TUANA NAZ AK'tan~

Çağan'ın böyle yapmasıyla hem afallamış hemde sertçe yutkunmuştum, kalbim deli gibi çarpıyordu.

TUANA:Ç-Çağan lütfen yapma... Lütfen-

Çağan konuşmaya başlayacakken kapı çaldı.

ÇAĞAN: Hay ben sizin zamanlamanıza tüküreyim!! Ne var nee?!

İçeriye İsmail Bey girince Çağan'ın eli ayağına dolaştı, sonra konuşmaya başladı.

ÇAĞAN: E-e-e buyur baba? Ne oldu?

İSMAİL: Kızım kusura bakma rahatsız ettim ama Çağan'la konuşmam gereken bazı şeyler var.

TUANA: Estağfurullah İsmail Bey, tabi siz konuşun ben çıkayım.

Tam çıkmaya yelteniyordum ki, İsmail Bey tekrardan söze girdi.

İSMAİL: Yok kızım çıkma, ben konuşurken sende bir yandan pansumanımı yaparsın. Hem zaten seninde dinlemek gerek.

İsmail Bey öyle dedikten sonra kafa sallayıp, banyodan ilkyardım malzemesini aldım ve İsmail Bey'e pansuman yapmaya başladım, bir yandan da İsmail Bey'i dinliyordum.

İSMAİL: Duyduklarım doğru mu Çağan?! Emir iti mi yapmış bunu Leya'ya?!

ÇAĞAN: Evet baba doğru! Ama bu olanlar o itin yanına kalmayacak, ona öyle şeyler yapıcam ki. Beni öldür diye yalvarıcak!!

Bunu duyduktan sonra söze girdim.

TUANA: Normalde ben cankurtaran biri olarak böyle şeylere karşıyım. Ama böyle şeref yoksunu insanların hakkı gerçekten ölüm. En mantıklısı bu bence Çağan.

Ben böyle dedikten sonra İsmail Bey ve Çağan bana gülümseyerek baktı.

İSMAİL: Eeee kimin gelini. Tam bize layık bir gelin almışız Çağan 😉

İsmail Bey Çağan'a bakarak göz kırptı. Bende Çağan'a baktığım sırada bana hayranlıkla bakıyordu, dediğime şaşırmıştı bu belliydi.

(Hayır anlamıyorum ne var bunda ? İlla herşeyi romantik olmaya çekicek ya. Neyse)

Bende hafif bir şekilde gülümsedim ve ardından Çağan'da söze girdi.

ÇAĞAN: Öyle baba öyle benim karım başka kimse olamazdı zaten. 😏

Çağan'ın dediği şeyle afallamıştım ve ağzım açık kalmıştı. Sonra kendime gelip yutkundum, ve konuşmaya başladım.

TUANA: E-e-e ben bir Leya'ya bakıp geliyorum. Müsaadenizle İsmail Bey.

İsmail Bey bana ve Çağan'a bakıp bıyık altından gülümsüyordu ben söze girince kendini düzeltti ve konuşmaya başladı.

İSMAİL: Tabi ki kızım sen git bak Leya'ya dikkat et kendine.

Kafa sallayıp odadan dışarıya çıktım, kalbim Çağan'ın dediği şeyle deli gibi çarpıyordu elimi kalbime götürdüm ve kendi kendime mırıldandım.

TUANA: Allah'ım ne oluyor bana? Neden kalbim bu kadar hızlı çarpıyor ? Kendine gel bu adam bize fazla gelir. Kendine gel...

Ardından Leya'nın odasına doğru ilerledim tam kapıyı çalıcakken odadan konuşma sesleri geliyordu.

Yağız'dı.

Kapı hafif aralık olduğu için onları görebiliyordum, Yağız Leya'yı sakinleştirmeye çalışıyordu, Leya Yağız'ın omzuna yatmış Yağız'da Leya'nın saçlarını okşuyordu.

LEYA: Abim o çok kızdı değil mi bana Yağız?

YAĞIZ: Boncuğum, abin sana değil, kendine kızgın. Çünkü o senin ona birşey söyleyemediğin için kendine kızgın, sana kızgın değil yoksa. Çünkü senin bir suçun yok, ama en azından gelip bana anlatsaydın be güzelim, ya da Melike Teyze'ye. Kendin savaştın 7 ay boyunca, ben nasıl farketmedim Allah benim bel-

Yağız kendine bela okurken Leya söze girdi.

LEYA: Sakın Yağız! Bir daha ağzından öyle sözler duymak istemiyorum. Evet söyleyemezdim sizlere, çünkü o beni tehdit etti eğer birine birşey söyleyecek olursan sana yemin ederim ki ailenin cenaze namazını kılarsın kızım diye. Ben... Ben birşey yapamadım Yağız, diyemedim. Abime, sana, anneme ve babama birşey olmasından korktum, ama bugün abimin gözlerine bakamadım bütün suçu kendimde aradım ben, sizin başınızı yere eğdim-

Yağız Leya'nın sözünü keserek araya girdi.

