Yeni Üyelik
3.
Bölüm

## Bölüm 3: Gülkonak’taki Garip Buluşma

@cansu44

 

---

### Bölüm 3: Gülkonak’taki Garip Buluşma

Serra, Gülkonak’ın dar sokaklarında ilerlerken, 17-18 yaşlarında siyah saçlı ve buz mavisi gözlü bir çocuğun telefonla ilgilendiğini fark etti. Çocuğun dikkatle ekrana baktığını ve biraz canı sıkılmış gibi göründüğünü gözlemledi. Cesaretini toplayarak yanına yaklaştı.

“Merhaba, ben Serra. Buralarda Kuzey adında birini gördünüz mü?” diye sordu, nazik bir şekilde.

Çocuk, başını kaldırarak Serra’ya baktı. “Serra... Ee, şu anda konuşmuyoruz. Eskiden arkadaştık ama sana yardım edebilirim istersen.”

“Yardımın gerçekten çok işime yarar. Teşekkürler,” dedi Serra, içten bir şekilde.

“Tabii, neden arıyorsun Kuzey’i?” diye sordu çocuk, istekli bir şekilde.

“Açıkçası, Kuzey’i kim olduğunu bilmiyorum. Bir yıl önce bir kaza geçirdim ve hafızamı kaybettim. Şimdi geçmişime dair bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum,” dedi Serra, endişeli bir şekilde.

“Ne kazası?” Demir, merakını gizleyemeyerek sordu.

Serra, gözlerini kısarak, “Bir trafik kazası. Bir yıl boyunca pek çok şey hatırlamıyorum,” diye yanıtladı.

“Yani, Kuzey’i arıyorsun çünkü onun hakkında bilgi edinmek istiyorsun. İlginç. Seninle daha önce tanışmadık, ama eğer yardımcı olabilirsem memnuniyetle yaparım,” dedi Demir, dikkatlice.

“Adın ne bu arada?” diye sordu Serra, sohbeti devam ettirmek için.

“Demir,” dedi çocuk. “Biraz vakit geçirelim mi? Belki Kuzey hakkında daha fazla bilgi bulabiliriz.”

Serra ve Demir, kafede oturarak biraz sohbet ettiler. Demir’in ablası da onlara katıldı ve Serra, ablayla tanıştı. Ablanın bazı garip davranışları Serra’nın dikkatini çekti, ama yine de Gülkonak’ta kalmaya ve Demir’le daha fazla bilgi edinmeye karar verdi.

Bir gün, deniz kenarında otururken Demir yanına geldi. “Kuzey hakkında daha fazla şey öğrendim. Nasıl biri?” diye sordu Serra.

“Kuzey mi? Çok iyi birisidir. Yıllar önce çok sevdiği bir kız vardı. Onun için canını bile verirdi. Hayvanları çok severdi, dersleri pek iyi değildi ama. Genelde konuşmaz, dinlemeyi tercih ederdi,” dedi Demir, gülümseyerek.

“Yani, Kuzey’i nereden tanıyordum?” Serra, kafasını kaşıyarak düşündü.

“Kuzey, İstanbul’a babasının işi sebebiyle sık sık giderdi. Belki oradan tanıyorsundur,” diye açıkladı Demir.

“Bak, odamda onun yazdığı bu notu buldum,” dedi Serra, elindeki notu göstererek.

Demir, notu okurken yutkundu ve gözleri hafifçe dolmuştu. “Çok mu yakındınız?” diye sordu Serra.

“Evet. Kuzey, bir gün birini çok bekledi ama o kişi gelmedi. Aylarca mektuplar yazdı, sonra buradan taşındılar,” dedi Demir, hüzünlü bir şekilde.

“Yani, Kuzey benim...” Serra’nın sesi, şaşkınlık ve anlayış dolu bir şekilde titredi.

“Sevgilindi,” dedi Demir, üzgün bir sesle.

“Benim hakkımda ne biliyorsun?” diye sordu Serra, merakla.

“Bilmiyorum,” dedi Demir, gözlerini kaçırarak. “Ama Kuzey sürekli senden bahsederdi. Bir anlamda, seni hep özlediğini söylüyordu.”

“Hava karardı, eve gitsek iyi olacak,” dedi Demir, konuşmayı sonlandırmaya çalışarak.

İki gün boyunca, Serra ve Demir Kuzey’i bulmak için araştırmalarını sürdürdüler, ama başarılı olamadılar. Demir, zamanla Serra’ya “Boşver, unut gitsin,” demeye başladı. Günler geçtikçe, Serra ve Demir arasındaki çekim giderek arttı. İki hafta boyunca, Işın Serra’yı idare ederken, Serra ve Demir arasındaki ilişki giderek derinleşti ve arkadaşlıkları, giderek daha samimi bir hale geldi.

---

 

Loading...
0%