@cansu44
|
Yağmurlu bir gecede, Alara evde otururken telefonuna bir mesaj gelir. Selim’den gelen mesajda, “Dışarıda yağmur yağıyor ama seni görmeden duramayacağım. Biraz yürüyelim mi?” yazıyordur. Alara, başta tereddüt etse de içindeki hisler ona gitmesini söyler. Hemen üzerini giyip dışarı çıkar. Mira’yla yaptığı konuşmadan sonra Alara, kendini biraz daha rahatlamış hissetse de içindeki baskı hâlâ geçmemiştir. Tam o sırada telefonu çalar, Selim arıyordur. Alara hemen telefonu açar, ama sesi hâlâ biraz hüzünlüdür. Selim, onun moralinin bozuk olduğunu fark eder. “Alara, sesin kötü geliyor. Ne oldu? Ailenle mi tartıştınız yine?” diye sorar.
Alara, derin bir nefes alarak, “Evet, voleybol yüzünden… Beni desteklemiyorlar. Kursa gitmemi istemiyorlar. O yüzden bırakmak zorunda kaldım,” der, sesi titreyerek. Selim bir an sessiz kalır, ama sonra kararlı bir tonla konuşur. “Alara, ailen seni desteklemiyorsa ben varım. Voleybolu bırakmana gerek yok. Seni kursa ben götürür getiririm. Ailen senin için bir şey yapmazsa, ben yaparım. Yeter ki sen vazgeçme,” der.
Bu sözler, Alara’nın kalbini ısıtır. Selim’in bu kadar kararlı ve destekleyici olması ona güç verir. “Gerçekten mi? Bunu yapar mısın?” diye sorar Alara, gözlerindeki yaşlar mutluluk gözyaşlarına dönüşerek. Selim, “Tabii ki yaparım. Senin mutlu olman benim için önemli,” der. Alara, Selim’in bu desteğiyle yeniden umutlanır ve vazgeçmemeye karar verir.
Sokaklar ıslak ve hafif bir serinlik vardır. Selim onu sokak lambalarının altında beklerken görür. Göz göze geldiklerinde ikisinin de yüzünde sıcak bir gülümseme belirir. Sessizce yürümeye başlarlar, yağmurun sesi onları sararken Selim, Alara’nın elini tutar. Kalbi hızlanır Alara’nın, ama bu dokunuş ona güven verir.
Bir süre sessizce yürüdükten sonra Selim durup Alara’ya döner. “Sana bir şey söylemek istiyorum,” der, sesi hafifçe titrer. Alara, heyecanla gözlerine bakar. “Sana olan hislerimi daha fazla saklayamam. Seni düşündükçe içim kıpır kıpır oluyor. Beni tanıdığından beri hayatım değişti, seninle olmak istiyorum,” derken gözlerinden yağmur damlaları süzülüyordur.
Alara, Selim’in bu samimiyetinden etkilenir. Kalbi hızla atarken, “Ben de seni seviyorum,” diyerek cevap verir. İkisi de bir adım daha yakınlaşır ve o an, yağmurun altında öylece sarılırlar.
Bu birliktelikten sonra Alara, Selim’in desteğini fazlasıyla hissetmeye başlar. Voleybolcu olmak istediğini Selim’e açtığında, Selim ona “Tabii ki seni kursa yazdıracağım, sen ne istersen başarabilirsin” der ve hemen bir voleybol kursu bulup kaydını yaptırır. İlk gününde Alara’yı arabasıyla alıp kursa götürürken, “Senin gibi azimli birinin bu sporda çok başarılı olacağına eminim” diyerek onu motive eder. Alara bu desteği görünce hem rahatlar hem de içi heyecanla dolup taşar.
Ancak Alara’nın mutluluğu uzun sürmez. Ailesi, onun voleybola bu kadar zaman ayırmasını hiç hoş karşılamaz. Annesi bir gün ciddi bir ses tonuyla, “Alara, voleybolu çok ciddiye alıyorsun. Derslerini ihmal etmeye başlıyorsun, bu senin geleceğin değil. Daha önemli şeylere odaklanmalısın,” der. Babası da, “Voleybolla nereye varacağını sanıyorsun? Bu kadar zamanını harcaman anlamsız,” diye ekler.
Alara, ailesinin bu baskısına dayanamaz hale gelir. Voleybol onun için bir kaçış, bir tutku olsa da, ailesinin ona yüklediği bu sorumluluk altında ezilmeye başlar. Bir akşam tartışma şiddetlenir ve Alara, gözyaşları içinde “Sizinle uğraşamam! Voleybolu bırakıyorum, tamam mı?” diye bağırarak odasına kapanır. O an ailesine direnmek yerine pes etmeyi seçmek zorunda kalır ve kursa gitmeyi bırakır.
Olanları Mira’ya anlatırken, “Ailem beni hiç anlamıyor. Voleybolu ne kadar sevdiğimi görmüyorlar. Her şey yolunda gibiydi ama şimdi her şey karmakarışık,” der, gözleri dolu dolu. Mira ise ona destek olur, “Bu kadar baskı altında olmak çok zor, ama pes etmemelisin. Yeniden başlamanın bir yolunu bulacaksın. Bence ne istediğini düşün ve savaş,” der. Mira’yla yaptığı konuşmadan sonra Alara, kendini biraz daha rahatlamış hisseder. Ancak içindeki baskı hâlâ geçmemiştir. Tam o sırada telefonu çalar, Selim arıyordur. Alara hemen telefonu açar, sesi hala biraz hüzünlüdür. Selim, onun moralinin bozuk olduğunu hemen anlar. “Alara, sesin kötü geliyor, ne oldu? Ailenle mi tartıştınız yine?” diye sorar.
Alara, derin bir nefes alarak, “Evet, voleybol yüzünden… Beni desteklemiyorlar. Kursa gitmemi istemiyorlar. O yüzden bırakmak zorunda kaldım,” der. Selim, |
0% |