
-" E hadi gidelim de gider özlemini" Beraber eşyaları da alarak içeriye girmiştik. Ben bir yandan masaları hazırlamaya koyulmuştum, İdil de Asel ile birlikte sohvet ediyor arada bir bana el atmayı da ihmal etmiyordu tabi ki. Ardından yavaş yavaş öğrenciler gelmeye başlamıştı.
Öğrencilerim gelmiş, yapacağımız bütün aktiviteleri tamamlamıştık. Şimdi piknik için dışarıya çıkmaya hazırdık. Sakin adımlarla çocukları bahçeye çıkarmıştık. Dışarıda olmak onlara çok iyi gelmişti. Çocuklar açık havada o kadar mutluydular ki hiç oturmamışlardı. İdil ablalarının ve benim yaptıklarımızı da çok sevmiş, ikişer üçer tane yemişlerdi. Sonunda gün bitmiş ve eve gitme saati gelmişti. Uzülerek de olsa minik kuzularım anne babalarıyla birlikte eve gitmeye başlamışlardı. Herkesi eve yollayınca birtek biz kalmıştık. Ben de ortalığı biraz daha toplarken, Aselim İdil teyzesi ile beraber bahçede oturuyordu. Ortalığı topladıktan sonra aklımau zun zamandır Aselden dolayı alışverişe fırsat bulamadığım gelmişti. İdil de olmadığı için Aseli bırakacak kimsem yoktu. Artık idil burada olduğuna göre ufak bi kaçamak yapabilirdim.
"İdil burdan sonra boş musun acaba Asel'i bir kaç saatliğine sana bıraksam da Alışverişe gitsem. Uzun zamandır gidemedim, bir türlü fırsat olmadı ?"
'Boşum canım bırak tabi ne demek, hem biz Aselimle beraber vakit vazgeçiririz özledik birbirimizi. Di mi teyzeciğim?' İşte bu çok güzel bir haberdi. Hep beraber arabaya bindik ve İdil'in evine doğru sürmeye başladım. Eve gelince kızlar arabadan indi.
-" İdil teyzeyi üzmek yok tamam mı Asel, yaramazlık yapma"
- 'tamam güşin '
-' hadi annesi sen git artık prensesle beni yalnız bırakta bereber oyunlar oynayalım
-" tamam gidiyorum bir şey isterseniz arayın tamam mı "
- 'tamam kuzum sen merak etme hadi git artık ' İdil'in evinden ayrılıp alışveriş merkezine doğru yola koyuldum.
Uzun soluklu bir alışveriş yapmış, yapamadıklarımın acısını çıkarmıştım. Kendime yeni giysiler ve kitaplar , Asele yeni elbiseler, İdil'e de çok güzel bir çanta aldıktan sonra sonunda eksiklerim ve alacaklarım bitmişti. Biraz dinlenmek için bir kafeye girmeye karar verdim. Kafeye girip içeceğim kahveyi söyledim. Kahvem hazir olunca rahat bir yer bulup oturmuştum. Kahveyi yudumlarken yarınki etkinlikler için örnek bakmaya başladım. Telefona takılmış bu yüzden de kahveyi soğutmuştum. Yeni bir kahve alarak kalkmaya karar verdim. Dışarıya çıkıp arabama doğru ilerlemeye başladım. Yolda giderken kahveme de devam edebilirdim. Elimde kahvemle ilerlerken idilden mesaj gelmesiyle telofonumu açtım. Beraber çekildikleri fotoğrafları yollamıştı idil, onlara bakınca birden merdivene takılmamla tam düşecekken kendimi birinin kucağında buluverdim.
"Ayy"
- ' Tuttum sizi, endişelenmeyin' Kafamı kaldırıp yüzüne bakınca pek de yabancı biri olmadığını fark ettim.
-"Batuhan bey ?"
- ' Evet Güzin hanım'
-" Şey aa burda ne işiniz var acaba?"
