Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Işık Gibi

@cagtucu_sinem

LEYA AK'tan

 

Gelen Berat Tiryaki'ydi... Ayağa kalktım ve sakinleşmeye çalıştım Berat abi yanıma doğru geliyordu, karşımda durdu ve konuşmaya başladı ağlamıştı gözleri kıpkırmızıydı ordan anlamıştım.

 

BERAT: Çağan nerde?! Benim kardeşim bu haldeyken senin abin nerde?!

 

LEYA: Berat abi önce bir sakin ol, abim Tuana'yı vuran iti bulmaya gitti annemlerde onun yanında, sen gel otur şöyle bir sakinleş herşeyi anlatıcam sana.

 

BERAT: Senin adın Leya'ydı değil mi?!

 

Evet anlamında kafamı sallamıştım, gözlerini kapatıp birkaç saniye derin nefes aldı sakinleşmek için yapıyordu.

 

BERAT: Şimdi bana neler olduğunu anlatmanı istiyorum senden, kim bu adam? Neden Tuana'yı kaçırdı?

 

Öylece olduğum yerde sandalyeye oturdum Berat abi de yanıma oturdu benim ardımdan. Her şeyi tek tek anlatmaya başladım.

 

...

 

ÇAĞAN EFE AK'tan

 

Yoldaydık, depoya gidiyorduk içim içimi yiyordu çünkü çok gergindim korkuyordum O'na birşey olacak diye. Elimi ağzıma götürüp istemsizce ısırmıştım, o sırada elimin üzerine bir el dokunmuş ve elimi indirmişti, bunu yapan Yağız'dı.

 

YAĞIZ: Kendine zarar verme, kendine zarar vererek birşey elde edemezsin anlıyorum canın acıyor -her ne kadar bize belli etmeyip inkâr etsende- neyse. Çağan, Tuana iyileşecek emin ol iyileşecek Kardeşim sen bana güven.

 

Derin derin yutkundum gözlerim dolmuştu, nefes alıp konuşmaya başladım.

 

ÇAĞAN: B-Ben ilk defa böyle oluyorum oğlum, ne oldu bana inan bilmiyorum aklımda, kalbimde karmakarışık. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyorum... Yağız bana ne oluyor ? Evet haklısın korkuyorum O'na birşey olacak diye çok korkuyorum oğlum ben. Benim yüzümden o kız o hâlde, zamanında zorlamasaydım onu evlenmeye belki bu hâlde olmayacaktı!

 

Sinirlenerek elimi ön tarafa vurdum, Yağız'a baktığımda sırıtıyordu.

 

ÇAĞAN: Ne sırıtıyorsun oğlum?! Ciddi birşey söylüyoruz sana şurada!

 

YAĞIZ: Ben tam olarak "korkuyorum" da takılı kaldım kardeşim kusura bakma. Ben adamın hâlinden anlarım kardeşim, sana en başından beri diyordum aşık olduğunu, tabi sen göt korkusundan gurur yapıpta birşey demiyordun-

 

ÇAĞAN: Yağız siktirtme belanı, biz sana burda içimizi döküyoruz senin dediğine bak amına koyayım!

 

Yağız dilini damağına vurdu ve ardından konuşmaya başladı.

 

YAĞIZ: Çağan, kardeşim ağzına yakışıyor mu hiç böyle küfürler ? Lütfen ama sen evli barklı bir adamsın.

 

ÇAĞAN: Yağız sağa çek ve siktir git arabadan!

 

YAĞIZ: Tamam be tamam sakin ol ortamı yumuşatmaya çalışıyorum sen de yardımcı olmuyorsun. Bak Tuana iyileşecek inan bana, çünkü ben kalpten inanıyorum benim kardeşimin iyileşeceğine, Çağan, biz farkında olmadan o kıza çok bağlandık kardeşim, inan bana ona bunu yaşatan itin ölmesini bende çok istiyorum özellikle Leya'ya yaptıkları için.

 

Yağız haklıydı sadece susup yolun bitmesini beklemiştim, O'na birşey olmaması tek temennimdi çünkü eğer birşey olursa ben yaşayamazdım...

 

YAĞIZ KILINÇ'tan

 

Depoya gelmiştik adamlar bizim kapıları açtığında Teyzem, amcam, Çağan ve ben depoya doğru yürüdük içeriye girdiğimizde Emir piçi iki elleri yukarıdan, ayakları da aşağıdan bağlı bir şekilde bize doğru bakıyordu.

