@caramel_latte
|
UYARI: KAN ŞİDDET, ÖLÜM HASTALIK, SAVAŞ İÇERİR!
(RAHATSIZ EDİCİ SAHNELER İÇERİR!)
-🧜🏻♀️- Ağlayarak yatakta uzanırken, kapı açıldı. İçeriye girenlerle göz yaşlarım dahada akmaya başladı. Hayır imkansız. Olamaz değil mi? Hayal görüyorum ben? Helen yanıma gelerek sıkıca sarıldı.
Terra: Abartma Blazeee.
Alf ve kadim cadılar karşımdaydı. Alflar, kuru, toprak gibi görünen kuyruklara sahip deniz yaratıklarıydılar. Deniz kızı gibi kuyrukları olsada, yumuşak yapı bir sert tabakayla kaplıydı. Bunlardan biri koparsa çok acı çekerler ve güç açığa çıktığında av haline gelirlerdi. Kuyruklarındaki bu yumuşak dokuyu sıyırıp kullanabilirdi insanlar.
Hepsine baktım. Alf olan yaklaştı. Kucağında büyük bir kumaş tutuyordu. Kaşlarımı çattım o da neydi? Helen ayrıldı ve alf yanıma oturdu. Kollarını indirdi ve kumaş parçasını açtı. Bembeyaz tenli, sarı saçlı, kırmızı gözlü, ince dudaklı, başında yakut olan bir alf bebeği vardı... Bebeğin soylu olduğunu anlayacak kadar deneyimim vardı. Bana uzattı. Kucakladım.
Alf: Annesi sensin.
Blaze: N-ne?
Nasılya? Dehşetle kucağımdaki bebeğe baktım? Ben uyurken ne olmuştu! Aman tanrım! Bu bebek benim miydi?!
Helen: Alff ona anne ne demek onu açıkla. Kız korkudan mora döndü!
Alf: Bazı ateş krallığı insanı için bir alf doğar. Bazıları isteyerek ürer. Ancak hepimiz kraliyet ailesini aileden sayarız. Onlarla yakın iletişim kurarız. Sen kraliçe olacağın için bu bebek doğdu.
Gözlerim doldu. Eiden ile seneler önce yaptığımız bir geleneğin sonucu şimdi meyve vermişti. O gelenekten önce birlikte olmasak bu alf doğamazdı. Alf bebeğimi kucağıma aldım. Çok tatlıydı. Bebeğimi öptüm. Elbettr sihirli mağara bir anda krallıkla bağlantılı soylu bir bebek doğması onlarıda şaşkınlığa uğratmış olmalıydı. Asıl soru bebek niye şimdi doğdu?
Blaze: O niye şimdi doğdu?
Cadılar birbirine baktılar. Helen gelip elimi tuttu. Bebeği alfa verdi. Sıkıca ellerimi kavradı. İç çekti. Bir şeyler olduğu belliydi. Korku içime yavaşça ve ağırlıkla çöktü.
Helen: Kraliçenin anıtı ve ruh taşı yakıldı ve yıkıldı. Onun için doğan alfte yakalanıp gücü alınmış o da öldü. Anlayacağın kraliçe sensin.
Blaze: Amaa bu çok acımasızca!
Ağlamaya başladım. Eiden! Bunu bana söylememişti. Bebeği biliyor muydu? Kızımı tekrar kucakladım. Sarılarak ağlamaya başladım.
Blaze: Eiden bebeği biliyor mu?
Helen: Bilmiyor Blaze. Hızlıca buraya getirdik onları.
Kafamı salladım. Cadılara bakarak gözlerimi sildim. Hepsini süzdüm. Öfkeyle konuştum.
Blaze: Derhal gidin ve gerçek sihri özgür bırakın! Bir şekilde bu savaş durmalı!
Bu sırada içeriye bir muhafız aceleyle girdi.
Muhafız: Helen hanım, eşiniz prens Aiden geri dönmüş!
Helen: NE!
Helen dayanamayıp bayıldı... Bir dakika ne demek Aiden döndü! Abimiz dönecek zamanı iyi seçmişti. Ancak acısını tutmasa mıydık ki biz? Cadılar hızlıca Helen'e müdahale ettiler. Bende kızımla ilgilenmeye başladım. |
0% |