-'Yakınlarda bir toplantım vardı erken bitti bende dolaşmak için gelmiştim ya siz?'
-" Benim de birkaç eksiğim vardı onun için gelmiştim.Bu sırada hâlâ Batuhan beyin kucağında olduğumu fark ettim , kıpırdanmaya başlamamdan o da hâlâ beni kucağında tuttuğunu farkına varmış olmalı ki yavaşça yere indirdi.
- " teşekkür ederim Batuhan Bey telefona dalmışım sanırım önümü göremedim "
-' Rica ederim Güzin hanım uzaktan görüp seslendim ama duymadınız dalgın gibiydiniz yanınıza ilerlerken bir anda takılınca kucağıma kaldırmak zorunda bulundum yanlış anlamamayın lütfen '
- " Yok ne yanlış anlaşılması Batuhan Bey teşekkür ederim siz olmasaydınız pek de iyi olaylar yaşanmayacaktı "
-'İyisiniz değil mi '
-" Sayenizde İyiyim tekrar teşekkür ederim " Batuhan bey bir anda sinirlenir gibi oldu yanlış bir şey mi söylemiştim acaba anlamadan?
-'Teşekkür edip durmayın lütfen kim olsa yardım ederdi ben bir şey yapmadım ki '
-" Peki Batuhan Bey " Teşekkürüme niye kızıyor ki şimdi bu adam. Ne var yani ben teşekkür etmeyi ilke haline getirmiş biriydim. Bunda kızacak, sinirlenecek ne vardı? Düşüncemi öksüren Batuhan bey böldü:
-' Vaktiniz var mı acaba birlikte bir akşam yemeği yiyebilir miyiz , biraz otururdunuz hem bir şeyiniz olmadığından emin olurdum. Içim pek rahat etmedi?' Etmez tabi Niye etsin ki!
-" Vaktim var olabilir Batuhan Bey " Idile bir arkadaşımla karşılaştığımı yemek yemeyi teklif ettiğini yazdım. İdil iyi olduklarını, rahat rahat hareket etmem gerektiğini yazmıştı. Hem dışarı çıkmak bana iyi gelmişti. Bi yemek de hiç fena olmazdı.
- 'Tamam o zaman buyrun arabam bu tarafta geçelim" Yönlendirdiği yöne doğru Batuhan Beyle ilerliyorduk ne ucuz atlatmıştım ya. Bu sıralar fazla dalgınca işler yapıyorum, hiç benlik hareketler değildi bunlar. Gayet kontrollü bir insanımdır genelde. Biraz yürüdükten sonra sanırım artık gelmişik. Arabanın yanına gelince Batuhan Bey kapımı açarak binememe yardımcı oldu, ardından yerleşmemi bekledi. Emin olunca kapıyı kapattı. Kendi de yerleşince arabayı sürmeye başladı. Uzun süren sessizliği bozan Batuhan bey olmuştu.
-'Yorgunluktan sanırım '
-" Anlamadım?"
-'Dalganındınız ya onun için söylüyorum, çocuklar çok yoruyor sanırım sizi?'
-" Yok hayır onlar benim yaşam kaynaklarım, hepsiyle geçirdiğim vakit benim için çok kıymetli. Birkaç gündür bu açılış işlerine koşturdum ondan dolayı sanırım " Endişeyle yüzüme doğru baktı. Çok anlayışlı bir bakıştı bu , bana ufak bir tebessüm bile ettirmişti.
-' İyi olun da '
-" Efendim?"
-'Siz benim için kıymetlisiniz yani bizim için dikat edin lütfen çocuklarımız size emanet neticede, size bir zarar gelsin istemem, istemeyiz.'
-" Evet haklısınız Batuhan Bey ."
-' Batuhan. Lütfen sadece Batuhan ben de Güzin diyebilir miyim?'
-"Olur Siz aman Batuhan nasıl istersen."
