Yeni Üyelik
31.
Bölüm

20. Selim bey ilaca ne kattınız acepp

@canimsenhayirdir

Selamm. Çok komik bir bölümle karşınızdayım. Ya yorum yazın satır aralarına yoksa ham yaparım sizi (ciddili)

Umarım beğenirsiniz

İyi okumalar...

Oy: 10

Yorum: 20

Şarkı: Erzincan düz halayı (dinleyin kesinlikle)

 

 

 

 

 

 

 

 

Siz ‘Boş İşler Grubu’ adlı grubu kurdunuz

 

Götalp’i eklediniz

 

Efo’yu eklediniz

 

Gözleme ablam’ı eklediniz

 

Bircisim(abim)’i eklediniz

 

Haktanım’ı eklediniz

 

Siz: anana hukukamanona rakbi

Siz: Evet Mü’min kardeşlerim. Nasılsınız haliniz nasıl yawrularım

Götalp: iyiydim seni gördüm kötü oldum

Siz: mal msın mk

Bircisim(abim): Küfretme Irmak

Siz: ay abimde vardı dimi

Siz: ben seni niye ekledim ki ya

Bircisim(abim): Dünün sinirini şuan çıkartmayayım değil mi??

 

Gruptan ayrıldınız

 

Gözleme ablam sizi gruba ekledi

Gözleme ablam: Ay korkutma kızı Soner

Siz: valla gözde abla sen olmasan döver bu beni

Bircisim(abim): ay sus be

Bircisim(abim): git haktana yaz sen bırak benim peşimi

Siz: aynen bırakayım da Gözde ablayla yiyişin

 

Bircisim(abim) sizi gruptan çıkardı

 

Efo sizi gruba ekledi

Efo: IRMAK YAYINEVİNDEN MESAJ GELDİ 5 BÖLÜM SONRA KİTABINI BASABİLİON

Bircisim(abim): git sen şunlarla takıl

Siz: YİOOOOOOOOOOOOOOOOO

Bircisim(abim): @Haktanım gel lan buraya

Haktanım: nw olıyo aw

Bircisim(abim): ohoo sen yeni mi uyandın

Bircisim(abim): güvendiğim dağlara bak hele

Haktanım: 6 ssat sürwn bir davadan çıktıım

Haktanım: 2 gündür dw utumjuyom

Götalp: haktancası olan

Siz: YUH

Siz: ALTI SAAT NE MK

Siz: BABAM MI Kİ BU DAVA TUVALETE GİRİP ÇIKMIYO 6 SAAT

Götalp: Bİ BENİM BABAM ÖYLE SANIYODUM hbıjoıuhbuhv bhu9

Bircisim(abim): ırmak bidaha küfredersen oraya ışınlanırım

Siz: MÜMİN KARDEŞLERİM BUGÜN DE ÇOK SAYGILI (ŞÜPHELİ) BİREYLER OLARAK HALAY ÇEKÇEZ

Siz: olm düğün yokmu halay çeksek ya,

Efo: geçen alt mahalledeki amcanın vardı

Efo: amca da 81 yaşında

Siz: ABİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ

Bircisim(abim): hayıırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr

Siz: of yaa

Bircisim(abim): haktan

Haktanım: Soner

Bircisim(abim): haktannnn

Haktanım: Sonerrrr

Götalp: KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN

 

(herkes gördü)

Götalp: ya niye kimse gülmedi

Siz. Çünkü komik değildi

Siz: UGYCFYTG8UY8GVCUVY80U98YGUCVUIY08HIV

Efo: HUI8Y7GTFCY8Y7T8FUCYGU980YUGVHIU9UHBUHI

Haktanım: tamam geliyorum

Siz: AY NEREYE NE OLUYO NE ZAMAN NEREDE

Bircisim(abim): buna zeka özellliği geçmemiş

Siz: bellşi sana da geçmemiş

Bircisim(abim): ırmak!

Bircisim(abim): ay git sen hazırlan

Siz: ANANA HUHUKAMONA RAKBİ

 

🎀🎀🎀

 

Irmak’tan

Hızla uzandığım yataktan ayağı kalktım. Üstümde halilişkolu pijamalarım vardı. En azından saçlarımı toplarım diyecektim ki kapının çalmasıyla elim saçımda kaldı.

NE ARA GELMİŞTİ?

Bir yandan saçımı toplarken bir yandan da aşağı koştum. “Geldim,” diye bağırıyordum bir de. Ayağım yerdeki halıya takılınca sendeledim lakin yoluma devam ettim. En sonunda kapıya vardığımda hızla kapıyı açtım. Haktan vardı karşımda. Saçları dağınık, göz altları mor bir şekilde ama.

