Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Çaresizlik!

@cagtucu_sinem

~MELİKE AK'tan~

Leya'nın dediklerinden sonra şok olmuştum.


MELİKE:Leya doğru mu bu duyduklarım?! Senin karnında bebek mi var?!


LEYA: A-Anne lütfen bağırmadan dinle nolursun, sessiz ol babamlar duymasın lütfen!


Odanın kapısı açıldı içeriye Tuana girdi. Hemen onu da alıp direk kapıyı kapattım ve Leya yaşadıklarını tek tek anlatmaya başladı, duyduklarım beni afallattı, Tuana'nın sertçe yutkunduğunu gördüm, Leya'nın her kelimesi bir ateş gibi düşmüştü içime. Anlatması bittikten sonra birden düşecek gibi oldu ama hemen onu tutmuştuk yatağına oturttuk. Tuana ile göz göze geldim.


~ÇAĞAN EFE AK'tan~

Yağız ile beraber depoya gelmiştik, adamlarla beraber bizim en büyük düşmanımız Emir Uzunlar'ı yakalamış ve depoya kapatmıştık, düğün olunca da iş yarım kalmıştı. Yağız ve ben Emir'in karşısına geçtik, adamlarda arkamızdaydı.


YAĞIZ: Evet Emir Efendi! Gelelim tekrardan sana?! Anlat bakalım nereye sakladınız malları?!


Yağız soruyu sormuştu ama Emir, pis pis sırıtıyordu, ardından konuşmaya başladı.


EMİR: Malları sorduğunuza göre hâlâ öğrenmediniz demek? Bende beni buraya neden kapattılar diyordum kendi kendime 😏. Neyse bence siz malları bırakında bazı gerçeklerden yakmaya başlayın canımı yaa 😂


Kahkaha atmaya başladı, Yağız ile göz göze geldik. Selim'in yani yakın korumanın gözüne baktığımda Emir'in suratına sert bir yumruk geçirdi.


ÇAĞAN: Ne geveliyorsun lan ağzında?! Konuş! Ne gerçeğinden bahsediyorsun?!!


EMİR: Diyorum ki Çağan'cım, güzeller güzeli kız kardeşin Leya-


Leya'nın adını ağzına alınca bu sefer de Yağız sert bir yumruk geçirdi.


YAĞIZ: Leya ne alaka laan?!! Ne ilgisi var Leya'nın bu konuyla?!


EMİR: E bir dur da söyleyim artık! Gelen vuruyo geçen vuruyo amk... Neyse 😏 şimdi şöyle ki; Leya şuan 7 aylık hamile ve bunun sebebi benim... Nasıl da çırpınıyordu altımda, bırak beni diye ağlarken, o bağırışları nasıl-


Emir'in bu söyledikleriyle başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü, o konuştukça sözleri kulaklarımda çınlıyordu, en sonunda susturmak için silahımı çıkarıp bacağından vurmuştum onu, sonra geçip üst üste yumruk atmaya başladım.


ÇAĞAN: ULAN AŞAĞILIK O. ÇOCUĞU, PEZEVENK! LAN SENİN AĞZINA SIÇACAM!! DOĞDUĞUNA PİŞMAN EDİCEM!!-


Sinirden gözüm dönmüşken, birden Yağız beni kaldırdı ve sakinleştirmeye çalıştı, onunda sinirlendiğini biliyordum, hani derler ya deli, deliyi görünce kılıcını çeker diye işte bizim de o misaldi. Ben koşa koşa arabaya doğru gittim arkadan da Yağız'ın adamlara emir verdiğini duydum.


YAĞIZ: BANA BAKIN, BİZ GELENE KADAR BU ŞEREFSİZİ DÖVÜN! BAYILDI MI ? AYILTIP TEKRAR TEKRAR DÖVÜN! ANLAŞILDI MI?!


SELİM: Başüstüne Yağız Bey.


Yağız gelip arabaya bindiğinde, direk gaza bastım ve eve doğru sürmeye başladım.


~TUANA NAZ AK'tan~

Leya çok kötü durumdaydı, şuanda onun yanına oturmuştum başını omzuma koymuş ağlıyordu, bende saçlarını okşuyordum.


TUANA: Ağlama güzelim, bu yaşadıklarının hiçbiri senin suçun değil! Sakın kendini suçlu hissetme.


Melike Hanım'a baktığımda Leya'ya bakıyordu ama bir yandan da ağlıyordu. Hangi anne kızının bu denli bir sorun yaşamasına seyirci kalabilirdi ki? Ben şuan da eminim ki Melike hanım bu işin peşini bırakmayacaktı. Birden aşağıdan bağırma sesleri geldi.


Çağan'dı.


ÇAĞAN: LEYA NERDE?! ÇABUK BANA ONU ÇAĞIRIN ÇABUK!!!!


Hemen Leya'ya baktım korkulu gözlerle bana bakıyordu, hemen ellerimi yüzüne koydum.


TUANA:Sakinleş güzelim tamam mı? Hiçbir şey olmayacak, ben burdayım şimdi elimi tut ve beraber aşağıya inelim. Melike hanım sizde arkamızdan gelin.


Gidecekken Leya durdurdu ve konuşmaya başladı.


LEYA: Y-yenge öldürür beni, a-abim k-kardsş katili olmasın. Onun yerine b-ben öldürürüm kendimi-


Leya'nın bu dediği sertçe yutkunmama sebep olmuş ve gözlerim dolmuştu.