-' Peki Güzin' böyle de 40 yıllık arkadaş gibi olduk ya bi değişik geldi normalde velilerime karşı hep Bey , Hanım şeklinde hitap ederim. Fakat Batuhanla zaten önceden de tanışıyorduk yani zaten yabancı sayılamazdık. Pek yakın da değildik ama. Sonunda gelmiş olacağız ki Batuhan arabayı park etti. Arabadan inerek kapıma yöneldi kapıyı açacakken, o tekrar kapımı açarak inmeme yardımcı oldu.Bunlar pek gördüğüm, yaşadığım hareketler değildi malesef ama ne yalan söyleyeyim hoşuma gitmişti. Batuhan yolu göstererek ilerlemiş ve Restorana geçmiştik. Garsonun bize gösterdiği uygun bir masaya oturduk.
'Özellikle yemek istediği bir şey var mı?'
" Yok, aslında sen daha önceden buraya gelmiş gibisin sana bırakıyorum"
' Evet sık sık gelirim buraya balığı çok güzeldir uygunsa söyleyebilirim'
"Olsun benim için uygun"
' Pardon bakar mısınız, biz iki tane levrek alabilir miyiz'
'Içecek olarak ne alırdınız acaba'
'Ben beyaz şarap alayım, Güzin sen?'
" Ben limonlu soda istiyorum, teşekkür ederim "
'İçkiyle pek aran yok sanırım?'
" Evet öyle, çocuklardan dolayı pek kullanmıyorum"
'Okul zamanına daha var aslında çok mu etkiliyor seni?'
"Sadece okul için değil evde de olduğu için içmiyorum"
'Evde de derken?'
"Aseli diyorum, sen görmemiş miydin ki"
'Asel, evet sınıftan peki neden senin evinde?' Ne yani bu adam bilmiyor muydu?
"Kızım benim ya hani nerede olacaktı başka?"
'Ne demek kızın' Bu kadar şaşırmasını pek anlayamadım şimdi. Nasıl haberi dahi olmazdı. En çok o bir şeyler anlar diye şüphe etmiştim hatta.
" Evet kızım neden bu kadar şaşırdın ki?"
'Yani Güzin biliyorsun ben Akif Beyle yani babanla da çalıştım, biz beraber bir çok iş yürüttük, yakındık ama bana böyle bi şey söylememişti senin için, yani ben evlendiğini bilmiyordum onun için bu kadar şaşırdım kusura bakma lütfen. Peki eşin o ne yapıyor?'
"Anladım Batuhan babam neden bahsetmedi bilemiyorum konusu açılmamıştır yoksa sizi biliyorum ben, babamla neler yaptığınızı ne kadar yakın olduğunuzu. Eşim konusuna gelirsek de evli değilim ben." Bakışları önceki saniyelere göre yumuşamış daha anlayışlı bir hâl almıştı düsündüğümün aksine. Genelde bu kısmı söyleyince pek iyi tepkilerle karşılaştığım söylenemezdi. Bunu söylemek üzmüyordu beni, artık yorulmuş olsam gerek insanların zorlu bakışlarından, aşşağılamalarından ne yani bu kadar kötü bir şey miydi evli olmadan çocuk sahibi olmam. Benim sözlerimden sonra Batuhan daha ağzını açmamış, soru sormaya yeltenmemişti. Hâlâ tepkilerini tam olarak anlamayı başaramamıştım. Az sonra garson yemekleri getirmiş, servise başlamıştı. Ben yemeye başlamış, arada bir Batuhanın yüzüne bakıyordum. Batuhan yemeğine dokunmamıştı sadece şarabını yudumluyordu. Sözlerim şok etkisi yaratmış gibiydi onda. Neden bu denli şok olduğunu çözemesem de er geç öğrenirdim. Ben neler neler öğrenmemiştim ki ;)
Bölüm : 18.12.2024 05:26 tarihinde eklendi