 

EMİR: Oooo hoş geldiniz Ak Ailesi ve sevgili Kılınç. Çağan'cım sürprizim nasıl beğendin mi?

 

Sırıtarak konuşuyordu Çağan'dan önce ben davranıp suratına sert bir yumruk geçirmiştim.

 

YAĞIZ: O sürprizi alır senin bir tarafına sokarım lan pezevenk!

 

Emir kendine gelmeye çalışırken ağzındaki kanı tükürüyordu, o sırada ısıtıcının çalışma sesini duyduğumuzda hepimiz o yöne bakmıştık. Teyzem bıçağın ucunu ısıtıyordu, ucu kırmızı bir hâl aldığında ısıtıcıyı bıraktı ve Emir'e doğru dönüp yürümeye başladı.

 

MELİKE: Önce benim kızımı tehdit ederek ona tecavüz ettin, onu travmaya soktun sonra benim gelinimi kaçırıp türlü işkenceyle beraber ardından onu göğsünün tam ortasından vurdun! Sence bu senin yanına kalacak mıydı lan?! Biz onların intikamını almadan durabilecek miydik haa?!

 

Bunları konuşurken hepimizin canı ayrı yanıyordu bunu biliyordum, ama tabi ki teyzem bunları konuşmakla kalmadı, yaşattı.

 

MELİKE: İnsanların bazı zayıf noktaları vardır ve o noktaya basınca delirirler, delirince de o insanlardan korkmak gerekir.

 

Diyerek ucu ısıtılmış bıçağı Emir'in münasip yerine bastırdı, çığlıkları tüm depoyu doldurmuştu.

 

MELİKE: SELİM! Şunun ağzını bağlayın ve susturun!

 

Bıçağı çektiğinde Selim Emir'in ağzını bağlamıştı, Teyzemi göremiyordum çünkü onun arkasındaydık hepimiz, ama eminim ki gözleri doluydu sesinden anlamıştım çünkü. Amcam ve Çağan'a baktığımda ikisinin de ağzı açık olanları izliyorlardı, ben de dahil hepsinin şaşırdığına emindim çünkü Teyzemden böyle birşey beklemiyorduk hiçbirimiz.

 

MELİKE: Benim kızım nasıl sesini çıkaramayıp, çığlık atamadıysa sende öyle ol istiyorum! Senin de canın yansın ama seni Allah'tan başka kimse duyamasın istiyorum. Çünkü her şeyi gören de bilen de Allah'tır bir tek o görebilir içinde ki acıyı.

 

Bıçağı tekrardan Emir'in münasip yerine bastırdığında bu sefer Emir bağıramamıştı ama kendini sıktığından ve alnındaki terden canının yandığını anlayabiliyorduk hepimiz. Teyzem bıçağı çekip Selim'e verdiğinde Emir nefes alıp vermeye başlamıştı.

 

MELİKE: Selim! Bana silahını ver!

 

Selim hepimize teker teker baktı onay almak için, biz daha birşey demeden Teyzem bağırdı.

 

MELİKE: BANA SİLAHINI VER DEDİM! NE BAKIYORSUN ONLARA ?! ONLAR VARKEN BENİM SÖZÜM SANA GEÇMİYOR MU SELİM?!

 

SELİM: Pardon Melike Hanım özür dilerim.

 

Selim silahını çıkardı ve Teyzeme verdikten sonra bize baktı bizde birşey olmaz dercesine kafamızı sallamıştık. Selim geriye çekildiğinde Teyzem Emir'in yanına doğru gitti.

 

MELİKE: Şimdi sıra geldi gelinime yaşattıklarına. Onu'da göğsünden vurmuştun değil mi?! Sırf bitmek bilmeyen intikam hırsın yüzünden! Sahi neydi senin bizden alman gereken intikam ya?! Ben bilmiyorum da, siz biliyor musunuz Arkadaşlar?!

 

Son soruyu bize sormuştu bizde hayır anlamında kafa salladık tekrardan Emir'e döndüğünde silahı onun göğsüne doğru tuttu tam Tuana'nın vurulduğu hizaya. Emir'i öldürecekti, tam tetiğe bastığında Çağan öne doğru koştu ve Teyzemin elinde ki silahı havaya doğrulttu Emir vurulmamıştı.

 

Teyzem çırpındığında Çağan elinde ki silahı alarak Selim'e doğru uzattı. Sonra da hiç ummadığımız birşey yaparak tek eliyle Teyzeme sarıldı Selim silahı aldıktan sonra diğer elini de teyzemun başına doğru koydu. Hepimiz bu hareketinin karşısında afallasakta uzunca bir zaman sonra bu tabloyu görmek hepimize yetmişti.

