@caramel_latte
|
-💉- Ne zamandır burda olduğumu bilmiyordum. Zaman algım gittikçe kötüleşiyordu. Özellikle son bir kaç gündür... Hastaydım... Bu beni mahvediyordu. Başım sanki zorla sıkıştırılmaya çalışılıyormuş gibi ağrıyordu. Vucudum da sanki beton dökmüşler gibi ağırlık vardı. Nefes alamıyordum. Nefes almak bile yoruyordu... Bu yüzden düşenemiyordum. Düşünmek başımın ağrısına sancı ekliyordu... Ancak düşünecek çok şeyim vardı...
Eiden içeri girdi. Benim yanıma yaklaşıp ateşime baktı. Sanırım fazla olduğu için iç çekti. Net göremiyordum. O derece berbat hasta olmuştum. Her yer bulanıktı. Sanki cama üflemişsinizde buhar olmuş gibiydi. Keşke bir el haraketiyle düzelseydi benimde görüşüm.
Eiden: Nasıl bu kadar hasta oldun ki?
Blaze: Bi-
Eiden: Sakın Blaze. Yorma kendini. Vucudunun gözlerini açamaya bile gücü zor yetiyor.
Eğilip yanağımı öptü. Getirdiği çayı yavaşça bana içirmeye başladı. Tadı yeşil çaya benzesede, Blake bunun içine başka bir şeyler ekletmişti. Eiden başımı boynumdan tutuyor ve diğer eliyle çayı içiriyordu. Tek başıma nefes alamayacak duruma gelicektim galiba.
Eiden: Araştırmalar devam ediyor. Bu şekilde hasta olman normal değil.
Büyük ihtimalle vucudum buraya alışık değildi. Ancak kimseyi inandıramamıştım. Onlar bir büyülü hastalığa yakalandığıma inanıyorlardı. Helen, ateş krallığında, Bora, buzul kayalıklarda, Blake ise araştırma ekibini kristal adaların kütüphanesine yollamıştı. 3 yandan araştırmalar yapılıyordu...
Umarım ben haklı çıkardım. Yüzlerinin nasıl morardığını izlemeyi çok isterdim. Bu sırada bir telefon geldi. Hadi ama ya? Bu ses başımı çatlatacaktı. Beyfendi telefon kullanıyordu. Hopörlöre aldı.
Eiden: Bora?
Bora: Eiden, Blaze ne olduğunu bulduk.
Eiden: Dinliyoruz Bora.
Bora: Bak, gerçekten büyülü bir hastalığa yakalanmış. Ancak bu hastalık onun sınavı! Kadim büyücülerimizin uğraşlarıyla bulduk. Bu hastalık onu bitirecek! Vucudu düşecek ve bayıalacak. Bir süre ölü gibi uyayacak. Ardından kendine gelicek. Ancak tamamen kendi olucak mı? Yoksa insan mı olarak kalacağını uyanmadan önce bilemiycez. Eiden o büyük tehlikede. Savaş ya da suikast girişiminde kendini savunamayacak!
Eiden: Ben hallederim. İnanamıyorum Bora bunu geçirmenin bir yolu yok mu?
Bora: Malesef Eiden. Bunu Khain gezegeni istiyor. Varisi geri getirmek için olduğunu düşünüyoruz ama bilemeyiz.
Eiden: Teşekkürler Bora. Ateş krallığında bir oda hazırlayacağım. Kimse saldıramayacak. Güvenliğini ve bakımını üstleneceğim. Bana yardım etmek için Helen'de var.
Bora: Harikasın Eiden. Gitmem gerek dikkatli olun.
Eiden: Sende prenses.
Telefonu kapattılar. Yutkundum. Ya hiç kendim olamazsam? İnsana dönüşürsem tamamen? İnsana dönüşünce her şeyi unutursam peki? Bu çok korkunç olurdu. Ben tekrar ailemi ve arkadaşlarımı kaybetmek istemiyordum. Eiden üzerime eğilip, alnımı öptü. Dudakları tenimden daha sıcaktı. Elimi sıkıca kavradı. Zorla gülümsedim.
Eiden: Her şey yoluna giricek ben ne olursa olsun yanında olucam.
Elini sıktım, son gücümü kullanarak. Gözlerim kapandı. Beni koruyacağı konusunda güvenim tamdı. Ancak onu kim koruyacaktı? Bilincim karanlığa çekilirken onun sesini duydum.
Eiden: Sana her daim aşık olmak için arkanda olacağım... |
0% |