37. Bölüm

24. Kırmızı ruj

★𝐓𝐚𝐝𝐨𝐰★
canimsenhayirdir

Selammm. Nabersiniz??

Okul çok sıkıcıydı aw yanıma test kitabım kurtardı o cehennemden

Bişe dicm bana aranızda takma isim taksanıza

Çok heves ettim mk rüyamda gördüm o derece. az çok tanıyonuz beni Lütfennnnnnnnnnn :)

Bu arada siz bu koydıuğum şarkıları dinliyonuz mu??

Neyse

İyi okumalar...

Oy: 11

Yorum: 21

Şarkı: Yanayım- kibariye

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Leş gibi ter kokan otobüsten zar zor indim. O neydi be, fenalık geçirecektim neredeyse.

Kitabım için toplantı yapılmıştı. Bende oradan eve dönüyordum. Tabii de annemlerin evine. Abim adlı belayla hiç uğraşamayacaktım. Keyfim çok da yerindeydi.

Apartmana vardığımda ikişer üçer merdivenleri tırmanıyordum. Bir yandan da bugün beynimden çıkmayan şarkıyı mırıldanıyordum.

“Yanayım, yanayım, ateşlerde yanayım;

O kırmızı dudağından bir öpücük alayım…” Ben dalmışken ayağım boşluğuma geldiğinde az kalsın düşüyordum.

“Geberiyorduk ya valla, hii kocamı da dul bırakacaktım az kalsın. Terbiyesiz ben.” Güle oynaya eve vardığımda kapıyı çaldım. Hâlâ şarkıyı içimden söylerken kapı aralandı. Annemdi kapıyı açan. Hızla ayakkabılarımı çıkarıp ona sarıldım. O da bana sarılırken yanağımı öptü. “Hoş geldin,”

“Hoşbuldum.” Derken geri çekildim ve üstümdeki ceketi çıkarıp fortmantoya astım. Annemde mutfağa geçmişti bu sefer.

“Yemek hazır,”

“Abim şahsı yok değil mi?” Diye bağırdım merdivenleri çıkarken. Evet, ev apartmandaydı ama iki katlıydı. 3 daire vardı zaten apartmanda.

Güldü annem. “Yok yok, babanda abinin yanında zaten.”

“Tamam,” diye tekrardan bağırıp odama çıktım. Hızla dolabımdan patates kızartmalı pijamalarımı çıkarırken bir yandan da saçımı topuz yapıyordum. Pijamaları kolumun altına sıkıştırıp odamdaki banyoya geçtim. Hızla sıcak bir duş aldıktan sonra saçımdaki havluyla çıktım. Fatih Sultan Mehmet kavuğu gibi sarmıştım kafamı. Tam bir padişah olmuştum he.

“Oh, valla rahatladım amına koyayım. Ciğerlerim temizlendi. O ne biçim kokuydu?” Söylene söylene aşağı inmeye başladım. Bu sırada burnuma sıcak yemek kokuları ulaştı. Gülümserken annemi ne kadar özlediğimi fark ettim. Mutfağa giriş yaptığımda annemin tabakları doldurduğunu gördüm. Hızla yanına geçip yardım ettim. Menüde; ayran çorbası, tavuk sote, pilav ve kış salatası vardı. E daha ne olsun canım?

Sofraya oturup yemeğe başladım. Annemin yemeklerini de özlediğimi fark ettim. Lapur lupur yemekleri yedikten sonra anneme mutfağı toplamasına yardım edip odama geçtim. Bir süre yatakta oturdum boş boş. Aklıma gelen fikir ile ayaklandım hemen. Masamın başına geçtiğimde aynadan kendime baktım. Çok da güzeldim. Yeni çeri den hallice olan havluyu kafamdan çıkarıp kenara savurdum. Saçlarım rahatlamıştı be ya.