 

ÇAĞAN: Şştt, tamam Melike Hanım sakin ol şuan değil, şuan öldürmeyeceğiz onu.

 

Teyzem de ellerini Çağan'ın beline sardı ve daha şiddetli ağlamaya başladı. Amcama baktım o konuşmalıydı çünkü ben konuşacak durumda değildim.

 

İSMAİL: Çağan Melike'yi arabaya götür, Yağız sende onlarla git ben burda kalacağım hastaneye gidin siz.

 

ÇAĞAN: Ama baba-

 

İSMAİL: Lafımı ikiletme Çağan, hadi dedim!

 

Ben, teyzem ve Çağan arabaya doğru gittik, Selim'e burda kalması için konuşmuştum Teyzem arkaya ben ve Çağan da öne bindik ve hastaneye doğru yola çıktık.

 

LEYA AK'tan

 

İşte böyle oldu Berat Abi, babamlar da oraya gitti bulmuşlar galiba o şerefsizi.

 

BERAT: Başına gelenler cidden çok üzücü, peki ya Tuana onunla ne derdi var o itin?!

 

LEYA: Tuana'nın bir suçu yok, Emir'in hastalıklı kafası işte aklınca abime gözdağı vermek istedi daha tam olarak bizimle derdi ne hiç birimiz anlamış değiliz. Yani bu olanlar abimin suçu değil o da istemezdi böyle olmasını.

 

BERAT: Abinin tek suçu benim kardeşimle benden izinsiz evlenmesiydi, onu bu hayata sürükleyen de abindi yani bir nevi senin abin benim kardeşimi ölüme terk etti.

 

LEYA: Sende kendine göre haklısındır belki sonuçta Kardeşin bir anda ortadan kayboldu sonra sen onu bulduğunda nikah masasında oturarak buldun. Bir anlık gelişen birşey Berat abi hani kader onları her şekilde birleştirecekti zaten. Biz istediğimiz kadar engel olsaydıkta onlar evleneceklerdi.

 

Berat abi iki eliyle de yüzünü sıvazladı sabır diler gibi çekinerek elimi omzuna koydum ve konuşmaya başladım.

 

BERAT: Abi, bak Tuana çok güçlü bir kız emin ol iyileşecek öyle kolay vazgeçer mi sanıyorsun sen onu? Bak Tuana bizim aileye geldiğinden beri o kadar çok şey değişti ki bizim evde, yıllardır ölü gibi olan o ev Tuana geldikten sonra canlandı. Benim bebeğimi doğurtan, hastanede ölümden dönmemi sağlayan tek kişi O, ben O'na hayatımı borçluyum abi. Sonra benim kalbi kararmış olan Abimi iyileştirmeye çalışıyor, ki bunu başarıyorda çünkü benim abim eskisi gibi bir insan değil bu da Tuana'nın sayesinde oldu. O bizim karanlık ailemizin tam ortasına bir Işık gibi doğdu.

 

Son dediğim şeyle gülümsemişti akan göz yaşını sildi tam birşey diyecekti ki Yağız'lar gelince sustu Berat abi ayağa kalktı ardından bende.

 

LEYA: Babam nerde?

 

YAĞIZ: Orda kaldı biz geldik sadece.

 

ÇAĞAN: Kayınço-

 

Abim cümlesini tamamlayamadan Berat abi yakasını tuttu ve ardından konuşmaya başladı.

 

BERAT: Benim kardeşim neden bu hâlde Çağan Efe Ak?!

 

Yağız bir kolundan ben diğer kolundan tutmaya başladık ardından Yağız konuşmaya başladı.

 

YAĞIZ: Berat şimdi değil kardeşim lütfen yapma.

 

BERAT: Benim kardeşimin bu hâlde olmasının hesabını verecek! KONUŞSANA LAN!

 

Berat Abi, abime yumruk atmıştı biz öne geçecekken abim bunu engelledi.

 

ÇAĞAN: Karışmayın siz, karışmayın çekilin!

 

Berat abi tekrar yumruk atmıştı abimin dudağının kenarı patlamıştı, şaşırdığımız tek şey abimin karşılık vermemesiydi.

 

LEYA: Berat abi yapma nolur? Lütfen bak az önce ne konuştuk biz seninle lütfen yapma!

 

ÇAĞAN: Yağız, Leya'yı al ve kenarda bekleyin!

