@cansu_loves
|
Bugün çok güzel bir şekilde uyandım ve ilk kez kabus görmedim. Kabus görmediğim anlar nadir oluyordu. Efe ile konuşunca benim kabusları azalıyordu ama bu gece hiç bir kabus görmedim. Bu çok iyiydi gerçekten yavuzun inanılmaz kokusu kabuslarımı dindirmişti dün akşam aklıma gelince gülmeden edemedim benden nefret ediyor sandığım adamla dans etmiştim aylar önce senden nefret ettiğini sandığın adamla dans edecekler deseler inanmazdım.hayat işte durmadan sürprizler yapıyor. Dün akşam yaşananları kesinlikle efeye anlatmam lazım o benim sır ortağım kardeşim herşeyimdi bana ölen kardeşimi hatırlatıyordu. Efeyle konuşurken sanki kardeşim efeyle konuşuyormuş gibi hissediyorum onu kaybetmek benim için ölüm olur onunla hiç bir zaman küsmek istemiyorum gerçektende küsmeyiz benim sert tavırlarımı hep alttan alıyordu ona olan sevgimi sorgulamayın.Yataktan kalktım üstümü giyindim. Yatakhaneden çıktım. Güneşin ışığı yüzüme gelince ısındığımı hissettim sanki bugün herşey çok güzel olucak hissediyorum. Etrafa baktığımda çam ağaçının altında banka oturmuş bir asker vardı.yanına doğru ilerledim yanına oturdum."günaydın asker " "günaydın komutanım" " senden bir şey rica edeceğim" " emredersiniz komutanım " "rica ediyorum emretmiyorum karşıdaki yatakhanede Efe Doğanı çağırırmısın" "tamam komutanım " dedi ve gitti aradan biraz zaman geçtikten sonra yanıma biri oturmuştu efe olduğunu biliyordum gözlerimi yanımdaki kişiye çevirince efe ile göz göze geldik . " günaydın cansu başkan" dedi cansu gülümseyerek " günaydın efe nasılsın " "bugün ayrı bir neşeli gördüm sizi bu neşeli halinizi neye borçlusunuz " "vallaha dün gece çok inanılmaz şeyler yaşandı. Bu neşeli halimi o kişiye sorabilsin o kişi sayesinde kabusta görmedim ilk defa efe bu çok güzel his " "vay kim dün gece senin kabuslarını geçirecek kadar senin aşık olduğun kişi kim ve artık anlatıcakmısın ne olduğunu meraktan çatlayacağım" dedi ve eliyle bacağına vurdu. Bu bizim aramızda ikimiz önemli birşey söylecegimiz zaman söyleyecek olan kişi dinleyen kişinin dizine yatar ve bu şekilde açıklar anlatırdı saçma gelebilir ama bu bizim anlaşma şeklimizdi. Dizine doğru yattım ve dün akşam ne olduğunu herşeyiyle anlattım.Arada şaşırarak ağzını kapatıyordu. Değişik değişik hareketler yaptı ben anlatmayı bitirdiğim de saçlarımla oynayarak " ben biliyordum bu çocuk sana aşık " " saçmala efe öyle birşey yok sadece bir geceliğine herşeyi sildik kesin yine soğuk davranacak" "görelim bakalım soğukmu davranıyor sıcakmı ya seni keremden kıskandı hislerim doğru çıkar biliyorsun ahanda şuraya yazıyorum siz sevgili olacaksınız" "iyiki bir anlattık ha sende hemen sevgili yaptın bizi " dedim "tamam ozaman bu konuyu kapatalım zamana bırakalım ne yaşarsanız yaşayın bana anlatacaksın başkasından duyarsam kötü olur ona göre fıstığım "dedi ve burnumu sıktı. Salaktı bu çocuk ya burnumu kopardı resmen ya fıstığım diye sevmeside çabası.Fıstığım diyor çünkü fıstığı seviyor ve ölen ablası ona her zaman fıstığım derdi. Tabi ben bir kısmına şahit olmuştum ablası ile arasındaki ilişkisine ikiside birbirini çok seviyordu birbirlerinden asla ayrılmıyorlardı taki ölüm onları ayırına kadar. Benim karam canım çiğerim di