@cagtucu_sinem
|
TUANA'DAN Çağan'ın dediği şeyle resmen şoka uğramıştım ne demekti ya evlenmek?! Burdan kaçışım yoktu belli ki. TUANA: N-Ne, ne demek evlenicez?! Sen kafayı mı yedin yaaa?! Tanımadığın biri var karşında, ne sen beni tanıyorsun ne de ben seni. Nasıl evlenicez?! ÇAĞAN: "Kader diye bir şey var" Doktor bak, ikimizi nasıl da bir araya getirdi. Hem belli mi olur belki de- Öyle demesiyle sözünü kestim, ben burda ağlarken karşımda sırıtması sinirimi bozuyordu. TUANA: Kes sesini!! Ben evlenmem tamam mı? Şimdi bırak beni!! Tam arkamı dönmüş kapıyı açacaktım ki tekrar beni kendine döndürdü ve yine kolumu sıkarak tabi ki. (Yemin ediyorum çıldırmasam iyi, kafayı yicem arkadaş, canım acıyor canım!!) ÇAĞAN: Demek ölmek istiyorsun doktor, benim için sıkıntı yok- TUANA: Tamam Allah'ın cezası tamam, evet evlenicem!! ÇAĞAN: İşte aradığım cevap, bingo! Bravo sana doktor. Hâlâ dipdibeydik, ve suspus olmuş konuşmuyorduk Çağan bir dudağıma bir de gözlerime bakıp duruyordu, bense sinirden hafif sırıtmıştım, sırıtınca Çağan'da gülmüştü göz kırparak konuştu. ÇAĞAN: Ne o doktor şu anki halimiz hoşuna mı gitti?! Elimi kaldırmış tam ona vuracaktım ki son anda tuttu. TUANA: Senin Allah belanı vermesin!! Gerizekalı sinirimden gülüyorum herhalde!! Tuttuğu bileğimi sıkarak konuştu bu sefer gülmüyordu. ÇAĞAN: Bana bak doktor, biz asla karı, koca olmayacağız sadece isimlerimiz yan yana duracak. Güldük, eğlendik bitti şimdi otur yerine ve sana ne deniliyorsa onu yap!! Bunu demesiyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü resmen. Sırf ona inat biraz daha ayaklarımın ucunda yükseldim ve tam yüzüne doğru yaklaştım. Yakınlığımızdan dolayı olucak ki sertçe yutkunmuştu, kulağına doğru yaklaştım. TUANA: Elinden geleni ardına koyma Çağan Efe Ak, bende sana meraklı değildim zaten, mecbur kaldığım için evleniyorum yoksa senin gibi tipler dikkatimi çekmiyor. Ama bundan sonra sözlerine de dikkat et, ben baş eğen kızlardan değilim, en az senin kadar deliyim çok ezdirmem kendimi! Bunu da böyle bil!! (Ne sanmıştı bu onu öpeceğimi mi? Ancak rüyasında görür onu, daha çok bekler!) Ben öyle dedikten sonra yanından geçtim ve masama oturdum, hâlâ olduğu yerde duruyordu, bu kadar mı etkilenmişti ya benden sjsjsj neyse. [2 gün sonra] Tuana Naz Tiryaki'den Aradan 2 gün geçmişti ve bilin bakalım bugün ne vardı? Düğün. Ben içerde oturmuş hazırlanıyordum üzerime sade, ipli, şık ve alt tarafı kabarık olmayan bir gelinlik giymiş, saçlarımı da dalgalı maşa yaptırmıştım, yanlardan alıp üzerine de tacı takmışlardı. Yine sade ama güzel bir makyaj yaptırmıştım, çok güzel olmuştum ve gözlerim doluydu, bu gelinlik benim kefenimdi çünkü zorla evleniyordum hemde sevmediğim bir adamla. Kapı çaldı ve içeriye Melike Hanım girdi. MELİKE:Tuana gelebilir miyim kızım? TUANA: Buyrun Melike hanım. Yanıma geldi, karşımda durup elimi tuttu, gözleri doluydu ve konuşmaya başladı. MELİKE: Gönül isterdi ki seninle başka şartlar altında tanışmak, ama maalesef bu şekilde oldu, alın yazımızda ne varsa onu yaşamak zorundayız kızım. Biliyorum severek, isteyerek evlenmiyorsun, ama mecbur kaldığın için, sevdiklerin için bunu yapıyorsun. Şunu bilmeni isterim ki, ne olursa olsun ben hep ama hep senin yanındayım güzel kızım. Çağan her ne kadar benim oğlum da olsa, onun nasıl biri olduğunu biliyorum. Evet biliyorum her ne kadar acımasız, sert biri de olsa, inan bana sevdikleri için yapamayacağı hiçbir şey yok. Hem belli mi olur? Benim sert, acımasız olan oğlumu sen iyileştirirsin, güzel kalbin iyileştirir, bu yolda ben seninle olucam güzel kızım. Ne olursa olsun hep arkandayım, yanındayım. Sen sadece benim gelinim değil, kızım gibi olacaksın inan bana. Şunu da bil, Çağan bu zamana kadar hiç bir kıza bakmadı, hiçbir kız ilgisini çekmedi. Ama seni seçtiyse vardır bir bildiği, hoşuna gittiği bir şey vardır, 😉 Melike hanımın bu söylediklerine karşı çok duygulanmıştım, gözlerim dolmuştu ve hemen ona sarıldım. Benim annem yoktu ama şimdi Melike hanım mı bana anne olucaktı? TUANA: Ç-çok teşekkür ederim M-Melike hanım, sözleriniz o kadar içtendi, o kadar güzeldi ki. O sırada kapı çaldı içeriye Çağan girdi, önce beni baştan aşağı bir süzdü sonra gözlerini kapattı 4, 5 saniye falan, ondan sonra yanıma geldi koluna girmem için. ÇAĞAN: Hadi artık çıkalım nikah memuru bekliyor. Gözlerine bakmıştım, ela gözlerine, o da benim gözlerime bakıyordu sonra kendime geldim ve koluna girdim. Aşağıya indik aile arasında bir nikah olucaktı zaten bizi alkışlamaya başladılar, nikah masasına oturduk ve nikah memuru söze girmişti. NİKAH M: Siz sayın Tuana Naz Tiryaki, hiç kimsenin etkisi ve tesiri altında kalmadan, sayın Çağan Efe Ak'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? Ben daha bir şey diyemeden içeriye birden abim ve polisler girdi hepimiz ayağa kalktık, abim gelip bana sarıldı. BERAT: Geldim bacım geldim, bitti kâbusun. Çağan ile göz göze geldik bir bana bir abime bakıyordu... (Kader yeter ki kararını vermiş olsun, hayat sizi selde bir kum tanesi gibi sürükler, sen tesadüf sanırsın, hayatın zamanı duruş Aşk'ın zamanı başlar. Her aşkında kendi kaderi vardır, kimi doğar, büyür, ölür, kimi sevdaya dönüşür.) ... Eveeet bir bölüm sonuna daha geldik, sizce nasıldı yani güzel ilerliyor mu kitap? Düşüncelerinizi çok merak ediyorum, lütfen ama lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın nolursunuz... Sizleri çok ama çok seviyorum. 🤍🙏 Instagram: cagtucu_sinem TikTok: ÇağTu'cu_sinem |
0% |