 

BERAT: Aslında senin tek suçun benim kardeşimle evlenip onun hayatını kendi ellerinle mahvetmen! En başta alıp götürecektim onu senden dinlemeyecektim onu! Benim kardeşim bu hâldeyken sen neredeydin ulan?!

 

ÇAĞAN: Asıl sen neredeydin kayınço?! Benle evlendikten sonra bir kez olsun arayıp konuştun mu Doktor'la ?! Sırf senden habersiz benimle evlendi diye sırt çevirdin O'na! Şimdi derdin neydi de tekrar ortaya çıktın?!-

 

BERAT: Lan ben şimdi senin!

 

Berat Abi tam yumruk atacakken ben bağırıp tekrar araya girdim.

 

LEYA: YA YETER! Ne yapıyorsunuz siz?! Hastane burası farkında mısınız?! Tuana sizi bu hâlde görse üzülmeyecek mi?! Derdiniz ne sizin yaa yapmayın artık bir kere de kavga olmasın şu siktiğimin hayatında, yeter anladınız mı ?! Ben yoruldum artık birinize birşey olacak diye düşünmekten, her gün birinize birşey olacak korkusuyla elim kalbimde gezmekten yoruldum! Şimdi Tuana bu hâldeyken sizin bu yaptığınız saçmalık sizce normal mi?! Aklınızı başınıza toplayın, ikinizde!

 

Dememle ikisi de susmuşlardı Berat abi bir sandalyeye, abim de diğer sandalyeye oturmuştu bense öylece olduğum yerde ki duvara yaslanmıştım Yağız'a baktım öylece biraz onu izledim. Ona baktığımı hissetmiş olacak ki bana bakmıştı, yanıma doğru geldi elini omzuma koyup başımı göğsüne yasladı ve bana sarıldı. Abim varken çok rahat davranamıyordum aslında, bende ona sarılıp kokusunu içime çektim onun kokusu sakinleştirici etkisi yaratıyordu bende...

 

Ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor içeriden çıktı, hepimiz ayağa kalkıp doktorun söyleyeceklerini bekliyorduk.

 

ÇAĞAN: Eşimin durumu nasıl ?

 

DOKTOR: Tuana Hanım'ın göğsündeki kurşunları çıkardık ama hâlâ hayati tehlikeyi atlatabilmiş değil, yoğun bakıma alıp orada kontrol altında tutacağız şimdilik bu kadar beklemekten başka çare yok iyi günler.

 

Doktor gitmişti ve biz öylece kalakalmıştık, ardından içeriden Tuana'yı çıkarmışlardı, Berat abi bir elinden tutmuştu abimde diğer elinden tutmuştu yoğun bakıma kadar öyle gitmiştik arkasından. Tuana girdikten sonra abim de girmek istemişti ama hemşire izin vermemişti

 

ÇAĞAN: Lütfen girmeme müsaade edin karımı görmem lazım benim.

 

HEMŞİRE: Beyefendi bu hâlde giremezsiniz, üzerinize giymeniz gereken giysiler var, lütfen buyrun.

 

ÇAĞAN EFE AK'tan

 

Giysileri giymiş ve Doktor'un yanına girmiştim, ordaki sandalyeyi çekip yanına doğru oturmuş ve elini tutmuştum ardından sanki beni duyacakmış gibi sesli bir şekilde konuşmaya başladım.

 

ÇAĞAN: Senin yerin burası değil Doktor senin şu an kalkıp hayat kurtarman gerekiyor, hayatla savaşman değil. Yakışıyor mu Çağan Efe Ak'ın Karısına burda yan gelip yatmak ?

 

Yan tarafında ki rahatsız edici monitöre baktım kalp atışlarına, ardından korkarak elini tuttum.

 

ÇAĞAN: Bu senin kalp atışların değil Doktor, senin kalbin deli deli atar sağır eder insanı... Şu hâle bak ben senin elini tutmaya kıyamıyorum, ama o it senin canına kastetti, sana nasıl dokunmaya kalktı aklım almıyor. Yapma bunu vazgeçme benden, bizden lütfen Doktor-

 

Konuşmamı kesen kulağımın dahi alamayacağı o iğrenç ses çıkmıştı aniden başımı monitöre kaldırdım.

 

Tek çizgiydi...

 

Doktor'un kalbi durmuştu...

 

BÖLÜM SONU.

 

Yeni bölüm için sınır 10 oy 30 yorum

 

Bu sefer de soru yok gençler sizleri çok seviyorum oy ve yorumları eksik etmeyin olur mu?

 

Instagram: cagtucu_sinem

TikTok: cagtucu_sinem

Loading...
0%