“Gel içeri,” deyip kapıyı iyice araladığımda ağır ağır içeri girdi. Yanımdan geçerken ciğerlerim şenlik etti yine, kalbim şaha kalktı yine. Bu evi biliyordu büyük ihtimal çünkü salonu eliyle koyduğu gibi bulmuştu. Kendini L koltuğa bırakırken yanına oturdum. Bana çevirdi uykulu bakışlarını. Üstümdeki pijamayı görünce gülümsedi.

“Yine mi bu pijama,” diye mırıldandı. Bu pijamayı bir okurum bana hediye etmişti. Ama ne yapayım, çok güzeldi.

“Senin çok uykun var, uyu istersen. Üstündekilerle rahat etmezsen abi-”

Gerek yok.” Diyerek durdurdu beni.

“Olmaz,” dedim inatla. “Battaniye getireyim.” İtiraz edeceği sırada hızla yukarı koştuğum için onu duymamıştım. Hava soğuktu hem. Odama girip ördekli battaniyemi alıp tekrar aşağı indim.

“Battaniye ge-” diyecektim ki gördüğüm görüntü ile duraksadım. Uyumuştu. Koltuğun kolluk kenarına başını yaslamıştı. Bir eli başının altındaydı. Dudakları öne doğru büzüşmüştü. Bu gözüme çok tatlı gözükmüştü. Hızla yanına geçip üstüne ördekli battaniyemi örttüm. Yere keko gibi çöküp yüzüne baktım öylece. Fotoğrafını çeksem ne olurdu ki? Telefonumu cebimden çıkarıp hızla fotoğrafını çektim. Tam gidecektim ki aklıma bir fikir daha geldi.

Yanağını öpmek.

Sağa sola baktım. Kimse yoktu. Öpebilirdim rahat rahat. Minik adımlarla yanına gidip yanağına kısa ama hatırı büyük olan bir öpücük kondurdum. Geri çekilmek istemedim ama çok zeki abim (şüpheli) eve kamera takmış olabilirdi. Geri geri adımlayıp mutfağa geçtim. Aç olabilirdi.

Mutfağa geçtiğimde ellerimi tezgaha yasladım. Ne yapabilirdim ki? Ya da ne severdi? Elimden de çok bir şey gelmezdi ki.

Hemen internete erkeklerin seveceği yemekler diye arattım. Çok şey vardı. Gözüme hoş gözüken şeyi hızla seçtim. Tarifini açtıktan sonra kolları sıvayıp yapmaya çalıştım.

Elimden geldiğince sessiz olmaya çalışıyordum. Fakat Gözde abla taa tepeye tencere koyunca ne kadar sessiz olabilirdim, bilmiyordum. Buzdolabından kabakları çıkarıp yıkadım güzelce. Patates, ve soğanı da çıkardım. Patates, kabak ve soğanı küp küp dilimledim. Soğanı dilimlerken azıcık ağlamıştım. Bunları tencereye yerleştirip haşlarken bir yandan minik bir tava çıkardım. Un ve yağ koyup kavurdum. Kavrulan yağ ve unun üstüne durmadan çırparken süt ekledim. Kıvam aldığında haşlanan malzemelerle birleştirdim. Mutfak çok güzel kokuyordu. Bir yandan da şarkı dinliyordum.

Tencereyi ocaktan alacağım sırada elimi yakmıştım.

“Anam!” dedim fısıldayarak. Elimi hızla soğuk suya sokarken bir yandan da elime üflüyordum. Telefonda da yemek te yaparım salçayla şarkısı çalıyordu. “Aynen, çok güzel yapıyorum.” Diye homurdandıktan sonra bu sefer tencerenin kulplarına bez sarıp öyle tuttum.

“Şimdi, rondoda sıra,” dedim. Alt çekmeceyi açıp baktığımda rondo yoktu. Öbürüne baktım. Yine yoktu. En üst çekmeceye baktığımda ise hemen karşımdaydı. Evin düzenine birazcık söverken çorbayı rondodan geçirdim. Tuz ve karabiber de döktüğümde çorba bitmişti. Dünden kalan et soteyi de ısıtmak için ocağa koydum. Altını yaktım. Kabak çorbasının tadına bakmak için çekmeceden kaşık alacaktım ki ayak serçe parmağımı az önce açık bıraktığım çekmeceye vurunca hızla ayağıma sarıldım.

