Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. O Uyanana Kadar

@cagtucu_sinem

ÇAĞAN EFE AK'tan

 

Doktor'un kalbi durmuştu.

 

Elimi nereye koyacağımı şaşırmıştım hemen kendime gelip dışarı koştum ve bağırmaya başladım.

 

ÇAĞAN: DOKTOOR! DOKTOR YOK MU?! DOKTOR ÇAĞIRIN!

 

Sesim neredeyse hastaneyi inletmişti, birkaç doktor ve hemşire hemen toplanmış ve beni yoğun bakımdan çıkarmıştı, küçük bir pencere vardı ordan bakabiliyorduk ellerimi pencereye koydum gözlerimden yaşlar akıyordu.

 

ÇAĞAN: Lütfen... Vazgeçme nolur... Gitme benden, yapma bunu bize... Lütfen bırakma beni Naz...

 

Belki de O'na ilk defa Naz demiştim, ama O, beni duymamıştı...

 

Bir, iki, üç, dönmemişti.

 

Eğer karşımda canlı bir şekilde olsaydı belki de O'na Naz dediğim için bana demediğini bırakmazdı.

 

Dört, beş, altı, yine dönmemişti.

 

Ondan boşanacaktım iyileştiği zaman, çünkü O Beyaz, bense Siyah'tım. O'nu kendi Siyah'ımda yok edemezdim, O sadece Beyaz olarak kalmalıydı.

 

Yedi, sekiz, dokuz yine dönmemişti.

 

O'na deliler gibi aşıktım, deliler gibi seviyordum. Bunu şimdi anlamıştım, neden insanlar hep sevdiklerinin başına birşey geldiği zaman, o kişinin değerini o zaman anlıyordu?

 

Seni seviyorum Naz...

 

Bu sefer dönmüştü işte kalp atışları normaldi, yüzümde istemsizce gülümseme olmuştu.

 

ÇAĞAN: Allah'ım çok şükür sana. Çok şükür...

 

Birinin bana seslendiğini ancak yeni fark ediyordum. Baktığımda, Leya'ydı bana seslenen kişi.

 

LEYA: Abi iyi misin? Bak sakin ol geri döndü işte bırakmadı bizi.

 

O an ki gülümsememle Leya'yı kendime çekip sarıldım, Berat ile de Yağız birbirlerine sarılmışlardı. Leya'yı kendimden çektim, doktor içeriden çıkmış ve bize durum hakkında bilgi vermişti.

 

DOKTOR: Böyle komplikasyonlar olması gayet normal, Tuana Hanım'ın bedeni çok fazla yorgun düşmüş ve de çok kan kaybetmiş o yüzden bedeninin bu şekilde tepki vermesi gayet normal. Hayatî tehlikesi hâlâ devam ediyor maalesef uyanmasını beklemekten başka çaremiz yok... İyi günler Efendim.

 

🖤

 

YAĞIZ KILINÇ'tan

 

Doktorun söylediklerinin ardından 3 saat geçmiş ve akşam olmuştu, amcam dönmüştü teyzem ve Leya yoğun bakımın önünde ki sandalyede oturuyorlardı.

 

YAĞIZ: Leya sen eve mi gitsen acaba ? Aras bu saate kadar sensiz yanında olman lazım çocuğunun. (Aras, Leya'nın bebeğinin ismi)

 

LEYA: Ama Tuana. O'nu nasıl bırakıcam burada?

 

YAĞIZ: Ama Aras'ta bu saate kadar annesiz O, ne yapacak? Hem ilk altı ay anne sütü çok önemli biliyorsun.

 

Bunu dedikten sonra Teyzem sırıtarak güldü. Hay salak kafam bunu Leya ile yalnızken söylemem gerekiyordu.

 

YAĞIZ: Yani... Şey... Yanlış anlaşılmasın Teyze ben görmüştüm de sosyal medyada gezerken ordan aklımda kalmış, o yüzden şey ediverdim.

 

MELİKE: Sıkıntı yok Yağız'cım asıl sen kusura bakma bi'an boşluğuma geldi sadece.

 

YAĞIZ: Ee, neyse hadi Leya gel ben seni eve götüreyim gelirim tekrardan buraya.

 

LEYA: Anne haberdar edin beni lütfen.

 

MELİKE: Tamam kızım sen merak etme.

 

Leya ile arabaya gidiyorduk hastaneden çıktıktan sonra amcam ile karşılaştım ve durdum Leya'ya arabaya geçmesi için işaret verdim.

 

YAĞIZ: Amca ne yaptın bizden sonra? Nasılsın sen?