“Çok şükür Yarabbi.” Demeden edemedim. Ya ben ne kadar komik kızdım? Çekmecemden hızla bir saç ayırma tarağı, biberiye suyunu ve küçük plastik tokalarımı çıkardım. Saç diplerim duştan sonra kuruyordu ve dökülüp kepek gibi duruyordu. O yüzden bunu kullanıyordum. Saçımı ortadan ikiye ayırıp biberiye suyunu saç diplerime sıkıp ovaladım. Aynı işlemi saçımın diğer taraflarına yaptıktan sonra ise saç ayırma tarağı ile saçımı ortadan ikiye ayırdım ve iki tarafı balıksırtı örmeye başladım. İki tarafı da balıksırtı ördükten sonra uçlarını tokayla tutturdum.

(Bugün bu saçla okula gittim ehehe)

Ve bu saça göre makyaj yapacaktım. Çünkü deliydim ben. Telefonumu kenardan alıp hızla aklımda durmayan şarkıyı açtım.

“Yanayım, yanayım, ateşlerde yanayım;

O kırmızı dudağından bir öpücük alayım.

Sarayım, sarayım, kollarımda sarayım;

Sen iste yeter ki, senin kulun kölen olayım.” Şarkıya eşlik ederken elime kapatıcıyı aldım. Bir saniye bunu sürmeme gerek yoktu ki. Kapatıcıyı bırakıp direkt elime rimelimi aldım. Kirpiklerim doğuştan uzun ve kıvrık olduğu için kıvırmama gerek kalmıyordu, ehehe. Rimeli hızla kirpiklerime sürdüm. Allah katına çıkabilecek kapasite vardı kirpiklerimde.

Bu sefer elime hiç almayacağım şeyi aldım: Kırmızı ruj. Ruja bakarken gülümsedim. İlk defa bu kadar hoş gözüküyordu. Gül kurusu dudak kalemimle dudaklarımı çerçeveledikten sonra kırmızı rujun kapağını yavaş yavaş açtım. Burnuma götürüp kokladım. Kurabiye gibi kokuyordu.

Ve dudağıma sürdüm ruju. Sürerken şarkıya eşlik etmek zor olduğu için sustum. Ve sürme işlemi bittiğinde dudağımı birbirine bastırıp yaydım ruju. Aynadan baktım kendime.

“Lan, bayağı güzelmiş ya bu,” elimdeki ruja baktım. “Sen neymişsin be.” Glossumu kenardan alıp üstüne ondan geçtim. Kenardaki ömrünün sonlarına geldiğim allığı alıp burnumun ucuna sürdüm sadece. Çok hoşuma gidiyordu.

Şarkıyı bir bildirim sesi böldü. Kimdiyki bu saatte? Telefonumun ekranına baktığımda gördüğüm mesaj ile mikrofon gibi kullandığım fırçam yeri boyladı.

Haktanım: Aşağı gel, kapıdayım

“Kızım iyi misin?” Öylece kalakalmışken zorla araladım dudaklarımı.

“İyiyim.” Elim ayağım birbirine dolaşmış bir şekilde ayaklandım. Telefonumu patatesli pijamamım cebine atarken merdivenlere koştum. Ayağım birbirine dolanınca iki basamağı da totomun üstünde kayarak indim. Kaşlarımı çatarak totomu ovaladım.

“Çok acıdı ya,” E ben evden nasıl çıkacaktım? Bahane bulmalıydım. Ve aklıma ilk gelen bahaneyi söyledim.

“Anne alt komşunun lavabosu tıkanmış, beni çağırdı. Gelirim birazda.”

“Tamam.” Dediğine şaşırdım. Çok hızlı kabullenmişti. Anahtarı kapıdan çıkarıp hızla kırmızı terliklerimi ayağıma geçirdim. Yine merdivenlerden düşe kalka indikten sonra aparmanın çıkışına ulaşmıştım. Sağa baktım. Kimse yoktu. Sola baktım, e yine kimse yoktu. Bu sırada kolumun tutulması ile bir yere çekilmem çok ani oldu. Çığlık atacağım sırada bir el ağzıma kapadı. Ve onun tok sesini işittim.

“Lan,” elini ağzımdan çekti. Eline bulaşan kırmızı ruja birde önündeki bana baktı. “Bu ne?”

“Ruj,”

“Ne işi var bu meretin senin dudaklarında?”

