49. Bölüm

32. LAN BİZ SEVGİLİ MİYİZ?

★𝐓𝐚𝐝𝐨𝐰★
canimsenhayirdir

Selammmm

Nabersiniz kızz??

Çok cute bir bölümle karşınızdayımmmm

Yazarken bunları yiyesim geldi SAWEDSAQ

Neyseeeeeeeeeee

İyi okumalar...

Oy: 18

Yorum: 28

Şarkı: birden geldin aklıma (tuna kiremitçi-sena şener)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Irmak’tan

 

Siz: Efsunnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn

Siz: SAKIN BU SAATTE UYUYORUM DEME

Siz: Babana götalpten hoşlandığını söylerim

 

Efo Çevrimçi

Efo: LAN NE ALAKAA

Efo: DÖVERİM SENİ

Efo: neyse konuya gel bakim

Siz: yaa

Efo: ne ya?

Siz: AY BİZ HAKTANLA ÖPÜŞTÜK (Görüldü)

Siz: niye görüldü yedim

Efo: içtiğim su boğazımda kaldı

Efo: NE DEDİN SEN

Efo: NİKAH MEMURU BENİM

Efo: Allahın emri peygamberim kalbi ay bu böyle değildi

Efo: VERDİM GİTTİ

Efo: YILDIRIM NİKAHI BASIYOSUN

Efo: Yoksa camdan atarım seni

Siz: Şimdi biz sevgili miyiz??

Efo: İTİRAF MI ETTİ

Siz: NERDEN BİLDİN

Siz: SENDE Mİ ARABADAYDIN

Efo: ARABADA MI ÖPÜŞTÜNÜZ

Siz: LAN NASIL GÖRMEDİM SENİ

Siz: LAN KANKAMIN ÖNÜNDE BİRİYLEMİ ÖPÜŞTÜM BEN?

Efo: salak az önce sen söyledin ya

Siz: heee

Siz: bende bizi öpüşürken gördün diye korktum yaw

Siz: Söyelr bir insan

Efo: kanka

Siz: he

Efo: SEVGİLİSİNİZ

Siz: bİ dakika nw

Siz: AY GİDİP KINA YAKCAM GÖTÜME

Efo: lan mal yapma sakın

Siz: ee napcam ben

Efo: sen itiraf ettin mi

Siz: evet galiba

Efo: galiba derken

Siz: heyecandan her boku unuttum ki mk

Efo: İşimiz zor…

🎀🎀🎀

Haktan’dan

 

Siz: Pişt

Siz: Gökalp

Siz: yok bu olmadı

Siz: GÖTALP

Götalp: Efwndşm mmur bey

Siz: uyuyomuydun sen

Götalp: nw mwmurı akpl bwt

Siz: Dur bi soneri arayım

Siz: Gökalp nöbetteyken uyuyor diye

Götalp: AY EFENDİM AVUKAT BEY HANIM

Siz: bey hanım ne olm

Siz: neyse

Siz: götalp

Götalp: efendim haktan abi

Siz: şimdi sana bir şey srocam

Götalp: eee

Siz: sonere söylemicen ama

Götalp: LAN BİZİM KIZI HAMİLE Mİ BIRAKTIN ABİ

Siz: SIÇ OĞLUM SIÇ UTANMA

Götalp: olur nereye sıçayım

Siz: ananın amına

Götalp: yok ya

Götalp: orası dar

Siz: LAN BENİ DELİRTME

Siz: söyleme sonere

Götalp: evet bekliyorm

Siz: biz Irmakla öpüştük (Görüldü)

Siz: başlıyo mesaim…

Götalp: AY CİDDİ MİSİNİZ

Götalp: NİKAH MEMURU BENİM

Götalp: VERDİM GİTTİ

Götalp: FUTBOL TAKIMI KURABİLİRSİNİZ

Siz: lan

Siz: devamı var

Götalp: BEN DEMİŞTİM HAMİLE KALDI BİİZMKİ DEMİ

Götalp: ELELLELEL BENİM KANKAM HAMİLE KALMIŞ LELELLE

Siz: lan öyle değil

Siz: biz şuan sevgili miyiz???

Götalp: AY TABİKİ EVET

Siz: bir saniye

Siz: sen buna neden bu kdar sevindin?

Götalp: ÇOK YAKIŞIYORSUNUZ ÇÜNKÜ MK

Götalp: Bunu herkese sorsan onaylar

Götalp: Başkomiserim de dahil

Siz: Bak

Siz: sonere söylemiyorsun

Siz: ağırlaştırılmış müebbet yersin

Götalp: AY PARDON DA BEN BİR POLİSİM

Siz: e bende avukatım

Götalp: BEN SENDEN DAHA FAZLA MAAŞ ALIYORUM

Siz: bir dava 5milyon

Götlap: NE DEDİN SEN

Götalp: Are you ciddi?

