@cano_iste
|
Ben onlara onlar bana ve sırasıyla birbirimize bakıyorduk. "Mislina, Nereye gideceğimizi biliyorsun değil mi?" "Evet, adını biliyorum ama nerede olduğunu bilmiyorum." "Nasıl gideceğiz o zaman?" "Bilmiyorum. Rata Ağacına gidecekmişiz yerini söylemedi ama kalbimin beni oraya götüreceğini söyledi." "Sana bunları kim söylüyor?" "Demir bence Mislina bir çeşit ruhani varlıklar görüyor." "Bakın bu öyle bir şey değil. Hava kararmak üzere koruyucularımızı alalım onlar bize her şeyi açıklar." "Tamam hadi sen etrafa kulak ver belki bir ses duyarsın." "Akseren!!!" "Akseren!!" "Hey! Biriniz bana mı sesleniyor? Bu hiç komik değil." "Bir dakika Mislina. Biz sana seslenmedik ki." "Benim Akseren adım Rata. Uzun yıllardır seni bekliyorum. Köklerimin bulunduğu toprakta seni hissetmek çok güzel. Beklediğime değdi.Şimdi yavaşça yere kulağını daya ve yerini öğren seni hissetmek güzel olsa da görmek daha güzel olacak bakalım annene benziyor musun?" "O bana yerini söylüyor." Yavaşça yere çömeldim ve dediklerini yaptım yere kulağımı dayadığımda duyduğum uğultu başımı döndürdü. Sonra pürüzsüz bir ses duydum. "Sana açılan yoldan 'dikkatlice' benim yanıma gel ve arkadaşların, onlardan asla ayrılma. Onların koruyucuları da burada heyecan içerisinde bekliyor." Ses yavaşça kayboldu. Altından bir yol uzamaya başladı, üçümüzün ayakları altına serilen yolda 'dikkatlice' gitmeliydik. Korkmuyorum diyemezdim çünkü korkuyordum. "Gidiyoruz öyleyse çocuklar.." "Demir ve Mislina ne olursa olsun birbirimizi bırakmayacağımıza ant içelim." Demir'in hiç düşünmeden "Ant içerim." demesiyle arkadan ben de ant içtim; "Kendi kanım üzerine sizi bırakmayacağıma ant içerim." Ve Toprak'ta "Ant içerim." dedi. Altın yola ilk adımı atmak benim görevimdi. Adımı atar atmaz ayağımın altındakı taş bir düğme gibi alta doğru hareket etti. Demir'in beni kolumdan çekmesiyle arkaya düştüm ve altın yolun dibinden altın oklar yükseldi. Kulağıma dolan kahkaha sesleri bizimle oyun oynadıklarını gösteriyordu. Rata Ağacının dediği 'dikkatlice' kelimesi gerçekten de es geçilemezdi. Bir Toprak'a bir de Demir'e bakmamla endişe dolu yüzlerini gördüm. "Sanırım bu Altın yol bizimle oyun oynamak istiyor." Demir; "Oynayalım o zaman."dedi. Ayağa kalkıp yolu dikkatlice incelediğimde sadece kare taşlardan oluşuyordu. Her satırda üçer taneydi. Aklıma gelen şeyi sesli bir şekilde dile getirdim; "Üçümüz aynı anda basacağız." Demir ve Toprak onaylayıcı sesler çıkarıca eyleme başladık. Sağ ayağımı öne attım. Onlar da iki tarafıma geçip aynı işlemi yaptılar. Benden bir işaret bekliyorlardı. "1..2...3" Aynı anda bastığımızda hiçbir şey olmadı. "Bir dakika bu yol bize her zaman birlikte hareket etmemiz gerektiğini söylüyor. Dikkatinizi çekti mi?" Ses gelmedi. "O zaman devam edelim.(Sol ayağımı öne attım) 1..2..3." Bu şekilde bütün yolu tamamladık. Rata Ağacına vardığımızda gözlerime inanamıyordum Selam canlar. Bukitabın kademe kademe büyümesini izlemek istiyorum. Aşağıya rata ağacını bırakıyorum Bana tavsiye verebilir misiniz? Begendiginiz veya beğenmediğini hususları lütfen yazın (Acemi değilim Wattpadde 5ten fazla kitap yayınladım ve iki üç tanesinde 30kyı geçik okuma aldım. Bu kitaba orada başlamıştım ama kurgusu farklıydı şimdi ise burada yazıyorum kitaptaki çoğu şeyi değiştirdim.) Yeni bölüm için beklemede kalın. Sizleri seviyorum
(Bunun renk renk ışıklı olduğunu düsünebilirsiniz) |
0% |