Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Acı

@cagtucu_sinem

TUANA NAZ AK'tan

 

Karanlık... Gözlerimi açtığımda kapkaranlık bir odadaydım, yerde yatıyordum kolumda inanılmaz bir acı vardı oynattığım anda yüzümü buruşturdum. En son hatırladığımda kafama sert bir cisimle vurmuşlardı ve arabaya bindirmişlerdi. Elimi acıyan koluma götürdüğümde sargılı olarak buldum, canım çok ama çok yanıyordu.

 

Kim kaçırmıştı beni?

 

Kapı birden açıldı içeriye giren Leya'nın hayatını mahveden o şerefsizdi!

 

Emir Uzunlar...

 

ÇAĞAN EFE AK'tan

 

Telefonumla Doktor'u arıyordum ama açmıyordu ve ben çıldırmak üzereydim. Leya'yı aradığımda o da açmıyordu, en sonunda araba sesi duydum eve çok şiddetli girmişti dışarıya çıktım, Leya arabadan bir hışımla indi ağlıyordu.

 

Peki o, neredeydi? Neden arabadan inmemişti?

 

Leya koşarak bana doğru geldi, ağlamaktan gözleri şişmişti konuşmaya başladığında sesi kısılmıştı.

 

LEYA: A-abi, yengem... Yengemi kaçırdılar abi...

 

Söylediği sözle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü, Leya'nın bağırışına evde ki herkes koşmuştu. Sanki sesimi almışlardı benden o derece konuşamıyordum, zorla yutkundum ve nefes almaya çalıştım.

 

ÇAĞAN: Ne d-demek...... Kaçırıldı? N-nasıl oldu ?

 

LEYA: Eczaneden ilaçları aldı sonra yan tarafta ki markete girdi bize dondurma almıştı arabaya doğru geliyordu, arkadan bir adam geldi kolunu tuttu ve tokat attı bende tam o sırada arabadan inmiş Tuana'nın yanına koşuyordum ama daha yanına varamadan beni de iki tane adam tuttu bırakın diye bağırdım, çırpındım. Tuana'ya baktığımda ona tokat atan adamın bacak arasına tekme vurmuştu ama başka adamlarda yanına geldi zorla tuttular onu abi...

 

Leya nefes nefeseydi dudağı patlamış ve gözünün altı morarmıştı, kollarında da morluklar vardı istemsizce kollarını tuttum morlukların üzerine dokundum. Neye baktığımı anlamış olacak ki susmuştu tekrardan konuşmaya başladı.

 

LEYA: Tuana'yı kurtarmak için çırpınırken oldu bunlar... Zorla tuttular onu bizim adamlarda indi arabadan silahlarını çıkardılar karşılıklı çatışma olunca Tuana kolundan vuruldu, vurulduğunu görünce bu sefer yanımda ki bir adama kafa attım ama diğer adam saçlarımdan tutup bu sefer bana vurdu, o yüzden yüzümün hâli bu... Yetişemedim abi kafasına sert birşeyle vurup arabaya bindirdiler onu, koştum arabanın camlarına vurdum ama araba gitti. Ondan sonra direkt arabaya atlayıp buraya geldim işte.

 

Leya'nın anlattıklarıyla sanki nefesim direkt kesilmişti, sanki boğazımı biri sıkıyordu Yağız yanıma geldi omzundan tuttu.

 

YAĞIZ: Çağan, kardeşim sakin ol derin derin nefes al lütfen.

 

Bir anda öksürmeye başladım su getirmişlerdi ve onu içtim sakince, ben nefesimi düzene sokarken Yağız elini Leya'nın çenesine koydu yaralarına bakmak için sonra onu kendine çekip sarıldı. Melike Hanım'a işaret edip Leya'yı almasını istedi ve Melike Hanım'la Leya içeriye girmişlerdi. Yağız arkasına dönüp Selim'e seslendi, onunda burnundan soluduğuna emindim.