Götalp: 5 tl mi yoksa 5 000 000 mi

Siz: ikincisi

Götalp: sıçın mk

Siz: e ben ne yapcam

Götalp: GİT YAZ KIZA MK

🎀🎀🎀

Irmak’tan

 

Siz: Haktan

Haktanım: Irmak

Siz: biz şimdi neyiz???

Haktanım: galiba sevgili

Siz: AY CİDDİLİ Mİ

Haktanım: CİDDİLİ

Siz: ay abim duymaz inş

Haktanım: inş

Siz: yoksa biz eat bok

Haktanım: katılıyorum

Siz: ay evde kimse yok

Siz: canım sıkıldı

Siz: sen evde misnnnn

Haktanım: evet

Siz: geleyim mi sanaaaa

Haktanım: gel gel

Haktanım: alayım mı seni

Siz: gerek yok

Haktanım: yağmur yağıyor olmaz

Haktanım: geliyorum ben

Siz: bekliyorummm

🎀🎀🎀

Irmak’tan

Boynumu kütletirken içimdeki kelebekler sevinçten takla atıyordu. Sonunda sevgili olmuştuk. Hâlâ bu gerçeği kabullenemiyordum.

Yarım saat ne giyeceğimi düşünmüştüm. Pavyon elbisesiyle gidemezdim. Hemen baştan niyetimi belli edemezdim. Sade de gitmek istemezdim. Hem özenip hem özenmemek nasıl bir şeydi, bilmiyordum. Bu yüzden elime ne geldiyse geçirdim üstüme.

Lacivert bir sweat geçirmiştim üstüme. Altına ise açık mavi renginde, İspanyol paça kot pantolon giymiştim. Kulağımdaki ise her zaman taktığım halka küpelerim vardı. Evdeyken can sıkıntısından rimelle dolaştığım için, makyaj derdinden de kurtulmuştum. Sadece hafiften toz allık sürmüştüm yanaklarıma.

İşittiğim korna sesi ile başımı yerden kaldırdım. Gelmişti. Dünkü malum araba ile hem de. Gülümserken beklerken ıslanmamak için altında durduğum tentenin alından çıkıp arabaya bindim hızla.

Kapıyı kapatıp ona döndüm. Gülümseyerek bana bakıyordu.

“Hoş geldin,” dedi o güzelim sesiyle.

“Hoş buldum,” dedim bende. Tam kemerimi takacağım sırada önüme uzanıp kemerimi bağladı. Sonra ise yanağıma minik bir buse bıraktı. Geri çekilirken ona şaşkın şaşkın baktım. Yanaklarım ısınıyordu.

“Yaa, Haktan.” dedim nazlı nazlı.

“Efendim,” dedi o da beni taklit ederek. Arabayı sürmeye başladı bir yandan da. Yaptığı hoşuma giderken kıkırdadım hafifçe. Bakışlarını yoldan ayırıp bana baktı. Tekrar yola çevirirken bakışlarını konuştu, “Gülme güzel öyle.”

İçim bir hoş olurken çehresinde gezindi bakışlarım. Uzun ve kıvrık kirpikleri, kemikli yüzü, ela gözleri, dağınık kumral saçları ve dudaklarından eksik olmayan gülüşü ile yine etkiledi beni. İyi ki bu adama âşık olmuşum dedim içimden. Sonrasında gözüme ilişen şey ile kaşlarım çatıldı. Bu bir kesik iziydi. Boynundaydı. Kulağının arkasından başlayıp aşağı eğik bir şekilde ilerliyordu. Şah damarının tam yanından geçiyordu. Yok olmaya yüz tutmuştu lakin dikkatli bakınca belli oluyordu.

“Haktan,” dedim.

“Efendim güzelim,” diye karşılık verdi. Tam eriyecektim ki soracağım soru aklıma gelip ciddileştim.

“Boynundaki yara,” Adem elması kavislenirken ben devam ettim. “Nasıl oldu?”

Elini direksiyondan çekip tam yaranın üstüne yerleştirdi elini. “Bu mu?” diye sorduğunda onaylarcasına mırıldandım. “5 yıl önce olmuştu bu, gereksiz bir yara.”

“Acımıştır ama,”

“Acımadı,” Arabayı otomatik sürüşe alırken bana baktı.

“Yaralar acır ki, acımayan yara yoktur.”

“Ya varsa,” Elaları çok derin bakıyordu. Anlamlandırmaya çalıştım ama olmadı. Başımı sağ omzuma yatırdım.

“Var mıdır sence?”

“Bilmem, neden olmasın.” Yolculuğun devamı kısa sürerken eve varmıştık. Yağmur da dinmişti. Tam kapıyı açacağım sırada Haktan’ın “Dur,” demesiyle ona baktım. Anahtarı kontaktan çıkarırken hızla arabadan inip kapıyı kapattı. Önden dolanıp benim tarafıma gelip kapıyı açtığında gülümsemeden edemedim. Arabadan indiğimde arkamdan kapıyı kapattı.

Elini belime yerleştirip beki kendine çekerken bende başımı göğsüne yasladım. Onunla her an yapışık gezmeyi istemem normal mi?

