Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. Alın Yazımız

@cagtucu_sinem

YAĞIZ KILINÇ'tan

 

YAĞIZ: Boşanma kararın hâlâ geçerli mi?

 

Çağan bu soruyu beklemiyor olacak ki bir süre öylece suratıma bakakalmıştı, elimi kaldırıp sallamaya başladım.

 

YAĞIZ: Çağan birşey desene Kardeşim, daldın gittin.

 

Kendine gelip nefesini verdi ve iki eliyle de yüzünü sıvazladı.

 

ÇAĞAN: Şimdi bunu söylersem kesin bana kızacaksın Yağız ama; beni anlaman gerek Kardeşim, Tuana şuan yoğun bakımda benim yüzümden yatıyor eğer ben onu evlenmeye zorlamasaydım o kızın başına bunlar gelmeyecekti ve şuanda belki de nöbeti bitmiş, evine ağabeyinin yanına gidiyor olacaktı. Ama şuan ne hâlde? İşte bunların hepsi benim yüzümden... Şuan sadece ama sadece tek isteğim gözlerini açması, başka birşey düşünemiyorum. Kararımı soruyorsan eğer vazgeçmedim, onun için, onun iyiliği için ondan boşanacağım... Benim yüzümden daha fazla acı çekmesine izin veremem.

 

YAĞIZ: Ama Çağan-

 

Ben daha konuşamadan beni afallatan bir soru sordu.

 

ÇAĞAN: Sen olsan n'apardın? Yani işin ucunda senin sevdiğin olsa; sen ne yapardın?

 

Yutkundum ve direkt gözlerimi kaçırdım beklemediğim şekilde sormuştu, aklıma Leya gelmişti belkide Çağan haklıydı hiç onun tarafından düşünmemiştim, ama şimdi bunu söyledikten sonra taşlar yerine oturmuştu.

 

Ben olsam eğer sevdiğim için kendi hayatımdan vazgeçerdim...

 

O'nun hayatı için, kendi hayatımdan vazgeçerdim elbette ki...

 

Birşey demedim, daha doğrusu diyemedim. Tekrardan Çağan'a baktığımda hâlâ bana bakıyordu.

 

YAĞIZ: Güzel soru da çalışmadığım yerden geldi... Çağan belki de haklısın Kardeşim bilmiyorum kafam çok karıştı.

 

Gülümsemişti uzun bir zaman sonra, o gülümsedikten sonra bende gülümsedim ve elimi omuzuna koydum.

 

YAĞIZ: Ne olursa olsun senin yanındayım Kardeşim küçüklüğümüzden beri olduğu gibi...

 

Çağan'da karşılık olarak elini omuzuma koydu ve sarıldık.

 

YAĞIZ: Geçsek mi artık içeriye? En azından orada bekleyelim uyanmasını.

 

Karşılık olarak sadece kafa salladı ve içeriye doğru yürümeye başladık.

 

🖤

 

TUANA NAZ AK'tan

 

Naz... Naz kalk hadi kızım ne işin var senin burada?

 

Uzaktan boğuk bir ses geliyordu, yavaştan gözlerimi açmaya çalıştım bomboş bir odada sedyenin üzerinde yatıyordum, etrafıma baktığımda kimse yoktu sadece odaya vuran kapının oradaki bembeyaz ışıktı. Yavaşça ayağa kalktım hastaneydi burası kapıya doğru giderken tekrardan biri bana seslendi ve direkt arkamı döndüm. Babam... Babam karşımda duruyordu.

 

TUANA: B-Baba... S-Senin ne işin var burada? Sen öldün Baba

 

Babam yanıma doğru gelip ellerini omuzuma koydu.

 

FIRAT: Asıl senin burada ne işin var güzel kızım? Daha çok erken değil mi?

 

Yutkundum, babam ve annem 8 yıl önce bir trafik kazasında ölmüşlerdi. Gözlerim dolmuştu ağlayarak babama sımsıkı sarıldım.

 

TUANA: Baba ben seni ve annemi çok özledim, hem de çok 🥺

 

Babam ellerini yüzüme koydu ardından konuşmaya başladı.

 

FIRAT: Annenle bende sizi çok özledik kızım, ama senin için daha çok erken burada olmamak lazım hadi geri dön lütfen yapma.

 

TUANA: Ben çok yoruldum baba, olmuyor annem ve sensiz 8 yıl oldu ama ben hâlâ sizsizliğe alışamadım. Yapma baba bırakma beni geleyim yanınıza.

 

FIRAT: Olmaz kızım, eninde sonunda kavuşacağız. Hem bak seni bekleyenler var, en çokta O...

 

TUANA: Kim?

 

Arkama doğru baktım ve tekrar önüme döndüğümde babam yoktu, geri döndüm ve yatağa yatıp gözlerimi kapattım.

 

🤍

 

ÇAĞAN EFE AK'tan

 

ÇAĞAN: Yağız... Yağız açtı gözlerini.

 

Doktor sonunda gözlerini açmıştı, bize doğru baktı camdan, elimi cama koydum. Doktorlar başındaydı işlemlerini hallediyorlardı.