 

Amcam elini omzuma koydu ardından konuşmaya başladı.

 

İSMAİL: Birşey yapmadım oğlum oturdum ve konuştum sonra aklına ne geliyorsa işte. Çağan nerde? O yok mu yanınızda?

 

YAĞIZ: Vallahi Amca Çağan'ın hâli hâl değil, Tuana'nın bir ara kalbi durdu ameliyattan sonra-

 

İSMAİL: Nee?! İyi mi durumu şimdi?!

 

YAĞIZ: Amca sakin ol geri döndü hayata ama tehlike geçmiş değil dedi doktoru, beklemekten başka çare yokmuş. Bunu dedikten sonra Çağan bir anda fırladı gitti, sığamıyor O, şuan bir yere... Dağıtacak bir yer arıyor yoksa bu kafayla yakmadık can bırakmaz.

 

İSMAİL: Haklısın oğlum, kendi farkında değil belki ama, Tuana'ya deli gibi aşık oldu. Yoksa neden bu hâlde olsun ki? Neyse sen çok bekletme Leya'yı gidin siz. Bende büyük ihtimalle Teyze'ni alıp gelirim eve.

 

YAĞIZ: Ben Leya'yı bıraktıktan sonra geri geleceğim buraya Amca, Çağan'ı yalnız bırakamam bu arada söylemeyi unuttum Tuana'nın ağabeyi Berat Tiryaki, geldi bugün haberin olsun dedim.

 

İSMAİL: Tamam oğlum hadi görüşürüz.

 

Amcamla vedalaştıktan sonra arabaya bindim ve kontağı çalıştırdım, arada sırada Leya'ya bakıyordum ona baktığımı fark etmiş olacak ki konuşmaya başlamıştı.

 

LEYA: Neden bakıyorsun öyle?

 

YAĞIZ: Bilmem, dalıp gitmişim herhalde. Yoksa niye bakayım ki?

 

LEYA: İyi öyle olsun bakalım.

 

YAĞIZ: Eve gidince Oğlunu çok öp yerime olur mu? Ben-

 

Lafımı keserek araya girdi sinirli bir şekilde konuşarak.

 

LEYA: Lütfen "oğlun" demeyi keser misin Yağız?!

 

YAĞIZ: Ben yanlış birşey demedim ki, neden öyle söyledin şimdi?

 

Yavaştan eve doğru yaklaşıyorduk, zaten hastane ve ev arasında çok bir fark yoktu yani yakındı birbirine.

 

LEYA: Çünkü onu bizim oğlumuz olarak kabul ediyorum ben; yani senin ve benim, bizim oğlumuz olsun istiyorum.

 

Leya bu sözleri söylerken evin bahçesine giriş yapmış ve aniden fren yaparak ikimiz de öne savrulmuştuk, Leya'ya şaşkın bir şekilde bakakalmıştım.

 

YAĞIZ: Nee?! Bizim oğlumuz derken?

 

Leya yutkunmuştu ardından tekrar konuşmaya başladı.

 

LEYA: Eğer kabul edersen; Aras'ın babası sen ol istiyorum Yağız? Ben bu konuyu çok uzun zamandır düşünüyorum. Aslında daha önce söyleyecektim ama söyleyemedim, sonra sen bugün bebekle ilgili kelimeler söyleyince içimde istemsizce bir heyecan oluştu. Dedim ki neden olmasın? Yağız bebeğimin babası olmayı kabul eder dedim-

 

Daha fazla birşey demesine müsaade etmeden birden ensesinden tutup kendime çektim ve dudağından öptüm, ilk başta şaşırmış ve elleri havada kalmıştı sonra kendine gelip ellerini yüzüme koydu ve O'da karşılık vermişti. Ardından fazla nefessiz kalmasın diye geri çekilip sarılmıştım, gözlerim doluydu. O'na baktığımda bir elimi yüzüne koydum ve konuşmaya başladım.

 

YAĞIZ: Tabi ki kabul ederim, Aras'ın babası olurum sen yeter ki iste Boncuğum. "Bizim çocuğumuz" aynen senin dediğin gibi olacak.

 

Bunu dedikten sonra Leya derin bir nefes alıp rahatlamıştı sonra tekrar bana sarıldı.

 

LEYA: Seni çok seviyorum Yağız hemde çok.

 

YAĞIZ: Bende seni çok seviyorum Boncuğum. Yalnız var ya bunu duyduktan sonra ağabeyin beni öldürecek, Aras'ın babası o zaman kalır mı bilemem işte.