İçeri girdiğimizde burnuma dolan Haktan kokusu ile kalbim yeniden şaha kalkarken ayakkabılarımızı çıkardık.

“Şu mesajlaşırken bahsettiğin kütüphaneyi göstersene, çok merak ettim.” Dedim yerimde duramazken. Yanıma gelip elimi tuttu. “Gel benle,” deyip ilerlemeye başladı. Beraber 3. Kata çıktığımızda kapısı kapalı bir odanın önünde durduk. Kapının yanındaki duvarda olan siyah ekrana gözlerini yaklaştırdı. Gözlerini ekran tararken ben şaşkın şaşkın ona bakıyordum. Ne vardı burada ayol, devlet sırrı falan mı?

Dıt sesi ile kapının kilidi açılırken kapıyı açtı. Hâlâ elimi tutuyordu. İçeri adımımı attığım an ise gözlerimin iri iri açılmasına engel olamadım. Ya bana ne, bende istiyorum!

“Sen, şaka yapıyorsun…” diye mırıldandım. Devasa bir odaydı. Her yerde kitaplık vardı. Tam ilerimizde ise bir balkon. Ama devasa bir balkon. Bir L koltuk, sehpa falan vardı. Ama burası çok güzeldi, tıpkı hayallerimdeki gibi…

“Hayır, gerçek.” Demesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Gülümseyerek bana bakıyordu.

“Gezebilir miyim?” dedim hızla.

“Sorman hata,” Elini yavaşça bırakırken en yakınımda duran kitaplığa ilerledim. Karşısında durup hangi kitaplar var diye baktım. Gördüğüm kitap ile hızla uzanıp elime aldım. Ben Amir. Ona döndüğümde beni pür dikkat izlediğini fark ettim.

“Sinan Akyüz mü okudun?” dedim neşeyle. En sevdiğim yazarlardandı. Başını olumluca salladı. Yanıma gelirken az önceki rafa uzanıp aynı yazarın başka bir kitabını aldı. Elveda Aşk.

“Bence en güzel kitabı bu,”

“Bence de,” dedim. Bu sırada gözüme ilişen şey ile daha da heyecanlandım. “Gitar çalmayı biliyor musun?”

“Evet,” diyerek benim baktığım yöne baktı.

“Çalabilir miyim?” diye sordum. Bana döndü hızla. “Çalmayı biliyor musun?”

“Bir ara çalıyordum. Sonra gitarı abimin kafasında kırınca olan oldu,” kıkırdarken gitara doğru ilerledi. Bende kitabı aynı özenle yerine bırakıp yanına doğru ilerledim. Gitarı ayaklığından alıp bana uzattı. Dikkatli olmaya çalışarak elime aldım. Siyah gibi duruyordu ama koyu bir lacivertti.

“Ayakta rahat edemezsin, balkona geçelim.” Onu başımla onaylarken elini belime yerleştirip ilerlemeye başladık. Balkona geçtiğimizde L koltuğa oturduk yavaşça. Gitarı yavaşça kucağıma oturtturup elimi klavyeye yerleştirdim. Fa majör akoruna bastım. Acaba hâlâ fingerstyle çalabiliyor muydum? Parmaklarımı tellerin üzerine yerleştirip çalmayı denedim. Yapabiliyordum. Akorlarını tek ezberlediğim şarkıydı bu. İlk boş vuruş yaparken sonrasında fingerstyle atmaya başladım.

Haktan’da şarkıyı biliyor olacak ki gülümsedi. Çaldım. Şarkının başlangıcına geldiğindeyse söylemeye başladım.

“Sen yağmuru çok seven küçücük şey,
Ben kendine geç kalan bir kadın,

Beni sevmesen de görmesen de hayat sürerdi yine,
Ama kendimi sevmezdim şimdiki kadar…
” tam devam edecektim ki bir sesin şarkıya devam etmesiyle bocaladım.

“Beni seçmesen de "Yok" desen de güneş doğardı yine,
Ama gülmeyi bilmezdim şimdiki kadar,”
Sesi çok güzeldi. Hem de çok güzel. Tok ve derin. Ben sesine mest olurken nakaratı da söyledik. İntrodan sonra sıra ondaydı.

Sen kalbime denk gelen küçücük şey

Ben kendini aşk sanan bir adam,” Ben söyledim, o dinledi. O söyledi, ben dinledim. Onunla zaman geçirmek güzeldi. Çok…

Şarkı bittiğinde kıkırdayarak başımı göğsüne yasladım. O da saçlarımın arasına minik bir öpücük bırakırken gökyüzünü izlemeye koyulduk…

 

 

 

 

Ay ay kısa mı oldu bölümm

Evet, en sevdiğim roman yazarı Sinan Akyüz:) Tavsiye ederim

Bölüm hakkında düşünceleriniz nelerrr

Bu arada bu anasayfa ya da spoiler bölümlerini sileyim mi yoksa kalsın mı???

Behlül kaçarrrr

Bölüm : 30.11.2024 17:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...