 

YAĞIZ: SELİMM!! BÜTÜN ADAMLARI BURAYA TOPLA!! HEMEEEN!!

 

SELİM: Emredersin Abi hemen hallediyorum.

 

Selim gitmişti ve ben ilk defa ne yapacağımı bilmiyordum, sanki beynim durmuştu önceden ne yapılması gerektiğini düşünen ben şimdi hiç birşey düşünemiyordum.

 

ÇAĞAN: Yağız!.. Yağız bana yardım et, benim beynim durdu kardeşim n'apıcaz biz ha?! Nasıl kaçırırlar yaa benim karım'ı ?!!

 

YAĞIZ: Çağan bak, anlıyorum şuan da sağlıklı düşünemiyorsun, ama kendini toparlaman lazım. Tuana'yı bulucaz Kardeşim.

 

Babam yanımıza gelmişti ellerini omzuma koydu ve konuşmaya başladı.

 

İSMAİL: Biliyorum şuan aklın durmuş durumda seni anlıyorum da-

 

ÇAĞAN: YA NEYİNİ ANLIYORSUN BABA! BENİM KARIM KAÇIRILDI DİYORUM SEN BANA GELMİŞ SENİ ANLIYORUM DİYORSUN!!

 

Babama bağırdığımı yüzüme sert bir tokat yedikten sonra anlamıştım, Leya'ya "Sesinin tınısına dikkat et" derken ben kendim bağırmıştım.

 

İSMAİL: Kendine gel Çağan! Ben sana böyle olacak durumlarda sakin kalmanı öğrettim oğlum o yüzden lütfen derin bir nefes al! Bu tokadı da kendine gelmen için attım.

 

Babam haklıydı benim kendime gelmem lazımdı o yüzden derin derin nefes almaya başladım o sırada adamlar geldi başlarında Selim'le beraber, Yağız lafa girdi.

 

YAĞIZ:Şimdi herkes kulağını açıp beni dinlesin duyanlar da duymayanlara münasip bir şekilde anlatsın, ikinciye tekrar etmeyeceğim çünkü! Biliyorsunuz ki Tuana kaçırıldı ve kaçırılırken bazı adamlarımız vuruldu, Tuana'nın kaçırıldığı yerin kamera kayıtlarını tek tek harfiyen inceleyeceğiz, gerekirse gram uyku uyunmayacak! Arabanın plakasını alın ve tek tek hangi sokaklardan geçmiş bunların kamera kayıtlarını da istiyorum hemen elimde olsun! Haydi!!

 

SELİM: Duydunuz Yağız Bey'in dediğini! Haydi işe koyulmaya! Efendim benden bir isteğiniz yoksa bende işe koyulayım?

 

İSMAİL: Sen benimle toplantı odasına gel Selim bir kaç işimiz var.

 

SELİM: Efendim saygısızlık etmek istemem ama Yenge'yi bulmak için bende adamlarla çalışsam?

 

ÇAĞAN:Selim sen babam ne diyorsa onu yap. Bildiği birşey vardır onun, o yüzden onunla git.

 

SELİM: Emredersiniz Çağan Bey'im.

 

Ben öyle dedikten sonra babam bana gülümsedi ve tek elini omzuma koydu, bana sarıldı ve kulağıma doğru fısıldadı.

 

İSMAİL: Karın'ı bulacağız oğlum merak etme. :)

 

Bunu dedikten sonra Selim'le beraber toplantı odasına gittiler, Yağız yanıma doğru geldi.

 

YAĞIZ: Hadi gel bizde depoya gidelim en azından orda birşeyler yapmaya çalışalım.

 

ÇAĞAN: Önce bir Leya'ya bakalım da Kardeşim ondan sonra gidelim.

 

Yağız kafa salladı ve içeriye girdik, Melike Hanım Leya'ya pansuman yapıyordu, Yağız elinden aldı ve o devam etti Melike Hanım konuşmaya başladı ağlıyordu.