TUANA: Şştt sakın öyle cümleler söyleme bir daha tamam mı ? Öyle birşey olmayacak o yüzden lütfen ama lütfen sakin ol ve benimle birlikte gel.


Ben öyle dedikten sonra kafa salladı ve elimi tutup aşağıya indik. Çağan çok sinirliydi, Yağız'a baktığımda gözlerinden yaşlar bir bir akıyordu. Göz göze geldiğimiz sırada Yağız bakışlarını yere indirdi. Çağan'ın karşısına geçtiğimizde ben biraz önde duruyordumz herhangi bir soruna karşı.


ÇAĞAN: Doğru mu bu olanlar Leya?!!


LEYA: A-abi-


ÇAĞAN: Başlatma lan abine!! Sana soru sordum doğru mu bu olanlar diye?!


Leya sessizce ağlıyordu ve ağlamaktan konuşamıyordu. Ardından Çağan bağırdı.


ÇAĞAN: SANA BİR SORU SORDUM LEYAA!!


LEYA:D-doğru-


Çağan tam elini kaldırmış Leya'ya tokat atıcakken hemen araya girip kolunu tuttum, daha fazla sinirlenmiş olacak ki gözlerini direk bana çevirdi. Yağız aradan hemen geçip Leya'yı kendi arkasına aldı. Dişlerimin arasından konuştum.


TUANA: Çağan sakin ol!


ÇAĞAN: Sen karışma doktor!!


TUANA: Ne demek karışma?!!


ÇAĞAN: KARIŞMA DEDİM DOKTOR!


Kolunu sertçe geri indirdim ve konuşmaya başladım.


TUANA: Sen önce şu eline koluna bir sahip çık! Geldiği yere geri göndermesini bilirim! Sakince konuş kardeşinle onun bir suçu yok insancıl bir şekilde halledebiliriz biz bu konuyu!


Bunu dedikten sonra baş parmağı ve işaret parmağı ile burun kemerini sıktı, sakinleşmek için yapıyordu birkaç kez nefes aldı ve Leya'nın karşısına tekrardan geçti. Gözleri dolu bir şekilde Leya'ya birde şiş olan karnına doğru gidip gidip geliyordu, ama Leya abisine bakamıyordu, sanki bu yaşadıkları kendi suçuymuş gibi, ama öyle değildi...


Hiçbir kadın kendisine zorla haksız yere yaşatılan tacizden, tecavüzden, psikolojik ve fiziksel şiddetten suçlu olamazdı. Bu kabul edilebilir bir şey değildi, ama korkularından susuyorlardı işte...


Çağan konuşamadı, konuşmak istedi ama yapamadı çünkü kendini tutması gerekiyordu gözünden bir damla yaş aktı ve bana bakıp odaya doğru çıktı, Leya yaşadığı stresten dolayı, karnına sancı girdi ve düşecekken Yağız tuttu.


TUANA: Tamam tamam sakin ol güzelim sadece kramp girdi derin nefes al ver, Yağız bir bardak su içirin ve biraz sakinleşmesine yardımcı olun. Ben bir Çağan'a bakayım.


Yağız kafa salladı, bende ardından hemen yukarı Çağan'ın yanına gittim. Kapıyı çaldığımda ses gelmemişti bende içeriye doğru girdim Çağan yatağın orda oturmuş, dalıp gitmişti. Yanına oturduğumda gözlerini kapatıp derin nefes aldı. Ardından konuşmaya başladı.


ÇAĞAN: Sen bana ne yapmaya çalışıyorsun?


TUANA: Anlamadım.


ÇAĞAN: Sen diyorum bana ne yapmaya çalışıyorsun? Sakinleştirmeye mi çalışıyorsun?


(Sen bana direk desene ya, sen beni varlığınla sakinleştiriyorsun diye. Yok arkadaş illa şifreli konuşulacak.)


TUANA: Ç-Çağan bak. Ben daha bir şey demeden beni susturdu.


ÇAĞAN: Neyse ne Doktor! Sen niye geldin?!


TUANA: Seni merak ettim Çağan! Neden böylesin sen? Kalbin bu kadar mı karanlık ? Bu kadar mı kararttın kalbini? İçinde şu kadarcık sevgi yok mu?! Yaa o kız korkmuş belli, çaresiz demek ki, kimseye birşey diyemeden kendisi savaşmış o kadar şeyle...

Sen zaten yanında yokmuşsun bu zamana kadar! Hiç kardeşinin saçını okşadın mı?! Sordun mu ona?! Kardeşim bir şeye ihtiyacın var mı, iyi misin, bir derdin, sıkıntın var mı diye?! Sen işini hep bağırarak ya da ne bileyim işte racon keserek mi hallediyorsun?! Annene bile böylesin sen, hiç ağzından güzel bir söz çıkmadı ona karşı-


Daha cümlemi bitirmeden beni tek eliyle ensemden tutup kendine çekti, çok yakındık birbirimize. Gözleri dudaklarıma kaydı, nefeslerimiz birbirine karışıyordu, sessizce yutkunarak konuşmaya başladı.


ÇAĞAN: Sus doktor, susturmasını bilirim yoksa!..


Oy vermeyi unutmayınız lütfen o kadar emek harcıyorum. Bir oy ve yorumu çok görmeyin sizi seviyorum 🖤🤍


Instagram: cagtucu_sinem

TikTok:cagtucu_sinem


Loading...
0%