“Bir kere de sakar olma be kızım!” Kaşık alıp hızla çorbaya daldırdım. Çok sıcak olduğu için dilimi yakmıştım ama umursamadım. Güzel olmuştu. Kaşığı lavaboya attım. Sağa döndüğümdeyse yerimden sıçradım. Bir adet Haktan beni izliyordu. Korkuttun be adam!
“Ay ne duruyorsun öyle öcü gibi, korktum!” deyip baş parmağımı damağıma atıp hafifçe yukarı iteledim. O bu sırada gülüyordu.

“Aç mısın?” diye sordum. Hâlâ ayak serçe parmağım acıyordu.

“Yo-”

“Naz yaparsan harbiden döverim seni.” Dedim konuşmasına izin vermeyerek. Tabak çıkarıp ona çorba doldurduğum sırada arkamda bir hareketlilik hissettim. Mesaj atarken bu kadar heyecanlanmıyordum.

“Nasıl uyumaydı bu? 10 dakikada mı uyuyup uyandın?” Nefesini ensemde hissediyordum. Ey iradem, kucağına atlama düşüncesini çıkar aklından!

“Asıl sen saatin farkında mısın? 2 saattir uyuyorum.” Gözlerim vahşetle açıldı. 2 saattir yemek mi yapıyordum ben? Altı yanan et sotenin altını kapattı o da. Masaya her şeyi yerleştirdiğimde masaya geçti. Onu incelediğimde o uykulu halinden hiçbir şey kalmadığını fark ettim. Gençleşmişti resmen!

O yemeği yerken ben okurlarımın yorumlarına baktım. Haktan yemeğini bitirdiği sırada kapı çaldı. Koşarak açtığımda karşımda tabii ki abim ile Gözde ablam vardı. Abime bakarak; “Ay sen mi geldin?” dedim.

“Lan,” diyerek üstüme yürümeye başladığında gülerek salona kaçtım. Mutfağa geçtiklerine emindim. “Lan bu kıza Haktan yaradı valla. Sen yemek yapabiliyor muydun kız!” diye bağırdı abim. Garip bir şekilde yanaklarımın kızardığını hissettim.

“Ay sana yapmak istemedim belki?” Sinir krizi geçirdiğine emindim. Bu sırada salona Haktan girdi. “Ben gidiyorum,” dediğinde tüm keyfim tuzla buz oldu lakin belli etmedim.

“Nereye, kalsana biraz daha?” dedim minik bir umutla.

“Olmaz, bir tane daha davam var 1 saat sonra. Gitmem gerek.”

“Peki,” demekten başka bir şey yapamadım. Ceketini koltuktan alıp, “Sonra yine gelirim.”

Ayağa kalkmaya yeltendim fakat başımın dönmesi ile elimi başıma atıp tekrar koltuğa çöktüm. Haktan’da endişeyle yanıma çökmüştü.

“İyi misin? Ne oldu? Bir yerin mi ağrıyor?” Başımı iki yana salladım.

“Yok bir şeyim, başım döndü sadece. Aniden kalktığımdandır.” Yüzüme endişeyle baktı bir süre.

“Sen otur burada, kalkma.” Deyip yanımdan uzaklaştığında arkasından baktım sadece. Mutfaktan sesler işittim sonra.

“Soner, bu Selim midir Selin midir ne boksa, bu kıza ne enjekte etti amına koyayım? Kız çöktü iki günde.”

“Bende bilmiyorum ki, bir ilaç varmış işte onu önerdi bede kabul ettim.”

“Hiç mi içeriğine bakmadın lan!”

“Ne deseydim adama, Ya pardon bir içeriğine bakabilir miyim ilacın?”

“Bağırmayın,” dediğini işittim Gözde ablanın. Uyku basmıştı yine. Ördekli battaniyemi elime aldığımda burnuma Haktan’ın kokusu doldu. Sıkıca battaniyeye sarılıp uzandım. “Kız içeride. Bazen beyninizin olduğundan şüphe ediyorum.” Derin bir nefes daha çektim battaniyeden. Ve kendimi uykunun derinliklerine bıraktım…

 

 

 

 

 

Evett. bir bölüm daha bitti.

Acıktım ya keşke kabak çorbası olsa. Bu arada tarifi anneme sorup da yazdım.

Şarkı muq dimii

Sizce selim ne enjekte etti ırmaka

Ya da ırmaka ne olacak??

Yorumları bekliyoremmm

Öptüm...

Loading...
0%