 

MELİKE:Ben şey soracaktım? Tuana'yı kaçıran şerefsiz Emir Uzunlar olabilir mi?

 

Melik Hanım'ın öyle demesiyle hepimiz ona bakmıştık, gerçekten olabilir miydi?

 

ÇAĞAN:Emir Uzunlar mı? O ne alaka ki?

 

MELİKE: Bilmiyorum, nedense içimden bir ses Tuana'yı Emir Uzunlar'ın kaçırdığını söylüyor.

 

YAĞIZ: İyi de onun derdi Leya ile, Tuana ile ne derdi olsun?

 

LEYA: Ondan beklenir böyle şeyler! Onun derdi benimle evet, zaten sizin düşmanınızdı e beni de nasıl görmüşse artık hiç yüz yüze de gelmemiştik-

 

YAĞIZ: Araştırmıştır o şerefsiz ordan görmüştür seni! Ecdadını siktiğimin herifi!!

 

LEYA: Ben yüz vermeyince tabi zorla tecavüz etmişti bana yani sizin canınızı öyle yakmak istemişti benim üzerimden. Şimdi de Tuana'ya işkence ederek abimin canını yakmaya çalışıyor, ki bunu beceriyorda! Yağız acilen Tuana'yı bulmamız lazım bizim!

 

Yağız bana bende ona baktım, Tuana'yı kaçıran Emir'di buna kanaat getirmiştik. Leya'nın yüzü de kolları da kötüydü Yağız'ın elinden pansumanı alıp ben yapmaya başladım ellerim titriyordu. Leya bunu beklemiyor olacak ki kaskatı kesilmişti.

 

LEYA:A-abi acımıyor benim canım, sen merak etme... Hem bak Tuana'yı da bulacağız sen yeter ki gönlünü ferah tut.

 

Ben daha birşey demeden içeriye Selim girdi.

 

SELİM: Abi kamera kayıtları geldi İsmail Bey toplantı odasına bekliyor sizi.

 

Hemen elimdeki pansuman eşyalarını bırakıp toplantı odasına doğru yürümeye başladım arkamdan da herkes geliyordu. Odaya girdiğimde babam bilgisayarın başında oturup kayıtlara bakıyordu, hemen yanına doğru ilerledim ve başında durdum. Kayıtlara baktığımızda her şey aynen Leya'nın anlattığı gibi olmuştu, o anları izledikçe çıldıracak gibi oluyordum ama kendimi de frenlemem gerekiyordu.

 

O bu haldeyken bu nasıl mümkün olabilirdi peki?

 

Soğukkanlı durmam gerekiyordu kameralarda en son Kadıköy'den sonrası gözükmüyordu, kaydı kapattık ve babam konuşmaya başladı.

 

İSMAİL: O zaman buradan anladığımız kadarıyla Gelin'imi Kadıköy'de bir yere götürmüşler, aramak için bu noktaları kullanacağız. Selim sen bütün adamları topla 1 saate hazır olun hep beraber Kadıköy'e yola çıkacağız, her yeri didik didik arayacağız hadi tüm güvenlik önlemlerini alın!

 

SELİM: Baş üstüne Efendim.

 

Selim odadan çıkmıştı, Yağız konuşmaya başladı.

 

YAĞIZ: Amca biz ne yapalım peki? Hani sen Kadıköy dedin ama, hadi bunlar bizi tuzağa düşürmeye çalışıyorsa, hadi Tuana'yı kameranın görmediği bir yerde başka bir arabaya bindirip, farklı yere götürdülerse o ihtimali de düşünmek gerekiyor ama dimi?

 

Yağız'a baktığımda istemsizce gülümsemiştim benim aklım durduğu zaman o yetişiyordu imdadıma, göz göze geldiğimizde o da gülümsemişti, en sonunda boğazımı temizleyip bende konuşmaya başladım.

 

ÇAĞAN: Evet baba, Yağız haklı bence siz Kadıköy'e gidin, bende Yağız'la beraber Doktor'u aramaya koyulalım.