“Ay sanane?” diye yükseldim. Fakat annemin duyma olasılığı aklıma gelinde dişlerimi dudağıma geçirdim. Bakışları ikide bir dudaklarım ile gözlerim arasında gidiyordu. Arkamda bir duvar vardı. Onun arkasında ise üzüm salkımları. Apartmanın arka bahçesine ne ara getirmişti beni?

“Niye çağırdın beni?” dedim sıkılmış bir şekilde.

“Şu Kerem midir ne zıkkımda artık; bugünde ağzının içindeydi soyuna sıçtığım. Ona söyle yaklaşmasın sana.”

Kollarımı önümde bağladım. “Oldu beyefendi, başka?” Alaylı tavrıma karşın kaşları çatılırken bana doğru bir adım attı. Çok yakınlaşacağımızı fark ederek geri bir adım attım bende. Bu sefer o alayla konuştu. “Çay istiyorum,” yüzünü yüzüme yaklaştırdı. “Kırmızı olsun ama.”

Kaşlarımı çatarak yüzümü geri çekip bir adım daha gerilediğimde bir adım daha ilerledi o da. Bir adım daha, ve bir adım daha. Sırtım duvarla birleşirken yutkundum. Böyle bakması şuan hiç iyi değildi. Bizimde kalbimiz vardı ayol.

“Dalga mı geçiyorsun?” dediğimde kelimeleri zar zor toplamıştım. Bakışlarımı gözlerinden ayırmamaya çalıştım yoksa çok imanlı gözlerim başka yerlere bakacaktı.

Onunda bakışları dudaklarım ile gözlerimin arasında gidiyordu. Bakışları dudaklarımda kaldığında konuştu. “Yoo,” dudağını dişlerken bakışlarını tekrar gözlerime tırmandı örümcek misali. “Gayet de ciddiyim.” Ve bir adım daha attı. Yüzüme de iyice eğilirken önümde bağlı olan kollarım istemsizce iki yanıma düştü. Ben ona baktım, o bana. Bakışlarım en sonunda dudaklarına kaydığında onu öpme isteğimi zorla bastırdım. Dudaklarımı yalayıp tekrar ona bakarken onunda dudaklarıma baktığını fark ettim.

O kırmızı dudağından bir öpücük alayım… Bugün bu şarkı, yoksa… Lan! Allah bana vahiy mi göndermişti? Tövbe haşa. Tövbe bin kere.

“Haktan,” diye mırıldandım zorlukla. Şuan dayanmam bile mucizeydi.

“Irmak,” dedi o da tok ve Munzur sesi ile. İnlememek için kendimi zor tuttum. Bu adamın sesi neden bu kadar güzeldi?

Biz öylece birbirimize bakarken telefonum çalmaya başladı.

“Annem arıyor, annem arıyor.” Şuan kendime teşekkür ediyordum telefonumun bu özelliğini kullandığım için.

“B-ben gideyim. Annem merak e-etmesin.” Ve hızla onunla duvar arasından sıyrılarak apartmana doğru hızlı adımlarla ilerlerken onun gülen sesini işittim. Yanaklarımın kızardığını hissettiğim sırada iyice hızlanıp eve girdim.

“Heh, kızım,” diye salondan bana seslendi annem. “Yaptın mı musluğu?”

“Ne musluğu-” diyecektim ki susturdum kendimi. “Yaptım yaptım.”

“E gel kız yanıma.”

“Ellerimi yıkayığ geliyorum.” Deyip hızla banyoya ulaştım. Hâlâ kalbim küt küt atıyordu. Derin bir nefes verip banyonun kapısını kapatırken sırtımı kapıya yaslayıp yere çöktüm. Bu adama kalbim dayanmazdı.

Aynanın karşısına geçtiğimde ise gördüğüm görüntüye istemsizce güldüm. Dudağımdaki kırmızı rujun çoğu onun eline geçmişti. Bende iz kalmıştı.

Ve beynimden onun sesini çıkaramadım bu sefer.

 

 

 

 

 

 

 

 

Ollelelel bi bölüm yine bitii

Kendime program yağtım test flana çözüyom ders tekrarı ve kitap yazma NASI AMA?? BHVU9UYGICJG

Ay neyseemmm,

Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın

Görüşüürzzzzzzzz

Bölüm : 18.11.2024 20:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...