o benim için ölen erkek kardeşimdi bende onun için ölen ablasıydım aramızdaki çok farklı bir bağ vardı.ben efeyi karam diye severken o beni fıstığım diye seviyordu. Ben düşüncelere dalmışken kuzey komutanım "napıyorsunuz asker " diye bağırınca telaşla efenin dizinden kalktım efede benimle birlikte kalktı başselamı verip ikimizde aynı anda " emredersiniz komutanım " dedik " ne yapıyorsunuz siz tek başına " " komutanım birşey yapmıyorduk cansu komutanımın anlatacak birşeyleri vardı o yüzden burada konuşuyorduk " "Evet komutanım benim efe ye özel ve önemli birşey anlatmam gerekiyordu bizi biliyorsunuz hep beraber takılıyoruz bu yüzden buraya gelmiştik " diye açıklama yaptık "neyse tamam konularınız beni ilgilendirmiyor ateş timi toplandı geç kalmadan gidin yanlarına biraz işim var geleceğim ben " dedi ve gitti biz efeyle birbirimize baktık ve ilerlemeye başladık " görende kötü birşey yaptık sanacak " " yok be kuzey komutanı bilmiyormusun hep böyle takma kafama " dedim ve sonunda ateş timinin oldugu yemekhaneye geldik . Sabah kahvaltısında bugün haşlanmış yumurta , peynir, zeytin ,salatalık , domates ve klasik patates kızartması vardı hepsinden birer tane aldım.ve ateş timinin olduğu masaya ilerledim birtek Yavuz ile boranın yanı boştu ben içimden gelerek yavuzun yanına oturdum. " Günaydın millet nasılsınız " dedim herkes şaşırmış gibi bana bakıyorlardı ne olmuştu yüzümdemi birşey vardı .arkamda birşeymi vardı ne oluyordu anlamaz şekilde onlara baktım " ne oluyor lan cevap versenize ne bön bön bakıyorsunuz " dedim Bora "cansu başkan seni böyle keyifli görünce bir şaşırdık normalde biz günaydın dediğimizde günaydın der ve sessizce yemeğini yerdin böyle diyince şaşırdık biz " "lan ben hep böylemi davranıyordum size " Ayaz "vallaha komutanım bu sefer Bora haklı biz şaşırdık yani hep böyle davrandığınız için bir noluyor dedik yani " "tamam artık geçmiş geride kaldı artık bu halime alışsanız iyi olur " dedim efe elinde tepsiyle boranın yanına yani tam karşıma geçti. Yemeğini yemeye başladı. Herkes kendi aralarında konuşmaya başladı.yavuz yanımda kokusu burnuma geliyor mayışıyordum tam şurada uyuyabilirdim adamın kokusu uyku ilacı gibi lan ben bunları düşünürken tabağıma yumurtanın beyazı bırakılmıştı. Kimin bıraktığını çok iyi biliyordum efe yumurtanın beyazından asla haz etmezdi bende sarısından yumurtayı elime aldım tam kıracaktım Yavuz "yumurtaları tokuşturalımmı " dedi bende kabul ettim ilk yavuz vurdu ve kırılan yumurta yavuzun olmuştu ben kazanmıştım " ben kazandım " dedim o sadece güldü. Yavuz yumurtasının diğer tarafını çevirdi tekrar vurdu bu sefer benim yumurtam kırılmıştı. Yumurtamı soymaya başladım soyma işi bitince beyazını ayırdım kenara sarısını efe verdim . Biz hep kendimizi bildik bileli böyle yapıyorduk anlaşmış gibi efeye baktım gülümsedi ve yemek yemeye devam ettik yemek bitince yemekhaneden çıktık kuzey komutan bizi bekliyordu yanına gelince "ateş timi göreve gidiyoruz , iki arabayla gidicez Ayaz,Buğra ,Bora siz üçünüz bir araba geriye kalanlar bir araba gidicez yolda anlatıcam. Ayaz buyüzden telefonlarınız açık olsun tamammı koçum "dedi ve herkes arabaya doğru ilerledi. Arabayı süren kişi Yavuz olacaktı yanına