YAĞIZ:Sakın güzelim, asla böyle bir şey duymak istemiyorum ağzından, ki abinde böyle birşey duyarsa sana çok kızar.

LEYA: Bugün benim en çok şaşırdığım neydi biliyor musun?

Yağız Leya'nın saçlarını bir yandan okşuyor, bir yandan da gözlerini kapatıp kokusunu içine çekiyordu. Leya'ya deli gibi aşık olduğunu anlamıştım, sevdiğinin yaşadığı bu acılar her ne kadar içini yaksa da onun yanında birşey yapamıyordu. Onları bu şekilde görünce istemsizce gülümsedim, Yağız tekrardan söze girdi.

YAĞIZ: Neydi güzelim?

LEYA: Abim, bu defa biraz fazla mı sakindi desem? Önceden olsa yapmadığını, demediğini bırakmaz etrafı dağıtırdı... Ama şimdi öyle olmadı.

YAĞIZ: Bugün onu bende farkettim, her ne kadar belli etmesem de şaşırdım. Aslında bunun tek bir nedeni var.

LEYA: Nedir?

YAĞIZ: Tuana...

Yağız'ın dediği şeyle şok olmuştum. Ne demek "Tuana"? Birşey demeden dinlemeye devam ettim.

YAĞIZ: Tuana sayesinde o bu kadar sakin. Bence kendi de bunun farkında, çünkü Tuana hayatımıza girdiğinden beri Çağan biraz da olsa değişti.

Ben duyduklarımın şokundayken Leya gülümsedi ve ardından konuşmaya başladı.

LEYA: Evet herşey onun sayesinde zaten, onu o kadar çok seviyorum ki Yağız. Hayatımıza yeni girdi belki ama ben inanıyorum abimi iyileştirecek tek kişi Tuana. Abim değişecek ben bunu hissediyorum onu Tuana değiştirecek onu.

Leya'nın dediği şeyle afallasamda bir yandan da istemsizce gülümsedim bir anda aklıma Çağan'ın dediği cümle geldi.

"Öyle baba öyle benim karım başka kimse olamazdı zaten"

Ardından kendime geldiğimde Çağan Yağız'ı çağırıyordu, bende sanki o sırada Leya'nın odasına yeni gelmiş gibi yaparak kapıyı çaldım, Leya'nın gel komutunu duyduğumda gülümseyerek odaya girdim.

TUANA: Leya nasılsın canım? Biraz daha iyi misin? Seni göreyim dedim bir.

YAĞIZ: Gel yenge, gel zaten Çağan'da beni çağırıyor, siz oturun Leya ile beraber bende gideyim.

TUANA: Yağız'cım yalnız "yenge" demesek daha iyi olur. Hem ben Çağan ile zorla evlendim.

Yağız dediğime gülerek duymamazlıktan geldi ve yine aynı şeyi söyleyip gitti.

YAĞIZ: O zaman görüşürüz birtanecik yengem benim.

Gittiğinde arkasından göz devirip gülerek Leya'ya döndüm. Sonra konuşmaya başladı.

LEYA: Gel yenge buyur otur.

TUANA: Sende mi Leya'cım? Neyse, sen iyi misin biraz daha?

Birşey demeden gözlerime baktı gözleri doluydu ve birden bana sarıldı. Önce şaşırdım ardından bende bir kolumu onun beline sardım, diğer kolumu da saçlarına götürüp okşamaya başladım, hıçkırarak ağlıyordu.

TUANA: Şştt tamam güzelim tamam, geçti sakin ol. Bitti...

LEYA: İ-iyiki varsın yenge...

~YAĞIZ KILINÇ'tan~

Leya'nın yanından çıktıktan sonra Çağan ile beraber yine depoya doğru yola çıktık Konuşmaya başladım.

YAĞIZ: Ne yapacağız Çağan?! Bunu o itin yanına bırakmayı düşünmüyoruz dimi?!

ÇAĞAN: Tabi ki de hayır kardeşim! O iti doğduğuna pişman edicem!

Çağan'ın dediği şeyle gülümsedim, çünkü onun kritik noktalarını biliyordum küçüklüğümüzden beri çok yakındık ve çok iyi eğitilmiştik... Depoya vardığımızda etrafta adamlarımız yoktu, Çağan'la ters birşeyler olduğunu sezmiştik birbirimize baktık, ardından elimize silahlarımızı aldık ve deponun kapısını açıp içeriye girmemizle, daha ne olduğunu anlamadan birden silah sesi patladı. Yan tarafıma baktığımda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Vurulan kişi, kardeşimdi, dostumdu.

Çağan'dı...

Instagram: cagtucu_sinem

TikTok: cagtucu_sinem