 

YAĞIZ: Gördüm Kardeşim gördüm. Afferim sana kız, başardın vazgeçmedin.

 

BERAT: Allah'ım sana çok şükür, benim güzel Kardeşim gözümün nuru.

 

Doktor içeriden çıkıp bize bilgi vermişti.

 

DOKTOR: Çağan Bey, Tuana Hanım'ın durumu iyi değerleri gayet normal, birazdan normal odaya alacağız kendisini. Tekrardan geçmiş olsun Efendim.

 

Doktora kafa salladım ardından Yağız lafa girdi.

 

YAĞIZ: Sağolun Doktor Bey iyi günler.

 

Doktor gittikten sonra Yağız bana ters ters bakarak lafa girdi.

 

YAĞIZ: Sen nasıl bir odunsun acaba çok merak ediyorum?! Lan insan bir teşekkür eder amk kafa sallamak ne?!

 

ÇAĞAN: Yağız inan bana şuan hiç umrumda değil Kardeşim haydi Doktor uyandı oğlum. Sen koş babama haber ver ben Doktor'un odasına gideceğim, bu arada sırıtma dağıtırım o sırıtan suratını.

 

Yağız inadıma daha çok sırıtarak gitmişti kafamı iki yana sallayarak ben de Doktor'un yanına gitmiştim, kapıda durdum ve izlemeye başladım hemşireler başında işlerini yapıyorlardı ve Berat'ta Doktor'un yanındaydı. Hemşireler işlerini bitirip odadan çıkmışlardı, ben odaya girmemiştim ağabeyi ile rahat konuşsunlar diye tam gitmeye yeltendiğim sırada O, seslenmişti.

 

TUANA: Çağan.

 

Durup, tekrardan o yöne döndüm, bana bakıyordu Berat ve kendisi.

 

TUANA: Gelsene, niye orada duruyorsun?

 

Bilmem, dercesine kafa salladım ve yanına doğru gittim, Berat bana bakıyordu sonra Doktor'a döndü elini başına koyup okşadı.

 

BERAT: İyi misin benim Güzelim?

 

TUANA: İyi olmaya çalışıyorum diyelim, sen neredeydin ağabey? Neden uzun bir zaman sana ulaşamadım ben?

 

BERAT: Bunları sonra konuşuruz Güzelim, sen şimdi dinlen ben bir aşağıya ineyim.

 

Berat bana baktı kafa salladım o da aynı şekilde kafa salladı ve dışarı çıktı. Doktora baktım sonra da sandalye çekip yanına oturdum, gözlerim boynunda ve kollarında olan yaralara değdi. Dişimi sıktığımı Doktor bana seslendikten sonra farketmiştim.

 

TUANA: Acımıyorlar merak etme... Sen neredeydin Çağan? Neden daha erken gelemedin? Neden beni orada acı çekerken bir başıma bıraktın?

 

Söylediği şeylerden sonra yutkunamamıştım, gözlerim doluydu bulanık görmemden anlamıştım. Bir elim boynuna doğru gitti ama dokunamamıştım ellerimi yumruk yapıp birden sinirle ayağa kalktım. O iti gebertmeye gidecektim, ama gidemeden Doktor elimden tutup beni durdurmuştu.

 

TUANA: Gitme... Sakın gitme dur lütfen... Yapma Çağan... Bu sefer beni yalnız bırakma...

 

İşte son söylediği sözden sonra gözlerimde ki yaşlar bir bir akmıştı, derin bir nefes alıp geri yerime geçmiştim, elimi hâlâ bırakmamıştı zaten bende geri çekmedim. Konuşmaya başladım.

 

ÇAĞAN: Ben... Ben özür dilerim, hepsi benim yüzümden oldu. Koruyamadım seni, o gün eczaneye gitmene izin vermeseydim bunların hiç biri olmayacaktı. Ah salak kafam neden korumalardan birini göndermiyorsun ki?

 

TUANA: Kendini suçlama, sen nereden bilebilirdin ki beni alıp kaçıracağını? Nasılsa onun derdi Leya ile. Şerefsiz piç onu tekrar almaya gücü yetemez zaten de.

 

Gözlerim sürekli boynuna takılıyordu parmak izleri vardı istemsizce diğer elim boynuna gitti ama yine dokunamadım ve elimi yumruk yaptım. Ama bu sefer elimi indirmeden tutup kendi boynuna koydu.

 

ÇAĞAN: Ben sana dokunmaya kıyamazken, o piç sana nasıl dokundu aklım almıyor! Çok canın yandı mı?

 

TUANA: Önemli olan bu değil, geçti gitti sonuçta, sakın kendini suçlu hissetme senin bir suçun yok.

 

ÇAĞAN: Benim tek suçum seni bu evliliğe -kağıt üzerindeki evliliğe- zorlamaktı. Eğer seni zorlamasaydım şuanda bunları yaşamış olmayacaktın.