 

İSMAİL: Aslında ikiniz de haklısınız oğlum. Tamam adamların birazını siz alın yanınıza ne olur ne olmaz ama sizin de güvenliğinizi korumanız lazım.

 

ÇAĞAN: Tamam baba sen merak etme.

 

LEYA: Abi bende sizinle geleceğim-

 

ÇAĞAN: Hayır Leya, sen evde kalıp çocuğunun başında duracaksın.

 

LEYA: Ama abi-

 

YAĞIZ: Leya abin haklı sen evde kal ve oğluna bak.

 

Yağız öyle dedikten sonra Leya zorla da olsa kabul etmişti. Biz de artık Doktor'u aramak için hazırlıklara başlamıştık.

 

Yazardan

Şimdi derin bir nefes alın, gidin elinizi yüzünüzü yıkayın ve su için çünkü bundan sonrası biraz acılı olacak yani şiddet sahnelerini okuyacaksınız ve fark ederseniz eğer bu bölümü uzun yazdım sizleri seviyorum canlarım araya çok girmeyim okumaya devam ediniz lütfen. 🤍

 

TUANA NAZ AK'tan

 

Gelen Emir Uzunlar'dı zorla da olsa ayağa kalktım acıdan yüzümü buruşturdum.

 

TUANA: Ulan şerefsiz, ulan köpek, NE HADDİNE LAN SENİN BENİ KAÇIRMAK ÇABUK BIRAK BENİ ÇABUK!

 

EMİR: Ah Tuana Hanım, ama siz böyle canımı sıkacak kelimeler kurarken bizim anlaşmamız mümkün değil ki.

 

TUANA: Kes lan sesini! Seni bulamazlar mı sanıyorsun ha?! Beni burada bırakırlar mı sanıyorsun?!

 

Emir yaralı olan kolumu sıkarak tutmuştu acıdan boğazımdan küçük bir inilti kopmuştu.

 

EMİR: Benimle konuşurken sesinizin tonuna dikkat edin Tuana Hanım canınızı yakmaktan hiç gocunmam!

 

Sinirle ve canımın acısıyla suratına tükürdüm buna sinirlenmiş olacak ki kolumu bırakıp yüzüme tokat attı. Elimi yanağıma götürdüm dudağımın kenarı kanamıştı ve gülerek tekrar onun yüzüne döndüm.

 

TUANA: Beni böyle mi korkutacaksın Emir Uzunlar ? Şiddet uygulayarak mı?! Beni eninde sonunda bulacaklar o zaman bunların bin mislini yaşatırlar sana!

 

EMİR: Sen şimdi bunları düşünmeyi bırak, kendini düşün sana yaşatacaklarımı düşün! Çağan'a o kadar güzel bir yanlış adres verdim ki onlar seni o adreste arayarak zaman kaybedecekler. Düşünmediğimi sanıyorlar herhalde kamera kayıtlarını, neyse gelelim konumuza sana öyle şeyler yapıcam ki o kadar acı çekeceksin ki ömrün boyunca unutmayacaksın bu yaşadıklarını ;)

 

TUANA: Ne diyorsun lan sen ha?! Senin derdin ne benimle ben ne yaptım sana?! Gerçi benim birşey yapmama gerek yok ki ben seni nerde görsem Leya'ya yaşattıklarının acısını çok fena çıkartacaktım zaten!

 

EMİR: Benim seninle bir derdim yok Tuana Hanım, benim derdim Leya sadece onu istiyorum, sen elimde sadece Çağan'a, Yağız'a ve diğerlerine karşı kullanacağım bir koz olarak varsın.

 

TUANA: Leya'mı?! O zorla tecavüz ettiğin kız mı?! Leya senin hiçbir şeyin değil ve olamaz da!! Bunu o iğrenç beynine sok, Sen-

 

Dediklerime sinirlenmiş olacak ki sert bir şekilde saçlarımdan tutmuş ve beni odadan zorla çıkarmıştı.

