@canimsenhayirdir
|
SELAMMM. Ay sizi çok özledim. Geçen bölüm atamadım çnk uygulama hata verdi... ama telfi olarak iki bölüm atıyorum bu gün. Oley. Ya bülbül kapanının bitmesine son 100 sayfa. şimdi ben ne okuycam.. neyse iyi okumalar<33 Oy: 5 Yorum: 10 Şarkı: Kırmızı
Irmak’tan Hızla taksiden inip abiye teşekkür ettim. Lakin sözlerime ters düşen bir şekilde arabanın kapısını sertçe kapadım. Ve karakola gelmiştim. Götalp’i dövmek için. Derin bir nefes alıp içeriye yöneldim. Kapıdaki polisler başı ile selam verdi bana. Az düşmemiştik buralara. İçeri hışımla girerken bir polis beni kolumdan tuttu. Ona sertçe baktığımda açıkladı. “Efendim, buraya girmeniz yasak.” Kaşlarımı çattım. “Niye be!” diye cırladım. “Abiniz…” diye mırıldandı polis. “Başlarım abime! O polisse ben yazarım. Allah Allah. Bırak, gideceğim.” Adam son bir umut kırıntısıyla baktı ama kolumu ondan kurtarıp hızla bizimkilerin takıldığı yere geldim. Birkaçı masadaydı. Abim ile Götalp’de dahil. Abim beni fark ettiğinde kaşları çatılıp ayağa kalktı. Fakat ben onu umursamadım. “Götalp!” diye cırladım. Beni fark etmeyen mazlum Götalp ise yerinden fırladı. Beni görünce ise dişlerini dudağına geçirdi. “Sıçtım değil mi?” dediğinde ona gülümsedim. Gayet net bir cevaptı. Fakat bana bağıran bir ses ile tüm havam bozuldu. “Irmak!” Hızla hazırola geçtim. “Irmak Serçel, Eşkişehir, emrinizdeyim komutanım ay abi!” diye bağırdığımda içeridekiler gülmeye başladı. Götapl kıkırdadığında ona öldürücü bakışlarımı attığım an sustu. Abim hemen yamacımda bitti. Bana tepeden bakmayı seviyordu. “Niye geldin sen, seni durdurmadılar m-” “Şu vidası gevşek ağızlı Götalp için geldim ben, senin için gelmedim.” “Bana karşı olan sevgin göz yaşartıyor” dediğinde yapmacık bir şekilde gülümsedim. Odada tanımadığım biri vardı ama onu umursamadım. Daha önemli işlerim vardı, malum. Ve hızla Götalp’e döndüm. “Sen benimle gelsene,” Yutkundu. Başıyla beni onayladı. Ben önden o arkadan geliyordu. Bahçeye çıktığımızda hızla ona döndüm. “Bu numara işi nasıl abime ulaştı?” diye fısıldadım. “Valla ben bir şey yapmadım. Haktan geldi buraya senin numaranı gösterdi abine. Ben nasıl her zaman günah keçisi oluyorum. Git ona sor, içerideydi.” “Sus, sen suçlu- NE!” Diye bağırdığımda birkaç bakış bize döndü. Gökalp hızla eli ile ağzımı kapadı. “Ne bağırıyorsun!” dedi çatık kaşlarıyla. Elini ağzımdan çektim. “Haktan mı buradaydı?” Yoksa içerideki o kişi… “Evet, içerideydi.” Elimi yüzüme attım utançla. Halilişko’ lu pijama altım ile gelmiştim ben buraya. Götalp neye utandığımı anlamış olacak ki hönkürerek gülmeye başladı. Bir elimi yüzümden çekerek omzuna silleyi çaktım. Ama o gülmeye devam etti. “Gel içeri,” diyerek birinin kolumu tutması ile elimi yüzümden çektim. Abimdi. “Haktan gitti mi?” diye sordum masumca. Tabii ne kadar masum olabilirsem. “Ya halve,” derken içeriye yöneldik. Götalp’de arkamızdan geliyordu. “Hâlâ Haktan diyor.” İçeri vardığımızda kimse yoktu. Gitmişti ela gözlüm. Abim beni hızla karşısına oturttururken o yere çömeldi. Derin bir nefes verip gözlerini kapadı. Gözlerini geri açtığında mavilikleri alev saçıyordu. Hafif bir tırsarken yutkundum. Bir eli önüme düşen, topuz yaptığım saçımdan fırlayan saçıma gitti. Yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırdı. “Abicim,” dedi dişlerinin arasından. Cafer koş! “Abim,” dedim cilveyle. Umut ettim işe yarar diye. “Sen niye başımıza böyle yavşak biri çıktın.” Derken eli omzuma kaymıştı. Omzumu bir yandan okşarken hafifçe sıkıyordu. Bu onun uyarma şekliydi. “Yoo,” dedim. Yüzüne bakmıyordum. “Ne alakası var.” Omzumdaki eli ile çenemden tutup ona bakmamı sağladı. “Güzelim,” “Abim,” derin bir nefes verdi. “Vaz geçmeyeceksin, değil mi?” dediğinde kafamı evet anlamında aşağı yukarı salladım. Elini yanağıma çıkarıp okşadı. “Lütfen Haktan’ı çok rahatsız etme. Zaten sana âşık olmaz o.” Dediğine ona en sert bakışlarımı attım. O yutkunurken gülümsedim. Ben ondan ne kadar korkuyorsam o da benden o kadar korkuyordu. “Hadi, sen eve git. Senin yazacağın bir şeyler yok mu?” dediğinde kafamı hayır anlamında salladım. Gözlerimin altı mosmordu. Bu yüzden kapatıcıyı yüzüme bocalamıştım. Abim de bunu fark etmiş olacak ki parmağı göz altıma değdi. “Yine uyumadın değil mi?” dediğine kafamı olumlu anlamda salladım. İlaçlarla ayakta duruyordum. Abim genelde buna üzülüyordu. Zaten çok uyuyan bir insan değildim. “Aç mısın, bir şeyler ister misin?” “Hayır,” dedim. Bir süre yüzümü inceledi. Sonra ise ayağı kalkıp beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Bende otamatiken sandalyeden kalkmıştım. Başımı göğsüne gömdüm. Kollarımı ise beline sardım. İşte benim evim buraydı. Sıcak, huzurlu ve güvenli…
Ay nasıldı bölüm? Yorum da yazın ha Yeni bölüm geliyooo |
0% |