@cansu44
|
**4. Bölüm: Zaferin Gölgesinde** Nair Devleti’nin askerleri zaferle dönerken, sarayda heyecan doruktaydı. Savaşın galipleri, aylar süren çatışmaların ardından muzaffer bir şekilde geri dönüyorlardı. Sarayın her köşesini sevinç dolu bir hava sarmıştı. Kapılar ardına kadar açılmış, halk meydanlarda toplanmıştı. Remzi Padişah ve kardeşi Cüneyt Bey, askerlerin başında, savaş meydanında kazandıkları zaferin gururunu taşıyorlardı. Sarayın kapısından içeri girerken, askerler halkın alkışları arasında yürüdü. Frezya, sarayın büyük merdivenlerinden aşağı inerek onları karşıladı. Yüzünde memnuniyet ve gurur karışımı bir ifade vardı. Ancak bu sevincin yanında, sarayın içinde başka planlar ve entrikalar da kaynamaya başlamıştı. Halime, Frezya’nın son zamanlardaki sert tutumundan rahatsızdı. Remzi Padişah’ın huzuruna çıkarak, Frezya’yı şikayet etmeye karar verdi. Remzi Padişah, tahtında oturmuş, Frezya ve Cüneyt ile zaferin tadını çıkarırken, Halime odanın kapısını aralayarak içeri girdi. "Buyur, Halime," dedi Padişah Remzi, onu görünce hafif bir gülümsemeyle. Halime, Padişah’ın önünde diz çökerek, "Padişahım, affınıza sığınarak konuşmak istiyorum," dedi. Sesi titrek ve endişeliydi. "Dinliyorum Halime," dedi Remzi, ona güven verici bir bakışla. Halime, derin bir nefes aldı ve devam etti. "Frezya Hanım’ın bana karşı olan tutumunu size bildirmek zorundayım. Sarayda çok katı ve sert davranıyor. Geçenlerde sadece hizmet ederken bana bağırdı, hatta birinci katta çalışmamı yasakladı." Remzi Padişah, Halime’nin söylediklerini dikkatle dinledi ama yüz ifadesinde bir değişiklik olmadı. "Frezya’nın saraydaki disiplini sağlama konusunda çok titiz olduğunu biliyorum. Ancak her iki tarafı da dinlemek gerek," dedi. Halime’ye karşı yumuşak davranıyor, ama Frezya’ya olan güvenini de ortaya koyuyordu. Tam bu sırada, Frezya odanın kapısında belirdi. Halime’nin şikayetinden haberdar olmuştu ve durumu kontrol etmek için hızlıca harekete geçmişti. Frezya’nın yüzünde soğuk bir kararlılık vardı. "Padişahım, Halime’nin şikayetlerini duydum. Ancak sarayın düzenini korumak ve herkesin görevini doğru şekilde yapmasını sağlamak benim sorumluluğumda. Halime, kuralları çiğnedi ve gereken şekilde uyarıldı," dedi, sesinde en ufak bir tereddüt olmaksızın. Remzi Padişah, Frezya’ya dönerek, "Bu meseleyi halletmek senin işin Frezya. Ben sarayda huzursuzluk istemem," dedi. Halime’ye bir kez daha bakarak, "Bu meselede Frezya’nın kararlarına güveniyorum, Halime. Bir daha böyle sorunlar yaşamayacağınızı umarım," diyerek konuyu kapattı. Halime, içten içe öfkeyle kaynasa da itaat etmekten başka çaresi olmadığını biliyordu. Başını eğerek odadan çıktı, ancak Frezya’nın bu tavrını asla affetmeyecekti. Gün batımına doğru, sarayda büyük bir kutlamanın hazırlıkları başladı. Zafer kutlamaları, sarayın dört bir yanında duyuruldu. 3. kattaki kölelere kadar herkes, bu büyük gecede en iyi kıyafetlerini giymeye hazırlanmaktaydı. Sarayın avlusu, altın rengi lambalarla donatıldı, zengin süslemeler ve ziyafet masaları hazırlandı. Kumsal, şıklığıyla göz kamaştırmak için en zarif elbisesini giymekteydi. Halime, Kumsal’ın yanına gelerek ona hayranlıkla baktı. "Kumsal, bu gece çok güzel görünüyorsun. Eminim ki herkesin dikkatini çekeceksin," dedi, hafif bir kıskançlıkla. Kumsal, hafifçe gülümseyerek, "Teşekkür ederim Halime. Bu gece herkes için önemli," dedi. Ancak Halime’nin gözlerindeki kıskançlığı fark etti ve nazik bir şekilde ona yaklaşarak, "Sen de bu gece göz kamaştıracaksın, Halime. Unutma, bu gece herkes eşit," dedi, onu rahatlatmaya çalışarak. Halime, gülümsemeye çalıştı ama içindeki öfke dinmek bilmiyordu. Frezya’nın ona yaşattıkları, bu geceyi bile gölgeliyordu. Gece ilerlerken, sarayın avlusu adeta bir şölene dönüştü. Remzi Padişah, büyük bir ihtişamla tahtında otururken, yanındaki kadınlardan biri ona dikkat çekici şekilde yakındı. Bu gizemli kadının kim olduğunu kimse bilmiyordu, ancak Padişah’ın ona olan ilgisi gözlerden kaçmıyordu. Sarayda, Remzi Padişah’ın yeni bir yasak aşkı olduğu dedikodusu hızla yayıldı. Fatima ve Egemen, bu kutlamada birlikte boy gösterdiler. Egemen, Fatima’nın elini tutarak kalabalığın arasında yürürken, saraydaki herkesin dikkatini çekti. "Egemen, bu gece çok güzel görünüyorsun," dedi Fatima, ona hayranlıkla bakarak. Egemen, Fatima’nın gözlerinin içine bakarak, "Seninle birlikte olmak, beni her zaman mutlu ediyor Fatima," dedi. Bu sırada sarayın diğer kadınları onlara imrenerek bakıyordu. Egemen ve Fatima, sarayın en gözde çifti olarak, adeta düşmanlarını kıskandırıyorlardı. Kutlamalar devam ederken, sarayın dışından bile halk bu coşkuyu hissedebiliyordu. Saraydan gelen müzikler ve neşeli sesler, avlu dışındaki mahallelerde bile yankılanıyordu. Herkes bu zaferi kutluyor, bir an olsun bu büyük zaferin sevincini yaşıyordu. Mail Bey, bu sırada sarayın köşesinde, Selin’e yeniden fal bakıyordu. "Bu gece çok şey olacak Selin Hanım, ancak dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Kutlamaların ardından yeni düşmanlıklar da doğabilir," dedi, Selin’e yine esrarengiz bir ifadeyle bakarak. Selin, falın gizemli sözleri karşısında derin düşüncelere daldı. "Mail Bey, siz her zaman doğruyu söylersiniz. Ben de dikkatli olacağım," dedi, gözlerinde endişe ve merak karışımı bir ifade ile. Kutlamalar gece boyu sürdü, saray halkı bu büyük zaferi doyasıya kutladı. Ancak bu coşkunun altında, gizli kalmış pek çok sır ve gerilim yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya hazırdı. Frezya’nın sert yönetimi, Halime’nin hırsları ve Remzi Padişah’ın yasak aşkı, bu sarayın içinde yeni fırtınaların habercisiydi. ---
|
0% |