 

TUANA: "Kader diye birşey var Doktor" demiştin bana hatırlıyor musun? İşte aynı şeyi bende sana söylüyorum Kader diye birşey var Çağan. İkimizi bir araya getirdi biz o şekilde olmasa da başka şekilde tanışıp yine bir araya gelecektik zaten. Bu bizim alın yazımızdı, lütfen ama lütfen kendini suçlu hissetme. Bak ben iyiyim, hayattayım ve de en önemlisi senin yanındayım.

 

"Senin yanındayım" demesiyle eğdiğim başımı tekrar kaldırdım ve şaşkınlıkla O'na baktım, derin bir şekilde yutkundum sonra o güzel zeytin gözlerine değdi gözlerim. Elalarım onun zeytin gözlerinde kayboluyordu resmen, bende hipnoz etkisi yaratıyordu. Kalbim benden bağımsız yine düzensiz atmaya başlamıştı.

 

Tam kendimi toplamış konuşmaya başlayacaktım ki, bir anda Yağız odaya daldı.

 

Hay senin ebeni sikeyim Yağız.

 

Tek elimle yüzümü sıvazladım sabır diler gibi, çünkü diğer elim hâlâ Doktor'un elindeydi. Yağız'a dönüp ters ters baktım ama onun gözleri bende değil ikimizin elindeydi, bir anda sırıtmaya başladı.

 

ÇAĞAN: Lan sen her seferinde şafak operasyonuna gider gibi niye böyle açıyorsun kapıyı?! Kapı çalma adetin yok mu senin amına koyayım?! Yok ben seni dövücem az kaldı her seferinde olur mu bu ya?! Bak hâlâ sırıtıyor, dur lan ben seni bir döveyim de içim rahat etsin!

 

Tam yerimden kalkıyordum ki elimin daha fazla sıkılmasıyla hareket edemedim bakışlarım önce elimize sonra da Doktor'a kaydı, Yağız'a sinirlenmeme gülüyordu.

 

TUANA: Çağan sakin ol, çocuk alt tarafı yanıma geldi.

 

YAĞIZ: Hahh işte yengem haklı, ben onu görmeye geldim, şimdi dedim ki yengem beni çok özlemiştir hatta ve hatta sende özlemişsindir dedim ve böyle dan diye girdim odaya. Hem benim yapım bu biliyorsun Kardeşim,

 

ÇAĞAN: Lan senin yapına sokayım! Sakinim, sakinim... Yok olamıyorum-

 

TUANA: Çağaan uzatma artık tamam.

 

YAĞIZ: Neyse onu bunu geçelim de, ciddi olarak soruyorum iyi misin sen yenge? Bir yerinde ağrın sızın var mı? Psikolojik olarak falan bir sıkıntın varsa eğer söylemen yeterli, beş dakika içinde hepsini buraya yığmazsam şerefsizim böyle de büyük konuşuyorum.

 

TUANA: İyiyim Yağız'cım sen merak etme, sadece bedenen yorgunluğum var, o da normal çünkü çok beden gücü harcadım oradayken.

 

YAĞIZ: Yenge, peki seni neden kaçırmış? Yani seninle derdi ne? Çünkü aramızda en yeni üyesi olan sensin, hiç birşey anlattı mı sana, neden seni kaçırdığıyla ilgili?

 

Yağız'ın konuşmasından sonra Doktor olduğu yerde biraz ayaklandı bizde yardım ettik daha rahat kalkabilsin diye, ardından konuşmaya başladı.

 

TUANA: Nedeni İsmail Bey'miş.

 

Yağız ve ben bir ağızdan sesimiz biraz yüksek bir şekilde bağırmıştık.

 

ÇAĞAN-YAĞIZ: NEEEE?!

 

 

BÖLÜM SONU

 

Hepinize merhaba arkadaşlar nasılsınız? Biliyorum benden bölüm bekliyorsunuz birkaç zamandır, ama maalesef yeni bitirip atabildim çünkü çok yoğunum. Biliyorsunuz ki ben üniversite sınavına hazırlık yapıyordum geçen sene ve doğru dürüst okula gidemediğim için pandemiden dolayı temelim olmamasına rağmen güzel bir puan aldım. Hatta üniversite tercihi yapmıştım gidecektim ama ailem son dakika tercihimi sildirdiler benimle konuştular biraz ve dediler ki, hani geçen sene böyle güzel bir puan aldıysan eğer bu sene daha güzelini yaparsın dediler ve bu yüzden bende tercihimi silip yeniden denemeye karar verdim.

 

Şimdi siz sayın Yazarımız neden bize bunları anlatıyorsunuz. Dediğinizi duyar gibiyim, şu yüzden anlatıyorum bu sene çok fazla aktif olamayacağım yine geçen sene ki gibi yani bölümler çok az gelebilir. Öyle yaz ayında ki gibi sık sık bölüm atamam tabi ki ama yine de gelecek merak etmeyin, vakit buldukça girip yazacağım bölüm. Sizleri çok seviyorum.

 

Instagram: cagtucu_sinem

TikTok: cagtucu_sinem

 

 

Loading...
0%