 

LEYA: Saçma sapan konuşma yaa, hem yengem halleder onu sen merak etme.

 

Leya'nın "Yengem halleder" demesine tebessüm etmiştim, elbette ki hallederdi bunu biliyordum.

 

YAĞIZ: Gönül isterdi ki burada tek başına kalma, ama benim geri dönmem lazım, Çağan doktorun söylediklerinden beri ortada yok ona gidip göz kulak olmam lazım, zaten Teyzemler de gelir ben oraya gittikten sonra Aras'ı öp yerime.

 

LEYA: Tamam sen merak etme siz de dikkat edin kendinize abimin yanından da ayrılma şuan en çok sana ihtiyacı var, onu sen toparlayabilirsin.

 

Leya arabadan inmişti kapıdan içeri girene kadar beklemiş sonrada arabayı çalıştırıp yola çıkmıştım. Yüzümde istemsizce gülümseme vardı bugün ilk defa Leya bana "Seni seviyorum" demişti.

 

O kadar mutluydum ki içim içime sığmıyordu, ben ona yıllarca, çocukluğumdan beri aşıktım ve sonunda o da bana aşık olmuştu. Hiç unutmuyordum annemi ve babamı yeni kaybettiğim zamandı, amcam beni ilk eve getirdiği sıralarda görmüştüm onu, 8 yaşında kaybetmiştim ailemi ama amcam bana bir baba, teyzem de anne gibi bakmışlardı.

 

O ilk gece çok ağlamış ve uyuyamamıştım işte o zaman Leya ve Çağan yanıma gelmiş sıkıca sarılmışlardı bana ardından ikisi de yanımda uyumuştu

 

Sonradan tutulmuştum ben Leya'ya ve o benim kendi içimde bir sır olarak kalmıştı; şimdi ise benim sevdiğim kadın bana aşıktı.

 

🤍

 

Arabayla hastaneye gelmiştim Çağan dışarıda ki bankta oturuyordu, kapıyı açtım ve arabadan indim kilitleyip Çağan'ın yanına doğru yürüdüm beni görmüştü yanına gidip oturdum, elinde sigara vardı onu ilk defa böyle görmüştüm, ben geldiğim için telefondan müziği kapattı. Dinlediği müzikte;

 

Elvan Günaydın-Mustafa Ceceli: Eksik

 

YAĞIZ: Sigaraya mı başladın?

 

ÇAĞAN: Hayır.

 

Kaşımla elinde ki sigarayı işaret ettim.

 

YAĞIZ: O zaman bu ne? İlk defa görüyorum senin sigara içtiğini.

 

ÇAĞAN: ...

 

Birşey dememiş sadece susmuştu, tekrardan konuşmaya başladım.

 

YAĞIZ: Peki ne zamana kadar içmeyi düşünüyorsun?

 

ÇAĞAN: O, uyanana kadar...

 

Çağan'ın dediği kelimeyle boğazıma bir düğüm oturmuştu gözlerim dolmuştu ilk başta konuşamamıştım nefes almaya çalıştım. Elimi Çağan'ın omuzuna koydum gözlerimi kapattım sakinleşmek için ve konuşmaya başladım.

 

YAĞIZ: Uyanacak tabi ki kardeşim, Tuana güçlü kız... Hem senin gibi biriyle baş ediyor oğlum O kız ne sandın ? Sen kardeşine güven, O seni bırakmaz bizi bırakmaz.

 

Çağan'da elini benim elimin üzerine koydu ve bana bakarak konuşmaya başladı, gözleri dolmuştu.

 

ÇAĞAN: Umarım Kardeşim inşAllah uyanacak, uyanması lazım öyle hemen çekip gidemez bir yere.

 

Çağan'ı kendime çekip sarıldım, o da bana sarılmıştı aklıma gelen soruyla geriye çekilmiştim.

 

YAĞIZ: Sana birşey soracağım?

 

ÇAĞAN: Sor Kardeşim.

 

YAĞIZ: Boşanma kararın hâlâ geçerli mi?

 

BÖLÜM SONU.

 

Hehe en heyecanlı yerde kestim 😉

 

Sizce nasıldı bu bölüm?

 

Yağız karakteri çok mükemmel yaa bayılıyorum bu çocuğa. 🖤🤍

 

Lütfen sizlerden ricam destek olun arkadaşlar yorum ve oy yapmayı unutmayın lütfen.

 

Sizleri çoooooooooook ama çok seviyorum iyi ki varsınız ☺️🥰🙏🙏

Lütfen bu şarkıyla dinlemeyi unutmayın

Loading...
0%