@caramel_latte
|
UYARI: ŞİDDET, HASTALIK, ÖLÜM, ÖPÜŞME İÇERİR!
NOT: BU HİKAYE BİR ÇOK PLARTFORMDA YAYINLANMAKTADIR!
Bölüm Şarkısı: Furtuna
Umarım seversiniz. Burda Güzü daha iyi tanıyoruzz!
-✒️-
1 Haftadır burdaydım. Güz'le arkadaş olmuştuk. Dışarda Fırtına kopuyordu. İç çektim. Kitabımı yazıyordum. Bu kasaba cidden iyi grlmişti.
Güz bilmiyordu ama bu kasaba için yayın evi ile görüşüyordum. Yayın evine istifa dilekçemi yollamıştım ve onaylanmıştı. Telefonum çaldı. Robert arıyordu.
Yağız:Alo Robert? Nasılsjn Ahbap?
Robert:İyiyim Yağız. Yalnız ufak- kimi kandırıyorum büyük bir sorun var dostum!
Burnumu sıktım. Üniversitede en yakın arkadaşım Robert'tı. Bir kaç kişi daha var ama o kardeşim gibiydi. Aynı yayın evindeydik.
Yağız:Neler oluyor kardeşim?
Robert: Yayın evinin baya birborcu varmış. Bataklık demek bile az kalır. Çoğumuz istifa verdik. Mecburen kabul ettiler. Yeni yayın evi lazım.
Yağız:Hakları aldınız mı? Robert aklımda harika bir fikir var dostum! Sen ekibi topla!
Robert:Aldık. Tamam kardeşim. Ne var?
Yağız:Kendi yayın evimizi kurucaz!
Robert:Bu delice! Ancak harika-
Telefon kapandı. Kaşlarımı çattım. Çekmiyordu! Sinirle baktım. Işıklar gidip gelmeye başladı ve tamamen kapandı. Ofladım. Şaka mı!? Gökyüzü bembeyaz oldu. Bir kaç saniye sonra baya büyük bir ses çıktı. Telefon ışığı ile mum veya fener aradım ancak yoktu.
Acaba Güz korkuyor- Dur bir dakika! Güz evde mi ki?! Koş Yağız koş! Hızlıca hazırlandım. Üzerimde mont, kar pantolonu, yağmurluk bot vardı. Çantamıda montun içine takmıştım. Şemsiyemi aldım. Koşarak kütüphaneye gittim. Işıkları açıktı! Girdim hızlıca. Şaşırarak bana döndü.
Güz: YAĞIZ! Bu fırtınada dışarda ne için var!?
Yağız:Sakin ol. Senin için korktum.
Kızarmıştı sırıtttım. Soyundum. Askılığa astım montumu ve yağmurluğumu. Ardından çantamdan poşet çıkartıp botlarımı koydum ve ayakkabılarımı giydim. Güz'e baktım.
Yağız:Elektrikler gidince, fırtınanın 17 de başladığını hatırladım. Sende 21 de kapatıyorsun. Endişelendim.
Güz:Yaptığın büyük sorumsuzluk Yağız!
Yağız:Sonbahar içinse değil.
İyice kızarırken arkasını döndü. Onu takip ettim. Burası sıcaktıda. Bu sabah Kot pantolon ve yeşil kazağı varken şuan; pembe geniş bir alt, pembe bir gömleği vardı. Ayağında terlik. Arka tarafa geçti. Eski bir kapı vardı. Açtı...
Güz:Tedbir amaçlı. Bura eski bir okul. Ancak ben geldiğimde çoğunluğu yıkılmıştı. Evimde o parçalardan yapıldı. Burada sınıfmış.
Terliklerini çıkartıp, tavşanlı panduf giydi. Gülerek ayakkabılarımı çıkartıp, ayakkabılığa koydum. Bir tarafta ayakkabılık, bir tarafta terlikler vardı. 40 numara bir terlik aldım.
Yağız:Harika! Güz sen harikasın!
Kıkırdadı. İnanılmaz bir kızdı. Çok zekiceydi. Ayrıca jeneratörü vardı. Onu takip ettim. Yatak kısmı yukardaydı. Merdiven kısmı sona kadar kapalıydı. Büyük ihtimal tuvaletti. Salonda antikaydı. Mutfağı ahşaptı. Ancak halı pembeydi. Kıkırdadım. Mutfağa Güz'ün yanına geçtim.
Yağız:Jeneratörün nerde?