 

EMİR: Senin dilin fazla uzadı sanki ha?! Ama merak etme birazdan susar ve sadece çığlıkların konuşur!

 

En aşağı bodrum kata indirmiş ve beni sertçe yere atmıştı, ayağa kalkmaya çalıştığımda ise kendisi tekrardan kolumdan tutup beni odada ki sandalyeye oturttu. Odanın etrafında çeşitli bıçaklar vardı, neye baktığımı anlamış olacak ki gülümsemişti yutkundum ama korkmadım. Eline ip alıp etrafımdan doladı ve beni sandalyeye bağladı, eline bir bıçak alıp dibime doğru geldi ve önümde durdu.

 

EMİR: Şimdi yapacaklarım için sizden çok ama çok özür diliyorum Tuana Hanım, ama bu aileye girmekte sizin suçunuz eğer bu ailede olmasaydınız bunları yaşamayacaktınız.

 

Pis pis sırıtarak gülüyordu ve ben fazlasıyla sinirliydim ayaklarımı bağlamamıştı ve bende bacağına sert bir tekme atmıştım. Ama hiçbir şey yapmadı bıçağı alıp boynumun altı göğsümün üst tarafında bir yere biraz derin bir çizik attı. Gözlerimi kapatmış ve dişlerimi sıkmıştım ama kesinlikle çığlık atmıyordum.

 

EMİR: Benim ne çeşit bir insan olduğumu en iyi sen anlatırsın onlara!

 

Kollarıma da aynısını yapmıştı ama ben hiçbir şekilde çığlık atmamıştım ona istediğini vermeyecektim acı çektiğimi ona göstermeyecek ve bu zevki ona yaşatmayacaktım Ak ailesinin gelini olduğumu ve en önemlisi Tuana Naz olduğumu böylece anlayacaktı.

 

Nerdesin Çağan neden hâlâ ortada yoksun ?

 

En sonunda dayanamamış ve bayılmıştım...

 

ÇAĞAN EFE AK'tan

 

Hazırlıkları bitirmiş ve hepimiz yola çıkmıştık, akşam olmak üzereydi, Yağız'la beraber arabaya binmiştik arabayı süren Yağız'dı, ortam sessizdi ne onun ağzını bıçak açıyordu ne de benim, en son dayanamamış olacak ki konuşmaya başladı.

 

YAĞIZ: Çağan, şimdi ben sana birşey sorucam ama bana kızmayacaksın.

 

ÇAĞAN: Söz veremem Yağız'cım soracağın soruya bağlı.

 

YAĞIZ: O zaman ben hiç sormayım kardeşim biz yolumuza devam edelim.

 

ÇAĞAN: Ne soracaksan sor Yağız hadi?!

 

YAĞIZ: Korkuyor musun? Yani Tuana'ya birşey olacak diye korkuyor musun demek istedim?

 

Konuya öyle bir yerden girmişti ki sorduğu soruyla afallamıştım.

 

Korkuyorum...

 

Ona birşey olacak diye korkuyordum evet...

 

Bölüm Sonu.

 

Sizce nasıldı bu bölüm ? Biraz üzüleceğiz demiştik. Lütfen sizlerden ricam yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyiniz. Hadi sorularıma geçelim.

 

Sizce Çağan'ın Yağız'a cevabı ne olacak?

 

Bu bölüm farkettiniz mi bilmiyorum Yağız ve Leya Tuana kaçırıldığından beri ona "Tuana" diye hitap ediyorlar, ama Tuana yanlarındayken ona "Yenge" diye hitap ediyorlar. :)

 

Emir'in amacı ne sizce? Neden Tuana'yı kaçırdı ve ona işkence ediyor?

 

Tuana'nın Ak ailesinin gelini olduğunu kabul etmesine şaşırdınız dimi?

 

Lütfen destek olun oy ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?

 

Instagram: cagtucu_sinem

TikTok: cagtucu_sinem

Loading...
0%