UYARI: KAN, ŞİDDET, SAVAŞ, ÖLÜM, HASTALIK İÇERİR!

Karanlıkta bir anda yanan ışık. Her şey bitti denilrn anda açan bir çiçek. Kızım böyle gelmişti hayatıma. Duygusal olarak bitik olduğum bir anda..

Her şeyin seyri bir anda değişmişti. Gülümsedim. Buzul Krallığın eski bir çadırının altında kalıyordum. Arada sırada Ruby'i suya sokuyordum. Küveti doldurarak.

Uyanmamdan üç gün geçmişti. Ruby ismini vermiştim alf kızıma. Gelen özel mamalarla besliyordum. Onu odada gezerek uyutmaya çalışıyordum. Ufak bir beşik getirmiştikte.

Kapı açılınca oraya döndüm... Eiden üzerinde deri pantolon, kırmızı gömlek, deri ceket ile harika görünüyordu. Yanıma yaklaştı ve şaşkınca Ruby'e baktı. Gülümseyerek ona sarıldım.

Blaze: Eiden çok korktum!

Şaşkınca kolları belime dolandı. Saçlarımı öptü. Ardından bir eli Ruby'nin başını buldu. Yavaşça kızımızın yüzünü kaldırttı.

Eiden: Sen eski sen olmuşsun ve bir alf kızımız var.

Blaze: Onu anlar anlamaz bana getirmişler. Ruby koydum adını.

Eiden: Babacım.

Başını öptü. Gülümsedim. Son düzlüğe giriyorduk. Kızımızın alnındaki yakuta dokundu, arsından benim yüzüğüme, en son kendi yüzüğüne. Gülümsedi. Sıkıca sardı beni.

Eiden: Giyin güzelim. Çıkıyoruz.

Kızımızı ona uzattım. Hızlıca kadife tayt, gümüş bir tişört ve gri bir kaban aldım. Önümü kapattım. Ruby'nin örtsünü alıp sardım sıkıca. Eiden'ın koluna girdim. Birlikte yukarı çıktık.

Çadır, küçüktü. Ağaçlar ve demirlerle sağlamlaştırılmış, dışardan ise taşlar ve karlar ile destekleniyordu. Altına bu yüzden bir ev inşaa edilmişti. Birlikte çıkıp buz kuleye yürümeye başladık...

Korkuyordum. Buz halkı rahatça günlük hayatlarına devam ediyor ve eğleniyordular. Çok rahattılar. Bizim aksimize... Neler geleceğini bilmiyoruz karşımıza.

Blaze: Eiden bu sefer başarıcak mıyız?

Eiden: Bize güven. Hep birlikte atlatıcaz.

Limana yaklaştığımızda Bora geldi. Bembryaz binici takımları vardı üzerinde. Gözlerinde yas vardı. Sıkıca sarıldım. Sarıldı.

Blaze: Bora sorun ne?

Bora: Blake'in babası öldü. Ondan bu halim

Eiden: Öleli oldu ama. Toparlanın. Buna vaktimiz yok.

Bora: Eiden anla-

Eiden: Toparlanmazsanız sadece babasından olmayacak Bora! Bizim yaşadığımız kayıplar neydi?

Bora: Haklısın... Bunu size veriyorum.

Elime bir madalyon bıraktı. Gülümsedi. Bora her zaman güçlü ve zekiydi. Sihir yeteneği ve bilgisi fazla olanlar hep onun krallığındaydı.

Bora: Kardelen var içinde. Lazım olursa diye ama umarım hiç olmaz. Ölmenizi engeller diyim sadece.

Blaze: Teşekkürler Bora. Görüşürüz dikkatli ol

Bora: Sizde Blaze!

Sıkıca sarıldık ve gemiye bindik. Kolyeyi boynuma astım. Kızım uyandı ve anında kendini babasına attı. Eiden gülerek onu kucakladı. Henüz 2 haftalıktı. Rastgele haraketler sergiliyordu. Elbette suda biraz daha iyiydi.

Alt kattaki odamıza ilerlesik. Ruby için endişeliydim. Olmayacak bir zamanda kucağıma düşmüştü. Onla nasıl savaşa giricektim?

Blaze: Onu burda mı bıraksak?

Eiden: Ait olduğu yer kayalıklar Blaze.

Gözlerim dolarken kızımı öptüm. Ağlamaya başladım. Göğsüme yasladım. Saçlarını okşuyordum. Henüz biraz ve kısa saçları yumuşaktı. Eiden gelip ikimizide kucakladı.

Eiden: Korkma onu koruyacak gücün artık var.

Blaze: Korkuyorum Eiden. Her şeyi tekrardan kaybetmekten korkuyorum! Ruby'i koruyamamaktan!

Ağlarken dizlerim beni daha fazla taşıyamadı. Eiden dikkatlice yatağa yatırdı. Yüzümü öptü. Elini sıkıca kavradım.

Eiden: Blaze sakin ol miniğim. Sen güçlüsün.

Blaze: Hıhım... Eiden dikkatli ol.

Eiden: Her zaman öyleyimdir.

Göz kırptı sinirle güldüm. Odadan çıktı. Bende kızımla uykuya hazırlık yapmaya başladım. Boynumdaki kolyeye baktım. Çok hoş gümüştem, üzerinde mavi taşlar olam, çiçek desenli kocaman bir madolyondu. Ruby'ninde ona baktığını fark edip güldüm. Yüzünü öptüm bol bol.

Kızım... Alf bir bebeğim vardı. Onu her şeyden sakınacaktım. Acaba Eiden ile bir bebeğimiz olur muydu? Olsa hangimize benzerdi. Ayyy. Heyecanla uyumaya başladım.