kuzey komutanım oturdu efeyle bende arkaya oturduk ilerlemeye başladık kuzey komutan ayazı aradı ayaz anında açtı kuzey komutanın konuşmaya başladı "Bu görev çok önemli kaçan bir kuş bile olmayacak Amerikalıların en büyük mafyası Alexandra bugün Suriye sınırlarından mal kaçıracak ve çocuk kaçakcılıgıda olduğu şüpheleniyorum biz hemen önce varacak kendimize kamuflaj olabileceğimiz yerler bulucaz ve alexsi gördüğümüz an çatışacağız birinin bile kaçmasına engel olucaz bizim için önemli olan kişi alex ile carla bu şerefsizleri sağ bir şekilde yakalamamız lazım çünkü bize 2002 de olan patlamayı hatırlıyorsunuzdur O patlamayı yapan şerefsizi bulmak için bir kuklalar onca masum can gitmiş onların kanlarını yere bırakmayacağız hepiniz burda son nefesinizi verene kadar savaşacaksınız anladınızmı beni " hepbir ağızdan " anladık komutanım " dedik "Allah yardımcımız olsun arkadaşlar " dedi ve telefonu kapattı . Bizde hızla ilerliyorduk varacağımız noktaya yaklaşmış durumdaydık arabayı görünmeyen bir yerde bıraktık ve sessizce ilerlemeye başladık sonunda kamuflaj olacağımız yeri bulduk . Yoldan geçen arabaları görebiliyorduk zaten arabalar sınırdan geçecekleri zaman durdurup kontrol ediyorlardı bu yüzden alexsi görmemiz daha rahat olacaktı bir kaç saat geçti ve kırmızı bir kamyon geldi. Arabayı durdurdular. Polis kuzey komutana kaş göz yapınca anladıkki bu kişi alex yada claraydı kuzey komutan hazır deyince çatışma başlamıştı kırmızı kamyonun arkasından teröristler ateş atmaya başladı bir kaç saat sonrasında tüm şerefsizler ölmüştü clara ve alexsi yakalamış birbirine kelepçelemiştik kamyon arandı ve tüm mallara el konuldu. Çocukları ise diğer timdeki asker arkadaşlar kurtarmıştı alex ile clarayı polislere teslim ettik onlar karakola götüreceklerdi.Bizde araçlarımız yanlarına gittik birbirimize gururlu bakış attık ve araçlara bindik . Nihayet askeriyeye geldik . Tabikide bizi kamil albay karşıladı hepimizi tebrik etti ve gitti. Bizde üzerimdeki şerefsizlerin kanlarından biran önce kurtulmamız gerekiyordu koşar adımlarla tam yatakhaneye gidiyordum yavuzun adımı seslenmesiyle adımlarım durdu yanıma geldi "efendim yavuz " dedim "cansu bugün çok güzeldin " " teşekür ederim herzamanki halimdi " "biliyorum acaba bu akşam yine yıldızları izlemeye gelirmisin benimle seni yıldızları daha güzel gözüken yere götürmek istiyorum " "askeriyeden dışarıyamı çıkacağız " " hayır askeriyeden çıkmayacağız kimsenin askeriyede bilmediği bir yere götüreceğim tabi istersen " diye sordu tereddütle gözlerinden belliydi tereddüt ettiği onu bekletmeden " tabikide gelirim yıldızları izlemek bir şereftir seninle izlemek daha güzel hissettiriyor " dedim "teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim benim içinde seninle birlikte yıldızları izlemek çok güzel hissettiriyor." " ıı saat kaç gibi buluşalım " "saat 1.30ta kapının önünde ol iyice dinlen uyu kendine dikkat et " dedi ve ben anlamadan yanağıma buse kondurup kaçtı bildiğin kaçtı bu çocuk harbi birgün beni kalbimden götürecekti çünkü kalbim onu görünce deli gibi atıyordu nefesimi düzenlenene kadar orada bekledim. Düzene girince direk yatakhaneye girdim. Kıyafetlerimi aldım ve banyoya girdim...
|
0% |