Güz:Kütüphanin arkasında, bir halı var. Onun altında. Şöyleki özel bir kutuda. Her hangi tehlikeye karşı.
Yağız:Harika. Burda kalmamda sorun yok değil mi? İstersen ben kütüphan-
Güz:Kalmana sevinirim.
Bana döndü. Porselen mavi, üzerinde daktilo olan bir bardıktı. Kaşlarımı çattım.
Yağız:Güzelmiş bardakların.
Güz:Severim. Bunları öğrencilerden aldım.
Yağız:Çok iyi birisin Güz.
Güz:Teşekkürler.
Kafasını eğmişti. İç çektim. Kahvemi içtim. Tam ölçüsünde yapmıştı. Dizini tuttum.
Yağız:Güz sorun ne?
Güz:Anlatıcam ama beni bırakmıcan?
Yağız:Hayır gel şöyle.
Kendime çekip omzuma yatırdım. Gözleri dolmuştu. Bardağa parmaklarıyla ritim tutuyordu. Ne oluyordu? Güz umarım iyisindir.
Güz:Ailem bana çok fazla şiddet uygulardı. Güzel yiyecekler yemem yasaktı. Ben 11 yaşımdayken tatile gittiler. Bende çarşıya çıktım. Orda bir çocuk ve ailesiyle karşılaştım. Leon bana yardım ettiler. Beni kaçırıp baktılar. Ancak ailem gelip buldu bizi. Leon tek arkadaşımdı. Aramızda hiç aşk olmadı. Ailenin ölen kızına benziyordum.
Ağlamaya başlamıştı. Sıkıca sardım. Biraz durdu. Sakinlemek için. Neler yaşamışsın miniğim. Gözlerini sildim. Kahvesinden içti. Ağaçların ve fırtınanın sesini duyuyorduk.
Güz:Ailem gelince kavga ettiler. Leonu vurdular. Polis ve ambulans geldi. Ailem tutuklanırken Leon hastaneye kaldırıldı. Ancak sağ çıkamadı. Benim yüzümden!
Yağız:Suçlusu sen değilsin. Ailen.
Kafasını salladı. Kalkıp peçeteyle yüzünü sildi. Tekrar yanıma oturdu. Kolumu karnına doladım.
Güz:O aile ailesinin yanına dönmek istedi. Bana burdan ev aldı. Buraya güveniyorlardı. Kadının annesi hastaydı. Beni götüremiyodular. Sağ olsunlar destek oluyorlar. Ancak okuyamadım.
Yağız:Sorun değil. Artık burdasın. Bunların sorumlusu sen değilsin Güz canını sıkma.
Güz:Teşekkürler.
Bebeğime ne etmiştiler! Sinirlenerek kucakladım. Odasına bıraktım. Bardakları yıkadım. Çıkıp kütüphaneyi kilitledim. Ardından ışıkları kapadım. Daireye girdim. Kapıyı kilitledim. Işıkları kapatıp, Güz'ün yanına çıktım. İyice örttüm.
Yağız:Uyu hadi ben burdayım.
Güz:Timam. Yağız gitme.
Yağız:Gitmem.
Sıkıca sarılıp göğsüme yatırdım. Mutluydum. Güz bana karşı ne hissediyor bilmesemde ben ona kesinlikle aşıktım.
Güz:Sana bir hikaye anlatıyım mı?
Yağız:Elbette.
Güz:Kadın kocasına yalvarıyor. "Ne olur gitme sahilde fırtına olur" diyor. Kocası dinlemiyor. Para derdinden gidiyor balık avlamaya. Ancak fırtına çıkıyor. Adamın teknesi alabora oluyor. Kadın bunu duyunca gidip sahile, "Sana söylemedim mi sahilde fırtına olur, ellerimi kürek yaparım..." Gibi sözleri haykırıyor.
Yağız:Değişikmiş. Kadının içine doğmuş sanki.
Tam bu sırada bir yere yıldırım düştü. Güz'ü iyice kendime çektim. Fırtınanın sesini hala duyuyorduk. Tırsmıştım yıldırımla.
Güz:Paratonel var korkma.
Sırıttım. Saçını okşadım.
Yağız:Uyu hadi.
Ninni söylemeye başladım. Uyumaya başladık.
-✒️-
Umarım sevmişsinizdir. Girit Türküsü fırtına ile uyumlu diye ekledim. Hikayeyi yanlış yazdıysam özür dilerim. Benim okuduğum yerde öyle yazıyordu.
İyi günler. Tatilin tadını çıkarın. 🧡 |
0% |